Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1300 E. 2023/1268 K. 30.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/1300 Esas – 2023/1268
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2022/1300 Esas
KARAR NO : 2023/1268

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/12/2022
KARAR TARİHİ: 30/11/2023
K. YAZIM TARİHİ: 18/12/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı arasında açık hesap ilişkisi bulunduğunu, davalı şirketin müvekkili şirketten sürekli otomotiv parçaları satın aldığını, alınan her bir otomotiv parçası için davalı şirket adına fatura kesildiğini ve fatura kesim tarihinden itibaren 60 gün içerisinde de bu borcun ödenmesi gerektiğinin davalıya bildirildiğini, taraflar arasında sürekli olarak alım-satım ilişkisi bulunmasından ötürü davalı şirketin kesilen faturalara ilişkin ayrı ayrı ve tek tek ödeme yapmayıp “açık hesap” ilişkisinden ötürü toplu ödeme yaptığını, taraflar arasındaki cari hesap ekstresinde de görüleceği üzere müvekkili şirketin satmış olduğu her bir parça için fatura düzenlediğini ve fatura numaraları ile birlikte davalı şirketin açık hesabına bu faturaların işlendiğini, aynı şekilde davalı şirketin de belirli zamanlarda toplu ödemeler yaptığını, davalı şirket tarafından yapılan ödemeler sonucunda 28.09.2022 tarihinde muaccel hale gelen toplam 5.330,63-TL’lik eksik ödemenin ortaya çıktığını, bu alacağın tahsili amacıyla Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını ancak davalı yanca yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğunu, davalı borçlunun borca itiraz dilekçesinde iade faturası kesildiği ve ayıplı çıkan malları müvekkili şirkete kargo ile iade ettiğini iddia etmiş ise de, davalı tarafça faturaya herhangi bir şekilde itiraz edilmediğini ve faturada belirtilen ürünlerin iadesinin de yapılmadığını beyan ederek davalının haksız ve kötü niyetli itirazının iptali ile takibin devamına, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirket tarafından cari hesap sözleşmesine dayanılarak Ankara Batı İcra Dairesi Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasında, 5.330,63.-TL’lik tutar üzerinden müvekkili şirket aleyhine ilamsız icra takibine girişildiğini, taraflar arasında TTK m. 89 kapsamında bir cari hesap sözleşmesinin bulunma ve borcun olmaması nedeniyle takibe taraflarınca süresi içinde itiraz edildiğini, bunun üzerine davalı şirket vekilince takip talebinden bağımsız olarak dava dilekçesinde, taraflar arasındaki ilişkinin “açık hesap ilişkisi” olarak nitelendirildiğini ve takip ekine eklemediği bir faturayı borcun sebebi olarak gösterdiğini, itirazın iptali davalarının takip talebine sıkı sıkıya bağlı olduğunu, bu nedenle davacı vekilinin borcun sebebini değiştirmesinin takip hukukuna aykırı olduğunu, bu nedenle takip talebinde değinilmediği halde dava dilekçesiyle ileri sürülen 28.07.2022 tarihli ve 18.703,00.-TL bedelli faturaya ve buna dayalı iddialara itibar edilmemesi gerektiğini, dava dilekçesinde borcun sebebi olarak gösterilen 28.07.2022 tarihli ve 18.703,00.-TL bedelli faturanın, sunulan muavin ve yardımcı defter kayıtlarından da anlaşılacağı üzere, müvekkili firma tarafından ödendiğini, fatura bedeli ödenmiş olmasına ve taraflarına herhangi bir temerrüt ihtarı yapılmamış olmasına rağmen, davacı tarafın borcun muaccel olduğundan bahisle müvekkili şirket aleyhine icra takibi başlatmasının hukuka, usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili şirket ile davacı şirket arasında yedek parça alışverişinin toplam tutarının 157.642,02.-TL olduğunu, bu alışverişi belgeleyen faturaların, müvekkili tarafından muhtelif tarihlerde yapılan tediyelerle ödendiğini, satın alınan yedek parçaların teslim edildikten sonra ayıplı olduğunun anlaşılması halinde, bu malların iade faturasıyla birlikte derhal iade edildiğini, ancak, son alınan oto yedek parçaları sebebiyle, davacı firmanın ayıplı çıkan malların iadesini kabul etmeyerek, müvekkili şirket aleyhine icra takibi başlattığını, müvekkili şirketin, yedek parçaları müşterilerine satmadan önce ambalajı açarak ayıp incelemesi yapmasının mümkün olmadığını, zira, ambalajı açılan malların müşteriler tarafından satın alınmadığını, bu nedenle, malların ayıplı olup olmadığının ancak satılan malların arabalara monte edilmesi halinde tespit edilebildiğini, nitekim, satın alınan malların 2.681,83.-TL’lik bölümünün ayıplı çıkması neticesinde, durumun derhal davacı firmaya bildirilerek iade faturasıyla birlikte satış temsilcileri aracılığıyla elden iade edildiğini ancak davacı firmanın iade edilen malları teslim almayarak … kargo aracılığıyla müvekkili şirkete geri gönderdiğini, diğer yandan, davacı firmadan satın alınan 50.000,00.-TL’lik yedek parçanın da henüz satılmadığını, satılmayan bu mallar içinde de ayıplı çıkması muhtemel mallar için 2.648,36-TL, davacı firmanın bilgisi dahilinde, müvekkil firma tarafından alıkonulduğunu, davacı firmanın almaktan imtina ettiği ayıplı çıkan malların tümünün müvekkili şirketin deposunda teslime hazır bir şekilde beklediğini, dolayısıyla müvekkili şirketin davacı şirkete herhangi bir borcunun olmadığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Ticaret sicil kayıtları, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, tarafların ticari defter ve kayıtları, vergi dairesi kayıtları, BA-BS formları, 12/05/2023 tarihli bilirkişi heyeti raporu ve makine mühendisi bilirkişiden alınan 26/10/2023 tarihli ek rapor ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, açık hesap ilişkisi nedeniyle düzenlenmiş faturalara ilişkin olarak başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali talebine ilişkindir.
Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyasının bir sureti dosya arasına alınmış, incelenmesinde; Davacı (alacaklı) şirket vekili tarafından davalı (borçlu) şirket aleyhine 17/10/2022 tarihli ödeme emri ile 5.330,63 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 22/10/2022 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin 26/10/2022 tarihli dilekçeyle itirazı üzerine icra takibinin durdurulduğu, eldeki davanın 05/12/2022 tarihinde yasal bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı şirket, icra takibine de konu ettiği açık hesaptan kaynaklanan toplam 5.330,63 TL bakiye alacağının davalı tarafından ödenmediğini iddia etmekte, davalı şirket ise takip dosyasına sunduğu dilekçeyle davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını savunmaktadır.
Taraf iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi amacıyla makine mühendisi ve mali müşavir bilirkişiden oluşan heyetten alınan 12/05/2023 tarihli raporda özetle; “…Dava dosyası üzerinde yapılan tafsilatlı inceleme ve ayrıntıları yukarıda yer alan gerekçeler ışığında davaya konu yedek parçaların iadesine ilişkin, dosyada mübrez … faturasının, iade fatura olarak kabul edilmesi halinde, parçaların ayıplı olduğuna kanaat getirilebileceği, taraflara ait ticari defter kayıtlarına göre; davacı … A.Ş.’nin Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile davalı … Tic. Ltd. Şti. aleyhinde başlatmış olduğu ilamsız icra takibinin takip tarihi olan 17.10.2022 tarihi itibariyle davacı tarafın davalı yandan bakiye 5.330,19 TL tutarında alacağı olduğu, ayrıca icra takibinde asıl alacağının dayanağı olarak gösterilen cari hesap alacağın ve daha sonra dava dilekçesinde takip dayanağı olarak gösterilen davacı tarafından davalı adına tanzim edilmiş olan … nolu, 28.07.2022 tarihli ve 18.703,00 TL tutarlı 1 adet faturanın taraflara ait ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, bununla birlikte taraflara ait 2022 yılı dönemine ilişkin BA-BS formlarında; ayıplı olduğu iddia edilen mallar ile ilgili herhangi bir iade faturasının beyan edilmediği, bu çerçevede, incelenen her iki tarafa ait 2022 yılı dönemine ilişkin BA-BS formlarının birbirini teyit ettiği ve her iki tarafın da vergi dairesine beyan ettiği bildirimlere göre taraflar arasında gerçekleşen ticari ilişkinin birbirleri ile birebir örtüştüğü anlaşılmakla, davacı yan tarafından davalı tarafa 2022 yılında 16 adet belge karşılığında KDV hariç 127.152,16 TL tutarında ticari mal satışı yapıldığının kabulü gerektiği, gerek taraflara ait ticari defter kayıtlarında gerekse de taraflara ait BA-BS formlarında ayıplı olduğu iddia edilen malların iadesi ile ilgili herhangi bir bilginin olmadığı…” yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi görevlendirme kararında, davalının uhdesinde bulunan ve ayıp iddiasında bulunulan ayıplı ürünlerin incelenmesi hususu da belirtilmesine rağmen bu konuda raporda bir inceleme yapılmadığı anlaşılmakla, dosya makine mühendisi bilirkişiye yeniden tevdii edilmiş, düzenlenen 26/10/2023 tarihli raporda özetle; “…davaya konu ürünler üzerinde yapılan inceleme işlemlerinde, …’a ait rotilde boşluk olduğu, …” e ait dört adet rotilde boşluk mevcut olduğu ve körüklerinin yırtık olduğu, Z rotta körük yırtığı bulunduğu, … sağ aks körüğünde yırtık olduğunun tespit edildiği, mevcut haliyle bahse konu otomotiv ürünlerinin ayıplı olduğu, kullanım sonucu sonradan ortaya çıkması neticesiyle de üretim kaynaklı gizli ayıplı olduğu, ayıpların ürün garanti sürelerinde meydana geldiği, birim fiyatların, sağ aks (komple) 573,14 TL, sol aks 474,06 TL, sağ salıncak 212,26 TL, …’a ait sağ salıncağın 150,05 TL olduğu, ürünlere ait faturaların rapora kazandırıldığı, ancak muavin defter vb. ticari terimler üzerinde, teknik bilirkişi uzmanlık alanı dışında olması nedeniyle değerlendirme yapılamadığı…” yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Toplanan deliller, kayıt ve belgeler, usul ve yasaya uygun olarak alınan denetlenebilir bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek; taraflar arasındaki ticari ilişki hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. İhtilaf icra takibine konu satılan ürünlerin ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise ayıp ihbar ve süresine uyulup uyulmadığı noktasında toplanmaktadır. İcra takibine konu fatura … nolu 28.07.2022 tarihli fatura olup davacı bu faturadan kaynaklı bakiye 5.330,63 TL alacağını bulunduğunu beyan etmektedir. Davalı taraf ise 5.330,63 TL değerinde faturaya konu ürünlerin ayıplı çıkmasından ötürü ödeme yapmadığını beyan etmektedir. Ayıp hususunda ispat yükü davalı üzerinde olup davalı bu kapsamda dosyaya herhangi bir yazılı belge sunmamıştır. Sadece bu ürünler hakkında 13.10.2022 tarihli 2.681,83 TL iade faturası düzenlendiğini beyan etmiştir. Bilirkişi raporunda belirtildiği şekilde bahsedilen … nolu fatura davalı kayıtlarında iade faturası olarak değil, satış faturası olarak tanzim edildiğinden ayıplı olduğu iddia edilen ürünlere ilişkin olduğu mahkememizce kabul edilmemiştir. Kaldı ki, iade faturası olarak düzenlense dahi ayıp ihbarının şekilleri TTK’nın 23.maddesinde düzenlenmiş olup davalı tarafından bu şekil şartına uyulmamıştır. Netice itibariyle bilirkişi tarafından incelenen ürünlerin ayıplı olduğu belirtilmişse de, bu ürünlerin faturaya konu ürünler olup olmadığı, olsa dahi ayıp ihbar şekli ve süresine uyulduğu dosya kapsamında ispatlanamamıştır. Taraflar arasında ticari ilişkiye ve teslime yönelik ihtilaf bulunmadığı da gözetilerek bu haliyle davalının davacıya faturadan kaynaklı bakiye alacağı olduğu ve itirazında haksız olduğu anlaşıldığından davanın kabulü ile faturadan kaynaklandığı ve likit olduğu gözetilerek icra inkar tazminatına hükmedilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE; Davalının Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyanı yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına,
2-5.330,63 TL asıl alacak üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 364,14 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 283,44 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Zorunlu arabuluculuk kapsamında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT’nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 2.340,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacıdan dava açılırken tahsil edilen 80,70 TL başvurma harcı, 11,50 TL vekalet harcı, 80,70 TL peşin harç olmak üzere toplam 172,90 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının yargılamada yapmış olduğu 3.400,00 TL bilirkişi ücreti, 232,50 TL posta ve tebligat ücreti olmak üzere toplam 3.632,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 5.330,63 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, miktar itibariyle kesin olmak üzere karar verildi. 30/11/2023

Katip Hakim
e-imza e-imza