Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/212 E. 2022/623 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/212 Esas – 2022/623
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2022/212 Esas
KARAR NO : 2022/623
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Ticari Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan Davalar (İtirazın İptali)
DAVA TARİHİ : 25/02/2022
KARAR TARİHİ: 23/06/2022
K.YAZIM TARİHİ: 19/07/2022
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili; müvekkili banka ile dava dışı borçlu … arasında 24.01.2014 tarihinde ve 500.000,00TL değerinde Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye istinaden dava dışı borçluya kredi kullandırıldığını, davalı …’ın ise bahsi geçen sözleşmeyi müşterek borçlu-müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, sözleşme uyarınca borçlu tarafından kullanılan krediye ilişkin borçlar ise vadesinde ödenmediğini ve neticede geciken taksitler toplamı olan borçlar sözleşmeye aykırı olarak bugüne kadar ödenmediğini, borçlularca ödeme planına uygun hareket edilmediğini, borçlunun kredi ödemelerini yapmadığı tarihler tespit edilerek müvekkili banka tarafından borçluya güncel borç dökümünü gösteren ihtarname keşide edilerek, borçlunun müvekkili bankaya bildirmiş olduğu ve sözleşmede yazılı adresine gönderildiğini ve davalı borçluya tebliğ edildiğini, müvekkili banka alacağının ihtarın tebliğinden itibaren işleyecek temerrüt faizi, gider vergisi ve belirtilen ihtarname masrafı ile birlikte tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içerisinde ödenmesi gerektiği bildirilerek; bu süre içerisinde belirtilen meblağın ödenmediği takdirde yasal yollara başvurulacağı, kredi kartı hesabının kat edilerek bildirilen tüm bakiye borcun işlemiş faiz, komisyon bilcümle ücretler ile tüm borçların muaccel olacağı ihtar olunduğunu, borçlunun ihtarnameye rağmen ödeme yapmaması üzerine Genel Kredi Sözleşmesi’nden kaynaklanan borç nedeniyle Ankara … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile borçlu aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, işbu icra dosyası ile açılan icra takibine borçlu … tarafından borcun tamamına ve fer’ilerine itiraz edildiğini, davalı borçlu tarafından Ankara … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına yapılan itiraz haksız olduğunu beyan ederek, davalı-borçlu aleyhine yapılan Ankara … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalı-borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere icra-inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili; müvekkilinin 500.000,00TL değerinde genel kredi Sözleşmesi imzalamadığını, müvekkilinin bahsi geçen sözleşmeyi müşterek borçlu- müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığının iddiadan ibaret olduğunu, icra dosyasında ve mahkemeye sunulan belgelerde müvekkilinin imzasını taşıyan hiçbir belgeye rastlanmadığını, müvekkilinin sadece 24.01.2014 yıllından 3-4 yılın önce … şubesinde …’ a kullandırılmak için sadece 15.000,00TL kredi sözleşmesini imzaladığını ve kefil olduğunu, dava dışı ve krediyi kullanan … adı geçen bankaya borcuna karşılık kendine ait olan taşınmazları bankaya ipotek verdiğini, alacaklı asıl borçluya Ankara … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosya marifetiyle ödeme emrini asıl borçluya göndermesi gerekirken 500.000,00TL kredi sözleşmesinde imzası olmayan müvekkiline ödeme emri göndermesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, müvekkilinin kefalet sözleşmesinde belirlenen miktar ve imzası olması halinde sorumluluğu olacağını, aksi halde kişinin sorumluluğu olmayacağını, müvekkilinin adı geçen borçlu kefil olması halinde ömür boyu borçlunun borcundan sorumlu tutulamayacağını, müvekkilinin borçlu …’a kefil olduğu 15.000,00TL’lik kredinin ödenmesi ve dosyanın kapatılmasından sonra, davacı bankanın borçlu …’a milyonlarca birden fazla kredi kullandırdığını beyan ederek, davanın reddine, haksız takip ve dava sebebiyle davacının takibinin konusu olan meblağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Ankara … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, davacı banka kayıtları, genel kredi sözleşmesi, ihtarname ve tebliğ şerhi ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava konusu uyuşmazlık, taraflar arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesi kapsamında sözleşmeyi kefil olarak imzalayan davalının genel kredi sözleşmesindeki alacaktan sorumlu olup olmadığı, sorumlu ise takip çıkışı kadar davacı yanın alacaklı olup olmadığına ilişkindir.
Davacı alacaklı taraflar arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesi nedeniyle davalıdan alacaklı olduğu iddiasıyla ilamsız icra takibi başlatmış olup; ödeme emri davalı borçluya 07.11.2020 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 7 günlük yasal süresi içinde 09.11.2020 tarihinde ödeme emrine itiraz ettiğinden takibin durdurulmasına karar verilmiştir. Dosya kapsamında itirazın alacaklıya tebliğine ilişkin mazbata bulunmadığından itirazın iptaline yönelik olarak açılan iş bu davanın hak düşürücü yasal süresi içerisinde açıldığı değerlendirilmekle işin esasına girilerek inceleme yapılmıştır.
Davacı yan, dava dışı asıl borçlu …’ın kullandığı, davalı …’ın kefil olduğu genel kredi sözleşmesi kapsamında ödenmeyen kredi alacağı sebebiyle alacaklı olduğunu iddia etmiş, davalı ise yalnızca 15.000,00TL bedelli krediye ilişkin kefaletinin bulunduğunu, bu kredi borcunun da asıl borçlu tarafından ödendiğini, uyuşmazlık konusu kredi sebebiyle kefaletinin bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davacı banka ile dava dışı … arasında 24/01/2014 tarihli genel kredi sözleşmesi akdedildiği, davalı …’ın 24/01/2014 tarihli genel kredi sözleşmesine bağlı olarak 24/01/2014 tarihli 500.000,00TL limitli kefaletname imzaladığı, davacı bankanın ödenmeyen kredi borcu sebebiyle kefil sıfatıyla davalıya husumet yönelttiği dosya kapsamından tespit edilmiştir.
Mahkememizce öncelikli olarak davalının kefaletinin geçerli bir kefalet olup olmadığı yönünde inceleme ve değerlendirme yapılmıştır. Kefaletnamenin incelenmesinde; davalının bir adet kefaletname imzaladığı, bu kefaletnamede kefalet limitinin, kefalet türünün ve kefalet tarihinin yazılı olduğu, ancak davalının 6098 sayılı TBK’nın 584. maddesi gereğince eşinin rızası bulunduğuna ilişkin belgeye sunulan belgelerde rastlanılmadığı, dosya arasına alınan davalıya ait nüfus kayıt örneğinde, davalının 29/03/1993 tarihinden bu yana evli olduğu ve kefalet tarihinde de evli bir birey olduğu, bu suretle de kefil olurken davalının eşinin rızasının bulunması gerektiği, ancak söz konusu kefalette davalının eşinin rızasının bulunmadığı, genel kredi sözleşmesinin asıl borçlusunun gerçek kişi olduğu, bu nedenle davalının şirket ortaklığından söz edilemeyeceği ve bu suretle eşinin rızasının aranması gerektiği, davalının eşinin rızası bulunmadığından geçerli bir kefaletten söz edilemeyeceği, bu suretle de başkaca bir incelemeye gerek görülmeksizin geçersiz kefalet sözleşmesi sebebiyle davalının sorumluluğu bulunmadığından davanın reddine, davacı bankanın kötüniyetli olarak takip başlattığı ispatlanamadığından koşulları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Davacı yanın kötü niyetli olarak takip başlattığı sabit olmadığından davalı yanın kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gereken 80,70TL karar ve ilam harcının peşin alınan 1.352,23TL harçtan mahsubu ile artan 1.271,53TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Zorunlu arabuluculuk kapsamında, Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT’nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.096,27TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davalının kendisini vekil ile temsil ettiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 15.075,67TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.23/06/2022

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı