Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1314 E. 2023/1023 K. 05.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/1314 Esas – 2023/1023
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2022/1314 Esas
KARAR NO : 2023/1023

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-
VEKİLİ :
2-
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/12/2022

BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİN 2023/181 E-2023/427 K. SAYILI DAVA DOSYASI
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/02/2023
KARAR TARİHİ: 05/10/2023
K.YAZIM TARİHİ: 01/11/2023

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Asıl davada davacı vekili; müvekkilinin mesken satın almak için emlak ilanlarına baktığı sırada davalı …’ın telefon numarasıyla irtibata geçtiğini, daha sonra diğer davalı … ile aynı yerde çalışan … ile ilana konu taşınmazı görmeye gittiğini, taşınmaz sahibi …’ın da katılımı ile tarafların davalıların sahibi olduğu “…” adlı iş yerinde 07/05/2022 tarihinde gayrimenkul satış sözleşmesini imzaladıklarını, bu sözleşmenin hukuken geçersiz olduğunu, taşınmaz sözleşmesinin ancak tapuda yapılabileceğini, buna rağmen davacının 10.000,00TL kapura bedelini taşınmaz sahibi …’a ödediğini, fakat bu esnada müvekkilinin dalgınlığından yararlanarak hata ve hile neticesinde sözleşme ile birlikte 50.000,00TL bedelli senedin de müvekkiline imzalattırıldığını, bu hususun senedin icra takibine konmasıyla dava tarafından anlaşıldığını, taşınmazın ilan metninde kat mülkiyetine geçildiği ve iskanın alındığı belirtilmesine rağmen bu hususların doğru olmaması ve davacının taşınmaz alımı için bankadan kullanması gereken kredinin onaylanmaması nedeniyle satış işleminin gerçekleşemediğini, davacının satıcıdan öğrendiği kadarıyla davalıların satıcıdan da 50.000,00TL bedelli senet aldıklarını, davacının ödediği kaporanın kendilerine verilmesini aksi takdirde satıcıya karşı icra takibi yapılacağı baskısıyla satıcıdan davacının ödediği kaporayı tahsil ettiklerini, ayrıca satıcı tarafın satıcıya da senet imzalatıldığını fark ettiğini söylediğini, geçersiz satış sözleşmesinde alıcı ve satıcı için 50.000,00TL’lik cayma cezası konulduğunu, müvekkilinin satıştan cayması söz konusu olmayıp fiili imkansızlık nedeniyle satışın gerçekleşmediğini, buna karşılık 50.000,00TL teminat alındığından bahsedildiğini, fakat senedin üzerine nakit karşılığında verildiğinin yazıldığını, taraflar arasında böyle bir nakit para alış verişi olmadığını, daha sonra davalıların fikir ve eylem iş birliği içerisinde karşılıksız senedi …ın, …’a ciro etmesi neticesinde mahkememizin … D.İş sayılı dosyası üzerinden ihtiyati haciz kararı alarak Ankara Batı İcra Dairesi’nin … sayılı takip dosyası üzerinden davacı aleyhine icra takibine geçildiğini, davalıların iş ortağı olup, tüm eylemleri birlikte planladıklarını, İcra dosyasında …’ın da borçlu olarak gösterildiği halde kendisine yapılmış hiçbir işlem olmadığını, icra takibi sırasında davacının maaşına haciz konarak dava tarihine kadar toplam 7.392,00TL’nin tahsil edilerek davalı …a ödendiğini, bu sebeplerle cebri icra yoluyla tahsil edilen 7.392,00TL’nin tahsil edildiği tarihlerden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalı …tan tahsiliyle davacıya ödenmesine ve davaya konu senet yönünden davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili; kendisi ve ailesinin ikamet ihtiyacı için mesken satın almak isteyen davacının ” … ” adlı internet sitesinde ” … ” adlı firmanın ilanını gördüğünü, bunun üzerine ilandaki …’ın telefon numarasıyla irtibata geçtiğini, daha sonra davalının ortağı … ve aynı yerde çalışan … ile ilana konu taşınmazı görmeye gittiğini, taşınmazın, … İli … İlçesi … Mahallesi … ada … parsel … numaralı bağımsız bölüm olduğunu, taşınmaz sahibi …’ın da katılımıyla tarafların davalının sahibi olduğu ” … ” adlı işyerinde 07.05.2022 tarihinde gayrimenkul satış sözleşmesini imzaladıklarını, bu sözleşmenin hukuken geçersiz olduğunu, taşınmaz satış sözleşmesinin ancak tapuda yapılabileceğini, buna rağmen davacının 10.000,00TL kaporayı taşınmaz sahibi …n’a ödediğini, fakat bu esnada davacının dalgınlığından yararlanılarak hata ve hile neticesinde sözleşme ile birlikte 50.000 TL’lik senetin de davacıya imzalatıldığını, bu husus senedin icra takibine konmasıyla davacı tarafından anlaşıldığını, gerek taşınmazın ilan metninde kat mülkiyetine geçildiği ve iskanın alındığı belirtilmesine rağmen bu hususların doğru olmaması gerekse davacının taşınmaz alımı için bankadan (… Bankası … Şubesi) kullanması gereken kredinin onaylanmaması nedeniyle satış işleminin gerçekleşmediğini, davacının satıcıdan öğrendiği kadarıyla davalı satıcıdan da 50.000,00TL’lik senet aldığını, davacının ödediği kaporanın kendilerine verilmesini aksi takdirde satıcıya karşı icra takibi yapılacağı baskısıyla satıcıdan davacının ödediği kaporayı tahsil ettiklerini, ayrıca satıcı tarafın davacıya da senet imzalatıldığını fark ettiğini söylediğini, geçersiz satış sözleşmesinde alıcı ve satıcı için 50.000 TL’lik cayma cezası konulduğunu, davacının satıştan cayması söz konusu olmayıp fiili imkansızlık nedeniyle satışın gerçekleşmediğini, buna karşılık 50.000,00TL’lik teminat alındığından bahsedildiğini, fakat senedin üzerinde teminat olduğuna dair hiçbir ibare yer almadığını, senedin üzerine nakit karşılığında verildiğinin yazıldığını, fakat taraflar arasında böyle bir nakit para alış verişi olmadığını, davalı ile dava dışı ortağı … fikir ve eylem birliği içinde karşılıksız senedi …’ın …’a ciro etmesi neticesinde Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin … D. İş sayılı dosyası üzerinden ihtiyati haciz kararı alarak Ankara Batı İcra Dairesinin … sayılı takip dosyası üzerinden davacı aleyhine icra takibine geçtiğini, davalı ile dava dışı …’ın iş ortağı olup tüm olayları ve eylemleri birlikte planladıklarını, icra dosyasında …’ın da borçlu olarak gösterildiği halde kendisine yapılmış hiçbir işlem olmadığını, bunun da tarafların kötü niyetini ve senedin davacı zararına bilerek ciro edilip devredildiğini gösterdiğini, geçersiz sözleşmeye dayanarak alınan ve cayma şartlarının da gerçekleşmediği olayda icra takibine ve davaya konu senetin (07.05.2022 tanzim 13.05.2022 vade tarihli 50.000,00TL bedelli bono) bedelsiz olduğunu, bu nedenle 08.12.2022 tarihinde davalı ile dava dışı … aleyhine Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/1314 Esas sayılı dosyası üzerinden menfi tespit ve istirdat davası açıldığını, hukuki ve fiili bağlantı nedeniyle işbu davanın Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/1314 Esas sayılı davası ile birleştirilmesine, cebri icra yoluyla tahsil edilen 8.965,00TL’nin tahsil edildiği tarihlerden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalı …’tan tahsiliyle davacıya ödenmesine; yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine; karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Asıl davada davalı … vekili; müvekkilinin gerek icra dosyası kapsamından gerekse davacının beyanlarından da anlaşılacağı üzere müvekkilinin davaya konu kambiyo senedinde iyiniyetli 3. kişi ciranta konumunda olduğunu, dolayısı ile davacının; lehdara karşı ileri sürebileceği def’ileri müvekkiline karşı ileri süremeyeceğini, davacının iddiasını ancak yazılı delil ile ispat etmekle yükümlü olduğunu, her ne kadar davacı; müvekkili ile diğer davalı arasında bir organik bağ bulunduğunu iddia ederek iş bu davayı ikame etmiş ise de bu beyanının soyut ve hayal ürünü bir iddiadan öteye geçemeyeceğini, yine her ne kadar davacı dava dilekçesi ekinde bir takım deliler sunmuş ise de sunulan delillerin hiçbirinin hukuki niteliği bulunmayıp beyanlarının ise dedikodudan ibaret olduğunu, öte yandan davacının iddialarının en aksi kabulünde dahi müvekkilinin davacı ve diğer davalı arasındaki hukuki ilişkiyi bilmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin iyi niyetli üçüncü kişi konumunda olduğunu, davacının dava dilekçesinde her ne kadar senedin bir teminat senedi olduğunu iddia etmiş ise de ne ilgili senet üzerinde böyle bir ibare bulunmakta ne de dilekçesi ekinde sözleşme kapsamında bırakın teminat senedini, söz konusu sözleşme kapsamında bir senet dahi alındığı yönünde dahi hiç bir ibare bulunmadığını, dolayısı ile bu defilerin davacı tarafından müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceğinden müvekkili açısından iş bu davanın husumetten reddi gerektiğini beyan ederek, haksız ve hukuken dayanaksız davanın müvekkili yönünden husumetten reddine, mahkeme aksi kanaatte ise davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl davada davalı … tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Birleşen davada davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLER :
Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, mahkememizin … değişik iş sayılı dosyası, tapu kayıtları, banka kayıtları ile tüm dosya kapsamı.
Davacı yanın yemin deliline dayanmış olduğu anlaşıldığından, davacı vekiline verilen kesin süre içinde yemin metni sunulmuş olup, davalılara yemin metninin usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, belirlenen gün ve saatte davalıların duruşmaya katılmadıkları anlaşılmıştır.
GEREKÇE :
Asıl davada dava, 07/05/2022 tanzim tarihli 13/05/2022 vade tarihli 50.000,00TL bedelli bonodan kaynaklı davacının davalılara borçlu olmadığının tespiti ve cebri icra yolu ile davacıdan tahsil edilen bedelin istirdadı istemine ilişkindir.
Birleşen davada dava, 07/05/2022 tanzim tarihli 13/05/2022 vade tarihli 50.000,00TL bedelli bonodan kaynaklı istirdat talebine ilişkindir.
Asıl ve birleşen davada davacı vekili, davacı yanın “…” isimli internet sitesinde taşınmaz satış ilanı gördüğünü, ilandaki numarayı arayarak davalılardan … ile iletişime geçtiğini, daha sonra diğer davalı … ve dava dışı … ile taşınmazı görmeye gittiğini, taşınmazın … ili … ilçesi … mahallesi … ada … parsel … numaralı bağımsız bölüm olduğunu, taşınmazın …’a ait olduğunu, taşınmazın satışına ilişkin 07/05/2022 tarihinde gayrimenkul satış sözleşmesi imzalandığını, dava dışı …’a davacının 10.000,00TL kapora verdiğini, bu sırada davacının dalgınlığından yararlanılarak davacıya 50.000,00TL’lik senet imzalatıldığını, bankadan çekilmek istenen kredinin onaylanmaması ve taşınmazın belirtilen özelliklerini ihtiva etmemesi sebebiyle satış işleminin gerçekleşmediğini, satış sözleşmesinde cayma cezası bulunduğunu, 50.000,00TL’likk teminat alındığının yazılı olduğunu, ancak senet üzerinde teminat ibaresinin bulunmadığını, senedin nakit alışverişi sebebiyle verildiğinin yazılı olduğunu, ancak böyle bir alışverişin olmadığını, davalıların işbirliği içerisinde olduğunu, senedin bu işbirliği ile ciro edilerek icra takibine konu edildiğini iddia ederek 50.000,00TL’lik senet sebebiyle davalılara borçlu olmadığının tespitini talep etmiş, davalılardan … vekili ise davacı iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davalının iyiniyetli 3. Kişi ciranta olduğunu, lehtara karşı ileri sürülecek def’ilerin davalıya karşı ileri sürülemeyeceğini, davacının diğer davalı lehtarla aralarındaki ilişkiyi bilebilecek durumda olmadığını, davalının senedi diğer davalıdan olan alacağının karşılığı olarak iktisap ettiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Uyuşmazlık, 07/05/2022 tanzim tarihli 13/05/2022 vade tarihli 50.000,00TL bedelli bono sebebiyle davacının davalılara borçlu olup olmadığı ve istirdada dönüşen davada ödenen bedelin istirdadının gerekip gerekmediği hususundadır.
Ankara Batı İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, takip alacaklısının …, takip borçlularının … ve … olduğu, takibin kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip olduğu, takibe konu edilen senedin 07/05/2022 tanzim tarihli 13/05/2022 vade tarihli 50.000,00TL bedelli bono olduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık konusu bono incelendiğinde, keşidecinin … olduğu, lehtarın … olduğu, cirantanın … olduğu, bononun taşıması gerekli yasal unsurları taşıdığı, kambiyo senedi niteliğinin bulunduğu, bonodaki ciro silsilesinde herhangi bir kopukluğun bulunmadığı tespit edilmiştir.
Bono, bağımsız borç ikrarını içeren bir senettir. Bu nedenle bir illete bağlı olması gerekmez ve kural olarak ispat yükü senedin bedelsiz olduğunu ileri süren tarafa aittir. Davacı yan senedin bedelsiz olduğunu iddia etmiş, bu iddia kapsamında bir adet gayrimenkul satış sözleşmesi ile bir adet taşınmaz satış ilanını sunmuştur. Sunulan belgelerle senet arasında bir illiyet kurulamamış, sözleşmede senede atıf yapılmadığı görülmüştür. Senet üzerinde de sözleşmeye ilişkin ya da teminat olduğuna ilişkin bir ibare bulunmamaktadır. Bu doğrultuda sunulan deliller ve davacı tarafın talebi üzerine dosyaya kazandırılan yazı cevapları davacı yanın iddialarının ispatı için yeterli görülmemiştir.
İspat yükü üzerinde olan davacı yanın davalılardan lehtar …’a borcu bulunmadığını ispatlamalı, davalılardan ciranta …’ın bonoyu kötüniyetli olarak iktisap ettiğini ve davacı zararına hareket ettiğini ispatlaması gerekmektedir.
Davacının davalı …’a senet sebebiyle borçlu olmadığı yönündeki iddiasını sunulan delillerle ispatlayamadığı anlaşılmakla davacı yana dava dilekçesinde dayanmış olduğu yemin delili hatırlatılmıştır. Davacı yan yemin metnini hazırlayarak dosyaya sunmuş, mahkememizce yemin metni davalı …’a usulüne uygun tebliğ edilmiştir. Davalının duruşmaya mazeretsiz olarak katılmadığı, daha sonra sunulan eski hale getirme talebinin ise “Her ne kadar davalı tarafından hastalık özüne dayanılarak duruşmaya katılamadığı bildirilmişse de, salt doktor raporunun varlığı yeterli olmayıp, anılan yasa hükmü uyarınca belirtilen hastalığın kişiyi yapması gereken işlerden alıkoyacak derecede aciz düşürmüş olması gerekmekte olup gostroenterit rahatsızlığının duruşmaya katılıp yemin eda edilmesine engel teşkil edecek bir rahatsızlık olmadığından ve raporda yatak istirahati önerilmediğinden koşulları oluşmayan eski hale getirme talebinin reddine” gerekçesiyle 27/09/2023 tarihli ara karar ile reddedildiği, bu itibarla davacı yanın iddiasını ispatladığı ve davacının davalıya senet sebebiyle borçlu olmadığı kabul edilerek menfi tespit talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Niteliği gereği bir ödeme aracı olan bononun davalılardan …’a ciro yolu ile geçtiği, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 687. maddesi gereğince davalının bu bonoyu alırken bile bile ve davacının zararına kötü niyetli olarak hareket ettiği konusundaki ispat yükünün davacı tarafta olduğu, davalının bu çeki hırsızlık ya da yasa dışı bir yolla ele geçirdiği ve bile bile ve davacının zararına hareket ettiği konusunda davacı tarafça dosyaya ispata yarar herhangi bir delil sunulmadığı, 6102 sayılı Kanun’un 686. maddesi gereğince davalının yetkili hamil olmadığı konusunun ispatlanamadığı, bu sebeple davacı yana dava dilekçesinde dayanmış olduğu yemin delili hatırlatıldığı, davacı yanın yemin metnini hazırlayarak dosyaya sunduğu, mahkememizce yemin metninin davalı …a tebliğe çıkartıldığı, usulüne uygun tebliğ edildiği, davalının duruşmaya mazeretsiz olarak katılmadığı anlaşılmıştır. Davalı yan duruşmadan sonra eski hale getirme talebinde bulunmuştur. Sunulan eski hale getirme talebi incelenmiş ve “Her ne kadar davalı vekili tarafından hastalık özüne dayanılarak duruşmaya davalı asilin katılamadığı bildirilmişse de, salt doktor raporunun varlığı yeterli olmayıp, anılan yasa hükmü uyarınca belirtilen hastalığın kişiyi yapması gereken işlerden alıkoyacak derecede aciz düşürmüş olması gerekmekte olup karın ağrısı rahatsızlığının duruşmaya katılıp yemin eda edilmesine engel teşkil edecek bir rahatsızlık olmadığından ve raporda yatak istirahati önerilmediğinden koşulları oluşmayan eski hale getirme talebinin reddine” gerekçesiyle 15/09/2023 tarihli ara karar ile reddedildiği, bu itibarla davacı yanın iddiasını ispatladığı ve davacının davalıya senet sebebiyle borçlu olmadığı kabul edilerek menfi tespit talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Davacının senet sebebiyle davalılara borçlu olmadığı ancak dava devam ederken davacı yanın beyanından anlaşıldığı üzere davanın istirdat davasına dönüştüğü, icra dairesinden gelen tahsilat makbuzları ile davacıdan tahsilat yapıldığı tespit edilmiştir. Bu itibarla asıl dava yönünden ve birleşen dava yönünden cebri icra yoluyla yapılan tahsilatların davalı …’tan istirdadı gerektiği kabul edilerek asıl dava yönünden borçlu olunmadığı halde cebri icra tehdidi altında ödenen 62.380,00TL’nin en son ödeme tarihi olan 25/04/2023 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı …’tan istirdadı ile davacıya verilmesine, birleşen dava yönünden borçlu olunmadığı halde cebri icra tehdidi altında ödenen 8.965,00TL’nin en son ödeme tarihi olan 25/04/2023 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı …’tan istirdadı ile davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davalı …’ın haksız ve kötüniyetli olarak takip başlattığı ispatlandığından asıl alacak tutarının %20’si olan 10.000,00TL tazminatın davalı …tan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
ASIL DAVA YÖNÜNDEN
1-DAVANIN KABULÜ İLE, 07/05/2022 tanzim, 13/05/2022 vade tarihli 50.000,00 TL bedelli Ankara Batı İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasına konu edilen bono sebebiyle davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine, borçlu olunmadığı halde cebri icra tehdidi altında ödenen 62.380,00TL’nin en son ödeme tarihi olan 25/04/2023 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı …’tan istirdadı ile davacıya verilmesine,
2-Davalı … takipte haksız ve kötü niyetli olduğundan asıl alacak tutarının %20’si olan 10.000,00TL tazminatın davalı …’tan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 4.261,17TL karar ve ilam harcından peşin alınan 853,88TL harcın mahsubu ile bakiye 3.407,29TL karar ve ilam harcının davalılardan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 853,88TL peşin harç, 80,70TL başvuru harcı, 11,50TL vekalet harcı ile 296,85TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 1.242,93TL harcın davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 535,00TL tebligat ve posta yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir ve hesap edilen 17.900,00TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİN 2023/181 ESAS SAYILI DAVASI YÖNÜNDEN
1-DAVANIN KABULÜ İLE, borçlu olunmadığı halde cebri icra tehdidi altında ödenen 8.965,00TL’nin en son ödeme tarihi olan 25/04/2023 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı …’tan istirdadı ile davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 612,39TL karar ve ilam harcından peşin alınan 179,90TL harcın mahsubu ile bakiye 432,49TL karar ve ilam harcının davalı …’tan alınarak hazineye irat kaydına,
Zorunlu arabuluculuk kapsamında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT’nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 2.353,22TL’nin davalı …’tan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 179,90TL peşin harç, 179,90TL başvuru harcı, 25,60TL vekalet harcı olmak üzere toplam 385,40TL harcın davalı …’tan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen 149,75TL tebligat ve posta yargılama giderinin davalı …’tan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT madde 13/2 gereğince takdir ve hesap edilen 8.965,00TL vekalet ücretinin davalı …’tan alınarak davacıya ödenmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı … vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.05/10/2023

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı