Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/158 E. 2023/1169 K. 07.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/158 Esas – 2023/1169
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2022/158 Esas
KARAR NO : 2023/1169

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/02/2022

Birleşen Mahkememizin 2022/828E-2022/812K Sayılı dava dosyası

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/08/2022
KARAR TARİHİ: 07/11/2023
K.YAZIM TARİHİ: 06/12/2023

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Asıl davada davacı vekili; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında cari hesap iş ilişkisi olduğunu, aralarındaki iş ilişkisine istinaden müvekkili şirketin davalı tarafa 16.11.2021 tarihli … numaralı 109.740,00TL tutarında 1 adet fatura düzenlediğini, söz konusu faturaya istinaden davalı şirket tarafından 26.10.2021 tarihinde 45.000,00TL kısmi ödeme yapıldığını, faturaya herhangi bir itiraz yapılmadığını, faturanın açıklama kısmında “iş bu fatura ödeme tarihlidir” ibaresinin yer aldığını, davalı tarafından davacıdan ürün teslim alındığını, kullanılmaya başlandığını, bu ürün halen davalının fabrikasında üretimin devamlılığı için aylardır kullanıldığını, davalının üründen verim almadığı/çalışmadığı iddiası yersiz olduğunu, bu davanın konusu da olmadığını, davalının kuşkuya yer kalmayan bu bedeli ödemesi gerekirken, icra dosyasına yaptığı itirazın haksız olduğunu, müvekkili şirketin mağdur olduğunu, davalının ürünü aylardır kullanmaya devam ettiğini, bedini ödemediğini, eldeki davada sunulan deliller ışığında değerlendirme yapıldığında borcun varlığı kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık olduğunu, davalı tarafın kötü niyetli şekilde takibi durdurduğundan icra inkâr tazminatı ödemeye mahkûm edilmesi gerektiğini, icraya itiraz dilekçesindeki hususlar ile davalının bağlı olduğunu, davanın her aşamasında davanın genişletilmesine ve değiştirtmesine muvafakatlarının olmadığını beyan ederek, davanın kabulü ile, borçlunun icra takibine yaptığı itirazının iptaline, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosya ile başlatılan takibin devamına, borçlunun takip konusu borcu ödemeye ve takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere %39 icra inkâr tazminata mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili; müvekkili şirketin, 1983 yılında %100 yerli sermaye ile …’da kurulmuş olup, modern ve çevre dostu tesislerinde her marka ve tip araç için nitelikli oto camları ürettiğini, davacı müvekkili şirket ile davalı şirket arasında eser sözleşmesinden kaynaklı bir ticari ilişki olduğunu, bu kapsamda davacı müvekkili şirket iş sahibi olarak davalı yüklenici şirketten bir fan makinesi imalatı ile montajını konu alan bir anlaşma yaptığını, bu kapsamda davalıdan istenen şartlarda ve verimlilikte bir ürünün üretilebilmesi için halihazırda davacı müvekkili şirkette yer alan eski makine gösterildiğini, makine özelliklerini gösteren kayıtlar hem elden teslim edilmiş hem de … uygulaması üzerinden gönderildiğini ve söz konusu makinedeki sıkıntılar ve eksikler belirtilerek bu sıkıntıları ve eksiklikleri gideren, daha gelişmiş özellikte yeni bir makine imalatı istendiğini, davacı müvekkili “…” ile davacı “…” arasındaki sözleşmeye konu makine/sistem, oto camları temperleme işlemi esnasında kullanılan FAN işlevini haiz olduğunu, davacı müvekkili şirketin davalı yüklenici … şirketi ile arasındaki anlaşmaya bağlı kalarak, “karşılıklı güven