Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/3 E. 2022/8 K. 04.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/3 Esas – 2022/8
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2022/3 Esas
KARAR NO : 2022/8

HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Yayımlama Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:04/02/2021
KARAR TARİHİ:04/01/2022
K. YAZIM TARİHİ:13/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Yayımlama Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; davalı … (Ankara Barosuna kayıtlı Avukat) ve üçüncü kişi … arasında Sincan Üçüncü Noterliğinin 15.03.2019 tarih ve …Yevmiye sayılı Mülkiyeti Muhafaza kayıtlı ve … Plakalı aracın satışına ilişkin resmi satış sözleşmesi tanzim edildiğini, davalı… bu satış sözleşmesinin bedeli olarak tanzim edilen 5 adet ve toplam 55.000.00.-TL tutarlı bonoya aracı satın alan … ile birlikte müvekkili …ŞTİ ve şirket yetkilisi …’ın da kefil olarak imzasını alındığını, müvekkilinin …ŞTİ. … plakalı araç satış bedeli olarak tanzim edilen ve kefil olduğu toplam tutarlı 55.000.00.-TL bonoya karşılık her bir dekontun açıklamasına “… ÖDEMESİ” yazılı olarak … Şubesinden davalının banka hesabına 20.03.2019 tarihinde 6.000.00.-TL, 16.05.2019 tarihinde 1.500.00.-TL, 22.10.2019 tarihinde 7.500.00.-TL olmak üzere toplam 15.000.00.-TL ödeme yapıldığını, müvekkilinin kefil olarak imzası bulunan 4 adet ve toplam 55.000.00.-TL tutarlı bonoları Ankara Batı icra müdürlüğünün … E, , … E,ve … E, icra dosyalarından icra takibine koymuş ve haciz baskısı altında müvekkilinden tamamını tahsil ettiğini, takipten önce ödemiş oldukları 15.000.00-TL tenzil etmediğinden dava konusu 15.000.00.-TL mükerrer tahsilat yaptığını, davalının bununla da yetinmeyerek araç mülkiyetini talepli dava açmış olması ve davanın halen Ankara Batı … Asliye Hukuk Mahkemesi … E, dosyasından derdest olduğu dikkate alındığında davalının kötüniyetli olarak aynı alacağı mükerre olarak fiilen tahsil ettiği ve bununla da yetinmeyerek üçüncü kez tahsil etmek için dava açtığı sabit olduğunu, toplam 15.000.00-TL ödemenin’ya icra dosyalarına veya Ankara Batı … Asliye Hukuk Mahkemesi … E, dosyasından olan borca karşılık yapıldığı (gerçekte üçüncü kez) ve mükerrer olduğunun kabulü açık olduğunu, tamamen haklı ve likid alacakları için Ankara Batı İcra müdürlüğünün … E, başlattığımız icra takibine davalı tarafından yapılan 26.01.2021 tarihli itiraz üzerine icra takibi durdurulduğunu, bu itirazın haksız ve kötüniyetli olduğundan itirazın iptali ile birlikte lehimize %20 İnkar tazminatına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
GEREKÇE :Ankara Batı … Asliye Hukuk Mahkemesinin 27/04/2021 tarih … esas … karar sayılı ilamı ile görevsizlik kararı verilerek gönderilen dava dosyası mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilmiştir.
Eldeki dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra, 04/02/2021 tarihinde açılmıştır. Burada öncelikli olarak Asliye Ticaret Mahkemesinin davaya bakmakla görevli olup olmadığının belirlenmesi gerekir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir. Örneğin, ödünç para verme işlemlerine ilişkin uyuşmazlıklar Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, iflas davaları ise 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 154 ve devamı maddeleri hükmünce ticari dava sayılır. Buna karşılık Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, tarafların tacir olup olmamasına bakılmaksızın ticari dava sayılan havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin uyuşmazlıklardan doğan davalar herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari dava vasfını kaybedecektir.
Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 sayılı Kanunun 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. maddesi uyarınca ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunundan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanununun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtayca re’sen incelenir. Bu kuralın tek istisnası, 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/4. maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre, yargı çevresinde ayrı bir asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde Asliye Hukuk Mahkemelerine açılan ticari davalarda görev kuralına dayanılmamış olması, Asliye Ticaret Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesini gerektirmeyecektir. Başka bir anlatımla, yargı çevresinde Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde bir ticari uyuşmazlığın çözümü için Asliye Hukuk Mahkemesine genel mahkeme sıfatıyla dava açılması halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilmeksizin işin görülmesi gerekir. Buna karşılık, kanun aksi durumu düzenlememiş olduğundan, Asliye Hukuk Mahkemesinin ticari olmayan bir davayı Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla görmüş olması açıkça bozmayı gerektiren bir usule aykırılık halini oluşturmaktadır.
Taraflar arasındaki temel ilişkinin belirlenmesi görevli mahkemenin tayininde belirleyici olduğu bu kapsamda;
“….Taraflar arasındaki temel ilişki hayvan satım sözleşmesi olup, uyuşmazlık bonodan değil, hayvan satım sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre taraflar tacir olmadığı gibi, davada Türk Ticaret Kanununda düzenlenen mutlak ticari davalardan değildir. Hal böyle olunca, davayı görmeye Asliye Hukuk Mahkemeleri görevlidir. O halde mahkemece, tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde Ticaret Mahkemesine görevsizlik kararı verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.” (Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2020/1481 Esas; 2020/3593 Karar)
“…Dava, taraflar arasındaki taşınmaz satım sözleşmesi kapsamında davalıya verilen bononun dava dışı şahıslara ciro edilmesi nedeniyle başlatılan takibe dayanak bono dolayısıyla borçlu olmadığının tespitine ilişkindir. Taraflar arasındaki temel ilişki taşınmaz satım sözleşmesi olup, uyuşmazlık bonodan değil, taşınmaz satım sözleşmesinden kaynaklanmaktadır.. Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.” (Yargıtay 13.Hukuk Dairesi2015/39082 Esas ;2017/3247 Karar)
Örnek Yargıtay ilamları ve taraf iddia ve savunmaları doğrultusunda temel uyuşmazlık konusu tartışıldığında Somut olayda Taraflar arasındaki temel ilişki satım sözleşmesi olup, uyuşmazlık bonodan değil, satım sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Nitekim Davacının dava dilekçesinde ; davalı … ve üçüncü kişi … arasında Sincan Üçüncü Noterliğinin 15.03.2019 tarih ve … Yevmiye sayılı Mülkiyeti Muhafaza kayıtlı ve … Plakalı aracın satışına ilişkin resmi satış sözleşmesi tanzim edildiğini, davalı… bu satış sözleşmesinin bedeli olarak tanzim edilen 5 adet ve toplam 55.000.00.-TL tutarlı bonoya aracı satın alan … ile birlikte müvekkili …ŞTİ ve şirket yetkilisi …’ın da kefil olarak imzasını alındığını, müvekkilinin …ŞTİ. … plakalı araç satış bedeli olarak tanzim edilen ve kefil olduğu toplam tutarlı 55.000.00.-TL bonoya karşılık her bir dekontun açıklamasına “… ÖDEMESİ” yazılı olarak … Şubesinden davalının banka hesabına 20.03.2019 tarihinde 6.000.00.-TL, 16.05.2019 tarihinde 1.500.00.-TL, 22.10.2019 tarihinde 7.500.00.-TL olmak üzere toplam 15.000.00.-TL ödeme yapıldığını,davacının kefil olarak imzası bulunan 4 adet ve toplam 55.000.00.-TL tutarlı bonoları Ankara Batı icra müdürlüğünün… E, , …E,ve … E, icra dosyalarından icra takibine koyduğunu ve haciz baskısı altında davacıdan tamamını tahsil ettiğini iddia ederek borçlu olmadığının tespitini istemiştir. İş bu kapsamda yapılan değerlendirmede aynı temel ilişkiden kaynaklı irtibatlı olan … ile davalının taraf olduğu dosyanın Mahkememizin … esas sayılı dosyasında verilen görevsizlik kararı ile Ankara Bam 13. Hukuk Dairesi 2021/1175 Esas; 2021/1154 Karar sayılı ilamı ile Ankara Batı ….Asliye Hukuk Mahkemesi yargı yeri olarak belirlendiği iş bu davaya konu hukuki uyuşmazlık da aynı satım ilişkisine kefil sıfatı ile dahil olduğu bu kapsamda ödemelerin yapıldığı ve borçlu olmadığının tespitine yönelik talepte bulunduğu , Ankara Batı …Asliye Hukuk Mahkemesinde iddia edilen maddi vakıa ile aynı temel ilişkiden kaynaklı taraflar arasında uyuşmazlık bulunduğu, iddia ve savunmanın aynı doğrultuda olduğu, tartışılması gereken hususun bonodan kaynaklanmadığı, Dosyadaki bilgi ve belgelere göre davalının tacir olmadığı gibi, Asıl Uyuşmazlığın kambiyo senetlerinden kaynaklanmayıp, taraflar arasında temel ilişkiden kaynaklı araç alım satımına ilişkin sözleşme ilişkisinden kaynaklı uyuşmazlık olduğu hususu taraf beyanları ile sabit olduğu anlaşılmakla mutlak ve nispi ticari davanın söz konusu olmaması nedeniyle uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan 6100 Sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine, görevli mahkemenin Ankara Batı Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna,
2-Karar istinaf edilmeksizin kesinleştiği takdirde mahkememiz ile Ankara Batı … Asliye Hukuk Mahkemesi arasında olumsuz görev uyuşmazlığı oluştuğundan görevli mahkemenin belirlenmesi (merci tayini) için dosyanın ilgili Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine gönderilmesine,
3-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.04/01/2022

Katip Hakim
e-imza e-imza