Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/372 E. 2023/179 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/372 Esas – 2023/179
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2022/372 Esas
KARAR NO : 2023/179

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : 1-
VEKİLİ :

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/09/2018
KARAR TARİHİ: 09/02/2023
K. YAZIM TARİHİ: 20/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili firma ile davalı arasında 2 adet 37.500 litre-304 krom nikel paslanmaz çelik modüler su deposu ve depo altı plastik kaidelerin teslim ve montajı işinin yapılması için anlaşmaya varıldığını, davalılarca işin yapıldığını ancak ilk su dolumu esnasında … blok … kattaki deponun patladığını, diğer blokdaki deponun ise sürekli su sızdırdığını, bu hususların davalıya iletilmesine rağmen mağduriyetlerinin giderilmediğini, tamir edilmediğini, ödenen paranın da iade edilmediğini, su deposunun patlaması sonucu binada oluşan arıza ve hasarların 62.540,00 TL bedel karşılığı başka bir firmaya yaptırıldığını beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla mevcut zararlarının tazmini amacıyla şimdilik 20.000,00 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yanca su depolarından birisinin patladığının bildirilmesi üzerine 19/05/2018 tarihinde şantiyeye gidildiğini, yapılan inceleme sonucunda deponun kullanımında ihmal olduğunun, su dolumunun kendileri tarafından yapılması gerekirken, davacı yanca deponun üst kapağı sökülerek buradan dolum yapılması nedeniyle patlama meydana geldiğinin tespit edildiğini, tamir için gereken sacın alınması, deponun etrafına atılan şapın temizlenmesi ve tesisatın sökülmesi halinde tamirinin ücretsiz olarak yapılacağının bildirilerek şantiyeden ayrıldıklarını, davacı tarafça 09/06/2018 tarihinde haber verilmesi üzerine tekrar şantiyeye gidildiğini ancak şapın temizlenmemiş, tesisatın da sökülmemiş olması nedeniyle modül değişikliğinin yapılamadığını, davacı firmaya eksikliklerin tamamlanarak tekrar haber verilmesinin söylendiğini, 22/06/2018 tarihinde tekrar şantiyeye gidildiğini ancak şapın kaldırılmaması nedeniyle modül değişikliğinin yine yapılamadığını, 30/07/2018 tarihinde tebliğ edilen ihtarnameden sonra şantiyeye gidildiğini ancak görevliler tarafından şantiyeye alınmadıklarını, depoların sökülerek başka bir firma tarafından yapılacağının bildirildiğini, su deposunun 05/06/2017 tarihinde teslim edildiğini, davacının iddiasına göre ilk dolum tarihi olan 08/05/2018 tarihinde patlamanın gerçekleştiğini, ikinci firma tarafından yapılan teknik incelemede taban saclarının çürüdüğünün tespit edildiğini, bu durumun deponun patlamanın gerçekleştiği tarihden çok önce kullanılmaya başlandığını gösterdiğini, şebeke suyu kullanılması gerekirken depolara tanker ile dolum yapılmak suretiyle depoların kullanım talimatlarına uygun şekilde kullanılmadığını, meydana gelen arızaların imalattan değil, kullanım hatasından kaynaklandığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
22/05/2017 tarihli teklif mektubu, 07/06/2017 tarihli … sayılı fatura, tutanaklar, … Vergi Dairesinin 21/09/2018 tarihli cevabi yazısı, tarafların ticari defter ve kayıtları, mahkememizce yapılan keşif, keşif mahallinde dinlenen tanık anlatımları, keşif sonrası düzenlenen 21/05/2019 tarihli bilirkişi kurulu raporu, 27/08/2019 tarihli bilirkişi kurulu ek raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, ayıplı ifadan kaynaklanan tazminat talebine ilişkindir.
