Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/157 E. 2022/1068 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/157 Esas – 2022/1068
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2022/157 Esas
KARAR NO : 2022/1068

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : 1-
VEKİLİ :
DAVALI : 2-

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/02/2022
KARAR TARİHİ: 10/11/2022
K. YAZIM TARİHİ: 06/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle ; 08.03.2020 tarihinde, müvekkili adına kayıtlı olan … plakalı araç ile davalı … adına kayıtlı olan ve davalı … sigorta tarafından sigortalı … plakalı aracın kazaya karıştığını, meydana gelen kazada %100 kusurun … plakalı araca verildiğini, söz konusu kaza sebebiyle müvekkilinin aracında meydana gelen hasar bedelinin ödenmiş fakat değer kaybı ve araç mahrumiyet zararının giderilmediğini, müvekkilinin aracı kazada tamamen kusurlu olan davalı … yüzünden değer kaybına uğradığını, müvekkilinin kaza tarihine kadar aracın tüm bakımlarını zamanında ve yetkili servisinde yaptırdığını, bu yüzden şimdilik fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50 TL değer kaybının olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile müvekkiline verilmesini talep ettiklerini, hasar gören aracın tamiri sebebiyle müvekkilinin aracı uzun süre tamirde kaldığını, tamir süresince aracını kullanamayan müvekkilinin, aracı kullanamaması sebebiyle oluşan zararını da talep etme zarureti doğduğunu, bu yüzden şimdilik fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50 TL araçtan mahrum kalma zararının olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’dan tahsili ile müvekkiline verilmesini talep ettiklerini, müvekkilinin davalı sigorta şirketine müracatta bulunduğunu, herhangi bir ödeme yapılmadığı gibi olumlu olumsuz bir cevapta verilmediğini, arabuluculuk görüşmelerinin de olumsuz sonuçlandığını, tüm bu sebeplerden dolayı fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50 TL değer kaybının (belirsiz alacak talebi) olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkiline verilmesini (6100 Sayılı HMK 107 maddesine göre değer kaybı alacağı talebimiz belirsiz alacak olarak talep edildiğinden gösterilen bu değer simgesel değerdir), fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıylta 50 TLaraçtan mahrum kalma zararının (belirsiz alacak talebi) olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’dan – tahsili ile müvekkiline verilmesini,(6100 Sayılı HMK 107 maddesine göre araç mahrumiyet alacağı talebimiz belirsiz alacak olarak talep edildiğinden gösterilen bu değer simgesel değer), yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili ıslah dilekçesi ile özetle; 1.500 TL değer kaybı alacağının olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınmasına, 300 TL araç mahrumiyet zararının ise davalı …’dan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle alınarak müvekkiline verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesi ile özetle; kabul anlamına gelmemek üzere davacının değer kaybına ilişkin talepleri bakımından genel şartlar ekinde yer alan teminat dışı haller ve hesaplama yöntemi gözetilerek değerlendirme yapılması gerekmekle, bu kapsamda dava konusu araçta değer kaybı meydana gelmediğinden davacının taleplerinin reddine karar verilmesini talep ettiklerini, Anayasa Mahkemesi kararının 17.07.2020 tarih … esas … karar sayılı karar ile KTK’da yer alan bir takım hükümlerin iptaline karar verildiğini, ancak Anayasa Mahkemesi kararının 17/07/2020 tarihinde verilmiş olmakla; iptal kararlarının geriye yürümeyeceği gözetilerek hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek üzere karar tarihinden önce düzenlenen poliçeler bakımından etkisi bulunmadığının gözetilmesi gerektiğini, Kaldı ki konu kararda da belirtildiği üzere hukukumuzda sigorta şirketinin sorumlu tutulacağı tazminat miktarının hesaplanması, 11.1.2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun tazminatın hesaplanmasını düzenleyen 49 ila 56. maddelerinden farklı kurallara tabi kılındığını, bu nedenle sigortalı ile sigortacının sorumluluğunun aynı kabul edilmesi ve buna göre tazminat hesaplanması kabul edilemeyeceğini, nitekim motorlu taşıt işletilmesi sebebiyle meydana gelen zararın tazmini hususunda, zarar veren işletenin sorumluluğu haksız fiilden doğan sorumluluk olup 6098 sayılı Kanun’un yukarıda anılan hükümlerine tabi olmakla birlikte aynı zarardan dolayı sigorta şirketinin tazminat sorumluluğu, sözleşmeden doğan sorumluluk olduğunu ve bu sebeple de işletenin tazminat sorumluluğu ile sigorta şirketinin tazminat sorumluluğunun kapsamının farklı esaslara tabi kılınması, sorumluluklarının dayandıkları esasların farklı olması nedeniyle kaçınılmaz olduğunu, konu davaya sebebiyet veren kazanın 08.03.2020 tarihinde gerçekleşmiş olup poliçenin tanzim tarihi ise 26.12.2019 olduğunu, bu nedenle söz konusu davada işbu tarihte yürürlükte olan kanun ve Genel Şart hükümleri uyarınca değerlendirme yapılması gerektiğini, yine aynı tarihte yürürlükte olan Trafik Sigortası Genel Şartları Ek1.2 fıkrası uyarınca araştırılma yapılması ve söz konusu hallerden birinin bulunması halinde davanın reddi gerektiğini, tüm bu hususlar doğrultusunda; ZMSS Genel Şartlarına göre, 1 Nisan 2020 tarihi öncesi Tanzim edilmiş olan Poliçelerde, Değer Kaybı hesaplama tablosuna göre, 165.000 km üzeri araçlarda Değer Kaybı oluşmadığını, mağdur araç kilometresi, kaza tarihinde 179.916 km olduğundan, araçta Değer Kaybı oluşmadığını, açıklanan sebeplerle kabul anlamına gelmemek üzere değer kaybı zararının tespitinde yukarıdaki hususların gözetilmesi ve davacının haksız taleplerin reddi gerektiğini, bununla birlikte sayın mahkemece aksi görüşte olunması halinde ise; Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihli ve e….; k….sayılı kararı ile iptal edilen KTK hükümleri nedeniyle ortaya çıkan kanun boşluğunun 19.06.2021 tarihli resmi gazete ile yürürlüğe giren 7327 sayılı icra ve iflâs kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun’un 18. ve 19. maddeleri ile karayolları trafik kanunun’nda yapılan değişiklikler ile belirli hale gelmiş olduğu ve söz konusu kanun hükümlerinin işbu tarihte devam eden yargılama süreçlerinde de dikkate alınması gerektiği gözetilerek karar verilmesi gerektiğini, davayı kabul manasında olmamak üzere, Trafik Sigortası Genel Şartları’nın a.6.b maddesinde de belirtildiği üzere hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminatları teminat dışında kalan hallerden olduğunu, bu sebeple tazminattan davacı tarafın kusuru oranında indirim yapılması gerektiğini, müvekkili şirketin sorumluluğuna ilişkin bir karar ihdas edilmesi halinde müvekkili şirketin sigortalısının kusuru oranında sorumlu olacağını, kabul manasında olmamak üzere, müvekkili şirketin söz konusu zarardan poliçe teminat limitleri dahilinde sorumlu olduğunu, dava konusu araç için 3.897,40 TL onarım bedeli ödemesi yapılmış olduğundan işbu ödemenin limit bakımından gözetilmesi gerektiğini, kabul manasında olmamak üzere davacı tarafın kaza tarihinden itibaren faiz talebinin yasa ve içtihatlara aykırı olduğunu, müvekkili şirketin temerrüt tarihinin KTK hükümleri doğrultusunda belirlenmesi gerektiğini, kabul manasında olmamak üzere davanın kabulü halinde öncelikle yukarıda açıklamış oldukları üzere müvekkili şirkete gerekli evrakların tümü ile başvuru yapılmamış olduğundan davacıların usule uygun olarak başvuru yapmadığı kabul edilerek temerrüt tarihinin dava tarihi olarak alınması gerektiğini, işbu talebin kabul görmemesi halinde ise başvurunun müvekkili şirkete ibraz edildiği tarihten 8 iş günü sonrasından itibaren yasal faize hükmedilmesi grektiğini, tüm bu nedenlerle davanın esastan ve usulden reddine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesi ile özetle; davacının açmış olduğu davanın usul ve esas bakımından yersiz olduğunu, öncelikle davacı vekili dava dilekçesinde 08/03/2020 tarihinde meydana gelen kaza nedeni ile aracındaki değer kaybı için alacak davası açmış ise de olay tarihi itibariyle 165 bin km’nin üzerinde olan araçlarda değer kaybı söz konusu olmadığını, çünkü Nisan 2020 tarihinden sonra değer kaybı için kilemetre sınırı kaldırılmış olup, söz konusu kaza bu tarihten önce olduğunu, bu kanun kapsamına girmediğini, davacının aracının km’si ekspertiz raporunda belirtilmiş olup kaza tarihinde 165 bin KW’nin üzerinde olması nedeni ile değer kaybının olamayacağının eksper raporunda belirtildiğini, davanın 1 yıllık zaman aşımına tabi olup, olay üzerinden 2 yıl geçtikten sonra açıldığını, bu nedenle zamanaşımı bakımından da davaya itiraz ettiklerini, ayrıca davacı aracı için mahrum kalma zararının ödenmesini talep etmiş ise de; Söz konusu talebin ticari araçlar için ve fatura ibraz edilen kiralık araçlar için geçerli olduğunu, davacının aracı ticari bir araç olmadığını, hafif hasarlı aracının tamir süresi içerisinde iken herhangi bir araç kiraladığına ilişkin bir fatura veya sözleşme de ibraz edilmediğini, böyle bir kiralık araç sözleşmesinin bulunup bulunmadığının araştırılması ve varsa fatura sözleşme tarihinin eksper raporu ile örtüşüp örtüşmediğinin kontrol edilmesini talep ettiğini, herhangi bir sözleşme veya fatura yok ise davacının talebinin tamamen haksız olduğundan red edilmesini talep ettiğini, nihayet olarak açılan dava ya tutarsa niyeti ile açılmış bir dava olduğunu, açıklanan nedenlerden de anlaşılacağı gibi dava hem esas ve hem de usul bakımından yasaya aykırı bir şekilde açılmış olduğundan davanın reddine karar verilmesini, masrafların davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER :
Sigorta poliçesi, hasar dosyası, trafik kazası tespit tutanağı, tramer kayıtları, kazaya karışan araçların trafik tescil kayıtları, bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
Bilirkişi 06/06/2022 tarihli raporu ile özetle; meydana gelen trafik kazasında; … plakalı aracın sürücüsü …’ın % 75 (Yüzde YetmişBeş) oranında kusurlu olduğunu, … plakalı aracın sürücüsü …’in ise %25 (YüzdeYirmibeş) oranında kusurlu olduğunu, dava konusu kaza nedeniyle … plakalı aracın dava konusu kaza aşamasında oluşan hasar nedeniyle uğrayacağı reel değer kaybı bedelinin kaza tarihi itibariyle takdiren 2.000,00 TL(İkibinLira) olacağını, … plakalı aracın uğramış olduğu hasarın giderilmesi süresi olarak tespit edilen 5 günlük süre içinde oluşacak araç olan mahrumiyet zararının ise yine kaza tarihi itibariyle KDV dahil olmak üzere günlük 80,00 TL’den toplam 400,00 TL (DörtyüzLira) olacağını bildirmiştir.
GEREKÇE :
Dava, trafik kazası nedeni ile araç değer kaybı ile araç mahrumiyet bedelinin tahsili talebine ilişkindir.
Davalı araç sürücü … yönetimindeki … plakalı aracı ile 08.03.2020 günü saat 18.30 sıralarında … İli, … İlçesi … mahallesinde ….Caddeyi takiben seyirle geldiği ….Cadde-….Cadde kavşak alanında sola dönüş yaparak ….Caddeye katılmak istediğinde, seyir yönü itibariyle sağ tarafındaki kavşak kolu olan … Caddeyi takiben düz istikamette seyirle….Cadde-….Cadde kavşağı, kavşak alanına gelen davacı araç sürücüsü … yönetimindeki … plakalı araç ile kontrolsüz kavşak alanı içinde çarpışmıştır. Olay sonucunda maddi hasar meydana gelmiştir. Uyuşmazlık konusu trafik kazasının meydana gelmesindeki temel etkenin Kaza sürecinde olay yeri kontrolsüz kavşak bölgesine gelen … plakalı aracın sürücüsü …’ın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 52.Maddesinde belirtilen “Hızın gerekli şartlara u unluğunu sağlamak” kuralı gereği yaklaşmakta olduğu kontrolsüz kavşak alanına yaklaşımında ilgili Kanun Maddesi gereği yönetimindeki aracın hızını azaltmadığı, ve yine aynı Kanunun 57.Maddesinde belirtilen “Kavşaklarda geçiş hakkı” kuralı gereği sola dönüş yapacağı kontrolsüz kavşak alanına girmeden önce sağ tarafındaki kavşak kolu olan .. .Caddeyi takiben düz istikamette seyirle kavşak alanına giriş yapan Davacı sürücü … yönetlmindeki … plakalı araca ilk geçiş hakkını vermediği tespit edilmiştir. Anılan Kanun’un 84.Maddesinde de “Trafik kazalarında sürücü kusurlarının tespiti ve asli kusur sayılan haller” belirtilenmiştir. Bu madde içeriğinde ise“Kavşaklarda geçiş önceliğine uymama” hallerinde sürücülerin asli kusurlu sayılacakları belirtilmektedir. Açıklanan kural ihlali gereği … plakalı davalı aracın sürücüsü …’ın meydana gelen trafik kazasının oluşumunda “ASLİ KUSURLU” olduğu kanaatine varılmıştır. Yine kaza sürecinde olay yeri kavşak alanına araçların seyir istikametlerine göre sağ taraftaki ….Caddeyi takiben düz Istikamette seyirle gelen … plakalı aracın davacı sürücüsü …’in ortam koşullarının uygun olduğu ve görüşün açık bulunduğu anda kaza mevkii kavşak alanına dikkatli ve kontrollü olarak yaklaşıp kavşak alanı içinde yönetimindeki araç için oluşacak olası tehlikelere karşı gereken önleyici tedbirleri de zamanında ve yeterince almadığı, yönetimindeki aracın sol ön köşe kısmı ile sol tarafındaki kavşak kolunu takiben kavşak alanına gelen … plakalı aracın sağ yan tarafına çarpması şeklindeki kaza tipi hedeniyle de kazanın oluşmamasına katkıda bulunduğu görülmektedir. Bu tespitler itibariyle de … plakalı aracın sürücüsü …’in kavşak alanına girişi öncesinde 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 52.Maddesinde belirtilen kurallar itibariyle yönetimindeki aracın hızını yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara Uydurması gereği meydana gelen dava konusu trafik kazasında “TALİ KUSURLU” olduğu kanaatine varılmıştır…. plakalı aracın sürücüsü …’ın %75(Yüzde YetmişBeş) oranında kusurlu olduğunu,… plakalı aracın sürücüsü …’in ise %25 (YüzdeYirmibeş) oranında kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu Kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”; Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir. Açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nın; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır. Bu kapsamda davalı sigorta şirketinin ve davalı araç malikinin sorumluluğu cihetine gidilmiştir.
Kural olarak araçta meydana gelen “değer kaybı” (istikrar kazanan yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre); aracın serbest piyasa koşullarına göre kaza tarihi itibariyle önceki kazalar araştırılarak niteliği ve etkisi göz önüne alınarak, tartışılarak hasarsız haldeki ikinci el rayiç değeri ile aracın yaşı, modeli, özellikleri, hasar miktarı ve hasarlı kısımların özelliği dikkate alınarak kazadan sonraki tamir edilmiş halinin rayiç değeri tespit edilip bu iki miktar arasındaki azalmadan ibarettir. Daha somut bir ifade ile aracın kaza tarihindeki hasar görmemiş piyasa değeri ile onarılmış haldeki piyasa değeri arasındaki fark kriteri esas alınmalıdır. (Yargıtay 17. HD’nin 2016/16876 E – 2017/12161 K sayılı, 27/12/2017 tarihli ve 2015/5301 E – 2017/11098 K sayılı, 28/11/2017 tarihli kararları) Anayasa Mahkemesi iptal kararından sonra genel şartlar ile ekindeki formüllere göre yapılan tazminat hesabının yasal dayanağı kalmamıştır. Denetime elverişli bilirkişi raporu hükme esas alınarak davacı aracında oluşan değer kaybı bedelinin reel piyasa kaşullarına göre kaza tarihi itibariyle olmak üzere değer kaybı bedelinin kaza tarihi itibariyle takdiren 2.000,00 TL(İkibinLira) olacağı kusura tekabül eden 1.500,00 TL değer kaybı tazminatının davalı sigorta şirketi yönünden 01/02/2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile, davalı … yönünden ise kaza tarihi olan 08/03/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine (sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limiti dahilinde tutulmasına) karar verilmiştir.
Davaya konu kaza nedeniyle davacının aracında oluşan hasarın onarımı için gerekli makul sürede, davacının ikame araç temin etmek ve suretle masraf yapmak zorunda kalacağı, bu zararının da tazmininin gerektiği açık olmakla birlikte; bu zararın, kazadan kaynaklanan dolaylı zarar mahiyetinde olduğu ve davalı trafik sigortacısının sadece doğrudan zararlardan sorumlu olduğu, bu zararın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ve poliçe özel şartları uyarınca teminat kapsamında bulunmadığından bu kapsamda mahrumiyet bedelinin hesaplanması yönünden alınan bilirkişi raporu ile davacının tamir süresi ikame araç yoksunluk kaybının 300,00 TL araç mahrumiyet zararının davalı …’dan kaza tarihi olan 08/03/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE, 1.500,00 TL değer kaybı tazminatının davalı sigorta şirketi yönünden 01/02/2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile, davalı … yönünden ise kaza tarihi olan 08/03/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, (sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limiti dahilinde tutulmasına)
2-300,00 TL araç mahrumiyet zararının davalı …’dan kaza tarihi olan 08/03/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 122,95 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70 TL peşin harç ile 80,70TL tamamlama harcının mahsubu ile fazla yatırıldığı anlaşılan 38,45 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 80,70TL peşin harç, 80,70TL başvuru harcı, 11,50TL vekalet harcı ile iadeden bakiye kalan 42,25TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 215,15 TL harcın davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun 179,29 TL ile sınırlı olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5- Zorunlu arabuluculuk kapsamında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT’nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.129,49TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafından sarf edilen 298,25 TL tebligat ve posta gideri ile 800,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.098,25TL yargılama giderinin davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun 915,21 TL ile sınırlı olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
7-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir ve hesap edilen 1.800,00TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
8-Kararın talep halinde taraflara tebliğine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı …’ın yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 10/11/2022

Katip Hakim
E-imzalıdır. E-imzalıdır.