Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1241 E. 2023/1061 K. 17.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/1241 Esas – 2023/1061
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2022/1241 Esas
KARAR NO : 2023/1061

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/11/2022
KARAR TARİHİ: 17/10/2023
K.YAZIM TARİHİ: 02/11/2023

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili; müvekkili şirketin, vermiş olduğu hizmete ilişkin olarak 04.12.2019 düzenleme tarihli … numaralı faturayı borçlu şirkete gönderdiğini, davalı tarafın hizmet bedelini ödemediğinden Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibi başlatıldığını, her ne kadar fatura bedelinden icra takibi başlatılmış ise de muhasebe kayıtlarının incelenmesinden faturaya istinaden davalı tarafından 80.000,00TL ödeme yapıldığının tespit edildiğini, bu nedenle 80.000,00TL ve faizi için ödemede tekerrür olmaması adına işbu davada talep edilmediğini, davalı tarafın, borca itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğunu, davalının itirazının haksız ve dayanaktan yoksun olduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişki bulunduğunu, müvekkili şirketin, bu ilişki çerçevesinde vermiş olduğu hizmetin karşılığını talep etmesinin olağan olduğunu, davalı şirket tarafından faturaya istinaden kısmi ödeme yapılması ve kalan fatura bedelinin ödeneceği sözü üzerine bugüne kadar beklenilmiş ancak ödeme yapılmaması üzerine işbu davaya dayanak icra takibi başlatıldığını, davalı tarafa gönderilen faturaya 8 günlük yasal süre içinde itiraz edilmediğini, Türk Ticaret Kanunu’nun 21/2 maddesine göre belirtilen yasal süre içinde itiraz edilmeyen faturaların içeriklerinin kabul edilmiş sayılacağını, yasal süre içinde itiraz etmeyen davalı tarafın fatura içeriğini kabul ettiğini, ayrıca kısmi ödeme yapılmasının da hizmetin verildiği ve fatura içeriğinin kabul edilmiş olduğun en açık kanıtı olduğunu beyan ederek, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla; şirketin malvarlıklarına borca yetecek kadar ihtiyati haciz konulması kararı verilmesine, talepleri kabul edilmediği taktirde borca yetecek kadar ihtiyati tedbir kararı verilmesine, Davalı borçlunun itirazlarının iptaline ve takibin devamına, borçlunun %20’den az olmayan icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili; davacının dava dilekçesinde ihtiyati tedbir talebinde bulunduğunu ancak faturanın tek taraflı bir belge olup, tek başına bir alacağın varlığını ve borcun ödenmediğini göstermeyeceğini, fatura ile birlikte faturaya konu mal veya hizmetin sunulduğunun da yaklaşık ispat kurallarına göre, ispatına ilişkin delil ve belgelerin sunulması gerektiğini, dava konusu edilen muaccel bir alacağın varlığı ve talep edilebilirliğinin yaklaşık olarak ispat edilmediğinden davacının tedbir taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiğini, tüm borca itiraz ettikleri gibi işlemiş ve işleyecek faiz miktarına da itiraz ettiklerini, icra dosyasında faizin fatura tarihinden itibaren işletildiğini, davacı tarafından fatura, alacak miktarı ve ödeme talebini içerir ihtar gönderilmediğinden takip tarihinden önce işletilen faiz şartının da oluşmadığını, davacı tarafından her ne kadar 80.000,00TL ödeme yapıldığı ve 80.000,00TL talep edilmediği belirtilmişse de Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyada fatura bedelinin tamamının ödeme emrinde istenildiğini, dava konusu 04.12.2019 düzenleme tarihli … numaralı faturaya ilişkin hizmet verilmediğinden müvekkili tarafından davacı şirkete … Fatura nolu 04.12.2019 tarihli … numaralı faturaya istinaden 484.040 TL iade faturası kesildiğini, davanın değerinin de iade ettikleri fatura bedeli kadar olduğunu, davacının müvekkilinin hizmet almadığından dolayı kesmiş olduğu … numaralı iade faturasına itiraz etmediğini, yasal süresi içerinde faturaya itiraz edilmediğinden davacı tarafın faturanın içeriğini kabul etmiş sayılacağını beyan ederek, fazlaya ilişkin dava talep hakları saklı kalmak kaydıyla; Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nde … Esas numaralı dosyaya yaptıkları itirazın kabulüne, takibin iptaline ve %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminata hükmedilmesine, haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, tarafların ticaret sicil kayıtları, tarafların 2019 yılına ait BA-BS formları, davalı şirketin ticari defter ve kayıtları, 18/05/2022 tarihli bilirkişi raporu ile 04/07/2023 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
Davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi sonucu alınan bilirkişi raporunda, davacı vekili … tarafından 24.03.2023 Tarihinde mahkemeye sunulan beyan dilekçesinde ; Şirketin defterlerinin bulunduğu adres: … Mah. … Cad. … Merkezi …/Blok … K:… No: … …/… İletişim kurulacak kişi: … … Şeklinde dilekçe ile beyanda bulunduğu, dosyada görevli bilirkişi olarak, davacı … Tic.Ltd.Şti vekilinin vermiş olduğu dilekçede ki bilgilere göre, …’a telefon açılarak söz konusu ilgili yıla ait defter ve belgeler istenmiştir. Daha sonra işyeri adresine gidildiği, ancak, tutulması zorunlu yasal defterlerin ibraz edilmediği, dolayısıyla tutulması zorunlu yasal defterler olmadığından, veya defterler uyapa işlenmediğinden, işbu davada verilen ara kararı gereğince davacı şirket kayıt ve defterlerinin usulüne uygun tutulup tutulmadığı, delil niteliğine haiz olup olmadığı, iddia ve savunmalar kapsamında takip tarihi itibariyle davacı yanın varsa bakiye alacağının tespiti ve hesaplanması yapılamadığı, dosyada ibraz edilmeyen defterlerin davacı … Tic.Ltd.Şti lehine delil teşkil etmesi durumu söz konusu olmadığı belirtilmiştir.
Davalı şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporunda, davalı tarafın ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde 2019, 2020, 2021 ve 2022 yıllarına ait ticari defterlerin tasdiklerinin zamanında ve tam olarak yaptırıldığı, davalı tarafın ticari defter kayıtlarına göre; 2019 yılında davalının, 04.12.2019 tarihinde … yevmiye madde numarası
ile davacının düzenlemiş olduğu … nolu, 564.040,00TL tutarlı faturayı kayıtlarına aldığı, 2019 yılında bu faturaya ilişkin herhangi bir ödeme yapmadığı; 2020 yılında herhangi bir ticari hareket olmadığı, davalının halihazırda davacıya … nolu faturadan kaynaklı 564.040,00TL borçlu olduğu; 2021 yılında 19.03.2021 tarihinde davalının 564.040,00TL borcuna karşılık … nolu yevmiye maddesine göre 80.000,00TL tutarlı bir ödeme gerçekleştirdiği(ödemeye ilişkin belge dava dosyasına kazandırılmıştır), bu durumda 2021 yılı sonu itibariyle davalının davacıya (564.040,00 – 80.000,00=) 484.040,00TL borcu olduğu; 2022 yılında davalının davacıya 04.03.2022 tarihinde … nolu, 484,040,00TL tutarlı fatura düzenleyip bunu … nolu yevmiye kaydı ile kayıtlarına aldığı, dolayısıyla 2022 yılı sonu itibariyle davalının davacıya (484.040,00 – 484,040,00=) 0 herhangi bir borcu kalmadığı tespit edildiği, dosya kapsamı, davalıya ait ticari defter kayıtları ve belgeler üzerinde yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde; davalı tarafın ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, davacı tarafın ticari defterlerini sunmamasından ötürü davacı taraf ticari defter kayıtlarına göre borç alacak ilişkine yönelik tespitte bulunulamadığı, davalı tarafın ticari defter kayıtlarına göre davalının davacıya borcu olmadığı belirtilmiştir.
GEREKÇE :
Dava; taraflar arasında düzenlenen hizmet sözleşmesi kapsamında faturaya dayalı bakiye alacağının tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı alacaklı taraflar arasında düzenlenen hizmet sözleşmesi nedeniyle davalıdan alacaklı olduğu iddiasıyla faturaya dayalı icra takibi başlatmış olup; ödeme emri davalı borçluya 28.02.2022 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 7 günlük yasal süresi içinde 03.03.2022 tarihinde ödeme emrine itiraz ettiğinden takibin durdurulmasına karar verilmiştir. İtirazın iptaline yönelik olarak açılan iş bu dava hak düşürücü yasal süresi içerisinde açıldığından işin esasına girilerek inceleme yapılmıştır.
Davacı yan, 1 adet fatura sebebiyle alacaklı olduğunu, davalının kısmi ödemesinin eksiltimi ile 484.040,00TL alacaklı olduğunu iddia ederek davalının haksız itirazının iptalini talep etmiş, davalı yan ise, iddia olunan hizmetin verilmediğini ve bu sebeple faturayı kabul etmediğini, iade faturası tanzim ettiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Uyuşmazlık, davacı yanın takip talebinde talep edilen 564.040,00TL asıl alacaktan 484.040,00TL’lik kısım kadar davalıdan alacaklı olup olmadığı hususundadır.
Takibe konu alacağın dayanağının 04/12/2019 tanzim tarihli 564.040,00TL tutarlı fatura olduğu anlaşılmıştır.
Tarafların bağlı bulundukları vergi dairelerinden 2019 yılına ait BA-BS formları HMK m.221 uyarınca resen celp edilmiştir. İncelenmesinde; davacı tarafça davalı adına, 2019 yılında 1 adet belge karşılığında KDV hariç 478.000,00TL tutarında mal/hizmet satışı bildiriminde bulunulduğu, davalı tarafça davacı adına 2019 yılında 1 adet belge karşılığında KDV hariç 478.000,00TL tutarında mal/hizmet alışı bildiriminde bulunulduğu tespit edilmiştir. Uyuşmazlık konusu faturanın KDV hariç tutarı gözetildiğinde bildirimi yapılan faturanın uyuşmazlık konusu fatura olduğu, bu itibarla tarafların bildirimlerinin örtüştüğü tespit edilmiştir.
Öncelikle davacı defterlerinin yerinde incelenmesine karar verilmiş ve talimat mahkemesince yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu 18/05/2023 tanzim tarihli bilirkişi raporu alınmıştır. Düzenlenen raporda davacı defterlerinin ibraz edilmediğinden incelenemediği rapor edilmiştir. Davacı vekili 06/06/2023 tarihli dilekçesiyle davalı defterlerinin incelenmesini talep etmiştir. Bunun üzerine davalı defterlerinin yerinde incelenmesi için mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu 04/07/2023 tanzim tarihli bilirkişi raporu alınmıştır. Bilirkişi raporunda davalı yanın defterlerindeki kayıtların tespiti yönünden rapor hükme esas alınmış, ancak kayıtların değerlendirilmesi yönünden rapordaki değerlendirmeler yerinde olmadığından rapor bu yönüyle hükme esas alınmamıştır.
Dava konusu alacak, fatura alacağına dayanmaktadır. Fatura düzenlenmesi tek başına muaccel bir alacağın varlığını ispata yeterli değildir. Davacının aynı zamanda malın teslim edildiğini/hizmetin ifa edildiğini ispat yükü altındadır.
Fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gerekir. Bunun için de öncelikle taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerekir. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi ispat etmesi gerekmektedir. Bu nedenle, bir satım ilişkisinde davacı taraf sattığı malın miktarını ve alıcıya teslimini, davalı taraf ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorundadır.
İddia ve savunma, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında hizmet akdi bulunduğu, bu doğrultuda davacının hizmeti ifa ederek davalı adına uyuşmazlık konusu 04/12/2019 tanzim tarihli 564.040,00TL tutarlı faturayı tanzim ettiği, her iki tarafça bu faturanın vergi dairesine Ba/Bs formuyla bildirildiği, incelenen davalı defterinde uyuşmazlık konusu faturanın kayıtlı olduğu, ayrıca 19/03/2021 tarihli 80.000,00TL ödemenin de kayıtlı olduğu, 2021 yılı sonu itibariyle davalının kendi defterlerine göre davacıya 484.040,00TL borçlu olduğu, takip tarihinin 25/02/2022 tarihi olduğu, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 484.040,00TL kadar alacaklı olduğu, davalının takip tarihinden sonra 04/03/2022 tarihli 484.040,00TL bedelli iade faturasını düzenlendiği, bu iade faturası ile borcunun bulunmadığını savunduğu, davalının 04/12/2019 tanzim tarihli 564.040,00TL tutarlı faturaya süresi içerisinde itiraz etmeyerek defterlerine işlemiş, Ba formuyla vergi dairesine bildirmiş ve kısmi ödemede bulunmuş olması sebebiyle hizmetin ifasını ve faturaya konu alacağı kabul etmiş olduğu, davalının basiretli bir tacir gibi davranması gerektiği, ancak bunun aksine iade faturası düzenlediği, iade faturası düzenlemesinin tek başına hizmetin iade edildiğini göstermeyeceği, kaldı ki aradan geçen süre ve takip tarihinden sonra iadenin yapılmış olması gözetilerek davalının basiretli bir tacir gibi davranmadığının kabulü gerektiği, tüm bu sebeplerle davalı yanın savunmalarının yerinde olmadığı, davacının 484.040,00TL alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmakla davanın kabulüne, Ankara Batı İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan haksız itirazın 484.040,00TL asıl alacak yönünden iptaline, takibin 484.040,00TL asıl alacak yönünden devamına, alacak likit olduğundan ve davalı takibe haksız itiraz ettiğinden asıl alacağın %20’si olan 96.808,00TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KABULÜ İLE, Ankara Batı İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın 484.040,00TL asıl alacak yönünden iptaline, takibin 484.040,00TL asıl alacak yönünden devamına,
2-Alacak likit olduğundan ve davalı takibe haksız itiraz ettiğinden asıl alacağın %20’si olan 96.808,00TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 33.064,77TL karar ve ilam harcından peşin alınan 4.535,23TL harcın mahsubu ile bakiye 28.529,54TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Zorunlu arabuluculuk kapsamında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT’nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.560,00TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 4.535,23TL peşin harç, 80,70TL başvuru harcı, 11,50TL vekalet harcı olmak üzere toplam 4.627,43TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 93,50TL tebligat ve posta gideri ile 2.700,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.793,50TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir ve hesap edilen 73.765,60TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.17/10/2023

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı