Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/181 E. 2022/1097 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/181 Esas – 2022/1097
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2022/181 Esas
KARAR NO : 2022/1097

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak)
DAVA TARİHİ : 06/02/2015
KARAR TARİHİ: 17/11/2022
K. YAZIM TARİHİ: 07/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; dava dışı …’ndan olan alacağına karşılık olarak 5.250-TL bedelli çeki aldığını, bedelini tahsil içinde davalı bankanın … şubesine başvurduğunu, çek davalı uhdesinde iken taşıma esnasında kaybolduğu bildirilerek bedelinin bugüne kadar kendisine ödenmediğini, çekin zayi olması nedeniyle bankanın … SHM’de dava açtığını ve zayi kararı aldığını, alacağının hüküm altına alınması için … SHM’in … esasında asıl borçlu … ile … Bankası aleyhinde dava açtığını, yapılan yargılama neticesinde davalı … aleyhinde açtığı davanın kabulüne karar verildiğini, dosya davalısı … Bankası aleyhinde açtığı davanın ise dosyadan tefrik edildiğini, borçlu … aleyhinde ilamlı icra takibi başlatmasına rağmen alacağının tahsil edilemediğini, bu durumda alacağının tahsil edilememesinde kusuru bulunan davalıdan çek bedeli olan 5.250-TL nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının yapmış olduğu takibin sözde semeresiz kalması ile çekin kaybolması arasında illiyet bağı kurulmak suretiyle müvekkili bankadan davaya konu edilen hususların talep edilmesinini hukuka aykırı olduğunu, dava dışı keşidecinin mal varlığının olmaması ile müvekkili bankanın sözde sorumluğu arasında illiyet bağı kurulamayacağını, davacının müvekkili bankaya tahsil maksadıyla vermiş olduğu davaya konu çekin kaybolması dolayısıyla çek bedelini tahsil edememesinin davacının kendi kusurundan kaynaklandığını, çekin keşide tarihi ve davacının Ankara … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile takibe geçtiği zaman aralığının yaklaşık 8 ay olduğunu, bu süre zarfında davacının İİK 257 madde hükmü gereğince 13.07.2012 tarihinden itibaren müvekkili bankaya verdiği çek tevdi bordrosu ve … kayıtlarını temin etmek suretiyle ihtiyati haciz talep ederek icraen tahsilini talep edebileceğini, müvekkili bankanın kaybolan çek hakkında davacının yapamadığı tahsilat dolayısıyla herhangi bir kusuru ve kabahati bulunmadığını belirterek, müvekkili banka aleyhine açılan hukuki dayanaktan yoksun, usul ve yasaya aykırı iş davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
DELİLLER :
… İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyası, … İcra Dairesinin 2012/828 talimat dosyası, … Sulh Hukuk Mahkemesinin …E., …K., sayılı dosyası, … İcra Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası, … Sulh Hukuk Mahkemesinin … E., … K., sayılı ilamı ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, davalı uhdesinde iken zayi olduğu bildirilen çekin bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Muhatabı T.C. … Bankası … şubesi olan, keşidecisi … olan, 20/04/2007 keşide tarihli ve 5.250-TL bedelli çek davacıya ciro edilmiş, davacı tarafından da bedeli tahsil edilmek üzere davalı bankanın … şubesine tevdi edilmiştir. Nizalı çekin banka şubesinde kaybolması neticesinde davalı banka tarafından … SHM de zayi davası açılmış, mahkemenin …E., …K. sayılı ilamı ile davalı uhdesinde zayi olduğuna karar verilmiş ve bu hüküm kesinleşmiştir. Davacı çeke bağlı alacağını tahsil için … SHM de keşideci … ve … Bankası AŞ aleyhinde alacak davası açmış, davalı banka aleyhine açılan dava tefrik edilip ayrı bir esasa kaydedilmiş, yapılan yargılama neticesinde keşideci aleyhine açılan dava kabul edilmiş ve …E., …K sayılı hüküm tesis edilmiştir. Borçlu … aleyhinde verilen ilamın infazı için … İcra Müdürlüğünün …E., dosyasında ilamlı icra takibi başlatılmış ise de alacak tahsil edilememiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının 5.250-TL bedelli çekten kaynaklı alacağının asıl borçludan tahsil edilememesi karşısında, çekin davalı uhdesinde iken zayi olması karşısında, davalının da (asıl borçlu yanında) borçtan sorumlu olup olmadığının tespiti ile ilgilidir.
Davacı, kambiyo senedinden (çekten) kaynaklı alacağını tahsil için asıl borçlu … aleyhinde dava açmış, … SHM’in …E., …K. sayılı ilamı ile alacağını hükme bağlatmıştır. Akabinde de anılan borçludan alacağını tahsili için icra takibi başlatmış, borçlunun adresine haciz işlemlerinin ifası için talimat yazılmış olmasına rağmen malvarlığının bulunamaması nedeniyle alacak tahsil edilememiştir. Alacağın asıl borçludan tahsil edilememe durumu karşısında davacının zararının ortaya çıktığı açıktır. Bu durumda niza konusu edilen zararın senedin kaybolmasına sebebiyet veren bankadan da talep edilebileceği kanaatine varılmış, Mahkememizin … Esasına kayden açılan davanın kabulüne ilişkin hüküm kurulmuştur.
Davanın kabulüne dair verilen mahkememizin …E., …K. Sayılı hükmü davalı tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay … Hukuk Dairesinin 11.12.2017 tarih …E., …K. Sayılı ilamı ile “…1) Dava, davalı banka tarafından kaybedilen çek nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin olup mahkemece, yukarıda yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Yukarıda yapılan özetten de anlaşıldığı üzere çekin banka tarafından kaybedildiği hususu çekişmesiz olduğu gibi, davacının da dava dışı keşideciden çek bedelini tahsil edemediği anlaşılmaktadır. Vekil hamil durumunda bulunan bankanın çeki kaybetmesi nedeniyle davacı bir zarara uğramış ise bu zararını davalı bankadan isteyebilir. Ancak, bankanın çeki kaybettiği tarih ile davacının keşideci aleyhine hukuki yollara başvurması gereken makul süre içerisinde var ise çek hesabında bulunan paranın tahsilinin imkânsız hâle gelmesi veya bu zaman aralığında keşidecinin malvarlıklarını elinden çıkarması olgusunun kanıtlanması hâlinde banka ispatlanan zarardan sorumlu olur. Bu itibarla, mahkemece anılan hususlarda araştırma yapılıp neticesine göre bir karar vermek gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2) Kabule göre de, davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirmediği hâlde davacı yararına vekâlet ücretine hükmolunması da doğru olmamış, kararın bu yönden de bozulmasını gerektirmiştir…” gerekçesiyle karar bozulmuş, gönderilen dava dosyası mahkememizin … esasına kaydedilmiştir.
Mahkememizin 11/04/2018 tarih … E., … K. Sayılı ilamı ile; bozma ilamının (2) numaralı bendine uyulmuş, (1) numaralı bendi yönünden önceki gerekçeye ek olarak, zayi olan çek nedeniyle öncelikle zayi nedeniyle iptal kararı alındığı, daha sonra davacı tarafından temel ilişkiye dayalı olarak alacak davası açıldığı, alacak davasının kabul edildiği, buna rağmen davacının alacağını keşideciden tahsil edemediği, alacağını asıl borçludan tahsil edemeyen davacının zararının devam ettiği, vekil hamil konumundaki davalı bankanın senedin kaybolmasında özensiz davrandığı ve asıl borçludan çek bedelinin tahsil edilememesi karşısında sorumluluğunun bulunduğu, bu durumda davalı bankanın asıl borçlu tarafından giderilemeyen davacı zararından sorumlu olduğu gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 02/12/2021 tarih …/…-… E., … K. Sayılı ilamı ile “…25. Yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; taraflar arasında “Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi” olduğu, bu sözleşme gereğince davacı tarafından dava konusu çekin de aralarında olduğu beş adet kambiyo senedinin tahsil cirosu ile davalı bankaya tevdi edildiği, ancak … tarafından keşide edilen 20.04.2007 tarihli 5.250TL bedelli dava konusu çekin davalı banka nezdinde iken kaybolduğu, bunun üzerine davalı bankanın talebi doğrultusunda … Sulh Hukuk Mahkemesinin 22.10.2008 tarihli ve … E., … K. sayılı kararı ile dava konusu çekin zayi nedeniyle iptaline karar verildiği dosya kapsamı ile sabittir.
26. Davacı tarafından çek iptali davasında alınan karar ile … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı icra dosyası üzerinden keşideci … aleyhine ilamlı icra takibi başlatılmış; borçlu keşidecinin itirazı üzerine … İcra Hukuk Mahkemesinin 14.07.2009 tarihli ve … E., … K. sayılı kararı ile çek iptali kararı ile ilamlı icra takibi yapılamayacağı gerekçesiyle takip iptal edilmiştir. Bunun üzerine davacı tarafından temel ilişkiye dayalı olarak asıl borçlu … aleyhine 08.10.2010 tarihli alacak davası açılmış; … Sulh Hukuk Mahkemesinin 29.02.2012 tarihli ve … E., … K. sayılı kararı ile 5.250TL’nin avans faiziyle birlikte asıl borçlu …’ndan tahsiline karar verilmiştir. Davacı tarafından bu karar doğrultusunda 18.04.2012 tarihinde … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası üzerinden ilamlı icra takibi başlatılmış; ancak asıl borçlunun menkul ve gayrimenkul varlığı bulunmadığından takip sonuçsuz kalmıştır.
27. Görüldüğü üzere davalı banka, aralarındaki sözleşme gereğince davacı tarafından kendisine teslim edilen çeki kaybederek objektif özen yükümlülüğüne açıkça aykırı davranmıştır. Davacı tarafından asıl borçlu aleyhine yapılan takip ve açılan davalar gözetildiğinde yapılması gereken tüm hususlar yerine getirilmesine rağmen davacının alacağına kavuşamadığı ve dolayısıyla davacının zararının varlığının aşikâr olduğu anlaşılmaktadır. Bununla birlikte davalı bankanın bu zarardan sorumlu tutulabilmesi için davalının borca aykırı eylemi ile davacının oluşan bu zararı arasında illiyet bağının bulunması gerekir. Başka bir deyişle uygun illiyet bağının varlığı için davalının eylemi olmasaydı davacının, dava konusu çekin keşide tarihi itibariyle alacağına kavuşma ihtimali bulunmalıdır. Eğer dava konusu çek kaybedilmeseydi dahi davacının gerekli hukukî yollara başvurmasına rağmen alacağına kavuşmasının mümkün olmadığı sonucuna varılıyorsa illiyet bağının varlığından bahsedilemeyecektir.
28. O hâlde, davacının zararını ispat ettiği ve buna karşılık davalı bankanın ise kendi kusursuzluğunu ispat edemediği gözetildiğinde davalı bankanın zarardan sorumlu olabilmesi için ayrıca bankanın çeki kaybettiği tarih ile davacının keşideci aleyhine hukukî yollara başvurması gereken makul süre içerisinde var ise çek hesabında bulunan paranın tahsilinin imkânsız hâle gelmesi veya bu zaman aralığında keşidecinin malvarlıklarını elinden çıkarması olgusunun kanıtlanması gerekmektedir. Mahkemece anılan hususlarda hiçbir araştırma ve değerlendirme yapılmadan eksik incelemeye dayalı olarak davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu itibarla bu hususlarda araştırma ve değerlendirme yapılıp neticesine göre bir karar verilmelidir.
29. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında; davacının dava tarihi itibariyle giderilmemiş olan zararına davalı vekil hamilin özensizliğinin yol açtığı hususunun tartışmasız olduğu, davalı bankanın ihmalî nitelikteki eylemi ile zarar arasında illiyet bağının varlığının davacı tarafından ispatlandığı, dava konusu çek kaybedilmemiş olsaydı dahi davacının alacağına kavuşamayacağı yönündeki savunmanın illiyet bağını kesen bir husus olduğu ve dolayısıyla illiyet bağının kesildiğinin davalı banka tarafından ispatlanması gerektiği, dosya kapsamından davalı bankanın illiyet bağının kesildiği hususunu ispatlayamadığı, bu nedenle direnme kararının onanması gerektiği ileri sürülmüş ise de; bu görüş yukarıda açıklanan nedenlerle Kurul çoğunluğunca benimsenmemiştir.
30. Hâl böyle olunca Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uymak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.” gerekçesiyle bozulmuş, gönderilen dosya mahkememizin … esasına kaydedilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizce dava dışı … hakkında yapılan araştırma neticesinde; …’nun … … Şubesindeki … nolu çek hesabında vade tarihi olan 20/04/2007 tarihi itibariyle dava konusu çek bedeli olan 5.250,00 TL meblağın mevcut olmadığı, hesap bakiyesinin 46,09 TL olduğu, ticaret sicilinde herhangi bir kaydının bulunmadığı, üzerine kayıtlı herhangi bir taşınmaz bulunmadığı tespit edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek; Yargıtay bozma ilamı uyarınca gerekli araştırmalar yapılmış, dava dışı …nun dava konusu çekin vade tarihi olan 20/04/2007 tarihinde bulunan mevcut malvarlığı değerlerinin tespiti için takbis sorgulaması yapılarak dosya arasına alınmış, yine … Bankası … Şubesine, Noterler Birliğine ve Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılmış, müzekkere cevapları dosyaya kazandırılmıştır. Buna göre; Türkiye Noterler Birliğinden gelen 16/04/2022 tarihli yazı cevabı ekinde davadışı …’nun aktif ve pasit araç kayıtları incelendiğinde 20/04/2007 tarihinde üzerine kayıtlı ve halen üzerinde kayıtlı bulunan … plaka sayılı … marka … ile yine o tarihte üzerine kayıtlı … plaka sayılı … marka kapalı kasa kamyonet bulunduğu görülmüştür.
Dosyamıza konu Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararında bahsedildiği şekilde davalı banka, aralarındaki sözleşme gereğince davacı tarafından kendisine teslim edilen çeki kaybederek objektif özen yükümlülüğüne açıkça aykırı davranmıştır. Davacı tarafından asıl borçlu aleyhine yapılan takip ve açılan davalar gözetildiğinde yapılması gereken tüm hususlar yerine getirilmesine rağmen davacının alacağına kavuşamadığı ve dolayısıyla davacının zararının varlığının Yargıtay ilamlarıyla kesinleştiği üzere aşikâr olduğu anlaşılmaktadır. Bununla birlikte davalı bankanın bu zarardan sorumlu tutulabilmesi için davalının borca aykırı eylemi ile davacının oluşan bu zararı arasında illiyet bağının bulunması gerekir. Başka bir deyişle uygun illiyet bağının varlığı için davalının eylemi olmasaydı davacının, dava konusu çekin keşide tarihi itibariyle alacağına kavuşma ihtimali bulunmalıdır. Eğer dava konusu çek kaybedilmeseydi dahi davacının gerekli hukukî yollara başvurmasına rağmen alacağına kavuşmasının mümkün olmadığı sonucuna varılıyorsa illiyet bağının varlığından bahsedilemeyecektir. Yukarıda açıklandığı şekilde eğer davalı banka çeki kaybetmeseydi dava dışı keşidecinin üzerine kayıtlı bulunan ve çek miktarını karşılamaya yeter miktarda olduğu anlaşılan malvarlıkları nedeniyle davacı dava dışı keşideciye karşı hukuki yollara başvurduğunda alacağına kavuşma ihtimali bulunmaktadır. Bu nedenle davalının borca aykırı eylemi ile davacının oluşan bu zararı arasında illiyet bağının bulunduğu konusunda bir şüphe bulunmamakta olup, davalı bankanın bu zarardan sorumlu tutulması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış, Yargıtay bozma karar doğrultusunda gerekli araştırmalar yapılarak davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE, 5.250,00 TL alacağın, talebe dayanak yapılan çekin bankaya ibraz tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile (… Sulh Hukuk Mahkemesinin aynı alacağı ilişkin olarak tesis ettiği … Esas – … Karar sayılı ilamı dolayısıyla mükerrer tahsil olmamak üzere) davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 358,63TL harçtan peşin alınan 89,70TL harcın mahsubu ile bakiye 268,93TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacıdan dava açılırken tahsil edilen 11,30TL başvurma harcı ve 89,70TL peşin harç olmak üzere toplam 101,00TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacının yargılamada yapmış olduğu posta ve tebligat ücreti olan 357,15TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davalı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
Dair, davacı ile davalı vekilinin yüzüne karşı, yasa yolları açık olmak üzere (kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Mahkememize sunulacak yahut Mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek dilekçe ile hükmün temyiz edilebileceği, temyiz incelemesinin Yargıtay ilgili hukuk dairesi tarafından yapılacağı) verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/11/2022

Katip Hakim
e-imza e-imza