Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/196 E. 2023/276 K. 02.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/196 Esas – 2023/276
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2022/196 Esas
KARAR NO : 2023/276

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/02/2022
KARAR TARİHİ: 02/03/2023
K.YAZIM TARİHİ: 03/04/2023

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili; müvekkilinin yapmış olduğu mal ve hizmet satışından dolayı davalı şirketten alacaklı olduğunu, bu alacakların şifai taleplere rağmen davalı tarafından ödenmediğini, bu nedenle alacağın tahsili için davalı hakkında Ankara …. İcra Müdürlüğü’nün … tarih ve … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, işbu takibe dayalı olarak gönderilen ödeme emrinin davalı şirkete tebliğ edildiğini, davalının süresi içinde tüm borca ve fer’ilerine yaptığı itiraz neticesinde takibin durdurulduğunu, itirazın müvekkilinin alacağını zamanında tahsil etmesini engellemek amacıyla haksız ve kötü niyetli olarak yapıldığını, müvekkili tarafından verilen hizmet ve mallara ilişkin düzenlenen faturalara herhangi bir itiraz gelmediğini, davalı tarafça düzenlenen herhangi bir iade faturasının da söz konusu olmadığını beyan ederek, borçlunun 19.300,00 TL tutarındaki borca itirazının iptali ile takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesine, haksız ve kötü niyetli itiraz nedeniyle asıl alacağın % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı şirket tarafından dosyaya cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLER :
Ankara … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, tarafların ticaret sicil kayıtları, tarafların 2019-2020 ve 2021 yılına ait BA-BS formları, davacı yanın ticari defter ve kayıtları, 02/01/2023 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
Bilirkişi raporunda, iddia, dosyaya sulan delillerin ve davacıya ait ticari defterin incelenmesi ve değerlendirilmesi neticesinde; davacı … Ltd. Şti.’ye ait ticari defter kayıtlarına göre; davacının 16.03.2021 tarihinde Ankara … İcra Dairesi Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile davalı … Şti. aleyhinde başlatmış olduğu ilamsız icra takibinin takip tarihi olan 16.03.2021 tarihi itibariyle davalı şirketten 19.300,00 TL alacaklı olduğu, davacının söz konusu alacak tutarını takip tarihinden tahsil tarihine kadar geçen sürede yasal faiz oranları üzerinden işleyecek faiz tutarı ile birlikte talep edebileceği, ayrıca davalı şirket tarafından ticari defterlerini dava dosyasına sunulmadığı gibi, dava dosyası içerisinde ticari defterlerinin bulunduğu adresin bildirildiği bir dilekçeye de rastlanılmadığı, dolayısıyla dava konusu alacağa ilişkin davalı şirket ticari defterleri üzerinden herhangi bir tespit yapılamadığı, hal böyle olmakla, davalı şirkete ait ticari defter kayıtlarından hareketle taraflar arasındaki borç-alacak ilişkisine ilişkin bir tespite bulunulamadığı ve dosya kapsamında yer alan mevcut delil durumuna göre inceleme yapılarak işbu raporun tanzim edildiği belirtilmiştir.
GEREKÇE :
Dava; taraflar arasında düzenlenen mal ve hizmet sözleşmesi kapsamında faturaya dayalı cari hesaba ilişkin bakiye alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı alacaklı, taraflar arasında düzenlenen mal ve hizmet sözleşmesi nedeniyle davalıdan alacaklı olduğu iddiasıyla cari hesaba dayalı icra takibi başlatmış olup; ödeme emri davalı borçluya 21.03.2021 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 7 günlük yasal süresi içinde 18.03.2021 tarihinde ödeme emrine itiraz ettiğinden takibin durdurulmasına karar verilmiştir. İtirazın iptaline yönelik olarak açılan iş bu dava hak düşürücü yasal süresi içerisinde açıldığından işin esasına girilerek inceleme yapılmıştır.
Davacı yan, davalı ile aralarındaki mal ve hizmet sözleşmesi kapsamında cari hesaptan kaynaklı alacağının bulunduğunu iddia ederek alacağının tahsili amacıyla başlattığı takibe davalının vaki itirazının iptalini talep etmiş, davalı yan ise, usulüne uygun tebliğe rağmen cevap dilekçesi sunmadığından davalı yanın savunmaları tespit edilememiş, borca itiraz dilekçesi içeriğinden davacı yana borcunun bulunmadığını, borcun 10.000,00TL’lik kısmından taraflarının sorumlu olduğunu ve bu bedelin ödendiğini, bakiye kısmından başka firmaların sorumlu olduğunu savunduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık, davacı yanın takip çıkışı kadar davalıdan alacaklı olup olmadığı hususundadır.
Tarafların bağlı bulundukları vergi dairelerinden 2019, 2020 ve 2021 yıllarına ait BA-BS formları HMK m.221 uyarınca resen celp edilmiştir. İncelenmesinde; davacı tarafça davalı adına, 2019 yılı için 14 adet belge karşılığında KDV hariç 26.389,00TL mal satış bildiriminde bulunulduğu, 2020 ve 2021 yılına ilişkin bildirimin bulunmadığı, davalı tarafça davacı adına, 2019 yılı için 13 adet belge karşılığında KDV hariç 26.085,00TL mal alış bildiriminde bulunulduğu, 2020 ve 2021 yılına ilişkin bildirimin bulunmadığı tespit edilmiştir.
