Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1282 E. 2023/150 K. 02.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/1282 Esas – 2023/150
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2022/1282 Esas
KARAR NO : 2023/150

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/11/2022
KARAR TARİHİ: 02/02/2023
K. YAZIM TARİHİ: 08/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında tüp kiralama sözleşmesi ve bundan doğan bir ticari ilişki bulunduğunu, bu ilişki kapsamında müvekkili şirketçe davalıya çeşitli gazlar satdığını ve gaz tüpleri kiralandığını, davalının kiralanan tüpleri iade etmediğini, bu nedenle taraflarınca satılan gazlar ve tüpler açısından fatura düzenlenerek davalıya gönderildiğini, davalının faturalardan kaynaklanan borçları vadesinde ödememesi nedeniyle taraflarınca bu alacaklarının tahsili amacıyla davalı aleyhine Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının haksız olarak borca, takip konusu alacağa, icra takibine, faize ve diğer tüm ferilerine itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğunu, yapılan arabuluculuk görüşmelerinin de anlaşamama ile sonuçlandığını beyan ederek, davalının haksız ve dayanaktan yoksun itirazının iptali ile takibin devamına, ayrıca takibin haksız şekilde durmasına neden olan davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Karşı yanın da dava dilekçesinde belirttiği üzere davacı ve davalı arasında içerisinde sanayide kullanılan gaz olan tüplerin kiralanmasına ilişkin sözleşme bulunduğunu, bu ilişki çerçevesinde davacının müvekkiline dolu tüpler gönderdiğini, müvekkilinin de tüpleri içlerindeki gaz bittiğinde iade edip ihtiyaca göre yenilerini sipariş ettiğini, taraflar arasındaki ilişki bu çerçevede sorunsuz bir şekilde devam ederken 27.02.2020 tarihli sevkiyat esnasında düzenlenen ve tarafların personellerince imza altına alınan sevk irsaliyesine ilişkin uyuşmazlık çıktığını, bilindiği üzere irsaliyelerin altlı üstlü iki kağıttan oluştuğunu, üstteki kağıt doldurulduğunda, alttaki kopya kağıdına da aynısının yazılmış olduğunu, taraflarca huzurda doldurulan ve kendilerinde kopyası bulunan irsaliye uyarınca(EK-2) 27.02.2020 tarihinde … firmasına boş olarak teslim edilen 4 adet ve 1 adet olmak üzere toplam 5 adet tüp göründüğünü, fakat teslim alınan kısmının boş olarak gözüktüğünü, dolayısıyla 27.02.2020 günü 5 adet boş tüpüp firmaya teslim edildiğini, o an için ihtiyaç duyulmadığından (farklı tedarikçilerle de çalışıldığı için) yerine dolu tüp alınmadığını, bu duruma dair irsaliyenin altında … A.Ş. adına …’ın ve … Şti. adına …’ın imzaları bulunduğunu, dolayısıyla davacının tüplerin iade edilmediği iddiası, tüplerin müvekkiline satıldığına dair faturalar düzenlenmesi ve mevcut olmayan bir alacak için icra takibi başlatılmasının dürüstlük ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu, taraflarca imza altına alınan bu irsaliyenin Davacı tarafta kalan kopyası(EK-3) davacı tarafından sonradan doldurularak bu 5 tüpe ilişkin hem haksız kira faturaları hem de haksız bir satış faturasının tamamen kötü niyetli bir biçimde tahsil edilmeye çalışıldığını, müvekkilinin de bu faturaları kabul etmeyerek tamamına iade faturası kestiğini, davacı yanın delil olarak dayandığı faturaların düzenleniş tarihinin de taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi bittikten sonraya ait olduğunu, dava dilekçesine eklenen faturaların hepsinin 2022 yılına ait olduğunu, ancak fatura konusu mal ve hizmet satışına bakıldığında açıklamaların ve uyuşmazlığın 2020 senesine dayandığının görüleceğini, kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte bir an için davacının iddia ettiği gibi bir durumun olduğu düşünülse dahi 2020 senesine ait bir borç için 2 sene beklendikten sonra borçluya başvurmanın, ne hayatın olağan akışıyla ne de hukukla bağdaşır bir durum olmadığını, basiretli bir tacirin alacağını araştırmak için iki sene beklemeyeceğini, Davacı yanın, farklı tedarikçilere yönelen müvekkilini adete cezalandırmak niyetiyle 2020 yılına ait bir irsaliye üzerinde oynama yaparak haksız kazanç elde etmeye çalıştığını, müvekkilinin karşı yanla olan ilişkisinde hiçbir zaman satın alma iradesi oluşmadığını, davacının müvekkiline iade aldığı tüpler için kira faturası düzenlemesi ve akabinde müvekkilinin mevcut olmayan bu borcu ödemekten imtina etmesi üzerine ilgili tüpleri müvekkiline sattığına dair satış faturası düzenlenmesinin hukuka ve ahlaka aykırı olduğunu beyan ederek, haksız davanın reddi ile Davacı aleyhine asgari %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :
Dava, taraflar arasında düzenlenen tüp kiralama sözleşmesi uyarınca alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mevcut dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra, 30/11/2022 tarihinde açılmıştır. Öncelikli olarak Asliye Ticaret Mahkemesinin davaya bakmakla görevli olup olmadığının belirlenmesi gerekir.
Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. (HMK m.1). Nitekim Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-c maddesi görevi dava şartları arasında saymıştır. Bu itibarla görev kuralları tarafların ileri sürmesine gerek olmaksızın hâkim tarafından ve yargılamanın her aşamasında resen gözetilir.
6100 Sayılı HMK.nun 4/1-a maddesinde, Sulh Hukuk Mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; kiralanan taşınmazların, 09/06/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanun’una göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları görürler, hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda; davacı şirket ile davalı arasında “… Tüp Sözleşmesi” başlıklı sanayide kullanılan gaz tüplerinin kiralanmasına ilişkin 05/10/2017 tarihli kira sözleşmesi tanzim edildiği, taraflar arasında düzenlenen kira sözleşmesi kapsamında doğan alacağın davalıdan tahsili amacıyla Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davalı yanca yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu dosya kapsamından sabittir. Uyuşmazlığın temeli kira sözleşmesinden kaynaklanmakta olup davanın açıldığı 30/11/2022 tarihinde yürürlükte olan HMK.nun 4/1-a maddesi gereğince dava değerine, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın davaya bakma görevi Sulh Hukuk Mahkemesine aittir. Her ne kadar dava konusu faturalar arasında satış faturası bulunsa da, davalı tarafın savunması beyan ettiği üzere taraflar arasında satış sözleşmesi ve ilişkisinin bulunmadığı, kiralanan tüplerin iade edilmemesinden dolayı davacının bu tüplere ilişkin satış faturası düzenleyip gönderdiği, davalı tarafça söz konusu faturanın iade edildiği, bu haliyle taraflar arasında satış ilişkisi bulunmadığı gibi bulunsa dahi baskın edimin ve sözleşme türünün kira olduğu gözetilerek göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan 6100 Sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine,
2-Karar kesinleştiğinde ve yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli Ankara Batı Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-6100 Sayılı HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren 6100 Sayılı HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 02/02/2023

Katip Hakim
e-imza e-imza