Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1211 E. 2023/121 K. 31.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/1211 Esas – 2023/121
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2022/1211 Esas
KARAR NO : 2023/121

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/11/2022
KARAR TARİHİ: 31/01/2023
K. YAZIM TARİHİ: 07/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle ;Müvekkili şirketin, karşı taraf davalıdan çeşitli tarihlerde düzenlenen faturalar nedeniyle cari hesaptan kaynaklanan alacağı olduğunu, alacağın tahsili için davalı aleyhine Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasına kayden 4.606,78 TL tutarındaki alacaklarının tahsili talebiyle icra takibi başlatıldığını ancak davalı borçluya tebliğ olunan ilamsız takibe ilişkin ödeme emri sonrasında karşı taraf borçlunun takipte talep edildiği miktarda borcu bulunmadığından bahisle dosyaya itiraz ettiğini, borçlunun itirazı, tamamen takibi sürüncemede bırakmaya ve vakit kazanmaya yönelik kötü niyetli bir itiraz olduğunu, davalı borçlunun, borcunun olmadığı şeklinde bir iddiada bulunuyorsa da iddia edenih, iddiasını HMK gereği yazılı delille ispat etmek zorunda olduğunu, ancak karşı taraf borçlunun dosyaya herhangi bir ödeme belgesi veya makbuz da sunmayarak takibin durdurulmasına sebebiyet verdiğini, arabuluculuk görüşmelerinin de olumsuz sonuçlandığını, tüm bu nedenlerle davanın kabulüne, davalı borçlunun Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına vaki haksız, yersiz ve tamamen zaman kazanmaya yönelik itirazının iptaliyle takibin devamına, davalının zaman kazanmaya yönelik kötü niyetli itirazı nedeniyle dava konusu müddeabihin %20’si oranında icra inkâr tazminatının davalı borçludan alınarak taraflarına verilmesine, yargılama giderleri, arabuluculuk toplantısı avukatlık ücreti(AAÜT 16/C) ve ücret-i vekaletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; kabul anlamına gelmemekle birlikte, davacının cari hesap sözleşmesi ile müvekkiline satıldığı iddia edilen malların, müvekkilinin ticaretini yapabileceği, satabileceği metalar değil; mikrofiber bez, mop, temizlik sıvısı vb. mallar olduğunu, müvekkilinin tacir olmadığı gibi müvekkili açısından iddia edilen alışveriş ticari iş olarak da nitelendirilemeyeceğini, bu nedenle görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi değil, Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, bu yüzden davanın görev nedeniyle reddini talep ettiklerini, davanın görevsizlik ve/veya husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine, bu talebin Mahkemece kabul görmemesi halinde ise davanın …’a ihbarını neticeten haksız ve hukuka aykırı davanın esastan reddine, davacının icra inkar tazminatı talebinin reddiyle, müvekkili … aleyhine haksız ve kötü niyetli olarak başlatılan icra takibi nedeniyle karşı tarafın alacağının %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :
Dava, satım ilişkisinden kaynaklı düzenlenen faturaya yönelik başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
30/06/2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6335 sayılı Kanunla, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda değişiklik yapılmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 5. maddesinde yapılan değişiklikle, Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer mahkemeler arasındaki ilişki görev ilişkisine dönüştürülmüştür.
Göreve ilişkin kurallar, dava şartıdır. (HMK m.114/1-c) Mahkeme, dava şartlarının yerinde olup olmadığını yargılamanın her aşamasında gözetir. Bu nedenle somut uyuşmazlıkta mahkememizin görevli olup olmadığı hususu re’sen değerlendirilmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin görev kapsamına giren ticari davaların neler olduğu 6102 sayılı TTK’nun 4. maddesinde belirlenmiştir.Buna göre:
a-TTK 4/1 maddesinde altı bent halinde sayılan hususlardan doğan davalar,
b-Özel kanun hükümleri gereği ticari sayılan davalar, (Kooperatifler Kanunu m. 99 gibi)
c-Her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan davalar ticari dava sayılır ve Asliye Ticaret Mahkemesinin görev sahasına girer.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun TTK’nın 124. maddesinin 1 ve 2. bentleri değerlendirildiğinde davalı site yönetiminin “ticaret şirketi” olmadığı açıktır. Eldeki davada; uyuşmazlık, satım ilişkisinden kaynaklı düzenlenen faturaya yönelik başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Eldeki dava mutlak ticari dava niteliğinde değildir. Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. Somut olayda davalı site yönetimi tacir olmadığı gibi, dava mutlak ticari dava niteliğinde de değildir. Bu bağlamda, somut uyuşmazlığa bakma görevi Ankara Batı Asliye Hukuk Mahkemelerine aittir. 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu dikkate alınarak, davanın usulden reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine,
2-Yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli Ankara Batı Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
5-Kararın talep halinde taraflara tebliğine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, istinaf kanun yolu açık olmak üzere (kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle istinaf yoluna başvurulabileceği, istinaf incelemesinin Bölge Adliye Mahkemeleri İlgili Hukuk Dairesi tarafından yapılacağı) karar verildi.31/01/2023

Katip Hakim
E-imzalıdır. E-imzalıdır.