Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/392 E. 2023/664 K. 06.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/392 Esas – 2023/664
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2022/392 Esas
KARAR NO : 2023/664

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/04/2022
KARAR TARİHİ: 06/06/2023
K. YAZIM TARİHİ: 14/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında, müvekkilinin davalıdan 3.563,60 TL bakiye cari hesap ve fatura alacağı bulunduğunu, bu alacaklarının tahsili amacıyla davalı aleyhine Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin 30.11.2021 tarihinde davalıya tebliğ edildiğini, davalının 01.12.2021 tarihli itiraz dilekçesi ile borcun tamamına ve ferilerine itirazı üzerine icra takibinin durdurulduğunu, arabuluculuk görüşmelerinin de anlaşamama ile sonuçlandığını beyan ederek, davalının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazının iptali ile takibin devamına, asıl alacağın %20′ sinden aşağı olmamak üzere, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın, tek yan olarak cari hesap yaptığını ve bu hesaba göre, Ankara Batı İcra Müd. … E. sayılı dosyası ile takip başlattığını ancak müvekkil şirketin, bu hesap sonucu borçlu olduğundan haberdar olmadığını, yapılan cari hesap neticesinde borçlu tarafın, ilgili borçtan haberdar edilmesi ve muacceliyet şartının yerine getirilmesi gerektiğini, ancak davacının hesabı ve borcu ihbar etmeksizin doğrudan icra takibi başlattığını, dolayısıyla davacı tarafça yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadığını, dava şartının gerçekleşmediğini bu nedenle davanın öncelikle dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, esasa ilişkin olarak ise; icra takibinin haksız olduğunu, müvekkili şirket aleyhine başlatılan Ankara Batı İcra Dairesi, … E. Sayılı İcra dosyasının, salt cari hesap borcunun tahsiline ilişkin talep içerdiğini, Müvekkili şirketin, Davacı şirkete herhangi bir fatura yahut cari hesaptan kaynaklı borcu bulunmadığını, kaldı ki icra dosyası huzurdaki dava dosyasında müvekkili şirketin borcu bulunduğuna ve itirazın iptaline gerekçe olacak hiçbir somut delil bulunmadığını, davacı tarafın, ilgili icra takibine dayanak olarak sunduğu cari hesap dökümünün müvekkili şirket ile alacak/verecek kayıtlarının tamamını içermediğini, yani taraflar arasındaki alacak/borç kayıtları neticesinde yapılan hesabı kapsamadığını, kaldı ki taraflar arasında cari hesap sözleşmesi de mevcut olmadığını, dolayısıyla davacı tarafından başlatılan icra takibinin geçerli olmamakla, herhangi bir alacağı içermediğini beyan ederek, davanın reddi ile davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, ticaret sicil kayıtları, tarafların ticari defter ve belgeleri, BA-BS formları, 03/03/2023 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, cari hesap ve faturaya dayalı olarak başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali talebine ilişkindir.
Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyasının bir sureti dosya arasına alınmış, incelenmesinde; Davacı (alacaklı) şirket vekili tarafından davalı (borçlu) şirket aleyhine 19/11/2021 tarihli ödeme emri ile 3.563,60 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 30/11/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin 01/12/2021 tarihli dilekçeyle itirazı üzerine icra takibinin durdurulduğu, eldeki davanın 08/04/2022 tarihinde yasal bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı şirket, icra takibine de konu ettiği fatura ve cari hesaptan kaynaklanan toplam 3.563,60 TL bakiye alacağının davalı tarafından ödenmediğini iddia etmekte, davalı şirket ise takip dosyasına sunduğu dilekçeyle davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını savunmaktadır.
Uyuşmazlık, davacı yanın takip çıkışı kadar davalıdan alacaklı olup olmadığı hususundadır.
Tarafların bağlı bulundukları vergi dairelerinden 2020 ve 2021 yılına ait BA-BS formları HMK m.221 uyarınca resen celp edilmiştir.
Taraflara ticari defter kayıtların dosyaya sunumu veya bulundukları yerin bildirilmesi için kesin süre verilmiş, davacı vekili tarafından müvekkili şirketin ticari defterlerinin bulundukları adres bildirilmiş, meşruhatlı davetiye tebliğine rağmen davalı tarafça ticari defter ve kayıtlar dosyaya sunulmadığı gibi bulundukları yerle ilgili olarak da herhangi bir bildirimde bulunulmamıştır.
Dosyaya kazandırılan 03/03/2023 tarihli raporda özetle; “Davacıya ait ticari defter kayıtlarına göre; davacı … Şti.’in 19.11.2021 tarihinde Ankara Batı İcra Müdürlüğü ‘nün … E. sayılı dosyası ile davalı … Şti. aleyhinde başlatmış olduğu ilamsız icra takibinin takip tarihi olan 19.11.2021 tarihi itibariyle davalı şirketten 3.563,60 TL alacaklı olduğu, davalının takibe yaptığı itirazın yerinde olmadığı, bu çerçevede takibin 3.563,60 TL üzerinden devamının gerektiği, bununla birlikte davalı şirket tarafından ticari defterlerini dava dosyasına sunulmadığı gibi, dava dosyası içerisinde ticari defterlerinin bulunduğu adresin bildirildiği bir dilekçeye de rastlanılmadığı, dolayısıyla dava konusu olaya ilişkin davalı şirket ticari defterleri üzerinden herhangi bir tespit yapılamadığı, hal böyle olmakla, davalı şirkete ait ticari defterlerin incelenme imkânı elde edilemediğinden, davalı şirkete ait ticari defter kayıtlarından hareketle taraflar arasındaki borç-alacak – ilişkisine ilişkin bir tespitte bulunulamadığı ve dosya kapsamında yer alan mevcut delil durumuna göre inceleme yapıldığı” yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Dava konusu alacak, faturaya dayalı cari hesap alacağına dayanmaktadır. Fatura düzenlenmesi tek başına muaccel bir alacağın varlığını ispata yeterli değildir. Davacının aynı zamanda malın teslim edildiğini/hizmetin ifa edildiğini ispat yükü altındadır.
Fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gerekir. Bunun için de öncelikle taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerekir. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi yani alım-satım ilişkisini ispat etmesi gerekmektedir. Bu nedenle, bir satım ilişkisinde davacı taraf sattığı malın miktarını ve alıcıya teslimini, davalı taraf ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorundadır.
Taraflar arasındaki ilişki kapsamında davacının fatura konusu malları davalıya teslim etmiş olduğunu ispatı gerekli olup (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi nin 2019/65 E 2019/4829 K sayılı ilamı); davacı tarafça teslime dair yazılı delil sunulmamış, dosya kapsamında teslime dair davalı tarafın imza kaşesinin bulunduğu irsaliyeli faturalara rastlanılamamış, söz konusu faturaları davalının vergi dairesine BA formuyla bildirmediği görülmüş, yemin deliline de son celsede hatırlatılmasına rağmen dayanılmamıştır.
Tüm bu açıklamalara göre; davacı, davalı ile aralarındaki satım ilişkisi nedeniyle düzenlenen faturalara konu malların bedelini tahsiline yönelik talepte bulunmuşsa da, takip konusu faturalar her iki yanın defterlerinde kayıtlı bulunsa dahi malların tesliminin ispata muhtaç olduğu, davalı yanın ticari ilişkiyi reddeden savunmasının da bulunduğu, davacı tarafından bu hususun aksinin ispat edilemediği görüldüğünden davanın reddine, davacının kötüniyetli olarak takip başlattığı ispat edilemediğinden davalının tazminat isteminin reddine yönelik aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 99,20 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Zorunlu arabuluculuk kapsamında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT’nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.295,59 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap edilen 3.563,60 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, miktar itibariye kesin olmak üzere karar verildi. 06/06/2023

Katip Hakim
e-imza e-imza