Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1113 E. 2022/952 K. 24.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/1113 Esas – 2022/952
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2022/1113 Esas
KARAR NO : 2022/952

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/10/2022
KARAR TARİHİ: 24/10/2022
K.YAZIM TARİHİ: 24/11/2022

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili; 05.03.2022 tarihinde … plakalı araç dava dışı sürücü …’nun sevk ve idaresinde iken … kavşağı istikametinden … yolunu takiben … ışık kontrollü kavşak sistemine geldiğinde kavşağa giriş yapmadan U dönüş noktasına geldiği istikamete dönüş yapmak istediği esnada virajı U dönüş yolunu dönmeyerek bordür taşlarına çarparak orta refüj üzerinden kavşak sistemi içerisinde ışıklarda beklemekte olan … plakalı aracın sağ yan kısımlarına çarpması sonucu çarpılmanın etkisi ile … plakalı aracın da solundaki müvekkili şirkete ait … plakalı aracın sağ yan kısımlarına çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza tespit tutanağı incelendiğinde söz konusu kazanın meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsü …’nun 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun sola dönüş kurallarını düzenleyen 53/1-b madedesini ihlal ettiği için kusurlu olduğunu, yine dava dışı sürücü …’nun kaza anında yasal sınırın oldukça üzerinde 211 promil alkollü olduğu için tam kusurlu olduğunu, … plakalı aracın davalı şirkete ait olup müvekkili şirketin uğramış olduğu zararlardan sorumlu olduğunu, davalının aracı kaza tarihi itibariyle herhangi bir sigorta şirketi tarafından sigortalanmadığı için müvekkilinin uğramış olduğu zararların tazmini için doğrudan davalı şirkete dava açılma zorunluluğu hasıl olduğunu beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 100,00 TL değer kaybı bedelinin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
GEREKÇE :
Dava, trafik kazasından kaynaklanan değer kaybı bedelinden oluşan maddi tazminat talebine ilişkindir.
Eldeki dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra, 21/10/2022 tarihinde açılmıştır. Burada öncelikli olarak Asliye Ticaret Mahkemesinin davaya bakmakla görevli olup olmadığının belirlenmesi gerekir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir. Örneğin, ödünç para verme işlemlerine ilişkin uyuşmazlıklar Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, iflas davaları ise 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 154 ve devamı maddeleri hükmünce ticari dava sayılır. Buna karşılık Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, tarafların tacir olup olmamasına bakılmaksızın ticari dava sayılan havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin uyuşmazlıklardan doğan davalar herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari dava vasfını kaybedecektir.
Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Bu durumda, davanın Asliye Ticaret Mahkemesi’nce görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunludur.
Eldeki davada uyuşmazlık, haksız fiile dayalı tazminat istemine ilişkindir. Davanın, mutlak ticari davalardan olmadığı, kazaya karışan araçların kullanım durumlarının kaza tespit tutanağından tespit edildiği üzere özel(hususi) kullanıma ilişkin olduğu, bu suretle de davanın nispi ticari dava da kabul edilemeyeceği, bu haliyle ihtilafın genel hükümler çerçevesinde çözümlenmesi gerektiği kabul edilmiştir.
Bu itibarla, davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu, görev hususunun davanın her aşamasında resen dikkate alınabileceği sonuç ve kanaatiyle göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli Ankara Batı Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.24/10/2022

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı