Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/138 E. 2022/1167 K. 06.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/138 Esas – 2022/1167
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2022/138 Esas
KARAR NO : 2022/1167

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/02/2022
KARAR TARİHİ: 06/12/2022
K.YAZIM TARİHİ: 02/01/2023

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili; davalı borçlunun, müvekkilden takibe konu cari hesap ilişkisine dayalı faturalarda belirtilen mal ve hizmetleri aldığını, ancak müvekkiline herhangi bir ödeme yapmadığını, bu nedenle bakiye alacağın tahsili için cari hesaba dayalı olarak Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası üzerinden takibe geçmek zorunda kaldığını, borçlunun süresinde yetkiye ve borçluya itiraz etmesi nedeniyle takibin durdurulduğunu, davalının, yerleşim yeri … olduğu için yetki itirazında bulunduğunu, ancak TBK 89. maddeye göre davalının yetki itirazının yerinde olmadığını, müvekkilinin faaliyet adresinin …/… olduğundan Ankara Batı İcra Daireleri ve Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin alacağını zamanında almasını engelleyen davalı borçlu aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ettiklerini, … sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde şirketin … tarihinde tür değiştirdiğini, takibe konu alacağın oluştuğu tarihlerdeki … Şti.’nin defterlerinin incelenmesini talep ettiklerini, dava tarihi itibariyle mevcut ve devam eden şirketin … A.Ş. olduğunu beyan ederek, davalı borçlunun 11.109,42 TL miktarlı borca itirazının iptali ile takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesine, haksız ve kötü niyetli olarak borca itiraz eden davalı borçludan alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra-inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı şirket tarafından dosyaya cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLER :
Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dava dosyası, tarafların ticaret sicil kaydı, tarafların 2020 yılına ait BA-BS formları, davacı tarafın ticari defter ve kayıtları, 07/11/2022 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
Bilirkişi raporunda, … Şti.’nin davalı …’nden 14.06.2021 takip tarihi itibariyle cari hesap bakiyesinden kaynaklı 11.109,42TL alacaklı olduğu, unvan değişikliği nedeniyle alacaklının … A.Ş. olduğu, davacının alacak tutarı olan 11.109,42TL’yi 14.06.2021 takip tarihi itibariyle takipteki %9 yasal faiz oranı üzerinden işletilecek faiz tutarı ile birlikte talep etme hakkına sahip olduğu, bu sebeple takibin devamının gerektiği, davalı …’nin dosyaya ticari defterlerin sunulmaması nedeniyle davalıya ait ticari defterlerin incelenme imkanının elde edilemediği belirtilmiştir.
GEREKÇE :
Dava; taraflar arasındaki ticari alım – satım kapsamında faturaya dayalı cari hesap alacağının tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı alacaklı taraflar arasındaki ticari alım – satım nedeniyle davalıdan alacaklı olduğu iddiasıyla ilamsız icra takibi başlatmış olup; ödeme emri davalı borçluya 26.07.2021 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 7 günlük yasal süresi içinde 28.07.2021 tarihinde ödeme emrine itiraz ettiğinden takibin durdurulmasına karar verilmiştir. İtirazın iptaline yönelik olarak açılan iş bu dava hak düşürücü yasal süresi içerisinde açıldığından işin esasına girilerek inceleme yapılmıştır.
Davacı yan, davalı ile aralarındaki ticari alım – satım ilişkisi kapsamında cari hesaptan kaynaklı alacağının bulunduğunu iddia ederek bakiye alacağının tahsili amacıyla başlattığı takibe davalının vaki itirazının iptalini talep etmiş, davalı yan ise, usulüne uygun tebliğe rağmen cevap dilekçesi sunmadığından davalı yanın savunmaları tespit edilememiş, borca itiraz dilekçesi içeriğinden borcunun bulunmadığını savunduğu ve icra dairesinin yetkisine itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce öncelikle, İİK.nın 50. maddesi uyarınca icra dairesinin yetkisi hususunda inceleme yapılmıştır. İcra takibinin yapılacağı yerin belirlenmesinde HMK hükümleri gereği tespit yapılacaktır. 6100 sayılı HMK’nun 6. maddesine göre; “genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” Aynı Kanunun 10. maddesine göre; “sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir.” TBK nın 89.maddesinde de “Borcun ifa yeri, tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirlenir. Aksine bir anlaşma yoksa, aşağıdaki hükümler uygulanır; 1. Para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde, 2. Parça borçları, sözleşmenin kurulduğu sırada borç konusunun bulunduğu yerde, 3. Bunların dışındaki bütün borçlar, doğumları sırasında borçlunun yerleşim yerinde, ifa edilir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Uyuşmazlık konusu para alacağına ilişkin olduğundan davacı alacaklının yerleşim yeri adresine göre icra dairesinin yetkili olduğu anlaşılmakla yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Uyuşmazlık, davacı yanın takip çıkışı kadar davalıdan alacaklı olup olmadığı hususundadır.
Tarafların bağlı bulundukları vergi dairelerinden 2020 yılına ait BA-BS formları HMK m.221 uyarınca resen celp edilmiştir. İncelenmesinde; davacı tarafça davalı adına 2020 yılında 2 adet belge karşılığında KDV hariç 70.935,00TL mal satış bildiriminde bulunduğu, aynı şekilde davalı tarafça da davacı adına 2020 yılında 2 adet belge karşılığından KDV hariç 70.935,00TL mal alış bildiriminde bulunduğu, taraflarca yapılan bildirimlerin örtüştüğü tespit edilmiştir. Uyuşmazlık konusu faturaların 16/03/2020 tarihli KDV dahil 57.409,66TL bedelli ve 29/01/2020 tarihli KDV dahil 26.294,63TL bedelli faturalar olduğu, iki faturanın KDV dahil toplam bedelinin 83.704,29TL olduğu, KDV hariç toplam bedelinin ise 70.936,00TL olduğu, böylelikle taraflarca vergi dairesine bildirilen faturaların uyuşmazlık konusu faturalar olduğu anlaşılmıştır.
Davalıya verilen kesin süreye rağmen ticari defter ve kayıtlar sunulmadığından ve bulundukları yerin adresi de bildirilmediğinden davacı yanın defter ve kayıtları ile mahkememiz dosyası üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Yapılan inceleme sonucunda düzenlenen 04/11/2022 tanzim tarihli bilirkişi raporunda, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 11.109,42TL alacaklı olduğu rapor edilmiştir. Raporun gerekçeli ve denetime elverişli olduğu değerlendirilmekle rapor hükme esas alınmıştır.
Dava konusu alacak, faturadan kaynaklı cari hesap alacağına dayanmaktadır. Fatura düzenlenmesi tek başına muaccel bir alacağın varlığını ispata yeterli değildir. Davacının aynı zamanda malın teslim edildiğini/hizmetin ifa edildiğini ispat yükü altındadır.
Fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gerekir. Bunun için de öncelikle taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerekir. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi yani alım-satım ilişkisini ispat etmesi gerekmektedir. Bu nedenle, bir satım ilişkisinde davacı taraf sattığı malın miktarını ve alıcıya teslimini, davalı taraf ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorundadır.
Davacı yan faturadan kaynaklı cari hesap alacağının bulunduğunu iddia etmiş, tarafların dosyaya kazandırılan Ba – Bs formlarının örtüştüğü görülmüştür. Davalı yanın uyuşmazlık dönemine ilişkin davacı kayıtlarıyla örtüşür mahiyette Ba formuyla mal alım bildiriminde bulunması taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığını ve mal teslimini kanıtlamaktadır.
Davalı yana verilen kesin süreye rağmen defter ve kayıtlar sunulmadığından ve adresi de bildirilmediğinden yapılan ihtar uyarınca davacı defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yapılmış olması ve davacı lehine delil olma vasfına haiz olması hususları gözetilerek davacı defter ve kayıtları HMK madde 222/3 (Değişik:22/07/2020 – 7251/23.m.) uyarınca davacı lehine delil olarak kabul edilmiştir.
Bu itibarla alınan bilirkişi raporuyla tespit edildiği üzere davacının kendi defter ve kayıtlarından sabit olduğu üzere takip tarihi itibariyle davalıdan takip çıkışı olan 11.109,42TL kadar alacaklı olduğu, davacının alacağının varlığını kanıtlaması karşısında davalı yanın iddia edilip ispatlanmış bir ödeme savunması bulunmadığı, bu sebeple davalının itirazının haksız olduğu ve iptalinin gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla davanın kabulüne, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile, takibin devamına, alacak miktarı likit olduğundan ve davalı yan takibe haksız itiraz ettiğinden alacak miktarının %20’si olan 2.221,88TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KABULÜ İLE, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile, takibin devamına,
2-Alacak miktarı likit olduğundan ve davalı yan takibe haksız itiraz ettiğinden alacak miktarının %20’si olan 2.221,88TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 758,88TL karar ve ilam harcından peşin alınan 134,18TL harcın mahsubu ile bakiye 624,70TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Zorunlu arabuluculuk kapsamında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT’nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.096,27TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 134,18TL peşin harç, 80,70TL başvuru harcı, 11,50TL vekalet harcı olmak üzere toplam 226,38TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 287,00TL tebligat ve posta gideri ile 700,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 987,00TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir ve hesap edilen 9.200,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.06/12/2022

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı