Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1223 E. 2023/424 K. 04.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/1223 Esas – 2023/424
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2022/1223 Esas
KARAR NO : 2023/424

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/11/2022
KARAR TARİHİ: 04/04/2023
K. YAZIM TARİHİ: 19/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; Borçlu şirketin işbu dilekçenin konusu olan araçlara ilişkin tamir ve onarım işlemleri dahilinde motor dağıtımı ve revize, motor aktarılması ve eksantrik mili değişimi yaptırdığını, bunlar da ayrı ayrı düzenlenen 10.05.2022 tarihli … numaralı 5.500,00 TL’lik fatura ve 17.03.2022 tarihli … numaralı 10.620,00 TL’lik fatura olarak düzenlendiğini ve borçlu şirkete ibraz edildiğini, işbu anlaşma ile müvekkilinin edimlerini yerine getirdiğini ve ilgili araçların tamir-onarım-revize işlemlerinin yapıldığını, şirketin satın alma müdürü …’ın da imzasıyla ikrar edilen işlemlerin yapılmasının üzerinden çok uzun süre geçtiğini, ilgili faturaların ibraz edilmesine karşın borçlu şirketin müvekkiline herhangi bir ödeme yapmadığını, bunun üzerine borçlu şirketin müvekkiline olan bakiye (16.120,00-TL asıl alacak ve TTK 1530/4(a) uyarınca işlemiş 1.070,63-TL faiz) 17.190,63 TL alacağına karşılık Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalının borcun tamamına itiraz ederek icra takibinin durmasına sebebiyet verdiğini, davalının borca itirazının haksız ve iyi niyetten yoksun olduğunu, zaman kazanmaya, alacaklarının tahsilini geciktirmeye yönelik olduğunu, borçlu şirket adına ilgili belgeleri “Satınalma Müdürü 1.Şef” sıfatıyla imzalayan …’ın 13.09.2021 tarihli imzalı belgesinde “Not: Eksantirik mili hariç ödeme yapıldı. Eksantirik miline fatura kesilip ödemesi yapılacaktır.” ibarelerini kullandığını, 13.10.2021 tarihli imzalı diğer belgesinde ise “Motor revizyon yapıldı, … Bey talebi ile bekletildi. İş ve işçilik yaptırılmıştır.” ifadelerini kullandığını, bu sarih ifadeler ve borçlu şirketin o dönemki satın alma müdürünün de açık imzalarına rağmen borçlunun ödemeleri geciktirdiğini, müvekkilini oyaladığını, hiçbir ödeme yapılmadığını, davalının borca itiraz dilekçesinin gerçeği yansıtmadığını, arabuluculuk görüşmelerinin de olumsuz sonuçlandığını, bu nedenlerle davalının haksız itirazının iptaliyle icra takibinin devamına ve haksız inkâr nedeniyle davalı aleyhine % 20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmolunmasına karar verilmesini talep ettiklerini, müvekkilinin, cari hesap gereği işbu takibe konu faturalar haricinde de alacağı bulunmakta olup bu hususta fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuklarını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, davalının itirazının iptaliyle alacaklarının ticari temerrüt faiziyle birlikte tahsilini temin yönünde icra takibinin devamına, haksız itiraz nedeniyle davalı-borçlu aleyhine % 20’tan az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmolunmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; davanın haksız ve hukuka aykırı olup reddi gerektiğini, davacının taleplerinin zamanaşımına uğramış olup davanın zamanaşımı sebebiyle reddi gerektiğini, davacı, kendi edimlerini yerine getirdiğini bu hususun müvekkili şirkette satın alma müdürü olarak çalıştığını iddia ettiği …’ın da imzası ile ikrar edildiğini belirtmiş ise de müvekkil şirketin ülkenin birden fazla yerinde şantiye ve şubesi olup bu şubelere ilişkin temsilci sıfatıyla atanmış yetkili kişiler de Ticaret Sicilinde ilan edildiğini, ilan edilen bu kişiler dışında kimse müvekkili şirketi temsil edemediği gibi müvekkili adına işlem onaylama yetkisi bulunmadığını, davacı tarafından ismi zikrolunan … isimli personelin Satın Alma personeli olarak çalışmış olup müvekkili şirket ile ilgili işlemleri onaylama ve işlemlere yönelik imza atma gibi yetki verilmemiş olduğundan davacı iddialarına itibar edilmemesi gerektiğini, bu hususun aksi düşünülecek olması halinde dahi davacının tacir olduğu ve TKK 18/2 maddesine göre tacirin ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerektiği hususları ortada iken davacının, müvekkili şirkette işlem yapmaya ve şirketi temsile yetkili olmayan bir çalışana itibar ettiğini iddia etmesi basiretli tacir tanımına uymadığını, yine kabul etmemekle birlikte bir an için aksi düşünülecek olmasında bile söz konusu işlemin özel hukuk açısından ancak yetkisiz temsil hükümlerine tabi olabileceğinden müvekkilinin hukuken sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, aksi düşünülecek olduğunda, haksız menfaat temin etmek isteyen kişilerin haksız menfaat temin etmek istedikleri kişi ya da firmanın herhangi bir çalışanın “müdür olarak biliyorduk”şeklinde iddiada bulunarak tahsilat yapma yolunun hukuksuz bir şekilde önü açılacağını, davacının, anlaşma gereğince motor dağıtımı ve revize, motor aktarılması ve eksantrik mili değişim işlemlerinin eksiksiz bir şekilde yerine getirildiğini belirtmiş ise de davacı tarafından ilgili işlemlerin tam olarak yerine getirilmediği gibi yerine getirilen bazı işlemlerin de ayıplı olduğunu, bu sebeple davacının edimlerinin kanuna uygun bir şekilde tam ve eksiksiz bir şekilde yerine getirdiğinden bahsetmenin mümkün olmadığını, davacı yanca taahhüt edilmiş işin tam ve eksiksiz bir şekilde yerine getirilmediği ortada iken davacının müvekkili şirkete karşı işbu davaya ikame etmesnin haksız ve kanuna aykırılık teşkil ettiğini, kabul anlamına gelmemek kaydı ile bir an için yukarıda belirtilmiş hususların aksi düşünülecek olması halinde dahi dava konusu alacağın likit olmaması ve yargılamayı gerektirmesi nedeniyle icra inkar tazminatına hükmedilmemesi gerektiğini, tüm bu nedenlerle haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini, haksız icra takibi sebebiyle müvekkil lehine %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve ücreti vekaletin karşı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER :
Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası, tarafların ticaret sicil kayıtları, vergi dairesi kayıtları, BA-BS formları, SGK kayıtları, bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
Mali Müşavir bilirkişi 20/02/2023 tarihli raporu ile özetle; Davacı …’in davalı … A.Ş.’nden 21.308,60 TL alacaklı olduğu, alacağının 4.336,50 TL’lık kısmı için fatura kesilmemiş olduğu bildirilmiştir.
GEREKÇE :
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gerekir. Bunun için de öncelikle taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerekir. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi yani alım-satım ilişkisini ispat etmesi gerekmektedir. Bu nedenle, bir satım ilişkisinde davacı taraf sattığı malın miktarını ve alıcıya teslimini, davalı taraf ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorundadır.
Davacı alacaklı davalıdan alacaklı olduğu iddiasıyla faturaya dayalı icra takibi başlatmış olup; ödeme emri davalı borçluya 15/10/2022 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 7 günlük yasal süresi içinde 10/10/2022 tarihinde ödeme emrine itiraz ettiğinden takibin durdurulmasına karar verilmiştir. İtirazın iptaline yönelik olarak açılan iş bu dava hak düşürücü yasal süresi içerisinde açıldığından işin esasına girilerek inceleme yapılmıştır.Davacı … 10.10.2022 tarihinde Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile davalı … A.Ş. aleyhinde 17.190,63-TL tutarında ilamsız icra takibi başlatmış, alacağın dayanağı olarak 17.03.2022 tarihli … numaralı 10.620,00 TL ve 10.05.2022 tarihli … numaralı 5.500,00 TL’lik fatura ile 788,21 TL, 282,42 TL faizi göstermiştir.
… Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 25.11.2022 tarihli yazısı eki 2022 yılına ilişkin BA-BS formlarında yeralan bilgilere göre; …’in … A.Ş.’ne 1 adet belge ile 9.000,00 Mal ve Hizmet Satışı Yaptığı, … Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 28.11.2022 tarihli yazısı eki 2022 yılına ilişkin BA-BS formlarında yeralan bilgilere göre; … A.Ş.’nin …’e 1 adet belge ile 9.000,00 Mal ve Hizmet Aldığı (kdv dahil 10.620TL) bilgisinin bulunduğu, tespit edilmiştir. Bu kapsamda davalının 17.03.2022 tarihli … numaralı 10.620,00 TL faturadan kaynaklı mal ve hizmet satın aldığını bu fatura nedeniyle BA formu düzenleyerek vergi dairesine bildirmesi faturaya konu mal ve hizmeti aldığına karine teşkil eder ( Yargıtay 19. HD, 31.10.2018, 2627/5349; 18.06.2020, 709/1122). İş bu sebeple faturaya konu hizmetin yerine getirildiğinin karinesi olduğu, aksinin davalı tarafça ispatlanması gerekmektedir.
Takibe konu fatura tutarına ilişkin dosya kapsamına sunulmuş olan irsaliyede teslim alan imzası davalı şirket çalışanına ait olduğu kabul edilerek uyuşmazlığa konu faturadan kaynaklı işin teslim edildiğini davacının ispat ettiği,Bu kapsamda Davalının hizmet konusu bedeli ödediğini ispatlayamadığı satım konusu bedelin ödenmesi gerektiğinden davacının alacak talebinin yerinde olduğu davalının takibe itirazının 16.120,00 TL üzerinden iptali ile takibin devamına karar verilmiştir. İcra takip tarihinden önceki dönem için temerrüt faizine hükmedilmesi TBK’nın 117.maddesi koşullarına bağlı olup icra takip tarihinden önce davalıya temerrüt ihtarı gönderilmesi gerekir. Taraflar arasında da ödeme günü kararlaştırılmadığı gibi davalıyı temerrüte düşürmek için ihtar gönderildiği de iddia ve ispat olunmadığından davacı alacaklı icra takip tarihinden önceki dönem için temerrüt faizi talebinde bulunamayacağından takip tarihinden önce işletilen faiz talebi reddedilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE, Davalının Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takibe itirazının 16.120,00 TL üzerinden iptali ile takibin devamına,
Fazlaya dair istemin reddine,
2-16.120,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 1.101,15 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 207,63 TL harcın mahsubu ile bakiye 893,52 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Zorunlu arabuluculuk kapsamında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT’nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 2.353,22 TL’nin, davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 2.206,66 TL’sinin davalıdan, 146,56 TL’sinin ise davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 207,63 TL peşin harç, 80,70 TL başvuru harcı, 11,50 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 299,83 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 2.000,00 TL bilirkişi ücreti, 46,00 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 2.046,00 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre takdir edilen 1.918,57 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın red oranına göre takdir ve hesap edilen 1.070,63 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı miktar itibari ile kesin olmak üzere karar verildi. 04/04/2023

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı