Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/292 Esas – 2023/755
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/292
KARAR NO : 2023/755
BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-
VEKİLİ :
: 2-
DAVA : Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı)
DAVA TARİHİ : 20/09/2021
KARAR TARİHİ: 21/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 11/07/2023
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; Müvekkil ile davalı kooperatif arasında yapılan anlaşma gereği … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Ada üzerindeki … Kooperatifine ait arsanın, inşaat işleri karşılığında bir kısım taşınmazların müvekkile ait olacağı konusunda sözleşme yapıldığını, müvekkil tarafından tüm iş ve işlemler tamamlanıp hak etmiş olduğu taşınmazların üyeliklerinin alındığını ve anılan kooperatifin de işlemlerini tamamlayıp ferdileştirme için ilgili tapu müdürlüğüne müracaatlarını yaptığını, müvekkile ait bu taşınmazlardan … Ada … Parsel üzerindeki konutun, 07.01.2020 tarihli sözleşme ile 247.000,00TL bedel karşılığında davalı …’ na harici olarak satıldığını, müvekkil tarafından kooperatifteki işlemlerin tamamlanması üzerine 01.02.2021 tarihinde harici sözleşmedeki edimi yerine getirilerek, davalı yana ekte sunulu karar ile üyelik devri yapıldığını, ancak davalı yana yapılan tüm başvurulara rağmen müvekkile sadece 52.500,00 TL’lik kısmının ödendiğini, üyelik devrini de yapan müvekkilin yaklaşık 7 ay süre ile iyi niyetli bir şekilde bekledikten sonra davalı yana ihtarnamesini keşide ettiğini, davalı yan tarafından anılan ihtarname kendilerine tebliğ edilmesine rağmen dava konusu taşınmaz bedelini ödemediğini, ihtarnamesini keşide eden davalı yanın müvekkile olan dava konusu taşınmaz bedelinden kaynaklı borcunu kabul ve ikrar ettiği gibi, üyelik devrini üzerine
e-imza e-imza e-imza e-imza
almasına rağmen 330.300,00 TL’yi yaklaşık bir yıl sonra ödeyebileceğini beyan ettiğini, müvekkil tarafından Ankara … Noterliği’nin 26.08.2021 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi keşide edilerek son çare olarak fesih hakkı kullanıldığını ve davalı yan ile arasında kurulan taşınmaz satışının esasını teşkil eden 07.01.2020 tarihli harici satış sözleşmesinin fesih edildiğini beyan ederek, dava konusu bağımsız bölüm üzerine müvekkil lehine ihtiyati tedbir konulmasına, davanın kabulü ile … İli, … İlçesi, … Mahallesi (… Ada … Parsel Bağımsız Bölüm) bağımsız bölüme ait tapu kaydı ile tüm takyidatlarının iptali ile müvekkil adına devir ve tesciline, tapu iptali ve tesciline yönelik talep kabul edilmediği taktirde taşınmazın güncel değerinin belirlenmesi ile şimdilik 30.000,00 TL alacağın 01.02.2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı …’ dan tahsili ile müvekkile ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde de açıklandığı üzere davacı şirket ile … Kooperatifi arasında yapılan inşaat sözleşmesi uyarınca davacı şirketin yaptığı işlere karşılık kendisine düşen bağımsız bölümlerin tapusu değil, taşınmaz mülkiyeti hakkı tanıyan (peşin ödemeli ortak statüsünde olan) Kooperatif hissesi verildiğini, davacı şirketin de müvekkiline 07/01/2020 tarihli sözleşme ile öncelikle … Ada … Parselde inşa edilen taşınmazın mülkiyetini talep hakkı sağlayan Kooperatif hissesini devretmeyi taahhüt ettiğini ve gecikmeli de olsa kooperatif hissesini müvekkile devrettiğini, tapu iptal ve tescil talep edilen taşınmazın halen diğer davalı Kooperatifin mülkiyetinde olduğunu. ferdileşme işleminin tamamlanmadığını ve davalı müvekkil adına tapu kaydı yapılmadığını, dava dilekçesinde davacı tarafın davalı müvekkil ile yaptığı sözleşmeyi feshettiğini bu nedenle tapunun iptali ile kendi adına tescilini istemişse de sözleşme uyarınca müvekkil adına tescil edilmiş bir tapu kaydı bulunmadığından davacının müvekkilden iadesini isteyebileceği şeyin sadece Kooperatif hissesi olduğunu, davada çözülmesi gereken uyuşmazlığın, davacının davalıya devretmiş olduğu kooperatif hissesinin tekrar davacı adına tescilinin talep edilip edilemeyeceği noktasında toplandığını, davacı tarafın davasını tapu iptal davası olarak açmış olsa da dava, kooperatif ortaklığının iadesi gerektiğine dair iddiayı içerdiğinden 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 99. maddesi gereğince davaya bakmakla Asliye Ticaret Mahkemeleri görevli olduğundan görev itirazında bulunmak zorunluluğu doğduğunu, aktif husumet ehliyeti itirazlarının bulunduğunu beyan ederek, (sözleşmede açıkça saklı tutulmadığından) davacının alıcının temerrütü nedeniyle sözleşmeden dönme hakkı bulunmadığından tapu iptal ve tescil talebinin reddine, davalının satış bedelinin bir kısmını sözleşmede kararlaştırılan şekilde ödemiş ve bakiye için ise sözleşmeye uygun olarak ödeme vaadinde bulunmuş olmasından dolayı temerrüt koşulları oluşmadığından alacak ve faiz talebinin de reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı kooperatif usulüne uygun tebliğe rağmen dosyaya herhangi bir cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE:Dava, kooperatif ortaklığına bağlı taşınmazın ve ortaklığın devir bedelinin ödenmemesi nedeniyle tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa rayiç değerinin tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık nedeniyle davalı tarafın ne kadar ödeme yaptığının ve faiz miktarının ne olduğunu, ödeme tarihleriyle birlikte tespit ve taşınmazın rayiç değerinin tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Rayiç değer ile ilgili yapılan incelemede dosyaya sunulan bilirkişi raporunda; davaya konu, … İlçesi, … … Mahallesi, 369 m2 yüzölçümlü … ada … parselde yer alan 2 Katlı Betonarme Bina ve Arsası nitelikli taşınmazın; dava tarihi olan 20.09.2021 tarihi itibariyle değerinin 750.600,00 TL olabileceği görüş ve kanaati belirtilmiştir.
e-imza e-imza e-imza e-imza
Yapılan ödemelere ilişkin yapılan incelemede dosyaya sunulan denetime elverişli ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda; Davacı tarafça davalıya kooperatif hissesi devri yapıldığı, davalı tarafça bu hisse devrine ilişkin şirket yetkilisi … şahsi hesabına peyder pey ödemeler yapıldığı, taraflar arasında hisse devrinin bedelinin hangi vadeler ile yapılacağının belirlenmemiş olduğu, davacı şirket ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde; şirket kayıtlarında davalı ile ilişkili herhangi bir işlem ve hesaba rastlanılmamış olup, davalı tarafça yapılan tüm ödemelerin şirket yetkilisi … şahsi hesabına yapıldığı, dosya içeriği ödeme dekontlarından tespit edildiği üzere; davalı tarafça davacı şirket adına … şahsi hesabına; dosyaya ilk olarak sunulan makbuzların incelenmesi sonucunda; 127.950,00TL ödeme yapıldığı bu ödemelerden 60.000,00TL’sinin dava tarihinden sonra yapıldığı dikkate alındığında davalı tarafça dava tarihine kadar 67.950,00TL ödeme yapıldığı tespit edilmiş, kooperatif hisse devri değerinin 247.000,00TL olduğu ve ödemeler düşüldüğünde dava tarihinde, davalının hisse devrine ilişkin borcunun 179.050,00TL olduğu, dosyaya sunulan ilk ödeme makbuzlarından; dava tarihinden sonra yapılan 60.000,00TL’nin de düşülmesi ile davalının dava tarihi itibariyle borcunun 119.050,00 TL olacağı, ancak davalı tarafça 22.04.2020 tarihinde sunulan dilekçesi ekinde sunduğu ve dava tarihinden sonra yapıları ödemelere ilişkin sunulan dekontların toplamının 117.050,00TL olduğu dikkate alındığında iki tutar arasındaki farkın toplamda 2.000,00TL olduğu, bu tutarın ise sözleşme peşinat tutarına ilişkin olduğu, tüm bu sonuçlarla; davalı tarafça hisse devrine ilişkin belirlenen tutarın tamamının mevcut haliyle ödenmiş olduğu, davalının herhangi bir borcunun kalmadığı belirtilmiştir.
İlgili sözleşme incelendiğinde davalının borcunu “…belli bir tarih programı olmaksızın, bir ödeme takvimi ve son ödeme günü belirlenmeden peyderpey düzensiz şekilde yapılacaktır” ibaresi gereğince yapılacağı kararlaştırılmıştır. Sadece alt paragrafta bu ödemenin kötüye kullanılmayacağı hükme alınmıştır. Ancak 20.09.2021 tarihi olan dava tarihine kadar ödemelerin aylık olarak devam ettiği ve belirli bir düzende yapıldığı görülmektedir. Dolayısıyla bu ödeme maddesinin davalı tarafça kötüye kullanıldığını gösteren herhangi bir delil veya emare bulunmamaktadır.
O halde davanın açıldığı tarih itibariyle davalının borcu yoktur, ödemelerini yapmaya devam etmektedir. Bu nedenle mahkememizce davacı tarafın talebi yerinde görülmemiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 179,90TL karar ve ilam harcının, 12.750,00TL tamamlama harcından mahsubu ile bakiye 12.570,10TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 100.566,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı … vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.21/06/2023
Başkan Üye Üye Katip
e-imza e-imza e-imza e-imza