Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/193 E. 2023/448 K. 11.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/193 Esas – 2023/448
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2022/193 Esas
KARAR NO : 2023/448

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/02/2022
KARAR TARİHİ: 11/04/2023
K. YAZIM TARİHİ: 03/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kahramankazan İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile davalı şirket aleyhine ilamsız takip başlatıldığını, ödeme emrinin borçlu şirkete tebliğ edilmesinin akabinde ödeme emrinde belirtilen borca ve borcun tüm ferilerine itiraz edildiğini, itiraz üzerine takibin durdurulduğunu, ancak davalının yapmış olduğu mesnetsiz ve gerçeğe aykırı itirazının reddi gerektiğini, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı olarak müvekkilinin birden fazla faturaya dayalı alacağı bulunduğunu, müvekkili şirketin kestiği faturalara, davalı şirket tarafından TTK hükümleri kapsamında süresi içinde usulüne uygun herhangi bir itiraz yapılmaksızın kabul edildiğini, söz konusu alacağın ödenmemesi nedeniyle davalı aleyhine icra takibine geçildiğini, ancak davalı yanın haksız bir şekilde icra takibine itiraz ettiğini, Müvekkili şirketin ve davalı şirketin defter ve kayıtları incelendiğinde, davalının müvekkiline borçlu olduğunun ortaya çıkacağını beyan ederek, itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkiline boya satışı, karışığında da müvekkilinin davalıya kapı üretmesi işleri karşılığında anlaştıklarını, aralarındaki ticaretin bir süre devam ettiğini, ancak belirli bir noktadan sonra davacı yanın taahhüt ettiği boyaları müvekkiline göndermemeye başladığını, Davacı yanın edimlerini gereği gibi ifa etmediğini, ancak müvekkilinden edimini ifa etmesini beklediğini, davacı yanın taahhüt ettiği malların teslimini gerçekleştirmediğini, dolayısıyla müvekkili açısından davacıya karşı ifa edilecek bir borç kalmadığını, Davacı tarafın malları teslim ettiğini, müvekkili şirket yetkilisinin imzasını taşıyan belgelerle ispat etmesi gerektiğini, yalnızca düzenlenen faturaların malın teslim edildiğine delil teşkil etmeyeceğini, bu konuda Yargıtay’ın 3. Hukuk Dairesi’nin 2021/7253 E., 202112178 K. ve 29.11.2021 tarihli kararı ile net bir görüşü bulunduğunu beyanla haksız ve mesnetsiz davanın reddi ile yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Kahramankazan İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası, Vergi Dairesi Kayıtları, BA-BS formları, ticaret sicil kayıtları, 03/11/2022 tarihli bilirkişi kök raporu ile 06/02/2023 tarihli bilirkişi ek raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, faturaya dayalı olarak başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali talebine ilişkindir.
Dava İİK 67. Maddesinde belirtilen 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır.
Davacı yan, davalı ile aralarındaki ticari alım – satım ilişkisi kapsamında faturadan kaynaklı alacağının bulunduğunu iddia ederek bakiye alacağının tahsili amacıyla başlattığı takibe davalının vaki itirazının iptalini talep etmiş, davalı yan ise, faturalara konu malların teslim edilmediğini ve borcunun bulunmadığını savunduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık, davacı yanın takip çıkışı kadar davalıdan alacaklı olup olmadığı hususundadır.
Tarafların bağlı bulundukları vergi dairelerinden 2019-2020 yılına ait BA-BS formları HMK m.221 uyarınca resen celp edilmiştir.
Dosyaya kazandırılan 03/11/2022 tarihli raporda özetle; Davacı …. Şti.’nin, 20.12.2021 tarihinde Kahramankazan İcra Müdürlüğü’ne … E. sayılı dosyası ile davalı … Şti. aleyhinde başlatmış olduğu ilamsız icra takibinin takip tarihi olan 20.12.2021 tarihi itibariyle davalı şirketten 57.193,74 TL alacaklı olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Davalı vekilince iş bu rapora itiraz edilmesi üzerine, davalı ticari defterlerinin incelenmesi ve itirazların karşılanması amacıyla dosya yeniden bilirkişiye tevdii edilmiş, alınan 16/02/2023 tarihli ek raporda özetle; her ne kadar davalı şirket ticari defterlerinin Mali Müşavir … adresinde bulunduğu bildirilmiş ise de, mali müşavir ile yapılan görüşmede davalı şirketin muhasebesine 2022 yılından itibaren bakmaya başladığını, taraflar arasındaki uyuşmazlık dönemleri olan 2019-2020-2021 yıllarına ait ticari defter kayıtlarının kendisinde bulunmadığını, şirket yetkilisi …’le iletişime geçilmesi gerektiğini bildirilmesi üzerine şirket yetkilisi ile defalarca görüşüldüğünü ancak defterlerin sağlanması ve incelenmesi hususunda olumlu bir sonuca ulaşamadığını, dolayısıyla davalı şirketin ticari defterlerini inceleme imkanı bulamadığından, herhangi bir tespit yapılamadığını bildirilmiştir.
Düzenlenen raporların gerekçeli ve denetime elverişli olduğu değerlendirilmekle hükme esas alınmıştır.
Dava konusu alacak, faturaya dayalı bakiye cari hesap alacağına dayanmaktadır. Fatura düzenlenmesi tek başına muaccel bir alacağın varlığını ispata yeterli değildir. Davacının aynı zamanda malın teslim edildiğini/hizmetin ifa edildiğini ispat yükü altındadır.
Fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gerekir. Bunun için de öncelikle taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerekir. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi yani alım-satım ilişkisini ispat etmesi gerekmektedir. Bu nedenle, bir satım ilişkisinde davacı taraf sattığı malın miktarını ve alıcıya teslimini, davalı taraf ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorundadır.
Dava konusu 22 adet faturanın davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
Davacı yan faturadan kaynaklanan bakiye alacağının bulunduğunu iddia etmiş, incelenen davacı yan defter ve kayıtları ile tarafların dosyaya kazandırılan Ba – Bs formlarındaki bildirimlerin kısmen örtüştüğü görülmüştür. Şöyle ki; Davalı yanın Ba formuyla davacı adına uyuşmazlık dönemine ilişkin 11 adet fatura karşılığı mal alım bildiriminde bulunduğu, daha sonra 7 faturayı iade ettiği tespit edilmiştir. Basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü bulunan davalının, hayatın olağan akışına göre teslim almadığı faturaya konu mallara ilişkin bildirimde bulunmaması gerekmekte olup davalı tam tersine uyuşmazlık dönemine ilişkin davacı adına davacı kayıtları ile örtüşecek şekilde Ba formuyla vergi dairesine bildirimde bulunmuştur. Bu itibarla dava konusu olan 4 adet 25.138,00 TL bedelli faturalar yönünden taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığı ve mal teslimi yönündeki davacı iddiaları kanıtlanmıştır.
Bakiye olan diğer faturalar yönünden ise, yukarıda belirtildiği şekilde taraflar arasındaki ilişki kapsamında davacının fatura konusu malları davalıya teslim etmiş olduğunu ispatı gerekli olup (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi nin 2019/65 E 2019/4829 K sayılı ilamı); davacı tarafça yukarıda teslimi BA formuyla ispatlanan 4 fatura hariç diğer 18 fatura yönünden teslime dair yazılı delil sunulmamış, dosya kapsamında teslime dair davalı tarafın imza kaşesinin bulunduğu irsaliyeli faturalara rastlanılamamış, yemin deliline de son celse hatırlatılmasına rağmen davacı vekili tarafından dayanılmamıştır.
Davalı yana verilen kesin süreye rağmen defter ve kayıtlar sunulmadığından ve adresi de bildirilmediğinden yapılan ihtar uyarınca davacı defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yapılmış olması ve davacı lehine delil olma vasfına haiz olması hususları gözetilerek davacı defter ve kayıtları HMK madde 222/3 (Değişik:22/07/2020 – 7251/23.m.) uyarınca her ne kadar davacı lehine delil olarak kabul edilse dahi bu husus yine de teslim olgusunu ispatlaması gerektiği sonucunu değiştirmemektedir.
Tüm bu açıklamalara göre; davacı, davalı ile aralarındaki satım ilişkisi nedeniyle düzenlenen faturalara konu malların bedelini tahsiline yönelik talepte bulunmuşsa da, takip konusu faturalar her iki yanın defterlerinde kayıtlı bulunsa dahi malların tesliminin ispata muhtaç olduğu, davalı yanın teslim yapılmadığı yönünde savunmasının da bulunduğu, davacı tarafından bu hususun aksinin ispat edilemediği görüldüğünden davalı tarafından teslimi BA formuyla ispatlanan 25.138,00 TL bedelli 4 adet fatura hariç bakiye 32.055,74 TL bedelli faturalar yönünden alacağını ispatlayamadığı kabul edilmiştir.
Yine davacının 25.138,00 TL bedelli 4 adet fatura yönünde hukuki ilişkiyi, malın teslimini ve alacağının varlığını kanıtlaması karşısında davalı yanın iddia edilip ispatlanmış bir ödeme savunması bulunmamaktadır.
Bu itibarla alınan bilirkişi raporuyla tespit edildiği üzere davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 25.138,00 TL kadar alacaklı olduğu, davalının itirazının kısmen haksız olduğu ve iptalinin gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla davanın kısmen kabulüne, Ankara Batı İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin 25.138,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, alacak miktarı likit olduğundan ve davalı takibe haksız itiraz ettiğinden kabul edilen alacak miktarının %20’si kadar icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin alacak talebinin yukarıda ayrıntılarıyla açıklandığı üzere teslim olgusu ispatlanamadığından reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE ; Davalının, Kahramankazan İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında yaptığı itirazın iptali ile, takibin 25.138,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-25.138,00 TL asıl alacak üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 1.717,17 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 690,76 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.026,41 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Zorunlu arabuluculuk kapsamında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT’nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.560,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 690,76 TL peşin harç, 80,70 TL başvuru harcı, 11,50 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 782,96 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 1.000,00 TL bilirkişi ücreti, 90,50 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 1.090,50 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre takdir edilen 479,30 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davalı tarafından sarf edilen 300,00 TL bilirkişi ücretinden, davanın kabul ve red oranına göre takdir edilen 168,14 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın red oranına göre takdir ve hesap edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 11/04/2023

Katip Hakim
e-imza e-imza