Mahkememizin 2018/641 esasına kayden görülen davada yapılan yargılama sonucunda, mahkememizin 07/11/2019 tarih 2018/641 esas 2019/671 karar sayılı ilamı ile davanın reddine dair verilen kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Ankara BAM … H.D’nin 22/03/2022 tarih … esas … karar sayılı ilamı ile “…Dava, Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
….3- Bir eser sözleşmesinde yüklenici borcunu yerine getirirken sözleşmenin diğer tarafı olan iş sahibinin yararına olacak şekilde davranmak ve ona zarar vermekten kaçınmakla yükümlüdür. 6098 sayılı TBK’nın 472. maddesi uyarınca; yüklenici işin ehli olup bedele hak kazanabilmesi için, eseri fen ve sanat kuralları ile tekniğine ve iş sahibinin ondan beklediği amaca uygun olarak tamamlayıp teslim etmesi zorunludur. Yüklenici yapımını üstlendiği eseri sözleşmeye teknik ve sanatsal kurallara ve amaca uygun olarak imâl edip iş sahibine teslim etmekle, iş sahibi de kararlaştırılan bedeli ödemekle mükelleftir. Eser, yüklenicinin sanat ve beceriyi gerektiren emek sarfıyla gerçekleştirdiği bir sonuçtur. Eser sözleşmelerinde; yüklenici sadakat ve özen borcu gereği eseri iş sahibinin yararına olacak şekilde ve ona hiçbir zarar vermeden meydana getirmek zorundadır. Yüklenicinin genel ihbar yükümlülüğü bu zorunluluktan kaynaklanır. Başka bir deyişle akdin gereği gibi ve zamanında ifasını tehlikeye sokan her hali yüklenici, iş sahibine derhal haber vermeye mecburdur (Yargıtay (kapatılan) 15. Hukuk Dairesi, 2019/654 Esas, 2020/2183 Karar). Yüklenici, ihbar yükümlülüğünü yerine getirdiğini ise tanık dahil her türlü delille ispat edebilir (Yargıtay (kapatılan) 15. Hukuk Dairesi, 2016/5146 Esas, 2017/3843 Karar).
4- O halde Mahkemece yapılacak işlem, HMK’nın 266 ve devamı maddelerine göre sözleşme konusu işte uzman bir makine mühendisi, bir inşaat mühendisi, bir temel uzmanlık alanı makine olan endüstri mühendisi bilirkişiden oluşturulacak bilirkişi heyetiyle mahallinde keşif yapılması; sözleşme konusu imalattan geriye kalan malzeme ve parçalar, toplanan deliller, dosyaya sunulan fotoğraflar incelenerek yukarıdaki açıklamalar kapsamında her iki depo yönünden ayrı ayrı değerlendirme yapılarak depoların ayıplı olup olmadığı, ayıp ihbarının süresinde olup olmadığı, garanti süresi olup olmadığı; depolar üzerinde talimat bulunup bulunmamasının genel ihbar yükümlülüğüne etkisi, eserin kabul edilemeyecek düzeyde ayıplı olup olmadığının tartışılması, bunlara göre davacı iş sahibinin kullanabileceği seçimlik haklarının değerlendirilmesi, ayıp bildiriminde gecikme olması halinde zararın artmasına yol açıp açmadığının değerlendirilmesi; bu tespitleri içerir denetime elverişli, tarafların iddia ve itirazlarını karşılar bilirkişi raporu ile sonuca gidilmesinden ibaret olacaktır.
Açıklanan nedenlerle; sair hususlar incelenmeksizin davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına,…” karar verilmiş, dava dosyası mahkememiz esasının yukarıdaki esasına kaydedilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Taraf vekilleri mahkememizin 24/05/2022 tarihli oturumunda alınan beyanlarında ayrı ayrı; dava konusu depoların yerinde olmadığını, dolayısıyla BAM kararı doğrultusunda keşif yapılmasının bir yararı olmayacağını, bu nedenle dosya üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılmasını talep ettiklerini ifade etmişlerdir.
Tarafların ittifak ettikleri üzere dava konusu depo üzerinde inceleme yapılmasına fiili imkan kalmadığından keşif yapılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kararı ve taraf vekillerinin beyanları doğrultusunda dosya mahkememizce re’sen seçilen bir adet sözleşme konusu işinde uzman makine mühendisi, bir adet inşaat mühendisi, bir adet temel uzmanlık alanı makine olan endüstri mühendisinden oluşan bilirkişi heyetine tevdii edilmiş, düzenlenen 17/09/2022 tarihli raporda özetle; Ayıp ihbarının süresinde yapıldığı, garanti süresinin olduğu, depolar üzerinde Kullanım/Bakım talimatının bulunmadığı, garanti süresi içerisinde Davacı tarafından depoların başka bir firmaya söktürüldüğü, deponun ilk dolumunun Davalı tarafından yapılması gerektiği, Davacının davalıya haber vermediği, deponun üst kapağının sökülerek buradan dolum yapıldığı, deponun etrafına Davacı tarafından şap atıldığı, civataların şap altında kaldığı, modüllerin çıkması için Davalının davacıdan şapın temizlenmesini ve tesisatında sökülmesini daha sonra kendilerini çağırmaları söylenerek şantiyeden ayrıldığı, ancak sağlam olan depoda vida altından damlama olduğunun görüldüğü ve davalıca tamir edildiği, şapın ve tesisatın sökülmesi gerektiğinin tekrar davacıya bildirilmesi ile şantiyeden davalının ayrıldığı, davacı tarafın ayıplı olduğunu belirttiği depoyu yerinden tamamen sökerek muhtemel hatanın nereden olduğunun anlaşılamayacağı, tüm dosya kapsamı toplanan deliller, dosyaya sunulan fotoğraflar incelenerek her iki depo yönünden ayrı ayrı değerlendirme yapılarak depoların ayıplı olup olmadığı, su depolarının sökülü olması nedeniyle depolarla ilgili tespit imkanı olmamakla, hatalı imalat hususundan bahsedilemeyeceği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
İş bu rapora davacı vekilince itiraz edilmesi üzerine dosya yeniden bilirkişi heyetine tevdii edilmiş, heyetçe sunulan 25/12/2022 tarihli ek raporda da, kök rapordaki tespit ve değerlendirmelerin tekrar edildiği görülmüştür.
Mahkememizce önceki yargılamada mahallinde keşif yapılmış ve davalı tanıkları keşif mahallinde dinlenmiştir. Keşif esnasında refakate alınan mali müşavir, makine mühendisi ve nitelikli hesap uzmanından oluşan bilirkişi heyetinden 21/05/2019 tarihli rapor ve davacı vekilinin itirazı üzerine 27/08/2019 tarihli ek rapor alınarak dosyaya dahil edilmiştir.
Mahkememizce iddia, savunma, usul ve yasaya uygun olarak alınan denetlenebilir bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Her ne kadar davacı tarafça, davalıya iki adet ve her biri 37.500 litre kapasiteli, 304 krom nikel paslanmaz çelik modüler su deposu ve depo altı plastik kaidelerinin teslim ve montajının yaptırıldığı, alınan mal ve hizmetin ayıplı olduğu ileri sürülerek tazminat talebinde bulunulmuş ise de; ayıplı bir mal veya hizmetten bahsedilebilmesi için su depolarının (tanklarının) teslimi anında taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması yada objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye veya teklifnameye aykırı olması, yahut gerçekleştirilen monte işleminde yanlışlık, hata veya eksiklik gibi bir durumun bulunması gerekir. Halbuki bilirkişilerce, dava konusu su tanklarının teklifnamede belirtilen ve faturada gösterilen su tankları olduğu, demonte edildikleri için depoların içindeki gergilerin yeterli olup olmadıklarının tespitinin mümkün olmadığı, lakin kullanılan sacların paslanmadıkları ve paslanmaz çelik oldukları, ayıplı mal veya hizmet olduğuna ilişkin bir tespit yapılamadığı, depoların yaklaşık bir yıl kullanıldıkları ve de atmosfere açık olarak sadece statik su yükü altında çalıştırıldıkları dikkate alındığında, patladığı belirtilen tankın muhtemel basınçlı su ile dolum esnasında dinamik su yükü harekinden kaynaklandığı ve bunun da işletme hatasından dolayı meydana geldiğinin değerlendirildiği tespiti yapılmıştır. Netice olarak, davaya konu su depolarının imal ve montaj işinde davalının ayıplı mal veya hizmeti tespit edilememiştir. Bu durumda her iki yargılamada farklı bilirkişi heyetlerinden alınan bilirkişi raporlarında da aynı doğrultuda teknik incelemelerle tespit edildiği üzere davacı iddiaları ispatlanamadığından, ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 341,55 TL harçtan mahsubu ile bakiye 161,65 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 09/02/2023

Katip Hakim
e-imza e-imza