Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/322 E. 2022/508 K. 01.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/322 Esas – 2022/508
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/322
KARAR NO : 2022/508
BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
DAVACI :
DAVALILAR : 1-
2-
VEKİLİ :
DAVA : Yargılanmanın Yenilenmesi
DAVA TARİHİ : 24/03/2022
KARAR TARİHİ: 01/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH: 13/06/2022
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacı v+ekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; mahkememizin … esas, … karar sayılı dosyasında limited şirketin hisselerinin inançlı işlem uyarınca devredildiğinden tespiti ile davacı adına yeniden tescili isteminin reddine karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, kesinleşen dava dosyasında bulunmayan her türlü tartışma ve şüpheden uzak, ulaşılabilir somut yüz sekiz delil ve belge ile bu delillere ait somut ekleri münferit yada komple incelendiğinde, ilgi kesinleşen hükmün maddi gerçekliğe tamamnen aykırı olduğunu ve davalıların ilgi davada, adaleti yanıltarak adli hataya sebep olduklarını gösterir somut belgelerin çoğunun davalılarla arasındaki adli süreç dolayısı ile kesinleşme sonrası ortaya çıkması sonucu kaybolan haklarına hukuken kavuşabilmek için düzeltilmiş mahkeme kararına ihtiyaç duyduğunu belirterek, mahkememizin … esas sayılı dosyasında verilen kararın kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; öncelikle yargılamanın yenilenmesi davalarında kanun hükmü yeterince açık olup, iadeyi gerektiren sebebin öğrenildiği tarihten itibaren 3 ay içerisinde yargılamanın iadesine başvurulması gerektiğini, fakat davacının işbu iade talebi 24.03.2022 tarihli olup yeni elde ettiğini iddia ettiği delilleri ile ilgili olarak beyan etmiş olduğu tarihler göz önüne alındığında
e-imza e-imza e-imza e-imza

HMK m. 377’de belirlenen üç aylık kesin sürenin geçtiğini kabul etmek gerektiğini, bu nedenlerle öncelikli olarak bu davanın 3 aylık hak düşürücü süre içeresinde açılmamış olması nedeni ile reddi gerektiğini, esasa ilişkin olarak da bilindiği üzere yargılamanın iadesi müessesesi, HMK 374 vd. Maddelerinde düzenlendiğini, bu kapsamda yargılamanın iade edilebilmesi için, HMK madde 375’te sınırlı şekilde sayılan koşullardan birinin gerçekleşmesi gerektiğini, ancak somut olayda bu maddede sayılan koşullardan herhangi birisi bulunmadığı için, davacının yargılamanın iadesi taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Mahkememizin … esas sayılı dosyası, … Tic. Ltd. Şti. Ticaret sicil özeti bilgileri ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, 6100 sayılı HMK’nun 374 ve devamı maddeleri uyarınca yargılamanın iadesi talebine ilişkindir.
Davacı tarafça yargılamanın yenilenmesi istenilen Mahkememizin … Esas, … Karar sayılı hükmü yönünden yargılamanın iadesi talebinde bulunulmuştur. Mahkememizin bu dosyasında davacı tarafın limited şirket hisse sahipliğinin tespiti ve kendi adına tescili istenmiş ancak bu dava reddedilmiş ve davacı tarafça istinaf edilmeden kesinleşmiştir.
Öncelikle, HMK’nun 377. Maddesinde belirtildiği şekilde; yargılamanın iadesinin süresinde yapılıp yapılmadığı hususunun tartışılması gerekmektedir. Davacı taraf, dilekçe ekine sunduğu bazı e-maillerin hükmü etkileyecek tarzda belgeler olduğu, bu belgelerin yeni ele geçirildiğini belirterek, yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunmuştur.
Söz konus e-mailler incelendiğinde tarihlerinin 2010, 2011 ve 2012 yıllarına ait olduğu görülmektedir. Ancak davacı taraf bu e-mailleri davadan hemen önce ele geçirdiğini iddia etmiş, bunu aksi yönde herhangi bir delil dosyada bulunamadığından adil yargılanma hakkı ilkesi çerçevesinde bu durum davacı tarafın lehine yorumlanmış ve hak düşürücü süre içerisinde dava açıldığı kabul edilmiştir.
HMK’nun 374. maddesinde düzenlenen yargılamanın yenilenmesi kurumu, kesin hükme bağlanmış bir dava hakkında yeniden yargılama ve inceleme yapılmasını sağlayan olağanüstü bir kanun yoludur. Şüphesiz ki Kanun Koyucunun böylesine bir kurumu işlevsel kılmaktaki amacı, birtakım ağır yargılama hataları ve noksanları sebebiyle yanlış olarak verilen hükmün değiştirilebilmesine imkân tanımaktır. Lakin yargılamanın yenilenmesinin olağanüstü bir kanun yolu oluşu ve bu yola başvuruda keyfiyetin önüne geçmek amacıyla, yargılamanın yenilenmesini gerektirecek sebepler HMK’nun 375. maddesi kapsamında tahdidi olarak sayılmış olup, yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunan tarafın işbu talebinin kabul görmesi için ileri sürmüş olduğu sebeplerin HMK’nun 375. maddesi hükmü kapsamında sayılan sebeplerden biri olması ve bu sebep veya sebeplerin gerçekleşmiş olması gerekmektedir.
Bu bağlamda, somut uyuşmazlıkta davacı tarafın ileri sürdüğü yargılamanın yenilenmesi sebepleri, aşağıda yer verilen, HMK m. 375/1-(ç), (h) hükümleridir.
“… ç) Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması..
h) Lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması…”
Davacı mahkememizin … Esas ve … Karar sayılı dosya kapsamında yargılama sürecinde temin etmekte güçlük çektiği somut belgelerin çoğunun davalılarla arasındaki adli süreç dolayısı ile kesinleşme sonrası ortaya çıktığını belirterek, bu nedenle yargılamının iadesi şartlarının oluştuğunu belirtmiştir.
Ancak, davacı tarafın sunduğu belgeler hükmün esasını değiştirecek nitelikte belgeler olmayıp, daha önceki kesinleşen mahkememizin … esas sayılı kararında da belirtildiği gibi; Limited şirketlerde hisse sahibi olmak belli usul ve yasal gereklilikleri sağlamakla
e-imza e-imza e-imza e-imza

olacağından davacının sunduğu deliller (e-mail yazışmaları, tanık beyanları) yasal gereklilikleri yerine getirmede yeterli olamayacaktır. Başka bir deyişle, bu belgeler hükmü değiştirecek nitelikte yeni bir olgu ortaya koyan belgeler değildir.
Dolayısıyla davacının Mahkememizin … esas sayılı dosyasında sunamadığı belgelerin çoğunun davalılarla arasındaki adli süreç dolayısı ile kesinleşme sonrası ortaya çıktığını belirtilmiş ise de; 6100 sayılı HMK’nun 375/ç maddesi bağlamında yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması şeklinde değerlendirilmesi ve yargılamanın yenilenmesi sebebinin kabul edilmesinin mümkün olmadığı, öte yandan lehine karar verilen tarafın karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olduğu tespit ve ispat edilmediği, bu nedenle davacının yargılanmanın yenilenmesi davasının mesmu olmadığının tespiti ile davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıda belirtilen şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacının adli yardım talebi kabul edildiğinden başlangıçta alınmayan ve alınması gereken 80,70TL karar ve ilam harcı ile 80,70TL başvuru harcı olmak üzere toplam 161,40TL harcın davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Davalıların kendilerini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 5.100,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının adli yardım talebi kabul edilmiş olması nedeni ile suç üstü ödeneğinden karşılanan 143,50TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
5-Karardan sonra yapılacak yargılama giderlerinin suçüstü ödeneğinden karşılanmasına,
Dair, davacı asil ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.01/06/2022

Başkan Üye Üye Katip
e-imza e-imza e-imza e-imza