Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1152 E. 2023/575 K. 16.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/1152 Esas – 2023/575
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2022/1152 Esas
KARAR NO : 2023/575

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İstirdat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/11/2022
KARAR TARİHİ: 16/05/2023
K. YAZIM TARİHİ: 26/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili hakkında Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, kesinleşen icra takibi nedeniyle cebri icra tehdidi altında bulunan müvekkilinin borcu olmadığı halde 16.257,82TL tutarındaki takibe ilişkin ödeme yapmak zorunda kaldığını, bahse konu icra takibine dayanak olan evrakın hakedişli hekim sözleşmesi olduğunu, eşyanın doğası gereği sözleşmede hizmet sunan tarafın müvekkili olduğunu, dolayısıyla bunun karşılığı olarak ödeme yapması gereken tarafın da huzurdaki davanın davalısı ve söz konusu icra takibinin alacaklısı olan şirket olduğunu, başka bir deyişle müvekkilinin takip dayanağı evrağa göre borcu olmasının imkansız olduğunu, ancak müvekkilinin borcu olmayan bir parayı icra tehdidi altında ödemek zorunda bırakıldığını, söz konusu takibin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, dava öncesi yapılan arabuluculuk görüşmelerinin de anlaşamama şeklinde sonuçlandığını beyan ederek davanın kabulü ile, müvekkilinin Ankara Batı İcra Müdürlüğü …E. Sayılı dosyasına konu takipte borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline ve müvekkilinin cebri icra tehdidi altında ödediği 16.257,82TL’nin ödeme tarihi olan 27.10.2022 itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte istirdatına, yapılan kötü niyetli takip nedeniyle istirdat bedelinin %20′ sinden az olamamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, davacıdan alacağının tahsili için taraflarınca Ankara Batı İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, süresi içerisinde itiraz edilmediği için takibin kesinleştiğini ve dosya borcunun taraflarınca tahsil edildiğini, davacının borcu olmadığı iddialarının gerçeği yansıtmadığını, istirdat davalarında ispat yükünün davacı borçlunun üstünde olduğunu, davacının bu iddiasını ispata yönelik herhangi bir beyan veya delil sunmadığını, huzurdaki davanın basit yargılama usulüne tabi olduğunu ve bu aşamadan sonra davacı tarafın herhangi bir delil sunmasına muvafakatleri olmadığını, davacı şirketin yetkilisi … ile müvekkili şirket arasında 01.06.2021 tarihinde hakedişli hekim sözleşmesi akdedildiğini, 01.06.2021 tarihli sözleşme uyarınca hekimin, müvekkili şirkete ait hastanenin kurum anlaşmaları ile belirlediği fiyat politikaları ve diğer sözleşme hükümlerine uymakla yükümlü olduğunu, ayrıca ilgili kurumun müvekkili şirkete ait hastaneye hastanın tedavi giderlerinden dolayı rücu edilmesi halinde müvekkili şirket tarafından yapılacak ödemeden de ilgili hekimin sorumlu olduğunu, yine hakediş hesaplanmasından sonra SGK tarafından maddi kesinti yapılması halinde bu tutarın da hakedişten kesileceğinin açıkça belirtildiğini, dava dışı …’nun müvekkilinin sahibi olduğu … Hastanesinde, davacı şirketin yetkilisi olan …’dan aldığı hizmet nedeniyle tüketici hakem heyetine başvurduğunu ve işbu hakem kararına istinaden Ankara Batı İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takip dosyası ile müvekkili şirketten 12.300,00-TL tahsil ettiğini, taraflar arasında akdedilen sözleşme gereğince müvekkili şirketçe ödenen tutarın davacıya rücu edildiğini, bu nedenle müvekkili tarafından davacı aleyhine Ankara Batı İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ve bedelinin tahsil edildiğini beyan ederek, davacı tarafından ikame edilen işbu mesnetsiz ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Ticaret sicil kayıtları, taraflar arasında imzalanan 01/06/2021 tarihli Hakedişli Hekim Sözleşmesi, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası, … İl Hakem Heyetinin 09/03/2022 tarihli tüketici hakem heyeti kararı, Mahkememizin 2021/824 dava dosyası ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, dava dışı üçüncü kişiye tüketici hakem heyeti kararı nedeniyle ödenen bedelin hakedişli hekim sözleşmesi kapsamında rucüen tahsili talebiyle başlatılan icra takibinde ödenen bedelin istirdatı talebine ilişkindir.
Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının bir sureti dosya arasına alınmıştır.
Davalı taraf, … İl Tüketici Hakem Heyetinin dosya kapsamına kazandırılan 09/03/2022 tarihli kararı gereğince hastanelerinde tedavi gören dava dışı …na ödediği tazminatın tahsili için hastanelerinde çalışan davacıdan aralarında akdedilen 01/06/2021 tarihli hakedişli hekim sözleşmesi gereğince icra takibi başlatmış, davacı taraf da bu icra takibi nedeniyle ödediği bedelin istirdatını ve borçlu olmadığının tespitini talep etmektedir.
Ödeme tarihinin 27/10/2022 olduğu gözetildiğinde davanın İİK 72. Maddesi gereğince bir senelik yasal süresi içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı taraf menfi tespit sebebi olarak söz konusu ödenen bedelin muhatabının kendisinin olmadığını, davalı taraf ise aralarında akdedilen sözleşmenin 8. maddesi gereği davacının sorumlu olduğunu savunmaktadır.
Dava konusu sözleşme konusunda ihtilaf bulunmamakta olup, uyuşmazlık taraflar arasında imzalanan sözleşme gereği dava dışı hastanede tedavi gören 3.kişinin SGK mevzuatı gereği fazladan ödediği para nedeniyle tarafına hükmedilen 10.000,00 TL’nin takipte kesinleşen miktarı olan 16.257,82 TL’den hangi tarafın sorumlu olacağı noktasında toplanmaktadır.
6098 sayılı TBK’nın “Sözleşme özgürlüğü” başlıklı m. 26 hükmünde “Taraflar, bir sözleşmenin içeriğini kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirleyebilirler.” düzenlemesi yapılmıştır.
Sözleşmenin içeriği kavramından anlaşılması gerekenin ne olduğu Kanun’da açıkça belirtilmemiş olmakla birlikte, doktrinde tarafların yapmış oldukları sözleşme kapsamında, üzerinde anlaşmaya vardıkları her şeyin sözleşmenin içeriğine dâhil olduğu ifade edilmektedir. Tarafların belirlediği edim veya edimler, bu edimlerin nerede ve ne zaman yerine getirileceği, yan edim ve yükümlülükler, sözleşmenin şekli, tarafların yapmaması gereken fiil ve davranışlar ile pek çok şey sözleşmenin içeriğine dâhildir (Yargıtay HGK’nın 15/04/2021 tarihli ve 2017/15-259 E., 2021/486 K. sayılı kararı).
Yukarıda yapılan açıklamalardan anlaşıldığı üzere, 6098 sayılı TBK m. 26’da (818 sayılı BK m. 19) yapılan düzenleme uyarınca, Türk Hukukunda esas olan sözleşme özgürlüğüdür. Kural olarak sözleşmeler; sosyal, ekonomik vb. yönlerden birinin diğerine baskın konumu bulunmayan taraflar arasında, karşılıklı müzakereyle ve sözleşme özgürlüğü ilkesi çerçevesinde kurulurlar. Bu kural bireysel sözleşmelerin kurulmasında daha kolay uygulanabilmektedir. Borçlar Hukukunun temelini oluşturan bireysel sözleşme; öneri, karşı öneri ve kabul gibi irade açıklamalarının uygunluğu ve uyuşmasının sağlanması, sözleşme hükümlerinin tartışma ve pazarlık konusu yapıldığı sözleşmedir.
Tarafların her ikisinin de ticaret şirketi olmaları nedeniyle ekonomik vb. yönlerden birinin diğerine baskın konumu bulunmadığından karşılıklı müzakereyle ve sözleşme özgürlüğü ilkesi çerçevesinde akdedilen sözleşme hükümlerine tarafların riayet etmesi gerekir. Zira tarafların özgür iradeleri ile oluşturup, içeriğini serbestçe belirledikleri sözleşmenin kurulmasından sonra, sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kararlaştırılan şekilde ve zamanda yerine getirmek zorunda olmaları temel kural olup, bu kurala “ahde vefa (söze bağlılık) = pacta sunt servanda” denilmektedir.
Bu bilgiler ışığında somut olayın değerlendirilmesinde; taraflar arasında imzalanan hakedişli hekim sözleşmesi dikkatle incelendiğinde, ”Hekimin Sorumlulukları” başlıklı 5. Maddenin içeriğinde veya diğer hükümlerinde hekimin dava konusu olayda olduğu gibi SGK ödemeleri gereğince yanlış kesilen faturalar veya alınan ödemeler konusunda bir sorumluluğunun bulunduğuna dair bir ibare bulunmadığı gibi, ”Hizmet Bedeli ve Ödeme” başlıklı 7. Maddesinde; (7.3) SGK tarafından doktor hatasından kaynaklı maddi rakam kesintisi olması durumda hekimin sorumlu olacağı düzenlenmektedir. Bir başka deyişle hastadan alınmaması gereken bir tutarın davalı tarafça tahsil edilmesi nedeniyle ödenen tazminattan hekimin sorumlu olacağına dair bir düzenleme sözleşmede bulunmadığı gibi ödenen tazminat hekim hatasından da kaynaklanmamaktadır. Böyle bir hükmün bulunmaması (hekimin sorumlu olmaması) hekim hatasından kaynaklanmayan bir neden olduğu da gözetilerek sosyal, ekonomik vb. gibi yönlerden bir tarafı diğerine baskın konuma da getirmemektedir.
Davalı taraf her ne kadar sözleşmenin 8. Maddesi gereği, hekimin sorumlu olduğunu beyan etmişse de, ilgili maddenin lafzından hastadan alınmaması gereken bir tutarın davalı tarafça tahsil edilmesi nedeniyle ödenen tazminattan hekimin sorumlu olduğu anlamı çıkmamakta olup, hükmün tesis amacının hekimin hastanenin diğer kamu ve özel kurumlarla yapılan anlaşmalar gereği belirlenen fiyat politikasına uyması olduğu tereddüte mahal vermeyecek şekilde ortadadır. Nitekim söz konusu madde hükmü aynen şöyledir; ”… Hastanesi kurum(sigorta şirketleri bankalar özel ve kamu ve tüzel kişileri vb.) anlaşmaları belirlediği fiyat politikaları ve diğer sözleşme hükümlerine uymakla yükümlüdür.”
Tüm bu gerekçelerle davacının menfi tespit talebinde haklı olduğu, ödediği bedelin iadesinin gerektiği anlaşılmakla, davanın kabulü ile, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına konu alacak nedeniyle davacının, davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacının dava tarihi itibariyle Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası kapsamında ödediği 16.257,82 TL nin 27/10/2022 tarihinden itibaren işletilecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan istirdadına ve dosya kapsamında ihtilaf bulunmayan sözleşme bulunduğu gözetilerek davalının kötü niyetli olduğuna dair yeterli emare bulunmadığından davacının kötü niyet tazminatının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE;
a)Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına konu alacak nedeniyle davacının, davalıya borçlu olmadığının tespitine,
b)Davacının dava tarihi itibariyle Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası kapsamında ödediği 16.257,82 TL nin 27/10/2022 tarihinden itibaren işletilecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan istirdadına,
c)Davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 1.110,57TL harçtan peşin alınan 277,65TL harcın mahsubu ile bakiye 832,92TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Zorunlu arabuluculuk kapsamında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT’nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.560,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacıdan dava açılırken tahsil edilen 80,70TL başvurma harcı, 11,50TL vekalet harcı, 277,65TL peşin harç olmak üzere toplam 369,85TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacının yargılamada yapmış olduğu 151,50TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 9.200,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, miktar itibariyle kesin olmak üzere karar verildi.16/05/2023

Katip Hakim
e-imza e-imza