Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1154 E. 2023/628 K. 30.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/1154 Esas – 2023/628
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2022/1154 Esas
KARAR NO : 2023/628

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/11/2022
KARAR TARİHİ: 30/05/2023
K.YAZIM TARİHİ: 25/06/2023

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili; müvekkili ile davalı; 20.12.2021 tarihli sözleşmeyle, davalı tarafından müvekkile gönderilen teknik resimler baz alınarak, kaba torna işlemi sonrası gelecek olan şaft için final torna ve ilgili yüzeylerin taşlama işlemlerinin yapılması ve parça üzerinde yer alan deliklerin kaba delik delme işlemi yapılması işlerinin müvekkil şirket tarafından yapılması hususlarında anlaştıklarını, (EK.1, 20.12.2021 tarihli Sözleşme) 17.01.2022 tarihli sözleşmeyle, şaftlar üzerinde yer alan deliklerin final işlemelerinin müvekkili şirket tarafından yapılması hususunda anlaştıklarını, (EK.2, 17.01.2022 tarihli Sözleşme) müvekkili şirketin sözleşmelerden doğan yükümlülüklerini yerine getirmesine karşın davalı şirket, ödemekle yükümlü olduğu tutarı zamanında ödemeyerek temerrüte düştüğünü, bu hususun faturalar ve irsaliyeler ile sabit olduğunu, müvekkili şirket tarafından borcun ödenmesi hususunda davalı tarafa defalarca talepte bulunulduğunu ancak sonuç alınamadığını, davalı tarafın yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle yasal yollara başvurma zorunluluğu doğduğunu, müvekkilinin sözleşme, fatura, cari hesap ekstresi vs. doğan alacağının tahsili amacıyla, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalı şirket tarafından borca itiraz edildiğinden icra takibi durduğunu beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; Davalının Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında, şimdilik, 96.170,00TL asıl alacak, 21.341,84TL vade farkı olmak üzere toplam 117.511,84TL yönünden yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili; müvekkilinin davacı yana herhangi bir borcu olmadığını, davacı yana icra takibi konusu edilen faturalar çerçevesinde bundan önceki dönemde yapılan ödemeler avans niteliğinde olup, bahsi geçen faturaya dair geçerli bir teslim yapılmadığını, eser sözleşmesinden doğan yükümlülüklerin yüklenici tarafından yerine getirilmediğini ve iş teslimi yapılmadığını, ücret alacağı doğmadığını, müvekkilinin %100 ihracat oranıyla faaliyetine devam etmekte, ülkemiz ekonomisine de çok büyük katkı sağlamakta olduğunu, müvekkili şirketin ihracat odaklı çalışıyor oluşunun tüm işlerin zamanında ve eksiksiz teslim edilmesini gerektirmekte olup, verilen taahhütlerde en ufak gecikme hata önüne geçilemeyecek zararlar oluşma ihtimalini de içinde barındırmakta olduğunu, davacı yan tarafından tesliminin sözleşmeye ve koşullara uygun yapıldığının iddia edildiği eserin, usule uygun teslim edilmemiş olup, ayıplı olan mallar hemen akabinde davacıya ihbar edildiğini, ancak davacı ayıplarının bu zamana kadar giderilmediğini, ayıplı teslim olunan mallar bakımından müvekkili uluslararası sözleşmelerle yükümlenmiş olduğu edimlerini yerine getiremediğini, usule uygun teslim olunmayan eser yüzünden cezai giderlere katlanmak zorunda kaldığını, eser davacı yana usule uygun teslim yapması yönünde hem sözlü hem yazılı bildirimde bulunulmuş olmasına rağmen davacı yanın edimini yerine getirmeden haksız alacak talebinde bulunduğunu, haksız davayı kabul manasına gelmemekle birlikte davacının icra dosyasında talep ettiği ve dava konusu yaptığı alacak kalemlerinin talebi de hukuka aykırı olduğunu, zira müvekkili firma ile davacının yersiz vade farkına dayanak tuttuğu vade farkı ödenmesini içerir bir sözleşme olmadığını, öte yandan işlemiş faiz de talep olunamayacağını, zira davayı kabul manasına gelmemekle birlikte; işlemiş faiz talebi bakımından temerrütün ön koşul olduğunu, müvekkilinin temerrüte düşürülmemiş olup, alacak kalemlerinin talebi, fatura tutarı alacak kalemi yani iş bu dava konusu gibi haksız ve hukuka aykırı olduğunu beyan ederek, davanın reddine, haksız icra takibi nedeniyle, %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Ankara Batı İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyası, tarafların ticaret sicil kayıtları, tarafların 2021 ve 2022 yıllarına ait BA-BS formları, tarafların ticari defter ve kayıtları, 15/04/2023 tarihli bilirkişi heyeti raporu ile tüm dosya kapsamı.
Bilirkişi heyeti raporunda, taraflara ait ticari defter kayıtlarına göre; davacı … Şti.’in 20.09.2022 tarihinde Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile davalı … Tic. A.Ş. aleyhinde başlatmış olduğu ilamsız icra takibinin takip tarihi olan 20.09.2022 tarihi itibariyle davalı şirketten 96.170,00TL alacaklı olduğu, davalının takibe yaptığı itirazın yerinde olmadığı, bu çerçevede takibin 96.170,00TL üzerinden devamının gerektiği, davacının söz konusu alacağını 20.09.2022 takip tarihinden tahsil tarihine kadar geçen sürede ticari temerrüt faiz oranları üzerinden işleyecek faiz tutarı ile birlikte talep etme hakkına sahip olduğu, ancak davacı şirketin icra takibinden önce alacağının tahsili hususunda davalıya yazılı ya da sözlü ihtarı bulunmadığı için takip tarihinden önce davacının davalıyı temerrüte düşüremediği, bu nedenle icra takibinde davacı tarafından talep edilen işlemiş faiz talebinin yersiz olduğu, bununla birlikte, dosya kapsamı ve taraflara ait ticari defter kayıtları ile ölçü kontrol formu (kabul formu) kapsamında davacının yükümlülüklerini yerine getirdiği belirtilmiştir.
GEREKÇE :
Dava; taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesi kapsamında faturaya dayalı alacağının tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı alacaklı taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesi nedeniyle davalıdan alacaklı olduğu iddiasıyla faturaya dayalı icra takibi başlatmış olup; ödeme emri davalı borçluya 26.09.2022 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 7 günlük yasal süresi içinde 25.09.2022 tarihinde ödeme emrine itiraz ettiğinden takibin durdurulmasına karar verilmiştir. İtirazın iptaline yönelik olarak açılan iş bu dava hak düşürücü yasal süresi içerisinde açıldığından işin esasına girilerek inceleme yapılmıştır.
Davacı yan, taraflar arasında akdedilen 20.12.2021 tarihli sözleşmeyle, davalı tarafından davacıya gönderilen teknik resimler baz alınarak, kaba torna işlemi sonrası gelecek olan şaft için final torna ve ilgili yüzeylerin taşlama işlemlerinin yapılması ve parça üzerinde yer alan deliklerin kaba delik delme işlemi yapılması işlerinin davacı tarafından yapılması hususunda anlaşıldığını, yine 17.01.2022 tarihli sözleşmeyle, şaftlar üzerinde yer alan deliklerin final işlemelerinin davacı tarafından yapılması hususunda davalı ile anlaşıldığını, davacının sözleşme kapsamında yükümlülüğünü yerine getirmesine rağmen davalının ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediğini iddia ederek alacağının tahsili amacıyla başlattığı takibe davalının vaki itirazının iptalini talep etmiş, davalı yan ise, davacının üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirmediğini, tesliminin sözleşmeye ve koşullara uygun yapıldığı iddia edilen eserin, usule uygun teslim edilmemiş olduğunu, ayıplı olan malların hemen akabinde davacıya ihbar edildiğini, bu sebeple davacının alacağa hak kazanmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Uyuşmazlık, davacı yanın takipte talep edilen 96.170,00TL asıl alacak, 21.341,84TL vade farkı olmak üzere toplam 117.511,84TL kadar alacaklı olup olmadığı hususundadır.
Takibe konu alacağın dayanağının 03/02/2022 tarihli KDV hariç 81.500,00TL, KDV dahil 96.170,00TL olan fatura olduğu anlaşılmıştır.
Tarafların bağlı bulundukları vergi dairelerinden 2021 ve 2022 yılına ait BA-BS formları HMK m.221 uyarınca resen celp edilmiştir. İncelenmesinde; davacı tarafça davalı adına, 2021 yılında 4 adet belge karşılığında KDV hariç 60.150,00TL tutarında mal/hizmet satışı bildiriminde bulunulduğu, 2022 yılında herhangi bir bildirimin bulunmadığı, davalı tarafça davacı adına 2021 yılında 4 adet belge karşılığında KDV hariç 60.150,00TL; 2022 yılında 1 adet belge karşılığında KDV hariç 81.500,00TL olmak üzere toplam 141.650,00TL tutarında mal/hizmet alış bildiriminde bulunulduğu tespit edilmiştir. Bildirimler konusunda örtüşme olmadığı görülmüşse de 2022 yılında davalı tarafça BA formu ile bildirilen faturanın KDV hariç tutarı gözetildiğinde, davacı tarafça tanzim edilen uyuşmazlık konusu fatura olduğu tespit edilmiştir.
Davalı yan hizmetin ayıplı olduğunu iddia ettiğinden tarafına inceleme için varsa numuneleri sunması için süre verilmiş ancak numunelerin bulunmadığı bildirildiğinden yalnızca dosya üzerinde ve taraflara ait şirket kayıtları üzerinde inceleme yaptırılmıştır. Düzenlenen bilirkişi raporunda uyuşmazlık konusu faturanın taraf defterlerinde kayıtlı olduğunu, her iki tarafın kayıtlarında da davacının davalıdan 96.170,00TL alacaklı olduğu rapor edilmiştir. Raporun gerekçeli ve denetime elverişli olduğu değerlendirilerek rapor hükme esas alınmıştır.
Dava konusu alacak, fatura alacağına dayanmaktadır. Fatura düzenlenmesi tek başına muaccel bir alacağın varlığını ispata yeterli değildir. Davacının aynı zamanda malın teslim edildiğini/hizmetin ifa edildiğini ispat yükü altındadır.
Fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gerekir. Bunun için de öncelikle taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerekir. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi ispat etmesi gerekmektedir. Bu nedenle, bir satım ilişkisinde davacı taraf sattığı malın miktarını ve alıcıya teslimini, davalı taraf ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorundadır.
İddia ve savunma, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca kaba torna işlemi sonrası gelecek olan şaft için final torna ve ilgili yüzeylerin taşlama işlemlerinin yapılması ve parça üzerinde yer alan deliklerin kaba delik delme işlemi yapılması işlerinin davacı tarafça üstlenildiği, davacının sözleşme uyarınca işi ifa ederek davalıya teslim ettiği, davalının da işi kontrol ederek teslim aldığı, davacının bu iş kapsamında 03/02/2022 tarihli KDV hariç 81.500,00TL, KDV dahil 96.170,00TL olan faturayı tanzim ettiği, davalının da BA formuyla bu faturayı vergi dairesine bildirdiği, davalı yan usulüne uygun teslimin yapılmadığını savunmuşsa da, gerek sevk irsaliyesi ile teslim edilen ürün yönünden herhangi bir ihtirazi kaydın bulunmaması, gerek ürünün davalı personelince kontrol edilerek teslim alınması, gerekse faturaya süresi içerisinde itiraz edilmeyerek faturanın BA formuyla bildirilmesi sebebiyle davalı savunmasının yerinde olmadığı, davacının sözleşme uyarınca üzerine düşen yükümlülüğünü yerine getirdiği ve ürün bedeline hak kazandığı, bu suretle davalının takibe itirazının haksız olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Davacı yan işbu davadaki talebinde asıl alacak yanında ayrıca vade farkına ilişkin yapılan itirazın da iptalini talep etmiştir. Taraflar arasında imzalanan sözleşmelerin “Ticari Şartlar” başlıklı 6/e maddesi uyarınca davacının ödemenin gecikmesi halinde vade farkı talep edebileceği anlaşıldığından 21.341,84TL vade farkı yönünden de itirazın iptali gerektiği kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Asıl alacak likit olduğundan ve davalı takibe haksız itiraz ettiğinden %20 oranında icra inkar tazminatının da davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KABULÜ İLE, Ankara Batı İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın 96.170,00TL asıl alacak, 21.341,84TL vade farkı olmak üzere toplam 117.511,84TL yönünden iptaline, takibin 117.511,84TL yönünden devamına,
2-Asıl alacak tutarı likit olduğundan ve davalı yan takibe haksız itiraz ettiğinden asıl alacak tutarının %20’si olan 19.234,00TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 8.027,23TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.372,76TL harcın mahsubu ile bakiye 6.654,47TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Zorunlu arabuluculuk kapsamında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT’nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 2.353,22TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 1.372,76TL peşin harç, 80,70TL başvuru harcı, 11,50TL vekalet harcı olmak üzere toplam 1.464,96TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 92,50TL tebligat ve posta gideri ile 4.000,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.092,50TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir ve hesap edilen 18.626,78TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.30/05/2023

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı