Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1410 E. 2023/902 K. 12.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/1410 Esas – 2023/902
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2022/1410 Esas
KARAR NO : 2023/902

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/12/2022
KARAR TARİHİ: 12/09/2023
K.YAZIM TARİHİ: 09/10/2023

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili; müvekkilin … Yetkili Servisi olarak hizmet verdiğini, müvekkili ile davalı arasında sunulan faturalar ile kurulmuş bir ticari ilişki olduğunu, ticari ilişkinin cari hesap ilişkisi olarak yürütüldüğünü, müvekkili tarafından gerçekleştirilen hizmete ilişkin icra takibine konu edilen toplam 3 adet fatura olduğunu, müvekkilin 2019-2021 tarihleri arasında davalıya fatura karşılığı araç onarım-bakım hizmet) verdiğini, toplam tutardan alınan hizmet faturası miktarları ve ödemelerin mahsup edilmesi neticesinde davalının müvekkili firmaya 8.206,88TL borcu kaldığını, icra takibine konu faturalara ilişkin vade tarihi faturalarda açıkça belirtildiğini, söz konusu miktarın ödenmemesi üzerine borçlu aleyhine Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalı borçlunun takibe 02.02.2022 tarihinde haksız olarak kısmi itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, davalının 21.02.2022 tarihinde dava tarihi itibariyle faiz ve giderlerle birlikte 11.335,83TL olan toplam borcun 5.336,00TL’sini icra dosyası kapsamında ilgili icra dairesine yatırdığını, 4.118,76TL’lik asıl alacak kısmına ve 338,04TL’lik faiz kısmının tamamına yönelik borca kısmi itiraz ettiğini beyan ederek, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına, haksız itirazla takibi durduran borçlu hakkında %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili; Davacı ile müvekkili arasında 2019-2021 yılları arasında bir ticari ilişki olduğunu, davacının bu ticari ilişkiye dayanarak toplam tutardan alınan hizmet faturası miktarları ve ödemeler mahsup edilince müvekkilden 8.206,88TL ödenmemiş alacağı olduğu iddiasıyla icra takibi başlattığını, dava tarihi itibariyle faiz ve giderlerle birlikte 11.335,83TL olan toplam borcun 5.336,00TL’sini icra dosyası kapsamında ilgili icra dairesine yatırıldığını, 4.118,76TL’lik asıl alacak kısmına ve 338,04TL’lik faiz kısmının tamamına yönelik borca kısmi itiraz etme zorunluluğu hasıl olduğunu, asıl alacağın 4.118,76TL’lik kısmının müvekkilince ödenmiş olduğunu, buna rağmen takip konusu yapılan fatura hiç ödenmemiş gibi icra takibine konu edildiğini, işbu haksız kısmi takibe yapılan itirazın iptal talebi hukuki dayanaktan yoksun ve kötü niyetli olduğundan davanın reddi gerektiğini, davacının cari hesap sözleşmesi olduğu iddiasını söz konusu sözleşmeyi sunarak kanıtlaması gerektiğini, aksi takdirde taraflar arasında geçerli bir cari hesap sözleşmesi
olmadığı sonucu çıkacağını, cari hesap sözleşmesinin olduğunun ispat yükünün davacıya ait olduğunu, kabul anlamına gelmemekle beraber taraflar arasında açık hesap ilişkisi mevcut olsa dahi cari hesap ilişkisi olduğuna dayanarak hali hazırda ödenmiş olan bir alacağa dayanarak icra takibi başlatılamayacağını, davacı tarafından düzenlenen faturaların alacağı kanıtlamaya haiz bir delil olmadığının kabulünün usul ve yasanın gereği olduğunu, taraflar arasındaki asıl borç ilişkisini faturayı tanzim edenin ispat etmesi gerekeceğini ve bu faturaların alacağı ispat etmekte yeterli olmadığının yerleşik Yargıtay içtihatlarında da sabit olduğunu, faturanın tek başına ispata yeterli olmadığını beyan ederek, müvekkili hakkında açılmış bulunan işbu itirazın iptali davasının esastan reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Ankara Batı İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyası, tarafların ticaret sicil kaydı, tarafların 2019-2020-2021 yıllarına ait BA-BS formları, tarafların ticari defter ve kayıtları, 23/05/2023 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
Bilirkişi raporunda, davacı … Şti. ticari defterlerine göre 29.12.2021 takip tarihi itibariyle davacı … Şti.’nin davalı … Şti.’den 8.206,88TL alacaklı olduğu, Davalı … Şti.’nin ticari defterlerine göre, “… Şti.” hesabındaki 3.518,76 TL’lik borç bakiyesi ile “… Şti.” Diğer Ticari Borçlar hesabındaki 3.518,76TL’lik alacak bakiyesinin mahsuplaştırılması sonrasında davalı … Şti.’nin davacı … Şti.’ye borçlu olmadığı, Davalı … Şti.’nin davaya konu takip dosyasına 21.02.2022 tarihinde 4.088,12TL’si anapara olmak toplam 5.336,00TL’lik bir ödeme yaptığı, ödeme sonrasında takip tutarının anapara alacağının 4.118,76TL’ye düştüğü, Davalı ticari defterlerinde söz konusu faturaların kayıtlara alınarak kabulüne girmesi, ancak ödeme kayıtlarındaki belgeler sunulamaması nedeniyle davacı … Şti.’nin davalı … Şti.’den 4.118,76TL alacaklı olduğu, Davacı … Şti.’nin 29.12.2021 takip tarihi itibariyle davalı .. Şti.’den 4.118,76TL alacaklı olduğu, davacının söz konusu tutarı takip tarihinden tahsil tarihine kadar geçen sürede talepteki yıllık %9 yasal faiz tutarı ile birlikte talep etme hakkına sahip olduğu, bu çerçevede takibin 4.118,76TL üzerinden devamının gerektiği belirtilmiştir.
GEREKÇE :
Dava; taraflar arasında düzenlenen hizmet sözleşmesi kapsamında faturaya dayalı alacağının tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki kısmi itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı alacaklı taraflar arasında düzenlenen hizmet sözleşmesi nedeniyle davalıdan alacaklı olduğu iddiasıyla faturaya dayalı icra takibi başlatmış olup; ödeme emri davalı borçluya 06.02.2022 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 7 günlük yasal süresi içinde 01.02.2022 tarihinde ödeme emrine kısmi itiraz ettiğinden kısmi itiraz edilen kısım yönünden takibin durdurulmasına karar verilmiştir. İtirazın iptaline yönelik olarak açılan iş bu dava hak düşürücü yasal süresi içerisinde açıldığından işin esasına girilerek inceleme yapılmıştır.
Davacı yan, 3 adet fatura sebebiyle alacaklı olduğunu iddia ederek davalının haksız itirazının iptalini talep etmiş, davalı yan ise, taraflar arasındaki hizmet ilişkisini ve faturaları kabul etmiş, takip çıkışı ve takip giderleri toplamı olan 11.335,83TL’den 5.336,00TL’sini kabul edip bu bedeli ödemiş ve bakiye 4.118,76TL yönünden borcu kabul etmeyerek borca itiraz etmiş, itirazının dayanağı olarak da 4.118,76TL’nin de ödenmiş olduğunu, bu sebeple davacının alacağın bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Uyuşmazlık, davacı yanın takipte talep edilen 4.118,76TL’lik kısım kadar davalıdan alacaklı olup olmadığı, borcun ödeme ile son bulup bulmadığı hususlarındadır.
Takibe konu alacağın dayanağının, 10/07/2021 tarihli 11.419,23TL bedelli, 11/08/2021 tarihli 1.753,00TL bedelli, 29/06/2021 tarihli 1.925,41TL bedelli fatura olduğu görülmüş olup, takipte 29/06/2021 tarihli 1.925,41TL bedelli faturadan bakiye 1.406,65TL, 10/07/2021 tarihli 11.419,23TL bedelli faturadan bakiye 5.047,23TL ve 11/08/2021 tarihli 1.753,00TL bedelli faturanın tamamının işlemiş faizleriyle birlikte talep edildiği tespit edilmiştir.
Dava dilekçesinde kısmi yapılan itirazın iptali talep edilerek harca esas değer 4.118,76TL olarak bildirilmiş, tevzi formunda ise 4.118,76TL asıl alacak, 338,04TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.456,80TL’nin talep edildiği görülmüş olup, davacı vekiline talebi açıklattırılmış, davacı vekili 12/09/2023 tarihli duruşmada taleplerinin yalnızca asıl alacağa yönelik olduğu bildirildiğinden dava esas değeri olarak 4.118,76TL esas alınarak yargılamaya devam olunmuştur.
Tarafların bağlı bulundukları vergi dairelerinden 2019, 2020 ve 2021 yıllarına ait BA-BS formları HMK m.221 uyarınca resen celp edilmiştir. İncelenmesinde; davacı tarafça davalı adına, 2019 ve 2020 yılında herhangi bir bildirimin bulunmadığı, 2021 yılında 1 adet belge karşılığında KDV hariç 9.677,31TL tutarında mal/hizmet satışı bildiriminde bulunulduğu, davalı tarafça davacı adına 2019 ve 2020 yılında herhangi bir bildirimin bulunmadığı, 2021 yılında 1 adet belge karşılığında KDV hariç 9.677,31TL tutarında mal/hizmet alışı, 1 adet belge karşılığında KDV hariç 5.400,00TL tutarında mal/hizmet satışı bildiriminde bulunulduğu tespit edilmiştir. 10/07/2021 tarihli 11.419,23TL bedelli faturanın taraflarca vergi dairesine bildirildiği ve bu fatura yönünden bildirimlerin örtüştüğü, ancak davalı tarafça BS formuyla yapılan bildirim yönünden davacı yan bildiriminin örtüşmediği tespit edilmiştir. Bildirilmeyen uyuşmazlık konusu iki faturanın ise KDV hariç 5.000,00TL’nin altında olması sebebiyle bildirim zorunluluğu bulunmadığından bildirilmemiş olduğu değerlendirilmiştir.
Tarafların defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış; düzenlenen 21/05/2023 tanzim tarihli bilirkişi raporunun hükme esas almak için gerekçeli ve denetime elverişli olduğu değerlendirilerek yerinde olmayan davalı itirazları reddedilerek rapor hükme esas alınmıştır.
Dava konusu alacak, fatura alacağına dayanmaktadır. Fatura düzenlenmesi tek başına muaccel bir alacağın varlığını ispata yeterli değildir. Davacının aynı zamanda malın teslim edildiğini/hizmetin ifa edildiğini ispat yükü altındadır.
Fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gerekir. Bunun için de öncelikle taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerekir. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi ispat etmesi gerekmektedir. Bu nedenle, bir satım ilişkisinde davacı taraf sattığı malın miktarını ve alıcıya teslimini, davalı taraf ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorundadır.
İddia ve savunma, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında tarafların da kabulünde olduğu gibi ticari ilişki bulunduğu, bu ilişki kapsamında davacının davalıya üç adet fatura karşılığı mal sattığı, bu üç faturanın da incelenen taraf defterlerinde kayıtlı olduğu ve taraflarca vergi dairesine BA/BS formuyla bildirildiği, davalı tarafça tanzim edilen bir adet 6.372,00TL tutarlı gider faturasının davacı defterinde kayıtlı olduğu, ancak davacı tarafça BA formuyla bildirilmediği, buna karşın davalı tarafça BS formuyla bildirildiği ve deftere işlendiği, bu kapsamda davacı defterlerine göre davacının takip tarihi itibariyle 8.206,88TL alacaklı olduğu, incelenen davalı defterlerinde ise, davacı defterinde kayıtlı olmayan 10/10/2019 tarihli 3.000,00TL tutarlı ödeme ile 24.06.2022 tarihli 5.206,33TL ödemenin yer aldığı, ödemelerden ikincisinin takip tarihinden sonra yapılan ödeme olduğu, davacı ve davalı tarafın kabulünde olduğu üzere icra dairesine 5.336,00TL ödeme yapıldığı bu itibarla bakiye borcun 4.118,76TL olduğu, davanın asıl alacağa yönelik açıldığı, işlemiş faiz yönünden davacının bir talebi olmadığı anlaşılmıştır. Davalı yan ödeme savunmasında bulunduğundan, ispat yükü davalı üzerindedir. Davalının 5.206,33TL tutarındaki ödemesi yönünden taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık 3.000,00TL tutarındaki davalı defterinde kayıtlı olan davacı defterinde kayıtlı olmayan ödeme hususundadır. Davalı yan bu ödemeyi yaptığını savunmuş ancak bu ödemeyi ispata yarar herhangi bir delil sunamamıştır. Davalı defterinde ödemenin kayıtlı olması ispat için yeterli olmayıp defterler bu ödeme yönünden örtüşmediğinden bu ödeme için davalı defteri delil olarak kabul edilemeyecektir. Davalı yan ödeme belgesi sunamadığı gibi cevap dilekçesinde yemin deliline de açıkça dayanmadığından 3.000,00TL’lik ödeme yönünden ödeme savunmasını ispat edemediğinden davacının 4.118,76TL alacaklı olduğu ve davalının itirazının yerinde olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır. Bu itibarla dava yalnızca asıl alacak yönünden açılmış olduğundan asıl alacak yönünden davanın kabulüne, asıl alacak likit olduğundan ve davalı takibe haksız itiraz ettiğinden %20 oranında icra inkar tazminatının da davalıdan tahsiline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KABULÜ İLE, Ankara Batı İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasında davalı borçlu tarafından yapılan 4.118,76TL asıl alacak yönünden kısmi itirazın iptali ile takibin 4.118,76TL asıl alacak yönünden devamına,
2-Asıl alacak tutarı likit olduğundan ve davalı takibe haksız itiraz ettiğinden alacağın %20’si olan 823,75TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 281,35TL karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70TL harcın mahsubu ile bakiye 200,65TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Zorunlu arabuluculuk kapsamında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT’nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 2.353,22TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 80,70TL peşin harç, 80,70TL başvuru harcı, 11,50TL vekalet harcı olmak üzere toplam 172,90TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 54,50TL tebligat ve posta gideri ile 1.500,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.554,50TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT madde 13/2 gereğince takdir ve hesap edilen 4.118,76TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi.12/09/2023

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı