Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/192 E. 2022/169 K. 21.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/192 Esas – 2022/169
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2022/192 Esas
KARAR NO : 2022/169
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/10/2021
KARAR TARİHİ: 21/02/2022
K.YAZIM TARİHİ : 15/03/2022
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı; kendisinin ve diğer borçlu görünen … Tic. Ltd. Şti.’ ve davalı şirket ve yetkilisi … arasında kapı, dolap ve benzeri işler karşılığında …ndeki …’ne ait villaların işi için anlaşma yapıldığını, belirtilen bu villaların olduğu adrese yalnız kapıların geldiğini, kapılar ile ilgili fatura kesilmediğini, dolaplarında teslim edilmediğini, burada teslim edilen ürünlere karşılık müşterilerden alınan bonoların verildiğini, verilen bu bonoların ödendiğini, bunlardan önce ise kendisinin alacaklı olduğu …’ın ise borçlu olduğu bonoların …’e ve firmasına verildiğini, …’in ise bunları … Tic. Ltd. Şti.’ne ciro ederek kullandığını, kendisinin ticari ilişkide görünen asıl borçlarını dökümlerini bildirdiği bonoları vererek ve tapu devirleri yaparak ödediğini, borcunu kapattığını, taraflar arasında yapılan görüşme ve teyit sonrasında kendisinin yapılan hesaplamaya göre alacaklı durumuna geçtiğini, …in bu hesaplamaya göre 15/01/2018 tarih ve 50.500,00 TL bedelli bonoyu verdiğini, …in ve firmasının bu işlemlerin karşılığında icra müdürlüğünden bu bonoları alarak kendisine iade etmesi gerekirken güya anlaşma yapılmamış gibi işlemleri yapmaya başladığını, bu dosyanın dayanağının ise Ankara Batı … İcra Müdürlüğünün …, … ve … dosyalarına yapılan ödeme nedeni ile bu ödemenin rücu olarak 118.075,00 TL şeklinde açıklandığını, oysa bu ödemelerin farklı belge ve tapu devri ile yapıldığını, bahsi geçen takip dosyalarında kendisinin ciranta konumunda olduğunu, kendisine karşı ödeme iddiasının bir yıl içinde başvuru yapılması gerekir iken yapılmadığını, alacağın süresinde istenmediğini, aradan geçen bu kadar süre sonra olmayan borç için kurnazlık yapılarak rücuen takip yapıldığını, davalı firmanın kötü niyetli olduğunu beyan ederek, fazlaya ilişkin hukuki ve cezai hakları saklı kalmak kaydıyla, öncelikle kendisinin ciranta olması ve borcun ödenmesi nedeni ile dava sonuna kadar icra takibinin tedbiren teminatsız olarak durdurulmasına, ciranta olması ve ödeme yapılmış olması nedeni ile borçlu olmadığının tespitine, kendisinden yapılan fazla tahsilatın istirdadına, teslim edilmeyen malzemelerden dolayı malzemelerin aynen teslimine, mümkün olmaması halinde bedelinin tahsiline, senetlerin iadesine, kötü niyetli olan davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı yanın malzeme bedeli talebine ilişkin ve istirdat talebine ilişkin davasının iş bu davadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verilmekle, davacı yanın malzeme bedeli talebine ilişkin ve istirdat talebine ilişkin talebi yönünden ayrılan dava mahkememizin yukarıdaki sırasına kaydedilmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili; dava dilekçesinin anlaşılır mahiyette olmadığını, hangi takip dosyalarından ve takibe konu edilmemiş olan hangi kambiyo senetlerinden ötürü menfi tespit, hangi dosyalardan ve hangi kambiyo senetlerinden ötürü istirdat talebinde bulunulduğunun belirsiz olduğunu, HMK md.194’e göre tarafların dayandıkları vakıaları, ispata elverişli şekilde somutlaştırmalıdırlar ve tarafların, dayandıkları delilleri ve hangi delilin hangi vakı- anın ispatı için gösterildiğini açıkça belirtmeleri zorunlu olduğunu, davacıya, dava dilekçesini somutlaştırması için kesin süre verilmesi gerektiğini, …’nin işleri hususunda davalı ile davacı arasında bir söz- leşme bulunduğunu kabul etmediklerini, kooperatifin tedavüllü ticaret sicil ve bakanlık kayıtları ile ticari defterleri incelendiğinde iddianın asılsız olduğunun anlaşılacağını, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasından genel haciz yolu ile başlatılan icra takibi üzerine örnek … ödeme emrini alan davacı itirazda bulunduğunu ve hakkındaki icra takibinin durduğunu, itirazını müteakip 1 yıl içinde müvekkilince davacı hakkında itirazın iptali davası açılmadığından artık Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası yönünden davacıya karşı müvekkilince hiç bir takip işlemi yapılamadığını ve yapılamayacağını, bu sebeple davacının, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası için menfi tespit davası açmakta hukuki yararı olmadığını, davacının istirdat istemini kabul etmemekle beraber, mahkemece davacının istirdat edebileceği bir miktar bulunduğuna karar verilecek olması halinde davacının istirdat talebine yönelik zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, davacının, kendisinin alacaklı, …’ın ise borçlu olduğu bu senetle davalı şirkete …’nin villaların bir kısım işlerinden doğan borcunu ödediği iddiasının doğru olmadığını, davalı şirketin, bu senedi davacıdan değil … Tic. Ltd. Şti.’nden ciro ile aldığını, dolayısıyla söz konusu bu senetle davacı, davalı şirkete herhangi bir borç ödemesinde bulunmuş olarak kabul edilemeyeceğini, söz konusu bu senetle eğer davalı şirkete bir ödeme yapan var ise onun; … Tic.Ltd.Şti. Olduğunu, davacı olmadığını, davacının işbu senetle ilgili iddiasının somut gerçeğe aykırı olduğunu, söz konusu bu 3 adet icra takibinde davalı şirket de borçlu konumunda olup, takip alacaklısı olan … Tic. Ltd. Şti.’ne her 3 takip borcunu da müvekkili şirkete ödediğini, …. Tic. Ltd. Şti.’nden olan alacağına karşılık bu 3 adet takip konusu senet bedellerini tahsil edemediği gibi kendi ciroladığı kişi olan … Tic. Ltd.Şti.ne ödeyen müvekkilinin, rücu belgesi alarak elbette ki kendinden önceki ciranta ve keşidecilere karşı bir rücu takibi başlatma hakkına sahip olup bu hakkını Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E sayılı takip dosyası ile kullandığını, davacının, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E, … E, … E sayılı takiplere konu bonoların, müvekkili şirketçe ödendikten sonra davacıya iade edileceğini iddia etmesi hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davalı müvekkili şirket, hem bu 3 adet bonodan kaynaklı alacağını tahsil edememiş hem de ciro ettiği kendi alacaklısına karşı takip giderleri ile birlikte ödemede bulunmak zorunda kaldığını, dolayısıyla müvekkili şirketin, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E, … E, … E sayılı takiplere konu bonolarla ilgili alacağını halen dahi tahsil edemediğini, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasından genel haciz yolu ile başlatılan icra takibi üzerine örnek 7 ödeme emrini alan davacının itirazda bulunduğunu ve hakkındaki icra takibi durduğunu, davadaki tüm talepler bakımından zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazında bulunduklarını, arabuluculuğun sadece menfi tespit ve istirdat hususunda yapıldığını ancak davacının alacak talebinde de bulunduğunu, davacının alacak talebi yönünden zorunlu dava şartı yokluğundan davanın reddi gerektiğini beyan ederek, haksız davanın reddine, davacının %20 icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Ankara Batı İcra Müdürlüğünün …, …, … ve … esas sayılı takip dosyası, Ankara …. İcra Müdürlüğünün … ve … esas sayılı takip dosyası, davacının ticaret sicil kaydı ve vergi dairesi kayıtları ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, teslim edilmeyen malzemelerin aynen teslimi olmadığı takdirde malzeme bedelinin tahsili ve istirdat istemine ilişkindir.
Davacı yanın menfi tespit, istirdat ve malzeme bedeli talebiyle açmış olduğu dava Mahkememizin … Esasına kaydedilmiş, davacı yanın dava dilekçesi ve talep sonucu açık olmadığından açıklanması hususunda tarafına süre verilmiş, davacı 22/11/2021 tarihli dilekçesiyle menfi tespit talebini açıklamış, Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına konu alacak tutarı olan 118.075,00TLyönünden borçlu olmadığının tespitini talep etmiş, ancak harca esas değer olarak 123.000,00TL göstermiştir. Dilekçe içeriğinde istirdat talebi yönünden somutlaştırma yükümlülüğü kapsamında somut bir iddiaya yer verilmemiş ve dava dilekçesinde 1.000,00TL istirdat talep edilmesine rağmen 22/11/2021 tarihli dilekçede 10.000,00TL istirdat talep edilmiş ancak bildirilen harca esas değer ile talep edilen menfi tespit, istirdat ve malzeme bedeli toplam talebinin örtüşmediği görülmüştür. Davanın tarafları tacir olduğundan ve uyuşmazlık ticari ilişkiden kaynaklandığından davacı yana malzeme bedeli talebi yönünden arabuluculuk son tutanak aslını sunması için verilen kesin süreye rağmen arabuluculuk son tutanak aslı dosyaya sunulmamıştır.
6102 sayılı TTK’nun 5. maddesinden sonra gelmek üzere 7155 sayılı yasanın 20. maddesiyle eklenen ve 01/01/2019 tarihi itibarıyla yürürlüğe giren 5/A maddesine göre, ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 2. fıkrasında “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” düzenlemesi yer almaktadır.
Eldeki davada taleplerden biri, malzemelerin aynen teslimi olmadığı takdirde bedelinin tahsili olup konusu bir miktar paranın ödenmesi olan ticari davadır. Dolayısıyla dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olduğu noktasında tereddüt bulunmamaktadır.
Davacıya, 6102 sayılı TTK 5/A maddesi uyarınca arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini bir haftalık kesin süre içerisinde mahkememize sunması, aksi taktirde davanın usulden reddine karar verileceği ihtarını içerir meşruhatlı davetiye gönderilmiş, gönderilen meşruhatlı davetiye 03/12/2021 tarihinde tebliğ edilmiş, kesin süre içerisinde davacı tarafından son tutanak aslı veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneği dosyaya sunulmamıştır. Hal böyle olunca, arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması nedeniyle davacının malzeme bedelinin tahsili talepli davası Mahkememizin … Esas sayılı dosyadan tefrik edilmiş, işbu esasa kaydedilmiş, malzeme bedelinin tahsili talebi yönünden davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK m. 119/1-e gereğince davacının, iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini bildirmek, m. 194 gereğince de taraflar, dayandıkları vakıaları, ispata elverişli şekilde somutlaştırma yükümlülüğü vardır. Tarafların, dayandıkları delilleri ve hangi delilin hangi vakıanın ispatı için gösterildiğini açıkça belirtmeleri zorunludur.
Bir davada haklı çıkabilmek için soyut veya genel hatlarıyla bir iddiayı ortaya koymak yeterli değildir. Aynı zamanda bu iddiaların, ispata elverişli hale getirilerek zaman, mekân ve içerik olarak somutlaştırılması gerekir. En azından iddianın araştırılabilmesine yönelik somut bilgi ve açıklamaların sunulması gerekir. İddia somutlaştırıldıktan sonra hâkim ve karşı taraf, bunun üzerinden savunma ve yargılama yapabilecektir. Soyut iddialar ve vakıalar üzerinden değerlendirme yapılması mümkün değildir.
Somutlaştırma yükü, genel anlamda tarafların açıklama ödevinin bir parçası ve layihalar teatisi aşamasındaki tezahür şeklidir. Somutlaştırma yükü, basit yargılama ve kendiliğinden araştırma ilkesinin uygulandığı davalarda da geçerlidir.
HMK m. 31 gereğince, Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir. Davaya konu talebin somutlaştırılmaması halinde önce hâkim, m. 31 ve 119/1-e gereğince davayı aydınlatma ödevi ve ön incelemedeki görevi gereği, somut olmayan hususların belirlenmesini davacıdan istemeli, gerekirse tarafa açıklattırma yaptırmalı, bu eksiklik giderildikten sonra yargılamaya devam etmelidir.
İstirdat talebi yönünden davacıya iddiasını somutlaştırması için verilen kesin süreye rağmen iddia somutlaştırılmadığından davacının istirdat talepli davasının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı yanca istirdat yönünden açılan davada iddia somutlaştırılmadığından davanın bu talep yönünden REDDİNE,
2-Davacı yanca malzeme bedeli yönünden açılan davanın arabuluculuk son tutanağı sunulmadığından, HMK’nın 114/2, 115/2 ve TTK 5/A maddesi ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 2. fıkrası uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden Reddine,
3-Alınması gereken 80,70TL başvurma harcı ile 80,70TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davalının kendisini vekil ile temsil ettiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT madde 7/2 uyarınca 5.100,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, tarafların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.21/02/2022

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı