Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/143 E. 2023/292 K. 08.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/143 Esas – 2023/292
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/143
KARAR NO : 2023/292

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-
VEKİLİ :
: 2-
3-
VEKİLİ :

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/02/2022
KARAR TARİHİ: 08/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/04/2023

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin kurucusu …’in, 2000’li yılların başında … markasıyla hidrofilik idrar sondası üretmeye başladığı ve kurmuş olduğu … Şti. üzerinden satmaya başladığını, anılan şirketi geliştirdikten sonra 26.09.2016 tarihinde …’a devrettiğini, anılan şirketin satışı esnasında …’in kendisinin geliştirdiği … marka hidrofilik idrar sondasının Türkiye’de satışını yapabilecek tek yetkili distribütör olacağına dair anlaşma imzalandığını ve anılan distribütörlük için de müvekkil şirketin kullanıldığını, müvekkili şirketin toplam %70’ine tekabül eden 3500 hissesinin …’e, %15’e tekabül eden 750 hissesinin dava dışı …’a, %15’e tekabül eden 750 hissesinin de davalı …’a ait olduğu; …’ın, 28.05.2015 tarihinden 11.11.2020 tarihine kadar temsil ve ilzama yetkili, pay sahibi yönetim kurulu üyesi olarak bulunduğunu; 11.11.2020’de hisselerini devretmesinden 09.03.2021 tarihine kadar da pay sahibi olmayan yönetim kurulu üyesi (yönetim kurulu başkan yardımcısı) olarak müvekkili şirket yönetiminde bulunmaya devam ettiğini, …’ın fiili yöneticiliği bittiğinde
e-imza e-imza e-imza e-imza

müvekkili şirket, … ile 01.08.2016’da 5 yıllık olarak imzalanan distribütörlük sözleşmesini yenileyerek faaliyetlerine devam etmeye hazırlandığını, ancak … ile distribütörlük sözleşmesinin yenilenmesi gündemiyle yapılan toplantıda …’in başkaca bir şirketle çalışacağı ve bu bağlamda müvekkilin distribütörlük sözleşmesinin yenilenmeyeceği … tarafından müvekkiline bildirildiğini, müvekkili tarafından yapılan araştırmada …’in yeni distribütörünün … Şti. olacağı bu şirketin %50-%50 ortaklıkla müvekkilin eski yönetim kurulu üyesi … ile birlikte …tarafından kurulduğunun tespit edildiğini, :::’ın, müvekkili bünyesinde yönetim kurulu üyesiyken elde ettiği bağlantı ve ticari sırlar sayesinde anılan distribütörlüğü elde etmiş ve müvekkilin cirosunun %90 oranında düşmesine sebebiyet verdiğini, haksız rekabete ilişkin genel düzenlemeler TBK md. 57’de ve anılan kurumun özel görünümleri de TTK md. 54 ve devamında düzenlendiğini, davalı …ve … A.Ş., davalı …’in müvekkilline olan distribütörlük sözleşmesinin uzatılmasını engelleyerek bu ticari ilişkiden cayılmasını sağladığı ve davalı bunu müvekkil şirket yönetim kurulu üyesi olduğu dönemde edindiği ticari sırları ve nüfuzu kullanarak gerçekleştirdiğini belirterek, davalıların, haksız rekabet teşkil eden davranışları nedeniyle müvekkili zararının tazmini için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla HMK md. 107 uyarınca belirsiz alacak talebi olarak şimdilik 100.000,00TL’nin haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle davalılardan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalılar …ve … Ltd. Şti. vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı yanca ileri sürülen tüm iddiaların haksız, hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacı yanın, müvekkilinin davacı şirketteki hisselerini ve yetkilerini devretmesinden sonra 01.07.2021 tarihine kadar fiili yönetici olarak şirkette bulunmaya devam ettiğini öne sürdüğünü, ancak, müvekkilinin hisselerini devrettikten sonra, davacı şirkette fiili yönetici olarak görev aldığı yönündeki iddiaların gerçek dışı olduğunu, davacı yanın iddiasının aksine, müvekkilinin davacı şirketi dışarıdan yöneterek (zira yöneticilik vasfı kalmamıştır), ticari sırları kullanmak suretiyle davacı şirketi saf dışı bırakmayı amaçlamadığını, davacı yanın, tamamen … ile davacı arasındaki bir sözleşmenin devamının gelmeyişini müvekkile bağladığını, sözleşmeyi yenilemeyen taraf … firması ise, bu tamamen adı geçen firmanın bileceği bir konu olduğunu, sözleşmenin davacı şirket ile yenilenmeyişinde bu iki firma arasındaki çıkar dengesi dışında bir sebep aramanın hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, … ile davacı şirket arasında 2016 yılında imzalanan sözleşmede, sözleşme
bitiminde yenileneceğine dair bir hüküm bulunmadığının anlaşıldığını, davanın çıkış noktasını oluşturan sondaya ait pazar ve ürünün kendisinin, davacı yana değil; diğer davalı … şirketine ait olduğunu, bu ürünün bir dönem distribütörlüğünü yapmış olmanın davacı yana, ürünün sahibiymiş gibi hak iddia etme yetkisi vermediğini, detaylı olarak izah edildiği üzere, müvekkilinin davacı ile … arasındaki sözleşmenin yenilenmemesinde en ufak bir eyleminin bulunmadığını, davanın, talebi dahi net ve anlaşılır olmayan, hiçbir yasal dayanağı olmayan, bir dava olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde müvekkilinin hangi eylem ve davranışlarının haksız rekabet teşkil ettiğinin, ne şekilde haksız rekabette bulunduğunun iddia edildiğinin belli olmadığını, yapılan açıklamaların isnat edilen haksız eylemlerin müvekkili şirket ile ilgisi bulunmadığını, davacının iddia ve taleplerinin diğer davalılara yöneltildiğini belirterek, öncelikle pasif husumet ehliyeti bulunmadığından davanın usulden reddine, aksi kanaatte davacı ile haksız rekabette bulunmayan müvekkili şirket hakkında açılan davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER Davacı ve davalı şirketin ticaret sicil dosyaları, Sağlık Bakanlığı kayıtları, vergi dairesi kayıtları, 05/10/2022 tarihli bilirkişi raporu, 21/02/2023 tarihli ek rapor ile tüm dosya kapsamı.

e-imza e-imza e-imza e-imza

GEREKÇE Dava, davacının 2016 yılında imzaladığı ve beş yıl süreli … markalı idrar sondaları ve … isimli ürünler ile ilgili Dağıtım Anlaşmasının 2021 yılında yenilenmemesi ve sözleşme konusu ürünlerin Davacı eski ortağı ve yöneticisi olan …’ın Davacı eski ortaklarından (dava dışı) … ile % 50-50 paylı olarak kurdukları … Ltd. Şti. tarafından üstlenilmesi sebebiyle Davalı …’ın, … Ltd. Şti.nin ve ilgili ürünlerin üreticisi ve distribütörlük sözleşmesinin sağlayıcı tarafı … A.Ş.nin haksız rekabette bulundukları iddia edilerek zarara uğrandığı ve ilgili zararın tazmin edilmesi oluşturmaktadır.
Haksız rekabet iddiasının temeli daha önce şirket hissedarı olan ve aynı zamanda yönetim kurulu başkan ve üyeliği de yapan Davalı …ın Davalı nezdindeki görevleri sebebiyle sağlamış olduğu kişisel bağlantıları ve şirket ticari sırlarını kullanarak Davacının en büyük iş hacmini yakaladığı idrar sondaları dağıtım işini, ilgili sözleşmenin yenilenmesi sürecinde Davacıyı elimine ederek kendi üzerlerine aldığı ve bu işlemle ilgili tarafların haksız rekabet ettiği iddiasına dayanmaktadır.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda bilirkişiden rapor alınması yoluna gidilmiş ve dosya sunulan gerekçeli ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davalı …’ın ortağı bulunduğu ve bu davada diğer bir davalı taraf olan … Şti.nin, davacı … A.Ş. ile rakip durumda teşebbüsler olduğu, davalı …’ın gerek danışman olarak davacıya hizmet sunduğu dönemde gerekse bu hizmet sunumunun bitmesinden sonraki dönem için davacıya karşı herhangi bir rekabet yasağı yükümlülüğü altında olmadığı, davacının ana tedarikçilerinden olan ve aynı zamanda bu davanın da davalı taraflarından olan … A.Ş.nin davacı ile aralarındaki beş yıllık tedarik sözleşmesinin sona ermesinden sonra başka bir dağıtıcı teşebbüsle tedarik-dağıtım sözleşmesi yapmasının ticari hayatın olağan işlerinden olması sebebiyle gerek (davalı) yeni dağıtıcı gerekse de (davalı) tedarikçi açısından herhangi bir haksız rekabet boyutunun bulunmadığı tespit edilmiştir.
Yukarıda belirtildiği gibi davacı tarafın davasının dayanağı TTK’nun 54 ve devamı maddelerindeki haksız rekabet teşkil eden fiiller nedeniyle davacının uğradığı maddi ve manevi zararlardır. Haksız rekabet teşkil edecek hallen aynı kanunun 55. Maddesinde oldukça geniş bir şekilde sayılmıştır. Davacı taraf dava dilekçesinde, davalı …’ın davacı şirkette yönetim kurulu üyeliği sona erdikten sonra fiili olarak yöneticilik yaparken diğer davalı şirket … Ltd. Şti.’ni kurduğunu ve bu şirketin diğer davalı ile ticaret yaparak haksız rekabetin oluştuğunu ileri sürmektedir. Davacı taraf, davalı …’in bu sorumluluğunun yönetim kurulu üyesi olmasından kaynakladığını, davacı şirkete ait ticari sırları kullanarak davacının zarara uğradığını ileri sürmüş ise de; davalı …’ın sorumluluğunun davacı tarafçada kabul edildiği gibi, şirket yöneticisi olmasından kaynaklanmadığı, davacı şirket ile davalı …arasında herhangi bir rekabet yasağı sözleşmesi bulunmadığı,bununla birlikte yapılan işin tekel niteliğinde bir iş olmadığı dikkate alındığında davalı …’in üretim sırları, müşteri çevresi özellikle davacının işleri hakkında bilgiye diğer şirketlerin de sahip olabileceği dolayısıyla somut olayda, haksız rekabet teşkil eden fiillerin ve haksız rekabetin şartlarının oluşmadığı anlaşıldığından(Yargıtay 11.HD.nin 10.10.2022 Tarih ve 2021/2660 E., 2022/6803 K.sayılı ve benzer diğer kararları), davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 179,90TL karar ve ilam harcının peşin alınan 1.707,75TL ve ıslah ile alınan 80,70TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.608,55TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,

e-imza e-imza e-imza e-imza

3-Zorunlu arabuluculuk nedeniyle Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.360,00TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davalıların kendilerini vekil ile temsil ettirdikleri görülmekle, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davanın ret oranına göre hesap ve takdir olunan 16.000,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.08/03/2023

Başkan Üye Üye Katip
e-imza e-imza e-imza e-imza