Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/21 Esas – 2022/316
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
ESAS NO : 2022/21
KARAR NO : 2022/316
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/01/2022
KARAR TARİHİ: 01/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 01/04/2022
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; davalı ile … Firması ve diğer 3. Kişiler arasında organik bağ ile akrabalık bağları olduğunu, … Şirketi ve yetkilisi olan … ile aralarında kooperatif Şantiyesinin kapı, pencere, dolap teslimi içerikli sözleşme yapılmış ve bu işin karşılığında bir kasım bonolar alındığını, karşı yanın edimleri yerine getirmemesine karşın … evrakını cirolayarak kullandığını, bir kısım alacaklarına karşılık verilen bonolarda kooperatifin cirosu bulunduğunu, Kooperatifin cirosu bulunan ve kullanmak üzere … Şirketi ve yetkilisi olan …’e verilen bonoların bu kişiler tarafından kullanıldığını, görüldüğü üzere alacağın çıkış noktası, kereste teslimi, iç kapı teslimleri ve teslim edilmeyen dolaplar olduğunu, kendisinin bu davalılara borcunun olmadığı gibi teslim edilmeyen dolaplar nedeni ile alacağının olduğunu, ayrıca aynı borç ödenmediğinden, borcun olmadığı için fazla ödenen bedellerin istirdadını talep ettiğini, kötüniyetli olan davalı yönünden ise icra inkar tazminatı istediğini belirterek, öncelikle dava dosyasının tarafları ve dava konusu yönünden fili ve hukuki irtibat olması nedeni ile Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine, menfi tesbit davasının kabulüne, 3.000,00TL istirdat davasının kabulüne, kötü niyetli davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dışı kişilere yönelik iddiaları ve delilleri bulunduğu da dikkate alındığında; işbu davada husumet eksikliği bulunduğunu, tarafı bulunmadıkları iddialara ve deliller yönünden husumet itirazında bulunduklarını, davalı ile dava dışı bir takım kişiler arasındaki organik bağ iddiasını kabul etmediklerini, kaldı ki onca senet ve çek söz konusu iken davacının, hayatın
e-imza e-imza
olağan akışı prensibi gereği bunları bir temel ilişki akdine bağlamamış olması karşısında davacının delil olarak dayandığı kambiyo senetleri, adi senetler ve taşınmaz kayıtlarının işbu dava ile ilgisi olmadığını, bilakis herbir senedi verdiği kişiye başkaca sebeplerle borcu bulunduğunu, davacı tarafın, taraflarına fazla ödeme yapması durumu söz konusu olmadığını, davacının, her ne kadar dava konusu takibin dosyaları için fazla ödeme yaptığı iddiasında ise de, bu iddiasını kesin delillerle ispatlamak zorunda olduğunu, lakin bu iddianın doğru olmadığını, davacı kooperatifin ticari defter ve kayıtları üzerinde detaylıca bilirkişi incelemesi yaptırıldığında bu iddianın doğru olmadığının da sübuta ereceğini, ayrıca müvekkilini imzasının bulunduğunun iddia edildiği tüm belge, evrak, bono ve çeklerde müvekkil imzası yönünden imza incelemesi yaptırılmasını talep ettiklerini, davadaki tüm talepler bakımından zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazında bulunduklarını, davacının her ne kadar işbu yeni açtığı davanın, mahkememizin … esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini talep etmişse de; tarafları ve yargılama aşamaları farklı olan davaların birleştirilmesine muvafakatlarının olmadığını savunmuştur.
Dava, menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nun 166. maddesinin 1. fıkrasında “Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar.” hükmüne yer verilmiş, 4. fıkrasında ise davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantının var sayılacağı düzenlenmiştir.
Mahkememizin … esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacısının dosyamız davacısı ile aynı olduğu, dava konusunun menfi tespit ve istirdat istemine ilişkin olduğu, delillerin usul ekonomisi açısından birlikte değerlendirilmesi gerektiği, her iki dosya arasında HMK’nun 166. maddesi kapsamında bağlantı bulunduğu anlaşılmıştır.
Bu durum karşısında dava dosyasının 6100 Sayılı HMK’nun 166/1 maddesi gereğince Mahkememizin … esas sayılı dosyası ile birleştirilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varan mahkememiz aşağıdaki şekilde karar vermiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Aradaki hukuki ve fiili irtibat nedeniyle dava dosyasının mahkememizin … esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine, mütakip işlemlerin üzerinde birleştirme kararı verilen mahkememizin … esas sayılı dosyası üzerinden yürütülmesine, dosyamızın esasının da bu suretle kapatılmasına,
2-Harç, masraf ve vekalet ücreti hususlarının … Esas sayılı dosyasında takdir edilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, esas hükümle birlikte istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.01/04/2022
Katip Hakim
e-imza e-imza