ilkesi” çerçevesinde iyi niyet ve dürüst ticaret anlayışıyla sözleşme kapsamında 45.000,00-TL tutarında kısmi bir ödeme gerçekleştiğini, buna karşılık, davalı tarafından imalatı gerçekleştirilen ve davacı müvekkili fabrikasına montajı yapılan makinenin istenen verimi sağlayamadığı gibi düzenli bir çalışma göstermediğini, normalinden çok daha fazla gürültülü ve sallantılı (titreşimli) çalıştığını, söz konusu fan sisteminin kurulumun yapılmasının ardından makinenin düzgün çalışmaması nedeniyle, satıcı “…” şirketine bildirilmiş olduğunu, 4 kez kontrol çalışmaları yapıldığını, en son olarak satıcı … şirketi teknik ekibi ile gelindiğinde müdahale edileceği söylenmesine rağmen herhangi bir düzeltme işlemi yapılmadığını, satıcı … firmasının aylarca süren görüşmelere rağmen makinenin taahhüt edildiği gibi düzgün çalışması için hiçbir olumlu eylemde bulunmadığını, makinede bir sıkıntı olmadığının ileri sürüldüğünü, söz konusu fan makinesinin sözleşmede belirtilen niteliklerde ve özelliklerde işlev görmemekte ve müvekkilinin beklenen faydayı sağlayamadığını, aksine söz konusu makinenin, ürünlere zarar verdiğini ve hatta üretimin durmasına yol açarak müvekkilini zarara uğrattığını, bu nedenle, müvekkili şirket tarafından … ODASI’ndan …sayılı ve 15.04.2022 tarihli “Teknik Bilirkişi Raporu” aldırıldığını, defalarca yüklenici firma yetkililerine bildirim sağlanarak söz konusu makinedeki sıkıntıların giderilmesi bu mümkün değilse sözleşmeye uygun bir makine ile değişiminin sağlanmasının talep edildiğini, ancak davalı tarafın davacı müvekkilinin tüm iyi niyetine rağmen karşılık vermediğini, davacı müvekkilinin güven esasına dayalı olarak davalının dönüşünü beklerken icra takibi ile karşı karşıya kaldığını, bu yönüyle davalı tarafın, iyi niyet ve dürüstlük ilkesine uygun hareket etmediğini, davacı müvekkilinin güveninden faydalanarak kötü niyetle haksız menfaat elde etme arayışına girdiğini, davalı yüklenici şirketin sözleşmeye uygun hizmet vermediğini, dava konusu makinenin çalışamayacak düzeyde arıza çıkardığını ve makinenin adeta dağıldığını, yaşanan süreç içerisinde davalı tarafın bir an önce müvekkili şirkete karşı dava açma yolunu seçtiğini, asıl mağdur olanın davacı müvekkili şirket olduğunu, davalı şirketin sözleşmeye göre üzerine düşen edimini gereği gibi yerine getirmediği gibi, alacağını da eksiksiz almak çabasına düştüğünü, bu yönüyle davalının kötü niyetle hareket ettiğinin ispatlandığını beyan ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; haklı davanın kabulü ile; sözleşmeye konu ayıplı malın iadesine, davacı müvekkili şirket tarafından davalı şirkete ödenen 45.000,00TL tutarlı ödemenin şimdilik 750,00TL’sinin, dava konusu makinenin ayıplı olup olmadığının tespiti için … Odası’na hazırlatılan bilirkişi raporu ücreti olarak ödenen 10.620,00TL’nin şimdilik 250,00TL’sinin ve tüm asıl alacaklarına ödeme tarihinden itibaren işletilecek reeskont faizi ile davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiş, uyuşmazlık konusu ile alakalı olarak, davalı şirket tarafından davacı müvekkili şirkete karşı itirazın iptali davası tanzim edilmiş olup, söz konusu davanın Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/158 E.sayılı dosyasında derdest olduğunu, usul ekonomisi ilkesi kapsamında bu iki davanın birleştirilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen dava yönünden davacı vekili 07/09/2023 tarihli dilekçe ile davasını ıslah etmiş ve talebini 55.620,00TL’ye artırmıştır.
CEVAP :
Asıl davada davalı vekili; davacı vekilinin davalı müvekkili şirket aleyhindeki tüm iddia ve talepleri yersiz ve mesnetsiz olduğunu, tümünü reddettiklerini, davacı vekilinin hukuka uygun yasal dayanaklar çerçevesinde iddia ve taleplerini ispatlamak yerine spekülasyonlar sıraladığını, davacı vekilinin davadaki haklılığını ispat etmek yerine varsayımlar ve senaryolar ile adeta karalama kampanyası düzenler gibi hukukilikten uzak tanzim edilen dava dilekçesindeki ispata muhtaç varsayımların sayın mahkemece dikkate alınmaması gerektiğini, hiçbir şekilde kabul etmemek kadıyla, davacı şirket ile davalı müvekkili şirket arasında eser sözleşmesinden kaynaklı bir ticari ilişki olduğunu, bu kapsamda davalı müvekkili şirket iş sahibi olarak davacı yüklenici şirketten bir makine imalatı ile montajını konu alan bir anlaşma yaptığını, bu kapsamda davacıdan istenen şartlarda ve verimlilikte bir ürünün üretilebilmesi için halihazırda müvekkili şirkette yer alan makinenin gösterildiğini, söz konusu makinedeki sıkıntılar ve eksikler belirtilerek bu sıkıntıları ve eksiklikleri gideren, daha gelişmiş özellikte yeni bir makine imalatı istendiğini, müvekkili ile davacı arasındaki sözleşmeye konu makine/sistem, oto camları temperleme işlemi esnasında kullanılan fan işlevini haiz olduğunu, davalı müvekkili şirketin davacı şirketle arasındaki anlaşmaya bağlı kalarak, karşılıklı güven ilkesi çerçevesinde sözleşme kapsamında 45.000,00TL tutarında kısmi bir ödeme gerçekleştirdiğini, buna karşılık, davacı tarafından imalatı gerçekleştirilen ve müvekkili fabrikasına montajı yapılan makine istenen verimi sağlayamadığı, düzenli bir çalışma göstermediğini, normalinden çok daha fazla gürültülü ve sallantılı (titreşimli) çalıştığını, söz konusu fan sisteminin kurulumun yapılmasının ardından makinenin düzgün çalışmaması nedeniyle, davacı şirkete bildirildiğini, dört kez kontrol çalışmaları yapıldığını, en son olarak davacı şirketin teknik ekibiyle gelindiğinde müdahale edileceği söylenmesine rağmen herhangi bir düzeltme işlemi yapılmadığını, davacı firmanın aylarca süren görüşmelere rağmen makinenin taahhüt edildiği gibi düzgün çalışması için hiçbir olumlu eylemde bulunmadığını, halihazırda söz konusu fan makinesi sözleşmede belirtilen niteliklerde ve özelliklerde işlev göstermediğini, müvekkiline beklenen faydayı sağlayamadığını, aksine söz konusu makine ürünlerin zarar görmesine ve hatta üretimin durmasına yol açarak müvekkilini zarara uğrattığını, bu hususta defalarca davacı firma yetkililerine bildirim sağlanarak söz konusu makinedeki sıkıntıların giderilmesi, sözleşmeye uygun bir makineyle değişiminin sağlanması talep edildiğini, ancak davacı tarafın davalı müvekkilinin tüm iyi niyetine rağmen aynı şekilde karşılık vermediğini, bu yönüyle davacı tarafın iyi niyet ve dürüstlük ilkesine uygun hareket etmediğini, müvekkilinin güveninden faydalanarak kötü niyetle haksız menfaat elde etme arayışına girdiğini, tek taraflı olarak tanzim edilen faturanın varlığı davacının doğrudan alacaklı olduğu anlamına gelmediğini, zira davacı faturada yazan bedele uygun hizmet verdiğini ispatlayamadığını, davacı tarafın ticari ilişkide üzerine düşen yükümlülüğü gereği gibi yerine getirmediğini, davacı yüklenici şirketin teslim etmekle yükümlü olduğu eser, ayıplı mal niteliğinde olduğunu, söz konusu ayıbın gözle görülür ve hemen fark edilebilecek bir ayıp olmadığını, kullandıktan sonra tespit edilebilecek gizli ayıp niteliğinde olduğunu, zaman aşımı def’ini ileri sürdüklerini, hiçbir şekilde kabul etmemekle birlikte, işbu davanın kısmi eda davası olarak kabulü ile fazlaya ilişkin saklı tutulan hakları yönünden zamanaşımı def’inin kabul edilmesi gerektiğini beyan ederek, haksız ve kötü niyetli açılan davanın öncelikle usulden reddine, usule ilişkin beyanların haksız bulması halinde davanın esas yönünden reddine, reddedilen kısım yönünden %20’den az olmamak üzere davacının kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, davanın haklı olduğu yönünde kanaati oluşması halinde alacağın likit alacak olmaması sebebiyle icra inkar tazminatına hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili; öncelikle görev, yetki, zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazında bulunduklarını belirterek, müvekkili şirketin sanayi tipi fan üretimi yapan ülkemizdeki sayılı şirketlerden biri olduğunu, pek çok şirketin üretim faaliyetlerine devam etmesi müvekkili tarafından üretilen özel tasarım makineler sayesinde olduğunu, ülkemiz şartlarında bu işi yapan şirket sayısı parmakla sayılı olduğunu ve müvekkili şirketin en iyileri arasında olduğunu, müvekkili şirketin tercih sebebinin de bu olduğunu, davacı tarafından fanın 18.11.2021 tarihinde teslim alındığını ve neredeyse 1 yıldır kullanılmakta olduğunu, 6102 S. Türk Ticaret Kanunu’ nun 23/1-cmaddesinde; “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür” denilmekte olduğunu, davacı makineyi 18.11.2021 tarihinde teslim almasına rağmen ayıba ilişkin incelemeyi 15.04.2022 tarihinde yaptırdığını, alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelettirmediği için ayıp ihbarını süresinde yapmamış olduğunu ve davanın reddi gerektiğini, fandaki ayıp iddiası davacının hatalı kullanımından kaynaklanıp kendi kusurundan kaynaklı olduğunu, davacının ayıp iddiasının sebebinin fanın elverişsiz koşullarda kullanılması olduğunu, zaten fanın teslimi akabinde hiçbir ayıp bildirimi yapılmadığını ve üretimde sağlıklı bir şekilde kullanıldığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, tarafların ticaret sicil kayıtları, tarafların 2021 yılına ait BA BS formları, tarafların ticari defter ve kayıtları, taraflar arasında yapılan mutabakat aslı, mahallinde yapılan keşif, 04/09/2022 tarihli bilirkişi raporu, 07/03/2023 tarihli bilirkişi raporu, 09/07/2023 tarihli bilirkişi ek raporu ile tüm dosya kapsamı.
Mali Müşavir bilirkişi raporunda, iddia, savunma ile dosyaya sulan delillerin ve taraflara ait ticari defterin incelenmesi ve değerlendirilmesi neticesinde; Davacı … Tic. A.Ş.’nin 25.01.2022 tarihinde Ankara Batı İcra Müdürlüğü’ne … E. sayılı dosyası ile davalı … A.Ş. aleyhinde başlatmış olduğu ilamsız icra takibinin takip tarihi olan 25.01.2022 tarihi itibariyle davalı şirketten 64.740,00TL alacaklı olduğu, bununla birlikte davacı şirketin icra takibinden önce alacağının tahsili hususunda davalıya yazılı ya da sözlü ihtarı bulunmadığı için, takip tarihinden önce davacının davalıyı temerrüde düşüremediği, bu nedenle icra takibinde davacı tarafından talep edilen işlemiş faiz talebinin yersiz olduğu, davalı vekilinin cevap dilekçesinde belirtmiş olduğu taraflar arasında ticari ilişkiye konu fan makinesinin ayıplı mal hususunun işbu davanın konusu olmamakla birlikte uzmanlık alanımın dışında olmasından dolayı söz konusu ayıplı ürün iddiası ile ilgili herhangi bir tespit ve değerlendirme yapılamadığı, belirtilmiştir.
Makine Mühendisi bilirkişi raporunda, dosyada mevcut bulunan bilgi, belgelerle ve keşifte belirlenenler doğrultusunda; davaya konu yeni kurulan radyal fanların ayıp olarak nitelendirilecek hususlarla birlikte, kullanıcı tarafından makinenin kullanımından ekonomik faydanın yeterince sağlanamadığı hususları da dikkate alındığında; söz konusu bu fan makinelerinin, imalata bağlı üretim kaynaklı ayıplı olduğu ve belli bir kullanım sürecinde ayıpların sonradan kullandıkça ortaya çıkarak tespit edilmesi nedeniyle gizli ayıplı olarak nitelendirileceği, ancak istenenlerin tam olarak sağlanmasının bu fanlara onarım yapılmasıyla giderilemeyeceği belirtilmiştir.
Makine Mühendisi bilirkişisi ek raporunda, dosyada mevcut bulunan bilgi, belgelerle ve keşifte belirlenenler doğrultusunda; davaya konu yeni kurulan radyal fanların ayıp olarak nitelendirilecek hususlarla birlikte, kullanıcı tarafından makinenin kullanımından ekonomik faydanın yeterince sağlanamadığı hususları da dikkate alındığında; söz konusu bu fan makinelerinin, imalata bağlı üretim kaynaklı ayıplı olduğu ve belli bir kullanım sürecinde ayıpların sonradan kullandıkça ortaya çıkarak tespit edilmesi nedeniyle gizli ayıplı olarak nitelendirileceği, ancak istenenlerin tam olarak sağlanmasının bu fanlara onarım yapılmasıyla giderilemeyeceği, … Odası’na hazırlatılan bilirkişi raporu ile ilgili olarak, odaya ait ekipce yapılan keşif, ölçümleme ve analiz işlemleri dahilinde yapılan ücretlendirmenin (KDV dahil 10.620,00TL) uygun olduğu, çünkü tarafımca üniversitemiz bünyesinde döner sermaye üzerinden yapılan buna benzer işlemlerin daha yüksek olduğu, davalı tarafça fan makine grubunun davacıya iadesi söz konusu olmakla birlikte, davalı tarafın aleyhine 64.740,00TL asıl alacak bakiye kalan tutarı ile ilgili olarak, teknik bilirkişi olmam nedeniyle mali tazminat, faiz ve hukuki bu yöndeki takdirin mahkemeye bırakıldığı belirtilmiştir.
GEREKÇE :
Asıl dava; taraflar arasındaki ticari alım satım kapsamında faturalara dayalı alacağının tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Birleşen dava; satım sözleşmesine konu makinenin ayıplı olduğu iddiası ile sözleşmenin feshi, makinenin ve bedelinin iadesi talebine ilişkindir.
Asıl dava yönünden, davacı alacaklı taraflar arasındaki ticari alım satım nedeniyle davalıdan alacaklı olduğu iddiasıyla faturalara dayalı icra takibi başlatmış olup; ödeme emri davalı borçluya 30.01.2022 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 7 günlük yasal süresi içinde 31.01.2022 tarihinde ödeme emrine itiraz ettiğinden takibin durdurulmasına karar verilmiştir. İtirazın iptaline yönelik olarak açılan iş bu dava hak düşürücü yasal süresi içerisinde açıldığından işin esasına girilerek inceleme yapılmıştır.
Asıl davada; davacı yan, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davalı adına 16/11/2021 tarihli 109.740,00TL bedelli fatura tanzim edildiğini, davalı yanın faturaya istinaden 26/10/2021 tarihinde 45.000,00TL kısmi ödeme yaptığını, bakiye 64.740,00TL’nin ödenmediğini iddia ederek davalının takibe vaki haksız itirazının iptalini talep etmiş, davalı yan ise, taraflar arasında eser sözleşmesine dayalı bir ticari ilişki bulunduğunu, davalının davacıdan gösterilen makinedeki eksiklikleri ve sıkıntıları gideren yeni bir makina imal edilmesinin istenildiğini, sözleşme kapsamında kısmi ödeme yapıldığını, imal edilen makinenin teslim edildiğini ve davacı tarafça montajının yapıldığını, ancak istenen verimi sağlamadığından ayıplı olduğunu, ayıp konusunda bildirim yapıldığını, makinenin onarılmasını mümkün olmadığı takdirde değişiminin sağlanmasının talep edildiğini, ancak davacı tarafça taleplerin karşılanmadığını, ayıplı mal teslimi sebebiyle davacının faturadan kaynaklı alacaklı olmayacağını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Birleşen davada; davacı yan, ayıplı mal teslimi sebebiyle ayıplı makinenin davalıya iadesiyle makine bedelinin ve rapor ücretinin tahsilini talep etmiş, davalı yan ise ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Asıl davada, davalı yan zamanaşımı definde bulunmuştur. Davacı yan taraflar arasında eser sözleşmesi mi satış sözleşmesi mi olduğu yönünde açık bir beyanda bulunmamış, davalı yan ilişkinin eser sözleşmesine dayandığını ifade etmiştir. Dosyaya sunulu bulunan 22/10/2021 tarihli sipariş teyidi başlıklı belge içeriğinden davacının “… Vantilatör İmali” işini yüklendiği, bu kapsamda taraflar arasında eser sözleşmesi bulunduğu, eser sözleşmelerinde zamanaşımı süresi TBK 147/6 maddesi uyarınca 5 yıl olduğu, takip ve dava tarihi itibariyle bu sürenin dolmadığı görüldüğünden yerinde olmayan zamanaşımı definin reddine karar verilmiştir.
Tarafların bağlı bulundukları vergi dairelerinden 2021 yılına ait BA-BS formları HMK m.221 uyarınca resen celp edilmiştir. İncelenmesinde; davacı tarafça davalı adına, 1 adet belge karşılığında KDV hariç 93.000,00TL tutarında mal/hizmet satışı bildiriminde bulunulduğu, davalı tarafça davacı adına 1 adet belge karşılığında KDV hariç 93.000,00TL tutarında mal/hizmet alışı bildiriminde bulunulduğu, taraflarca yapılan bildirimlerinin örtüştüğü tespit edilmiştir.
Taraflar arasında tanzim edilen 13/01/2022 tarihli mutabakat aslı dosyaya sunulmuş, mutabakatta 31/12/2021 tarihi itibariyle 64.740,00TL yönünden mutabık olunduğu görülmüştür. Davalı vekili 11/10/2022 tarihli duruşmada mutabakatı kabul ettiklerini, 64.740,00TL yönünden uyuşmazlık bulunmadığını, uyuşmazlığın ayıplı mal teslimine ilişkin olduğunu beyan ettiği görülmüştür. Bu itibarla tarafların kabulünde olan mutabakat delil olarak hükme esas alınmıştır.
Asıl davada mali yönden alınan teknik bilirkişi raporunda davacının davalıdan 64.740,00TL alacaklı olduğu tespit edilmiş, mutabakat içeriği de gözetildiğinde davacının davalıdan 64.740,00TL alacaklı olduğu ve davalının itirazının haksız olduğu sonuç ve kanaatiyle yalnızca asıl alacak tutarı olan 64.740,00T yönünden açılan asıl davanın kabulüne, Ankara Batı İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın 64.740,00TL asıl alacak yönünden iptali ile takibin 64.740,00TL asıl alacak yönünden devamına, alacak miktarı likit(bilinir/belirlenebilir) olduğundan ve davalı yan takibe haksız itiraz ettiğinden asıl alacak tutarının %20’si olan 12.948,00TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Birleşen davada ayıplı mal teslimi iddiasında bulunulmuş, davalı ise ayıp ihbarının süresinde olmadığını savunmuştur. 22/10/2021 tarihli sipariş teyidi başlıklı belge içeriğinden davalının “… Vantilatör İmali” işini üstlendiği, imal edilecek ürünün özelliklerinin belirtildiği, sözleşme bedelinin 93.000,00TL + KDV olduğu, davalı tarafça 16/11/2021 tarihli 109.740,00TL tutarlı faturanın tanzim edildiği ve 16/11/2021 tarihli sevk irsaliyesi ile ürünün davacıya teslim edildiği, davacı tarafça ürüne ilişkin teknik rapor alındığı, teknik raporun 15/04/2022 tarihli olduğu, sunulan mail yazışmalarının 2022 yılı Temmuz ayına ait olduğu, dava tarihinin 02/08/2022 tarihi olduğu tespit edilmiştir.
TBK’nun 474. maddesinde “İşsahibi, eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek zorundadır. Taraflardan her biri, giderini karşılayarak, eserin bilirkişi tarafından gözden geçirilmesini ve sonucun bir raporla belirlenmesini isteyebilir.” şeklinde ve 477. Maddesinde “Eserin açıkça veya örtülü olarak kabulünden sonra, yüklenici her türlü sorumluluktan kurtulur; ancak, onun tarafından kasten gizlenen ve usulüne göre gözden geçirme sırasında fark edilemeyecek olan ayıplar için sorumluluğu devam eder. İşsahibi, gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, eseri kabul etmiş sayılır. Eserdeki ayıp sonradan ortaya çıkarsa işsahibi, gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorundadır; bildirmezse eseri kabul etmiş sayılır” şeklinde ayıba ilişkin düzenlemeler bulunmaktadır. Bu düzenlemelerden iş sahibinin açık ayıplarda eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz (makul süre içerisinde) eseri muayene ve açık ayıpları ihbar etmek zorunda olduğu, TBK’nın 472/son maddesi hükümleri gereğince ayıbın gizli olup sonradan ortaya çıkması halinde gecikmeksizin (derhal) ayıbı yükleniciye bildirmek zorunda olduğu, aksi halde eseri olduğu gibi kabul etmiş sayılacağı anlaşılmaktadır.
TTK m. 18/III uyarınca “Tacirler arasında diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile” yapılır.
Davacı vekili dava dilekçesinde, imal edilerek teslim edilen makinenin istenen verimi sağlamadığını, düzenli bir çalışma göstermediğini, normalinden çok daha fazla gürültülü ve sallantılı çalıştığını beyan etmiş, davalı tarafın bu konuda bilgilendirildiğini iddia etmiştir. Dosya kapsamına ise bu bilgilendirmeye ilişkin herhangi bir delil sunmamıştır. Daha sonra 15/04/2022 tarihli teknik rapor alındığını ve davalıya yine bildirim yapıldığını beyan etmiş ancak dosya kapsamına bu bildirime ilişkin herhangi bir delil sunmamıştır. Son olarak 07/07/2022 tarihinde makinenin arıza verdiğini beyan etmiş, bu arızanın 2022 yılı Temmuz ayındaki mail yazışmalarından anlaşıldığı üzere davalı yana bildirildiği tespit edilmiştir. Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda makinedeki ayıbın gizli ayıp olduğu belirlenmiştir. Davacının dava dilekçesindeki “İmal edilerek teslim edilen makinenin istenen verimi sağlamadığı, düzenli bir çalışma göstermediği, normalinden çok daha fazla gürültülü ve sallantılı çalıştığı” şeklindeki beyanlarından makinedeki sıkıntıyı fark ettiği ve gecikmeksizin inceleme yaptırması gerektiği, davacı tarafça 16/11/2021 tarihinde teslim alınan makineyle ilgili 15/04/2022 tarihinde ancak teknik raporun alındığı, davacının en geç 15/04/2022 tarihli teknik rapor ile gizli ayıptan haberdar olduğu ve derhal davalı yükleniciye bildirmesi gerektiği, ancak dosya kapsamında 2022 yılı temmuz ayına ilişkin mail yazışmalarından başka bildirime ilişkin delil bulunmadığı, TTK’nın 18/3. Maddesinde belirtilen şekilde yapılmış bir ayıp ihbarına rastlanılmadığı, 2022 yılı temmuz ayında yapılan ihbarın en geç 2022 yılı nisan ayında öğrenilen ayıp için uzunca bir süre olduğu ve kanunda belirtildiği şekilde gecikmeksizin yapılmış bir ihbar olarak kabul edilemeyeceği, davacının basiretli bir tacir gibi davranmadığı, tüm bu sebeplerle TBK’nın eser sözleşmesine ilişkin yukarıda açıklanan hükümleri çerçevesinde davacının süresinde yapılmış bir ayıp ihbarının bulunmadığı, davacının makineyi ayıplı olarak kabul etmiş sayılacağı ve bu kapsamda davalıdan herhangi bir talepte bulunamayacağı değerlendirilmekle birleşen davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
ASIL DAVA YÖNÜNDEN
1-DAVANIN KABULÜ İLE, Ankara Batı İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın 64.740,00TL asıl alacak yönünden iptali ile takibin 64.740,00TL asıl alacak yönünden devamına,
2-Alacak miktarı likit olduğundan ve davalı yan takibe haksız itiraz ettiğinden asıl alacak tutarının %20’si olan 12.948,00TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 4.422,38TL karar ve ilam harcından peşin alınan 752,55TL harcın mahsubu ile bakiye 3.669,83TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Zorunlu arabuluculuk kapsamında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT’nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.295,59TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 752,55TL peşin harç, 80,70TL başvuru harcı, 11,50TL vekalet harcı olmak üzere toplam 844,75TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 107,50TL tebligat ve posta gideri ile 700,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 807,50TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir ve hesap edilen 17.900,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİN 2022/828 ESAS SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,85TL karar ve ilam harcının peşin alınan 80,70TL harç ile 933,00TL ıslah harcından mahsubu ile artan 743,85TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davalının kendisini vekil ile temsil ettiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 17.900,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.07/11/2023

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı