Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/37 E. 2022/52 K. 13.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/37 Esas – 2022/52
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2022/37 Esas
KARAR NO : 2022/52
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-
VEKİLİ :
2-
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/11/2019
KARAR TARİHİ: 13/01/2022
K.YAZIM TARİHİ : 14/01/2022
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; 23/07/2018 tarihinde davalı sürücü …’un kusurlu hareketleri sebebi ile meydana gelen müvekkilinin ağır şekilde yaralandığı trafik kazasından dolayı şimdilik ileride zarar miktarı kesin olarak belirlendiğinde artırılmak üzere fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 5.000,00 TL maddi, 75.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müşretek ve müteselsilen tahsiline ve davalı … adına kayıtlı olduğu tespit edilen menkul ya da gayrimenkul mallar ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı … vekili; müvekkilinin 23/07/2018 tarihinde … plaka sayılı aracını geriye doğru manevra yaparak park ettiği alandan çıkarmak istediği esnada ör noktasına denk gelen ve fark edemediği davacı …’a çarptığını ve yaralanmasına sebebiyet verdiğini, tazminat miktarı belirlenirken SGK kayıtları araştırılması gerektiğini, dava dilekçesinin genelinde soyut beyanların yer aldığını, hukuki mesnetten yoksun olduğunu, meydana gelen kazadaki kusur durumlarının tespiti gerektiğini, müvekkilinin kusuru oranında sebebiyet verdiği zarardan sorumlu olduğunu, tazminatın belirlenmesinde kusurlu tarafın maddi durumunun değerlendirilmesi gerektiğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili; dava şartı yokluğu sebebiyle, davanın usulden reddi gerektiğini, davacı tarafça dava öncesi müvekkili şirkete usulüne uygun bir başvuru yapılmadığından, kanunda öngörülen başvuru şartının gerçekleşmediğini, sigortalının kusuru oranında olmak üzere, ölüm/daimi sakatlık halinde kişi başına azami 360.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, teminat limitini bildirmenin bu miktarın mutlak surette ödeneceği ve davayı kabul anlamında olmadığını, manevi tazminatın poliçe teminatına dahil olmadığını, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun, sigortalının kusurlu olması halinde söz konusu olacağını, dolayısıyla, sigortalı aracın sürücüsünün kusuru yoksa işletene düşen bir sorumluluk da olmayacağını, davacı yana sgk tarafından rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığı veya gelir bağlanıp bağlanmadığının tespiti için ilgili SGK il müdürlüğü’ne müzekkere yazılması gerektiğini, ZMSS Genel Şartlarına göre “geçici iş göremezlik zararı” ile “geçici bakıcı giderleri” poliçe teminatı kapsamında olmadığını, davacı yanın kalıcı maluliyeti söz konusu ise; davacı yanın maluliyetinin “özürlülük ölçütü, sınıflandırması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkında yönetmeliğe” göre tespit edilmesi gerektiğini, davacı yanın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz talebinin haksız olduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dava, 14/11/2019 tarihinde … Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış olup, mahkemece Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla yargılamaya devam olunmuştur. Hakimler ve Savcılar Kurulunun 07/07/2021 tarih ve 2021/608 sayılı kararı ile, Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresinin Ankara Batı Ağır Ceza Mahkemesi yargı çevresi olarak belirlenmesine karar verildiği gerekçesiyle … Asliye Hukuk Mahkemesince yetkisizlik kararı verilerek kararın istinaf edilmeksizin kesinleşmesi üzerine dosya mahkememize gönderilmiştir.
Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarihli 608 K. sayılı kararı ile, Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin yargı çevresi yeniden düzenlenmiş, Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi yönünden de yargı çevresi Ankara Batı Ağır Ceza Mahkemesinin yargı çevresi olarak belirlenerek kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verilmiştir.
Bu karar üzerine 01/09/2021 tarihi itibariyle derdest dava dosyalarının akıbetinin ne olacağı, dosyayı elinde bulunduran mahkemenin yargı yetkisinin sona erip ermediği ve buna göre dosyayı 07/07/2021 tarihli karar ile yargı çevresinde yetkili hale gelen Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderip gönderemeyeceği konusunda tereddüt hasıl olmuştur.
Uyuşmazlık konusunu teşkil eden her hukuki olay, meydana geldiği tarihteki yasal düzenlemelere tabidir ve olayın meydana geldiği zamanda mevcut olan mahkemeler tarafından çözümlenmelidir. Buna göre, yeni bir mahkeme kurulurken veya mahkemenin yargı çevresi yeniden belirlenirken, o mahkemenin kuruluş yasasında ya da yargı çevresini yeniden belirleyen idari kararda zaman bakımından faaliyete geçme gününden önceki uyuşmazlıklara bakacak mahkemelerle ilgili özel bir düzenleme bulunmadığı taktirde her uyuşmazlık, meydana geldiği tarihte bu işe bakacak olan mahkemece çözümlenecektir. Başka bir anlatımla, her dava açıldığı koşullara göre görülüp sonuçlandırılacaktır.
Buna göre mahkememizin yargı yetkisinin bulunup bulunmadığı hususu aşağıdaki iki örnek üzerinden değerlendirilip çözümlenmeye çalışılmıştır.
694 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 136. Maddesi ile 5235 Sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri hakkında Kanuna ek 1. maddenin 1. Fıkrasında: “Bölge Adliye Mahkemelerinin yargı çevresinin 25. madde uyarınca değişmesi halinde, bu değişikliğinin uygulanması durumunda Resmi Gazete’de belirlenen tarihten önce ilk derece mahkemelerince verilen kararların istinaf incelenmesinde, karar tarihi itibariyle yetkili Bölge Adliye Mahkemelerince yargı çevresinin değiştiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilemez. Yargı çevresinin değiştirilmesinden önce istinaf incelemesinden geçen dosyalar, yeniden istinaf incelemesine konu edilmesi halinde de ilk incelemeyi yapan Bölge Adliye Mahkemesince sonuçlandırılır.” şeklindeki düzenleme ile Bölge Adliye Mahkemelerinin yargı çevresinin değişmesi halinde değişikliğin Resmi Gazetede yayım tarihinden önce verilen kararlar bakımından daha önce yargı yetkisi bulunan Bölge Adliye Mahkemelerinin yargı çevresinin değişse bile yargı yetkisinin devam edeceği ve sırf bu sebeple yetkisizlik kararı verilemeyeceği düzenlenmiştir.
Dava konusu edilen hukuki uyuşmazlığın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan yasalara göre kurulmuş bulunan mahkemelerin uyuşmazlığı çözmesi ana kural olmakla birlikte bazen yasal düzenlemelerle böyle bir uyuşmazlığın çözümü yeni kurulan mahkemelere de verilebilmektedir. Örneğin; 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun geçici 1. maddesi, “Aile Mahkemesi kurulan yerlerde bu mahkemeler faaliyete geçtiğinde, yargı çevresinde ve görev alanına giren sonuçlanmamış dava ve işler, yetkili ve görevli aile mahkemelerine devredilir.” hükmünü içerdiğinden, bu yasal düzenlemeye istinaden diğer mahkemeler, Aile Mahkemelerinin görev alanına giren dava ve işleri bu mahkemelere devretmiştir.
Görüldüğü üzere her iki örnekte de kanuni düzenleme mevcut olup yargı yetkisinin hangi mahkeme tarafından kullanılacağı açıkça belirtilmiştir. Ancak Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarihli 608 K. sayılı kararında yargı yetkisinin açıkça hangi mahkemede olacağı belirtilmemiştir. Kararda, derdest davaların yeni yargı çevresinde yetkili hale gelen Asliye Ticaret Mahkemesine devredileceğine ilişkin bir düzenleme de bulunmamaktadır.
Medeni Kanunun 1.maddesinde; “Kanun, sözüyle ve özüyle değindiği bütün konularda uygulanır. Kanunda uygulanabilir bir hüküm yoksa, hakim, örf ve adet hukukuna göre, bu da yoksa kendisi kanun koyucu olsaydı nasıl bir kural koyacak idiyse ona göre karar verir. Hakim karar verirken bilimsel görüşlerden ve yargı kararlarından yararlanır.” hükmü ve usul ekonomisi ilkesi gereğince yapılan değerlendirmede, Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarihli 608 K. sayılı kararı “Kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına” şeklinde verildiğinden mahkememizin yargı yetkisinin 01/09/2021 tarihinden sonra açılacak davalar yönünden başlayacağı, mahkememiz yargı çevresini yeniden belirleyen kararın yürürlük tarihi olan 01/09/2021 tarihinden önce açılmış davaların, istek üzerine veya doğrudan doğruya görevsizlik, yetkisizlik ya da gönderme kararı ile mahkememize gönderilmesine olanak bulunmadığı, kaldı ki bu şekilde derdest dosyaların mahkememize gönderilmesinin yargılamanın makul sürede yürütülmesini düzenleyen usul ekonomisi ilkesine aykırı olacağı kanaatine varılmıştır. (Benzer durumla ilgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.05.2011 tarihli ve 2011/11-233 E., 2011/330 K. ve 04/04/2019 tarih ve 2017/11-10 Esas, 2019/401 K. sayılı kararları bulunmaktadır.) (Emsal: Samsun 3.HD. 2021/1511 Esas 2021/1353 Karar sayılı ilamı),(Emsal:Ankara BAM 23. HD’nin 2021/1939E., 2021/1732 K. Sayılı ilamı.)
Bu sebeplerle, 01/09/2021 tarihinden önce açılan davaların mahkememizin görev alanı dışında kaldığı ve bu davalara davanın açıldığı tarihte görevli olan mahkemenin bakmaya devam etmesi gerektiği, buna göre … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kararının yerinde olmadığı değerlendirilmiştir. Her ne kadar … Asliye Hukuk Mahkemesi’nce yetkisizlik yönünde karar verilmişse de kararın niteliği gereği görevsizlik kararı mahiyetinde olduğu değerlendirilerek karşı görevsizlik kararı verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan 6100 Sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine, görevli mahkemenin … Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) olduğuna,
2-Karar istinaf edilmeksizin kesinleştiği takdirde mahkememiz ile … Asliye Hukuk Mahkemesi arasında olumsuz görev uyuşmazlığı oluştuğundan görevli mahkemenin belirlenmesi (merci tayini) için dosyanın ilgili Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine gönderilmesine,
3-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.13/01/2022

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı