Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/132 E. 2022/424 K. 12.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/132 Esas – 2022/424
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/132
KARAR NO : 2022/424
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 03/02/2022
KARAR TARİHİ: 12/05/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/05/2022
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı yan arasında iki adet eser sözleşmesi imzalandığını, davalı yanın yapmış olduğu işlerin bir kısmının eksik ve ayıplı olduğunu, konu ile alakalı müvekkili şirket tarafından davalı yandan defalarca eksik ve ayıplı işlerin tamamlanması talep edildiğini, davalı yan tarafından herhangi bir dönüş olmadığı gibi Kahramankazan … Noterliği aracılığı ile 14/09/2021 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname gönderilerek 20.11.2020 tarihli sözleşme gereği işlerin tam ve eksiksiz olarak yapılarak teslim edildiği iddia edilerek ödeme talebinde bulunulduğunu, ödeme yapılmaması üzerine davalı aleyhine açılan Kahramankazan İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında tebliğ edilen ödeme emrine karşı süresi içerisinde yapılan itiraz üzerine İcra Müdürlüğü tarafından takibin durdurulmasına karar verildiğini, haksız suretle yapılan icra takibine itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı usulune uygun tebligata rağmen dosyaya cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLER :Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, taraflara ait ticaret sicil özeti bilgileri, vergi dairesi kayıtları ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, eser sözleşmesi kapsamında yapılan eksik ve ayıplı işlerin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
e-imza e-imza

Taraflar arasındaki sözleşme, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğindedir. Uyuşmazlığın, eser sözleşmesi hükümlerine göre değerlendirilip çözülmesi gerekli ve zorunludur.
6098 Sayılı TBK’nın 470. maddesi, “Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, işsahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.” hükmünü; aynı kanunun 471. maddesi, “Yüklenici, üstlendiği edimleri işsahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır.
Yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alandaki işleri üstlenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken meslekî ve teknik kurallara uygun davranışı esas alınır.
Yüklenici, meydana getirilecek eseri doğrudan doğruya kendisi yapmak veya kendi yönetimi altında yaptırmakla yükümlüdür. Ancak, eserin meydana getirilmesinde yüklenicinin kişisel özellikleri önem taşımıyorsa, işi başkasına da yaptırabilir.
Aksine âdet veya anlaşma olmadıkça yüklenici, eserin meydana getirilmesi için kullanılacak olan araç ve gereçleri kendisi sağlamak zorundadır.” hükmünü; aynı kanunun 479/1. maddesi ise; “İşsahibinin bedel ödeme borcu, eserin teslimi anında muaccel olur.” hükmünü düzenlemiştir.
6098 sayılı TBK’nın 97. maddesi de, “Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir.” düzenlemesini içermektedir.
TMK’nın 6. maddesi, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükmünü içermekte olup, taraflar iddialarını kanıtlamakla yükümlüdür.
Eldeki davada, davacı davalıyla yaptıkları eser sözleşmesi sonucunda davalının edimlerini tam olarak yerine getirmediği, yerine getirmediği edimlerini başka bir firmaya yaptırdığı, başka firmaya yaptırdığı işin bedelini talep etmektedir.
HMK’nın 139. Maddesine uygun bir şekilde davacı tarafa HMK 139/1-ç maddesinde belirtilen;
ç)Davetiyenin tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içinde tarafların dilekçelerinde gösterdikleri, ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları, bu hususların verilen süre içinde yerine getirilmemesi hâlinde o delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacaklarına karar verileceği. Hususu öninceleme duruşmasından önce ihtar edilmiştir.
HMK’nın 140/5. Maddesi de şu şekildedir; 139 uncu madde uyarınca yapılan ihtara rağmen dilekçelerinde gösterdikleri belgeleri sunmayan veya belgelerin getirtilmesi için gerekli açıklamayı yapmayan tarafın bu delillere dayanmaktan vazgeçmiş sayılmasına karar verilir.
Yine HMK’nın 119. maddesinin 1-e ve f bendinde davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetleri ile iddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceği’nin dava dilekçesinde yazılacağı belirtilmiş, 121. maddesinde “Dava dilekçesinde gösterilen ve davacının elinde bulunan belgelerin asıllarıyla birlikte harç ve vergiye tabi olmaksızın davalı sayısından bir fazla düzenlenmiş örneklerinin veya sadece örneklerinin dilekçeye eklenerek, mahkemeye verilmesi ve başka yerlerden getirtilecek belge ve dosyalar için de bunların bulunabilmesini sağlayıcı açıklamanın dilekçede yer alması zorunludur.” denilmiş, ön inceleme duruşması başlıklı 140. maddesinin 5. fıkrasında “Ön inceleme duruşmasında, taraflara dilekçelerinde gösterdikleri, ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları için iki haftalık kesin süre verilir. Bu hususların verilen kesin süre içinde tam olarak yerine getirilmemesi hâlinde, o delile dayanmaktan vazgeçilmiş sayılmasına karar verilir.” hükmü düzenlenmiştir.
e-imza e-imza

HMK’nın 187. maddesinde “İspatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur ve bu vakıaların ispatı için delil gösterilir.”; 190. maddesinde “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.”; 194. maddesinde “(1) Taraflar, dayandıkları vakıaları, ispata elverişli şekilde somutlaştırmalıdırlar. (2) Tarafların, dayandıkları delilleri ve hangi delilin hangi vakıanın ispatı için gösterildiğini açıkça belirtmeleri zorunludur.”; 195. maddesinde “Tarafların ellerinde bulunmayan ve incelenmesine karar verilen delillerin getirtilmesi için, mahkemece ilgili resmî makam ve mercilerle üçüncü kişilere bu husus bildirilir. Mahkemeye getirtilmesi mümkün olmayan deliller, bulunduğu yerde incelenebilir veya dinlenebilir.” hükümleri ile ispat külfetii, delillerin sunulması ve somutlaştırma konusunda kurallar düzenlenmiştir.
Tüm bu ilkeler ve kanun maddeleri ışığında tüm dosya kapsamı incelendiğinde davacı davalıyla yaptıkları eser sözleşmesi sonucunda davalının edimlerini tam olarak yerine getirmediği, yerine getirmediği edimlerini başka bir firmaya yaptırdığı, başka firmaya yaptırdığı işin bedelini talep etmekteyse de; ne dava dilekçesi ekinde ne de HMK 139/1-ç ve 140/5. Maddesinde belirtilen kesin süreler içinde, dayandığı deliller olan taraflar arasında imzalanan sözleşmeler, ayıba ilişkin ihtarname örnekleri, dava dışı firma bilgileri, dava dışı firmaya yaptırdığı işleri gösterir fatura vb. Gibi delillerini sunmamış, eksik işleri gösterir herhangi bir delil bildirmemiş, ayıplı ve eksik işlerin neler olduğu açık bir şekilde belirtilmemiş, bu delillere dayanmaktan vazgeçilmiş sayılmıştır. Davacı sadece davalı ile aralarındaki husumeti gösterir kamera kaydı sunmuş, tanık ve yemin deliline dayanmıştır. Söz konusu deliller davanın ispatına yeterli olmayacağından ve yukarıda açıklanan kanun maddeleri ve usul hukukuna hakim ilkeler gözetildiğinde davacının bu haliyle davasını ispat edemediği anlaşılmış ve davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 80,70TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 299,29TL harçtan mahsubu ile bakiye 218,59TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Zorunlu arabuluculuk nedeniyle Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.320,00TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle, karar tarihinde yürürlükte bulunun AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 5.100,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, tarafların yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.12/05/2022

Katip Hakim
e-imza e-imza