Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1205 E. 2023/160 K. 07.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/1205 Esas – 2023/160
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2022/1205 Esas
KARAR NO : 2023/160

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-
VEKİLİ :
2-
VEKİLİ :
3-
4-

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/11/2022
KARAR TARİHİ: 07/02/2023
K.YAZIM TARİHİ: 03/03/2023

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili; müvekkilinin; … ili … ilçesi … Mah. … ada … Parsel … numaralı bağımsız bölümde yer alan taşınmazın maliki olduğunu, dava konusu taşınmazın altında yer alan dükkan maliki …’nın dükkanda yenilik ve tadilat yapmak üzere … ile anlaştığını, söz konusu dükkanın ön cephesi demir kapı ve parmaklıklarla kapalı olup dükkan maliki …’nın söz konusu demirlerin sökülmesi talimatı verdiğini, söz konusu parmaklıkların sökme işini de …’ın … ile birlikte gerçekleştirdiğini, işbu sökme işlemi gerçekleştirilirken binaya ve müvekkilinin dairesine zarar verildiğini, bina iskeletini oluşturan kiriş ve kolonlarda, bina temelinde hasar meydana geldiğini, işbu hasar dolayısıyla can ve mal güvenliği açısından risk teşkil ettiği gerekçesiyle binanın tahliyesine karar verildiğini, müvekkilinin maliki olduğu taşınmazın/ana binanın zarara uğraması sebebiyle evini tahliye etmek zorunda kaldığını, müvekkilinin bir süre komşusunda ikamet etmiş ise de akabinde yeni bir daire kiralamak durumunda kaldığını ve dolayısıyla zarara uğradığını, müvekkilinin, dava konusu binaya ilk taşındığında yeni eşyalar satın almış olup, binayı tahliye etmek durumunda kaldığı esnada taşınma sebebiyle söz konusu ev eşyaları zarar gördüğünü, dava konusu taşınmazı tahliye etmek zorunda kalan müvekkilinin, söz konusu binanın zarar görmesi sebebiyle tahliyesi için gerekli işlemleri yerine getirdiğini, akabinde, yeni bir konut bulmak adına çeşitli masraflar yapmak durumunda kalmış ve yapılan masraflar nedeni ile maddi ve manevi açıdan da yıprandığını, bu sebeple, müvekkilinin yoğun acı, elem ve keder duyması sebebiyle manevi zarara maruz kaldığını, müvekkilinin olay tarihinde davalı sigorta şirketinde, 09/11/2021 başlangıç ve – 09/11/2022 bitiş tarihli … poliçe numaralı … Garantide Plus Sigorta Poliçesi ile sigortalı olup, müvekkilinin davaya konu olay sonucu maruz kaldığı maddi zararlarından davalı sigorta şirketi(teminat limitleri ile sorumlu olmak üzere)diğer davalılar ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu beyan ederek, fazlaya ilişkin talep, dava ve ıslah hakkı saklı kalmak kaydıyla HMK 107 uyarınca maddi tazminat yönünden belirsiz alacak davası olmak üzere; müvekkiline ait … ili … ilçesi … Mah. … ada … Parsel … numaralı bağımsız bölümde yer alan taşınmaza ve aynı adreste yer alan ana binaya zarar verilmesi sebebiyle uğranılan zarardan kaynaklanan müvekkilinin konutunu kullanamaması sebebiyle şimdilik 200.000,00-TL maddi tazminatın müvekkilin konutundan mahrum kaldığı tarihten itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte; müvekkiline ait konuttaki eşyaların, konutun tahliyesi esnasında zarar görmesi sebebiyle şimdilik 10.000,00-TL maddi tazminatın, müvekkilin konutundan mahrum kaldığı tarihten itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte; söz konusu taşınmazı kullanamaması sebebiyle yeni bir ev kiralamak durumunda kalan müvekkil davacının şimdilik 5.000,00-TL kira bedeli alacağının müvekkilin konutundan mahrum kaldığı tarihten itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalı sigorta şirketi(teminat limitleri ile sorumlu olmak üzere) ve diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkil davacıya ödenmesine ve maruz kalınan manevi zarar sebebiyle 100.000,00-TL manevi tazminat alacağının tamamının müvekkilin konutundan mahrum kaldığı tarihten itibaren işleyecek değişen oranlarda yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketi dışında kalan diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkil davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı … ; dava konu olan evin kapı pencerelerini hurda olarak … isimli kişisinde 2.000 TL bedelle aldığını ve parasını hesabına yatırdığını, ilgili binanın dükkan kısmında tadilatı için yapılması gereken yenileme işlemine binayen eski kapı pencerelerinin sökülmesi gerektiğini, sökme işlemini de kendisinin yaptığını, bu tür hurda işlerini alıp satarak geçimimi bu tür işler yaparak sağladığını, binanın duvar ve temel kısmına zarar vermenin mümkün olmadığını, ayrıca bu işlerden dolayı duvarın ve temelin yıkılmasının mümkün olmayacağını, davacının Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığına yapmış olduğu şikayet sonucunda; yapılan soruşturma neticesinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, davacı tarafın şikayetinden sonra yapılan incelemede bina için bilirkişilerin çürük raporu verdiğini, hurdacılıkla geçimini sağladığını, karşı tarafın 200.000 TL maddi, 100.000 TL manevi tazminat ve diğer talepleri karşılayacak maddi gücü olmadığını, binanın tadilat işini …’ın aldığını, kendisinin kolanlara ve diğer eklentilere zarar vermediğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili; müvekkili tarafından davacının dairesine veya dairenin bulunduğu binaya herhangi bir zarar verilmediğini, davalı müvekkilinin dava konusu binada bulunan bir adet dükkan vasıflı taşınmazı satın aldığını ve bu dükkanın demir doğramaları eski olduğu için bunların alüminyum doğrama ile değiştirilmesi için ismini … olarak bildiği ancak kimlikteki adı … olan kişi ile anlaştığını ve bu kişide dava konusu yerdeki binada müvekkiline ait dükkandaki demir doğramaları söktüğünü, bu sökme işlemi sırasında dava konusu binaya ve binada bulunan kolon ve kirişlere bir zarar verilmediğini, zaten dükkan cephesinde bulunan demir doğramalar dükkanın ön cephesini kapatan bir uygulama olup herhangi bir statik taşıyıcı unsuru olmadığını, işlem yapılan demir doğramalar binanın taşıyıcı sistemine entegre olmadığını ve her zaman değişimi mümkün olan pencere sistemleri olduğunu, dolayısıyla bu şekilde yapılan işlemlerin binaya zarar verme ihtimali dahi olmadığını, dava konusu yerde bulunan ve belediye tarafından yıktırılmasına karar verilen bina yaklaşık olarak 1990 yılından daha önceki bir tarihte yapılmış eski ve sağlam olmayan bir bina olduğunu, bu bina yapıldığı sırada ne deprem projeleri, ne yapı denetim usulü ne de hazır beton kullanımı söz konusu olmadığını, yani bu bina eski usul yapılan harç ile betonu atılan bir bina olup, sağlıklı bir yapıya sahip olmadığını, zaten … Belediyesinin bu binaya ekiplerini gönderdiğini ve binadaki betonlardan karot almak suretiyle binada ki beton numunelerini temin ettiğini ve incelemeye gönderdiğini, binadaki beton numuneleri yeterli dayanımda çıkmadığını, yani başka bir deyişle binanın çürük çıktığını, somut olayda müvekkiline atfı kabil herhangi bir kusur veya haksız eylem söz konusu olmadığından müvekkili yönünden davanın reddi gerektiğini, davacının dairesinin kullanmaması sebebiyle uğramış olduğu 200.000,00 TL’lik zararının ne olduğu dava dilekçesinde belirtilmediğini, bu zararın ne olduğu açıklanmadığını, sadece soyut olarak böyle bir zarardan bahsedilmekte olduğunu ve bu şekilde içeriği belli olmayan soyut talebin kabulünün mümkün olmadığını, davacının somut olayda manevi tazminat isteyebileceği bir manevi tazminat ödenmesini gerektirir acı ve elem ve ızdıraba duçar olacağı bir durum söz konusu olmadığını, talep edilen manevi tazminatın da kabulünün mümkün olmadığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili; öncelikle görev itirazında bulunduklarını belirterek, müvekkili şirketin, Davacı … ile … Mh. … Sokak … Apt. No: … … adresindeki konut için 09.11.2021-09.11.2022 tarihlerini kapsayan … poliçe numaralı “… Plus Sigorta Poliçesi”ni düzenlediğini, dava konusu iddiaya istinaden müvekkili şirket’e başvurulması üzerine, sigortalı konutla ilgili ekspertiz incelemesi yapıldığını ve … Şti. tarafından 22.09.2022 tarihli Diğer Hasar Ekspertiz Raporu tanzim edildiğini, bu raporda binanın tahliyesi ve akabinde yıkılmasının sigorta teminatı kapsamında olmadığı tespit edildiğini, davacının talebinin poliçe kapsamında olmadığını, davacı sigortalının ihbar ve beyan yükümlülüğünü ihlal ettiğini, poliçe yenilenirken binanın riskli yapı olduğunu müvekkili şirkete bildirmediğini, gelinen noktada, aslında son yenilenen poliçenin tanzim tarihinden önce dava konusu tahliye ve yıkım durumu ortaya çıktığından ilgili durumun her halükarda teminat dışı olduğunu, faiz talebinin de diğer talepleri gibi müphem ve hukuka aykırı olduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … tarafından dosyaya cevap dilekçesi sunulmamıştır.
GEREKÇE :
Dava, davacının maliki olduğu taşınmaza ve aynı adreste yer alan ana binaya zarar verilmesi sebebiyle uğranılan zarardan kaynaklı maddi ve manevi tazminatın davalılardan tahsili talebine ilişkindir.
30.06.2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6335 sayılı Kanunla, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda değişiklik yapılmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 5. maddesinde yapılan değişiklikle, Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer mahkemeler arasındaki ilişki görev ilişkisine dönüştürülmüştür.
Göreve ilişkin kurallar, dava şartıdır. (HMK m.114/1-c) Mahkeme, dava şartlarının yerinde olup olmadığını yargılamanın her aşamasında gözetir. Bu nedenle somut uyuşmazlıkta mahkememizin görevli olup olmadığı hususu re’sen değerlendirilmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin görev kapsamına giren ticari davaların neler olduğu 6102 sayılı TTK’nun 4. maddesinde belirlenmiştir.Buna göre:
a-TTK 4/1 maddesinde altı bent halinde sayılan hususlardan doğan davalar,
b-Özel kanun hükümleri gereği ticari sayılan davalar, (Kooperatifler Kanunu madde 99 gibi)
c-Her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan davalar ticari dava sayılır ve Asliye Ticaret Mahkemesinin görev sahasına girer.
28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. Maddesinin (k) ve (l) bentlerinde tüketici ve tüketici işleminin tarifi yapılmıştır. Buna göre; tüketici, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi; tüketici işleminin ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade etmektedir.
Aynı Kanunun 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiştir.
Yine aynı Kanunun 83/2 maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda uyuşmazlık, davacının maliki olduğu yapının altında bulunan dükkandaki demir parmaklıkların sökülürken davacının konutuna zarar verildiği iddiasına dayalıdır. Davalılara, yapı malikinin sorumluluğu, haksız fiil sorumluluğu ve akdi sorumluluk kapsamında husumet yöneltilmiştir.
Davanın dayanağı, … plus sigortası poliçesidir. Sigorta sözleşmelerinin, niteliği gereği sigortalı tarafın mesleği ne olursa olsun gerçek kişi ve tüketici olması dışında bir seçenek yoktur. Bu olayda davacı taraf “tüketici” sıfatını ve düzenlenen poliçe de “tüketici işlemi” niteliğini taşımaktadır. Bu itibarla somut davaya bakma görevi 6502 sayılı yasanın 73. maddesi uyarınca Tüketici Mahkemelerine aittir. Görev dava şartıdır ve davanın her safhasında re’sen dikkate alınır. Bu nedenle 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu dikkate alınarak, davanın usulden reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine,
2-Yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli Ankara Batı Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, davacı vekili, davalı … AŞ vekili, davalı … vekili ve davalı …in yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.07/02/2023

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı