Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1319 E. 2023/529 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/1319 Esas – 2023/529
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2022/1319 Esas
KARAR NO : 2023/529

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/12/2022
KARAR TARİHİ: 04/05/2023
K. YAZIM TARİHİ: 16/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasındaki ticari ilişki kapsamında 16.06.2020 tarih ve 28.320 TL bedelli fatura ile 31.08.2020 tarih ve 28.320 TL bedelli faturanın düzenlendiğini, birtakım ödemeler yapıldığını, ancak 39.374,51 TL değerindeki borcun ödenmediğini, bu nedenle davalı aleyhine Kahramankazan İcra Dairesinin … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun itirazı üzerine takibin durdurulduğunu beyan ederek, davalının itirazının iptali ile takibin devamına, davalının haksız itirazı nedeniyle alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğine rağmen davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLER :
Ticaret sicil kayıtları, Kahramankazan İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, tarafların ticari defter ve kayıtları, BA-BS formları, 06/03/2023 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, cari hesap ekstresinden kaynaklı iki adet fatura nedeniyle başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali talebine ilişkindir.
Kahramankazan İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyasının bir sureti dosya arasına alınmış, incelenmesinde; Davacı (alacaklı) şirket vekili tarafından davalı (borçlu) şirket aleyhine 03/12/2021 tarihli ödeme emri ile 37.140,00 TL asıl alacak, 2.234,51 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 39.374,51 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 17/01/2022 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin 24/01/2022 tarihli dilekçeyle itirazı üzerine icra takibinin 25/01/2022 tarihinde durdurulduğu, eldeki davanın 09/12/2022 tarihinde yasal bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı şirket, icra takibine de konu ettiği faturalardan kaynaklanan toplam 39.374,51 TL bakiye alacağının davalı tarafından ödenmediğini iddia etmekte, davalı şirket ise takip dosyasına sunduğu dilekçeyle davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını savunmaktadır.
Taraflara ticari defter kayıtların dosyaya sunumu veya bulundukları yerin bildirilmesi için kesin süre verilmiş, davacı vekili tarafından müvekkili şirketin ticari defterlerinin bulundukları adres bildirilmiş, meşruhatlı davetiye tebliğine rağmen davalı tarafça ticari defter ve kayıtlar dosyaya sunulmadığı gibi bulundukları yerle ilgili olarak da herhangi bir bildirimde bulunulmamıştır.
Tarafların uyuşmazlık dönemine ilişkin BA-BS formları ilgili vergi dairelerinden celp edilmiştir.
Dosyaya kazandırılan 06/03/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı … Şti. ticari defterlerine göre 03.12.2021 takip tarihi itibariyle davacı … Şti.’nin, davalı … Şti.’den 37.140,00 TL alacaklı olduğu, davalı … Şti., dava dilekçesine cevap vermediğinden ticari defterlerinin incelenemediği, Gelir İdaresi Başkanlığı’nca sunulan davalı 2022 yılı Ba formu ile davacının 2022 yılı Bs formlarının birbirini teyit eder nitelikte olduğu, Davacı … Şti.’nin 03.12.2021 takip tarihi itibariyle davalı … Şti.’den 37.140,00 TL alacaklı olduğu, davacının söz konusu tutarı takip tarihinden tahsil tarihine kadar geçen sürede talepteki yıllık adi kanuni faizi oranı üzerinden işleyecek faiz tutarı ile birlikte talep etme hakkına sahip olduğu, bu çerçevede takibin 37.140,00 TL üzerinden devamının gerektiği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Düzenlenen raporun gerekçeli ve denetime elverişli olduğu değerlendirilmekle hükme esas alınmıştır.
Dava konusu alacak, faturaya dayalı bakiye cari hesap alacağına dayanmaktadır. Fatura düzenlenmesi tek başına muaccel bir alacağın varlığını ispata yeterli değildir. Davacının aynı zamanda malın teslim edildiğini/hizmetin ifa edildiğini ispat yükü altındadır.
Fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gerekir. Bunun için de öncelikle taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerekir. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi yani alım-satım ilişkisini ispat etmesi gerekmektedir. Bu nedenle, bir satım ilişkisinde davacı taraf sattığı malın miktarını ve alıcıya teslimini, davalı taraf ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorundadır.
Davacı yan faturadan kaynaklanan bakiye alacağının bulunduğunu iddia etmiş, incelenen davacı yan defter ve kayıtları ile tarafların dosyaya kazandırılan Ba – Bs formlarındaki bildirimlerinin örtüştüğü görülmüştür. Davalı yanın Ba formuyla davacı adına uyuşmazlık dönemine ilişkin 2 adet fatura karşılığı mal alım bildiriminde bulunduğu tespit edilmiştir. Basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü bulunan davalının, hayatın olağan akışına göre hizmetini almadığı faturaya konu hizmete ilişkin bildirimde bulunmaması gerekmekte olup davalı tam tersine uyuşmazlık dönemine ilişkin davacı adına davacı kayıtları ile örtüşecek şekilde Ba formuyla vergi dairesine bildirimde bulunmuştur. Bu itibarla taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığı ve hizmetin ifası yönündeki davacı iddiaları kanıtlanmıştır.
Davalı yana verilen kesin süreye rağmen defter ve kayıtlar sunulmadığından ve adresi de bildirilmediğinden yapılan ihtar uyarınca davacı defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yapılmış olması ve davacı lehine delil olma vasfına haiz olması hususları gözetilerek davacı defter ve kayıtları HMK madde 222/3 (Değişik:22/07/2020 – 7251/23.m.) uyarınca davacı lehine delil olarak kabul edilmiştir.
Davacının hukuki ilişkiyi, hizmetin ifasını ve alacağının varlığını kanıtlaması karşısında davalı yanın iddia edilip ispatlanmış bir ödeme savunması bulunmamaktadır.
Bu itibarla alınan bilirkişi raporuyla tespit edildiği üzere davacının takip tarihi itibariyle davalıdan takip çıkışı olan 37.140,00TL kadar alacaklı olduğu, davalının itirazının haksız olduğu ve iptalinin gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla davanın kabulüne, Kahramankazan İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, alacak miktarı likit olduğundan ve davalı takibe haksız itiraz ettiğinden alacak miktarının %20’si kadar icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davacı taraf TTK 1530. Maddesine dayanarak her ne kadar fatura tarihinden itibaren yasal faiz talep etmişse de ve icra takibine işlemiş faiz üzerinden girişmişse de; Türk Borçlar Kanunu’nun 117. Ve devamı maddeleri gereğince faiz alacaklının faiz talebinde bulunabilmesi için borçlunun temerrüde düşmüş olması gerekmektedir. TBK 117. Maddesi gereğince borcun ödeneceği gün belirli değilse borçlu alacaklının ihtariyle temerrüde düşer. Ayrıca Türk Ticaret Kanunu’nun 1530. Maddesinin 2-3-4 ve 5. Fıkralarında yer alan;
(2) Ticari işletmeler arasında mal ve hizmet tedariki amacıyla yapılan işlemlerde, alacaklı, kanundan veya sözleşmeden doğan tedarik borcunu yerine getirmiş olmasına rağmen, borçlu, gecikmeden sorumlu tutulamayacağı hâller hariç, sözleşmede öngörülmüş bulunan tarihte veya belirtilen ödeme süresinde borcunu ödemezse, ihtara gerek olmaksızın temerrüde düşer.
(3) Mütemerrit borçlunun alacaklısı sözleşmede öngörülen tarihten ya da ödeme süresinin sonunu takip eden günden itibaren, şart edilmemiş olsa bile faize hak kazanır.
(4) Sözleşmede ödeme günü veya süresi belirtilmemişse veya belirtilen süre beşinci fıkraya aykırı ise, borçlu aşağıdaki sürelerin sonunda ihtara gerek kalmaksızın mütemerrit sayılır ve alacaklı faize hak kazanır:
a) Faturanın veya eş değer ödeme talebinin borçlu tarafından alınmasını takip eden otuz günlük sürenin sonunda.
b) Faturanın veya eş değer ödeme talebinin alınma tarihi belirsizse mal veya hizmetin teslim alınmasını takip eden otuz günlük sürenin sonunda.
c) Borçlu faturayı veya eş değer ödeme talebini mal veya hizmetin tesliminden önce almışsa, mal veya hizmetin teslim tarihini takip eden otuz günlük sürenin sonunda.
d) Kanunda veya sözleşmede, mal veya hizmetin kabul veya gözden geçirme usulünün öngörüldüğü hâllerde, borçlu, faturayı veya eş değer ödeme talebini, kabul veya gözden geçirmenin gerçekleştiği tarihte veya bu tarihten daha önce almışsa, bu tarihten sonraki otuz günlük sürenin sonunda; şu kadar ki, kabul veya gözden geçirme için sözleşmede öngörülen süre, mal veya hizmetin alınmasından itibaren otuz günü aşıyor ve bu durum alacaklının aleyhine ağır bir haksızlık oluşturuyorsa, kabul veya gözden geçirme süresi mal veya hizmetin alınmasından itibaren otuz gün olarak kabul edilir” düzenlemesi gereğince alacaklı tarafından herhangi bir ihtar çekilmese bile borçlu, sözleşmede belirtilen ödeme tarihinde, ödeme tarihi belli değilse faturanın veya faturada belirtilen mal veya hizmetin alındığı tarihten itibaren 30 günlük sürenin sonunda mütemerrit sayılır. Dava konusu somut olayda borcun ödeneceği gün taraflarca belirlenmediği gibi takip tarihinden önce borçluya gönderilmiş bir ihtar da bulunmamaktadır. Ayrıca faturanın borçlu tarafından alındığı tarih de belirli değildir. Hal böyle iken; davacı tarafın temerrüde düşürmesinden bahsedilemeyeceği için işlemiş faiz talebi yersiz olduğundan takibin işlemiş faiz olmaksızın devamına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE ; Davalının, Kahramankazan İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile, takibin işlemiş faiz olmaksızın 37.140,00 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-37.140,00 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 2.537,03 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 475,55 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.061,48 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Zorunlu arabuluculuk kapsamında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT’nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.295,58 TL’nin, 1.222,05 TL sinin davalıdan, 73,53 TL sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 475,55 TL peşin harç, 80,70 TL başvuru harcı, 11,50 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 567,75 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 1.500,00 TL bilirkişi ücreti, 217,50 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 1.717,50 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre takdir edilen 1.620,00 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 04/05/2023

Katip Hakim
e-imza e-imza