Davalı yana verilen kesin süreye rağmen ticari defter ve kayıtlar sunulmadığından ve bulundukları yerin adresi de bildirilmediğinden davacı yanın defter ve kayıtları ile mahkememiz dosyası üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Yapılan inceleme sonucunda düzenlenen 29/12/2022 tanzim tarihli bilirkişi raporunda, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 19.300,00TL alacaklı olduğu rapor edilmiştir. Raporun gerekçeli ve denetime elverişli olduğu değerlendirilmekle rapor hükme esas alınmıştır.
Dava konusu alacak, faturadan kaynaklı cari hesap alacağına dayanmaktadır. Fatura düzenlenmesi tek başına muaccel bir alacağın varlığını ispata yeterli değildir. Davacının aynı zamanda malın teslim edildiğini/hizmetin ifa edildiğini ispat yükü altındadır.
Fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gerekir. Bunun için de öncelikle taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerekir. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi ispat etmesi gerekmektedir. Bu nedenle, bir satım ilişkisinde davacı taraf sattığı malın miktarını ve alıcıya teslimini, davalı taraf ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorundadır.
Davalı yana verilen kesin süreye rağmen defter ve kayıtlar sunulmadığından ve adresi de bildirilmediğinden yapılan ihtar uyarınca davacı defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yapılmış olması ve davacı lehine delil olma vasfına haiz olması hususları gözetilerek davacı defter ve kayıtları HMK madde 222/3 (Değişik:22/07/2020 – 7251/23.m.) uyarınca davacı lehine delil olarak kabul edilmiştir.
İddia ve savunma, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; taraflar arasında davacı yanın iddia ettiği şekilde bir ticari ilişkinin bulunduğu, bu durumun davalının da kabulünde olduğu, davacının 2019 yılında davalıya KDV hariç 26.389,00TL mal sattığı ve BS formuyla bildirdiği, davalının da 2019 yılında davalıdan KDV hariç 26.085,00TL mal satın aldığı ve BA formuyla bildirdiği, bildirimlerin cüzi bir tutar haricinde örtüştüğü, incelenen davacı defterlerinin usulüne uygun açılış ve kapanış onaylarının yapıldığı ve davacı lehine delil vasfını haiz olduğu, davacının davalıya sattığı mallara ilişkin faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, bu itibarla Ba-Bs bildirimleri, davalı savunması, davacı defterlerindeki kayıtlar gözetilerek taraflar arasındaki akdi ilişkinin davacı tarafça kanıtlandığı, davacı defter ve kayıtlarında cari hesap bakiyesinin 19.300,00TL olduğu, davalı tarafa usulüne uygun yapılan ihtara rağmen davalı tarafça defter ve kayıtlar sunulmadığından davacı defterlerinin davacı lehine delil olarak kabulü ile davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 19.300,00TL alacaklı olduğunun kabulü gerektiği, davalı yanın borca itiraz dilekçesiyle davacı yana borcunun bulunmadığını, borcun 10.000,00TL’lik kısmından taraflarının sorumlu olduğunu ve bu bedelin ödendiğini, bakiye kısmından başka firmaların sorumlu olduğunu savunduğu, bu savunması ile ispat yükünün yer değiştirdiği, davacının mal teslimi ile bakiye alacağını ispat etmesi karşısında davalı tarafça savunmanın ispatına yönelik dosyaya delil sunulmadığı, bu sebeple davalı savunmasına itibar edilmeyerek davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 19.300,00TL alacaklı olduğu kabul edilerek davanın kabulüne, Ankara … İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile, takibin devamına, davalı yan takibe haksız itiraz ettiğinden ve asıl alacak miktarı likit olduğundan asıl alacağın %20’si olan 3.860,00TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KABULÜ İLE, Ankara … İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile, takibin devamına,
2-Davalı yan takibe haksız itiraz ettiğinden ve asıl alacak miktarı likit olduğundan asıl alacağın %20’si olan 3.860,00TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 1.318,38TL karar ve ilam harcından peşin alınan 233,10TL harcın mahsubu ile bakiye 1.085,28TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Zorunlu arabuluculuk kapsamında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT’nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.096,27TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 233,10TL peşin harç, 80,70TL başvuru harcı, 11,50TL vekalet harcı olmak üzere toplam 325,30TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 66,50TL tebligat ve posta gideri ile 1.000,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.066,50TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir ve hesap edilen 9.200,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.02/03/2023

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı