Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1129 E. 2023/1239 K. 21.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/1129 Esas – 2023/1239
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2022/1129 Esas
KARAR NO : 2023/1239

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/10/2022
KARAR TARİHİ: 21/11/2023
K. YAZIM TARİHİ: 01/12/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle ; müvekkili şirketin, kurumlara ve şirketlere yemek hizmeti veren bir şirket olduğunu, davalı ile arasındaki ticari iş de bu şekilde başladığını, müvekkilinin ekte sunulan faturalar ve cari hesap ekstresinden de anlaşılacağı üzere, kendisine yüklenen sorumlulukları yerine getirdiğini, davalı şirkete yemek hizmeti vermeye başladığını, davalı şirketçe müvekkili şirket tarafından kesilen faturaların bedelleri ödenmemesine rağmen, davalı şirketin mağdur olmaması için hizmet vermeye devam ettiğini, davalı şirket tarafından 8 günlük kanunda öngörülen yasal süre içerisinde, müvekkili şirket tarafından kesilen faturalara itiraz da edilmediğini, bu nedenle kabul etmiş sayıldığını, davalı borçlu tarafından müvekkili şirketin fatura alacaklarına ilişkin ödemelerin defalarca iletişime geçilmesine rağmen yapılmaması sebebiyle kalan bakiye alacak için Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı fatura alacaklarına ilişkin ilamsız icra takibi başlatıldığını, ancak davalı borçlu tarafından bu takibe de kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, davalı borçlu tarafından 16.08.2022 tarihinde itiraz edildiğini, dolayısıyla işbu itirazın iptali davasını yasal süresi içerisinde açıldığını, davalı borçlunun kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, bu nedenle de müvekkili lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, davalının dürüstlük kurallarına aykırı davranmak suretiyle hakkını kötüye kullandığını, arabuluculuk görüşmelerinin de olumsuz sonuçlandığını, bu nedenlerle, haklı davanın kabulüne, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E. sayılı icra takibine ilişkin davalı tarafından yapılan haksız itirazın iptaline, davacı lehine başlatılan icra takibinin devamına, alacağın % 20’sinden az olmamak kaydıyla davalı borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; davacının, müvekkili şirkete sunduğu hizmetin karşılığı olan bedelin üç katı bedeli faturalandırdığını ve bu yolla haksız kazanç elde etmeyi amaçladığını, asla kabul manasına gelmemekle birlikte davacının, müvekkili şirkete fatura edebileceği bir işin varlığının söz konusu olması halinde mevcut fatura bedeli kadar iş yapılıp yapılmadığı, işin süresinde ve ayıptan ari yapılıp yapılmadığının tespiti ile taraflar arasındaki alacak-borç miktarının bu hususa göre belirlenmesi gerektiğini, davacı tarafın iddiasının aksine müvekkili şirketin davacı taraftan alacağı bulunduğunu, müvekkili şirketin araç bakım servisi olarak ticari faaliyette bulunduğunu ve davacıya ait araçların bakım ve onarımı müvekkil şirketçe yapıldığını ve araçların davacıya teslim edildiğini, yapılan işin bedelinin davacı tarafa bildirildiğini ve ticari defter ve şirket kayıtlarından da anlaşılacağı üzere davacının araçlarına yapılan her iş ve işlemin faturalandırıldığını, taraflar arasında gerçekleşen iş ve işlemler kapsamında müvekkili şirketin davacı taraftan alacaklı konumda ve davacı tarafın, davalı müvekkili şirketten olan alacağını borcundan mahsup etmek sureti ile kısmi ödeme gerçekleştirdiğini, müvekkili şirketin, davacı şirketten aldığı hizmetten memnun kalmaması ve verdiği hizmet karşılığının neredeyse üç katı miktarı müvekkil şirkete fatura etmesi, ayrıca müvekkili şirkete olan borcunu ödememesi nedeniyle müvekkili şirketin davacı şirketten aldığı yemek hizmetini sonlandırdığını, kabul anlamına gelmemekle davacının müvekkili şirketten alacaklı olmasına ve alacağını tahsil edememesine rağmen davalı şirketin mağdur olmaması için hizmet vermeye devam etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacı iddialarının tamamının asılsız olduğunu, müvekkilinin davacı tarafa hiç bir borcu bulunmadığını, muhasebe departmanının hatalı işlemi nedeniyle faturaya itiraz için belirlenen 8 günlük sürenin geçirilmiş olmasının tek başına fatura içeriğinin kabulü anlamına gelmediği gibi faturanın kesinleşmesini de sağlamadığını, davacı tarafından yapılan işin bedeli hususu belirlenmediğinden müvekkili şirketin temerrüde düşürülmesi ve fatura tarihi itibariyle faiz işlemesinin de kabul edilmediğini, tüm bu nedenlerle usul ve yasaya aykırı kötü niyetli huzurdaki davanın reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası, tarafların ticaret sicil kayıtları, BA-BS formları, bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
Bilirkişi 01/05/2023 tarihli raporu ile özetle; Davacının Ankara Batı İcra Dairesi’nin … E. sayılı dosyası kapsamında, 09.08.2022 tarihli ilamsız takiplerde ödeme emri ile davalıdan 22.971,60 TL 2021-2022 yıllarına ait fatura alacakları ile 2.002,21 TL işlemiş faiz toplamından oluşan 24.973,81 TL alacağını alacağın faizi ile tahsilini talep ettiği, dosya kapsamında davacının davalıyı temerrüde düşürücü bir belgesinin bulunmadığı, tarafların dosya kapsamındaki BA-BS formlarında dava konusu alacağın dayanağı faturaların taraflarca beyan edilmemiş olduğu, ancak dava konusu alacağın dayanağı belgeler incelendiğinde aylık bazda fatura tutarları yasal beyan sınırı altında kaldığından taraflarca beyan edilmediğinin değerlendirildiği, davacının 2021 ve 2022 yılı kayıtlarına göre; icra takip tarihi (09.08.2022) itibariyle 24.471,60 TL bakiye alacaklı olduğu, dosya kapsamından, davaya cevap veren davalının ticari defter incelemesi için defter adresi ve iletişim bilgileri beyanında bulunmadığı, dolayısıyla davalının ticari defterlerinin incelenemediği, nihai olarak; davacı kayıtlarına göre davacının davalıdan 24.471,60 TL alacaklı gözüktüğü, ancak icra takibi ile 22.971,60 TL talep ettiği bildirilmiştir.
GEREKÇE :
Dava, faturadan kaynaklı alacağın bulunduğu iddiası ile başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı alacaklı taraflar arasındaki iş nedeniyle davalıdan alacaklı olduğu iddiasıyla faturaya dayalı icra takibi başlatmış olup; ödeme emri davalı borçluya 15/082022 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 7 günlük yasal süresi içinde 16/08/2022 tarihinde ödeme emrine itiraz ettiğinden takibin durdurulmasına karar verilmiştir. İtirazın iptaline yönelik olarak açılan iş bu dava hak düşürücü yasal süresi içerisinde açıldığından işin esasına girilerek inceleme yapılmıştır.
Faturanın adına tanzim edilen aleyhine ispat vasıtası olması, yani, faturayı alan kişinin fatura kendinden sadır olmamakla birlikte aleyhine delil teşkil etmesi TTK’nın 21. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen ve yukarıda ayrıntısı açıklanan bu karineden kaynaklanmaktadır. İşin bedeli sözleşme kurulurken kararlaştırılmış olup, fatura ise bu aşama ile ilgili değil, ifa safhası ile ilgili bir belgedir. Fatura öncesinde taraflar arasında borç doğurucu hukuki ilişkinin bulunması, faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Faturayı alan (faturayı defterlerine kaydetmemesi koşulu ile) akdi ilişkiyi inkâr ettiğinde, faturayı gönderenin önce akdi ilişkiyi kanıtlaması gerekir. Fatura, sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. Öte yandan, sadece faturanın tebliğ edilmiş olması akdi ilişkinin varlığını ispatlamaz. Akdi ilişkinin ispatlanamaması halinde faturanın anılan fonksiyonundan yararlanma imkânı yoktur. 6100 sayılı HMK’nın 222/3. maddesinde, ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir. Öte yandan aynı Kanun’un 222/2. maddesi uyarınca da. ticari defterlerin ticari delil olarak kullanılabilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş,açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması gerekmektedir. Davacının kendisine ait defter kaydından başkaca da faturaya konu hizmeti yapıp teslim ettiğini kanıtlayacak bir delil ileri sürmediği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Davacının kayıtlarına göre alacak bulunduğu ancak davacının kendi ticari defter ve kayıtlarının tek yanlı olarak lehine delil teşkil etmediği, davacının fatura konusu malların davalıya teslimi ile işin davalıya yapıldığını ve taraflar arasında hukuki ilişki bulunduğunu ispat edemediği ve son olarak kendisine verilen kesin sürede yemin deliline de başvurmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,85TL karar ve ilam harcının peşin alınan 301,63 TL harçtan mahsubu ile artan 31,75 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Zorunlu arabuluculuk kapsamında alınması gereken 2.353,22 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davalının kendisini vekil ile temsil ettiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 17.900,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Kararın talep halinde taraflara tebliğine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 21/11/2023

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı