Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1411 E. 2023/946 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/1411 Esas – 2023/946
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2022/1411 Esas
KARAR NO : 2023/946

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/12/2022
KARAR TARİHİ: 21/09/2023
K. YAZIM TARİHİ: 06/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin metal sac işleme, demir doğrama, kaynak işleri yaptığını, davalının da müvekkilinden yapmakta olduğu proje için pek çok kez farklı hizmetler aldığını, davalıya aldığı hizmetler karşılığı 17.400 TL bedelli … Seri … sıra nolu 10.01.2018 tarihli ve 22.625 TL bedelli A Seri … sıra nolu 30.12.2017 tarihli iki faturanın düzenlendiğini ancak davalının almış olduğu bu hizmetin bedelini tam olarak ödemediğini, parça parça ve eksik ödemeler yaptığını, davalının müvekkilini uzun süre ödeme yapacağı konusunda oyaladığını ancak ödeme yapılmaması üzerine davalı aleyhine Ankara … İcra Dairesi’nin … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine ise icra takibinin durdurulduğunu beyan ederek, davalının Ankara … İcra Dairesi’nin … E. Sayılı dosyasına yaptığı haksız itirazın iptali ile takibinin devamıma, alacağın %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, davacı vekili dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla dava değerini 1.000,00 TL olarak belirtmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının, iş bu dava ile 40.025,00 TL tutarında başlatmış olduğu icra takibine yapılan itirazın şimdilik 1.000,00 TL’lik kısmının iptalini talep ettiğini, davacının kısmi dava açmakta hukuki menfaati bulunmadığı gözetilerek öncelikle işin esasına girilmeyerek davanın reddine karar verilmesini talep ettiğini, davacının, müvekkiline ait … Mah. … Cad. No: … … adresinde bulunan fabrika binasının demir doğrama işlerini yaptığını, davacı tarafından yapılan işin haftalarca sürmesi nedeniyle malzeme ve işçilik bedelinin fatura tarihlerinden önce peyder pey alarak alacağı bittikten sonra faturaları düzenleyip müvekkiline verdiğini, takibe dayanak yapılan …-… seri ve sıra nolu, 30.12.2017 tarih ve KDV dahil 22.625,00 TL meblağlı faturanın, 17.10.2017-28.12.2017 tarihleri arasında yapılan muhtelif ödemeler ile ödendiğini, …-… seri ve sıra nolu, 10.01.2018 tarih ve KDV dahil 17.400,00 TL meblağlı faturanın ise 16.01.2018-19.01.2018 tarihleri arasında yapılan muhtelif ödemeler ile ödendiğini, davaya ve takibe dayanak yapılan fatura bedellerinin müvekkili tarafından banka havalesi, elden nakit ödeme ve çek ile ödeme yapılarak ödendiği için haksız, hukuki dayanaktan yoksun ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davacının, fatura bedellerinin kendisine ödendiğini bilerek haksız ve kötü niyetli olarak icra takibi başlattığını ve huzurdaki itirazın iptali davasını açtığını, müvekkilin fatura borçlarını banka havaleleri, elden nakit ödemeler ve çek ile ödediğini kanıtladığını ve bu nedenle müvekkil lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ettiklerini beyanla davanın reddine, kötü niyetli olarak başlatılan icra takibi nedeni ile %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına ve davalı müvekkili lehine vekalet ücretine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Ankara … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası, ticaret sicil kayıtları, tarafların ticari defter ve belgeleri, BA-BS formları, 22/05/2023 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, faturaya dayalı olarak başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali talebine ilişkindir.
… Vergi Dairesinin 03/01/2023 tarihli cevabi yazısı ile, dairelerinin … vergi numaralı mükellefi olan davacı …’in 2017-2018 yılları için işletme hesabına göre defter tuttuğu, BA-BS verme zorunluluğu bulunmadığı bildirilmiştir.
Ankara … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyasının bir sureti dosya arasına alınmış, incelenmesinde; Davacı (alacaklı) vekili tarafından davalı (borçlu) şirket aleyhine 17/08/2020 tarihli ödeme emri ile 22.625,00 TL asıl alacak, 17.400,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 40.025,00TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 20/08/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin 21/08/2020 tarihli dilekçeyle itirazı üzerine icra takibinin durdurulduğu, eldeki davanın 29/12/2022 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı, icra takibine de konu ettiği faturadan kaynaklanan bakiye alacağının davalı tarafından ödenmediğini iddia etmekte, davalı şirket ise takip dosyasına sunduğu dilekçeyle davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını savunmaktadır.
Taraf iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi amacıyla dosyaya kazandırılan 22/05/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…Davacı …’in ticari defterlerini ibraz etmemesi nedeniyle incelenemediği, Davalı … A.Ş.’nin ticari defterlerine göre, 17.08.2020 takip tarihi itibariyle davacı …’in davalı … A.Ş.’den alacaklı olmadığı, Davalı … A.Ş.’nin 34.600,00 TL’lik ödeme belgelerini sunduğu, ancak 5 yıl geçtiği için imha edildiği ifade edilen 5.425,32 TL’lik nakit ödemenin belgelerinin sunmadığı, Davacı …’in ticari defterlerini ibraz etmekten kaçınması ve davalı … A.Ş.’nin belgelerinin zaman aşımına uğrayıp uğramadığı hususundaki takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu…” yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Dava konusu alacak, faturaya dayalı alacağa dayanmaktadır. Fatura düzenlenmesi tek başına muaccel bir alacağın varlığını ispata yeterli değildir. Davacının aynı zamanda malın teslim edildiğini/hizmetin ifa edildiğini ispat yükü altındadır.
Fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gerekir. Bunun için de öncelikle taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerekir. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi yani alım-satım ilişkisini ispat etmesi gerekmektedir. Bu nedenle, bir satım ilişkisinde davacı taraf sattığı malın miktarını ve alıcıya teslimini, davalı taraf ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorundadır.
Davacı yana verilen kesin süreye rağmen defter ve kayıtlar sunulmadığından ve adresi de bildirilmediğinden yapılan ihtar uyarınca davalı defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yapılmış olması ve davalı lehine delil olma vasfına haiz olması hususları gözetilerek davalı defter ve kayıtları HMK madde 222/3 (Değişik:22/07/2020 – 7251/23.m.) uyarınca davalı lehine delil olarak kabul edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde, davacının verilen ihtaratlı kesin süreye rağmen defterlerini sunmadığı, davalının defterlerine göre ise davalının borcunun bulunmadığı, davalının lehine delil olduğu, kaldı ki, davalının söz konusu faturalara ilişkin ödeme belgeleri sunduğu, sunulamayan kısımların ise 5 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği, bu haliyle davacının bakiye borcunun kaldığını ispat edemediği sonuç ve kanaatiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davalının kötüniyet tazminatı talebi değerlendirildiğinde, kötüniyet tazminatı takibe girişmekte kötüniyetli bulunduğu borçlu tarafından açıkça kanıtlanmış olan, ya da öyle olduğu ayrıca kanıtlanmasına gerek bulunmaksızın dosya kapsamından açıkça anlaşılabilen alacaklıya yönelik bir yaptırım niteliğindedir. Alacaklının anılan tazminata mahkum edilebilmesi açıkça takibin kötüniyetle yapılmış olması koşuluna bağlanmıştır. Alacaklının icra takibini kötüniyetli olarak yaptığı hususu, borçlu tarafından kanıtlanmalıdır. Öğreti ve Yargıtay uygulamasına göre alacağının bulunmadığını bildiği veya bilmesi gereken bir durumda olduğu halde icra takibine girişen alacaklı kötüniyetli kabul edilir. Bu nedenle davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilme şartları oluşmamıştır.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 80,70TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 189,15 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Zorunlu arabuluculuk kapsamında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT’nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.560,00 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap edilen 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 21/09/2023

Katip Hakim
e-imza e-imza