Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/248 E. 2022/741 K. 13.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/248 Esas – 2022/741
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2022/248 Esas
KARAR NO : 2022/741
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-
VEKİLİ :
2-
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/03/2022
KARAR TARİHİ: 13/09/2022
K.YAZIM TARİHİ: 23/09/2022
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili; müvekkili ve davalı … A.Ş.’nin, 11.11.2018 imza tarihli 17 madde ve 7 sayfadan ibaret Gayrımenkul Satış Vaadi Sözleşmesi yaparak, … Mah. … Ada … Parsele kayıtlı … isimli tesis (öğrenci yurdu olarak kullanılmak üzere) projesinde … nolu bağımsız bölümden müvekkiline 6 (Altı) adet payına düşen 70.92 m2 alanlı bölümü, yine müvekkilinin … Ada … parselde bulunan binanın mülkiyeti karşılığında satmayı taahhüt ettiğini, sözleşmede, tesisin inşası tamamlandıktan sonra konaklama bölümlerinin öğrenci barınımı için kiralanacağı, işbu kiralamaların 01.01.2020 tarihinde başlayacağı sözleşmede öngörülerek, doğacak kira alacağının ise 5 (beş) yıl süreyle müvekkile tam olarak ödenerek, yıllık 12.000 TL’den 5 yıllık 50.000 TL (tefe-üfe oranlaması ile doğacak fazlaya ilişkin haklar hariç) şeklinde alıcı müvekkiline davalı … A.Ş. … sıfatı ile, ve davalı … Şti. tarafından ödeneceğinin taahhüt edildiğini, işbu sözleşme devamında, sözleşme konusu bağımsız bölüm hissesinin müvekkile devri ve tescili 28.11.2018 tarihinde … Tapu Müdürlüğü’nde yapıldığını, ancak devam eden süreçte, Taahhüt Sahibi davalı şirketin, işbu bölümlerin pandemi nedeniyle kiralanamadığını iddia ederek taahhüt ettiği kira bedeli ödemesinden külliyen imtina ettiğini, taraflarınca ödeme taahhüdünün sözleşmeden kaynaklandığını, ve her koşulda ödeneceğinden bahisle mücbir sebep koşullarının karşılıklı özgür irade ile kaçınma hakkı dışında bırakıldığını izah ve ihtar eden sunulu Ankara … Noterliği 10.03.2021 tarih … yevmiye no’lu ihtarname ihtarname ile muhataba makul bir ödeme süresi tanındığını, lakin davalı şirket müspet bir cevap vermediğini, duruma binaen, Ankara Batı İcra Dairesi … Esas nolu Genel Haciz Yolu ile İlamsız İcra Takibi başlatıldığını, 19.04.2021 tarihinde takibe konu ödeme emri davalı tarafından tebellüğ olunduğunu, davalı şirketin 24.04.2021 tarihinde yazı ile icra dairesine borca itirazda bulunduğunu beyan ederek, davalıların yapmış olduğu haksız ve mesnetsiz itirazın iptali ile takibin devamına, borçlunun bu itiraz başvurusu bakımından kötü niyeti sabit olduğundan yasa gereği takip konusu alacağın %20’ sinden az olmamak üzere hakkında icra inkâr tazminatına/kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı … A.Ş. vekili; işbu davanın halen Ankara Batı İcra Hukuk Mahkemesi’nde itirazın kaldırma davası şeklinde ikame edilmiş olup karara çıktığını ancak kesinleşmediğini, dolayısıyla da derdest olduğunu, usul kurallarının açıkça ihlali olan bu durumdan ötürü davanın reddi gerektiğini, davacı dava dilekçesinde alacağın kira alacağı olduğunu iddia etmiş ancak davayı ticaret mahkemesinde açtığını, oysa görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğunu, davacı ile müvekkili arasında sözleşme; söz konusu devremülkün öğrenci yurdu olarak kullanılan binada öğrencilere verilerek işletilmesi ve elde edilen gelirden yapılacak ödemeye ilişkin olduğunu, tüm dünyada Aralık 2019’dan itibaren etkileri gösteren COVİD 19; ülkemizde Mart 2020 tarihinde çok sıkı tedbirler ile kendisini gösterdiğini, bilindiği üzere Mart 2020’de ülkemizdeki üniversiteler tatil edildiğini, öğrencilerin evlerine döndüğünü, bu dönem ve sonraki dönemde öğrenciler uzaktan eğitim modeliyle eğitim aldığını, bu dönemde müvekkilinin öğrenci yurdunu işletemediğini, zarar ettiğini, pek çok uyarlama davasına taraf olduğunu ve öğrencilerin parasını iade ettiğini, bu nedenle de söz konusu ödemeyi yapamadığını ve TBK 136 gereği, mücbir sebepler nedeniyle ödemezlik defini ileri sürdüğünü, öte yandan davacı mücbir sebep hususunun yapılan sözleşme ile dışlandığını belirttiğini, Nitekim, kayıtsız şartsız, her koşulda bir ödeme vaadi, genel ahlaka aykırılık ihtiva ettiği için TBK 20 ve devamındaki maddeler ile TBK 27. madde hükmü gereği geçersiz olduğunu, pandemi döneminde müvekkilinin söz konusu borcu ifa etmesi imkansızlaştığını, sözleşme temelinin çöktüğünü, COVİD-19 virüsü nedeniyle meydana gelen pandemi nedeniyle öğrenci yurdu olarak işletilen söz konusu devremülkler, pandemi tedbileri nedeniyle iş yapamadığın, öte yandan alacak iddiasını reddetmekle birlikte mahkeme aksi kanaatteyse dahi alacak zamanaşımına uğradığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalı şirket tarafından dosyaya cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLER :
Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, davalı şirketlere ait ticaret sicil kayıtları, davacının vergi dairesi ve ticaret sicil kayıtları ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, taraflar arasında düzenlenen Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi kapsamında kira alacağının tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı alacaklı taraflar arasında düzenlenen Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi nedeniyle kira alacağı sebebiyle alacaklı olduğu iddiasıyla ilamsız icra takibi başlatmış olup; ödeme emri davalı borçluya 21/04/2021 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 7 günlük yasal süresi içinde 26/04/2021 tarihinde ödeme emrine itiraz ettiğinden takibin durdurulmasına karar verilmiştir. İtirazın iptaline yönelik olarak açılan iş bu dava hak düşürücü yasal süresi içerisinde açılmıştır.
Mevcut dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra, 04/03/2022 tarihinde açılmıştır. Öncelikli olarak Asliye Ticaret Mahkemesinin davaya bakmakla görevli olup olmadığının belirlenmesi gerekir.
6100 Sayılı HMK.nun 4/1-a maddesinde, Sulh Hukuk Mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; kiralanan taşınmazların, 09/06/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanun’una göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları görürler, hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda; taraflar arasında 11/11/2018 tarihinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi akdedildiği, bu sözleşmenin karma sözleşmelerden olduğu, sözleşmenin hem satış sözleşmesi, hem de eser sözleşmesi hem de kira sözleşmesi bir araya getirilerek düzenlendiği, sözleşmeye göre … ili … ilçesi … mahallesi … ada … parselde kayıtlı bulunan davalı … A.Ş.’ye ait inşası devam eden … nolu bağımsız bölümün davalı tarafça inşası tamamlanarak davacıya devredileceği ancak davalı tarafça işletileceği, karşılığında da davalı tarafın davacıya belirtilen süre içinde kira ödeyeceği, diğer davalı … Ltd. Şti.’nin de kira ödemeleri konusunda kefil olarak gösterildiği, bu kapsamda davalı tarafça ödenmeyen kira alacağının tahsili amacıyla davacı tarafça davalılar aleyhine Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığı, açılan dava ile haksız itirazın iptalinin talep edildiğ dosya kapsamından sabittir. Sözleşmenin karma edimli bir sözleşme olması, sözleşmedeki ağırlıklı edimin kira ödemesi olması, uyuşmazlığın temelinin kira borcundan kaynaklanması ve takibin kira alacağına yönelik başlatılmış olması hususları birlikte değerlendirildiğinde, HMK’nun 4/1-a maddesi gereğince dava değerine, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın davaya bakma görevi Sulh Hukuk Mahkemesine aittir. Buna göre, göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine,
2-Yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli Ankara Batı Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, davacı vekili ile davalı … A.Ş. vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.13/09/2022

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı