Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/1060 Esas – 2023/542
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2022/1060 Esas
KARAR NO : 2023/542
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/10/2022
KARAR TARİHİ: 09/05/2023
K.YAZIM TARİHİ: 07/06/2023
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili; davalı şirketin borcunun varlığı sabit olmakla davalı haksız olarak borca itiraz etmiş olduğundan borca ilişkin itiraz hükümden düşürülmesi gerektiğini, işbu davanın müvekkili ile davalı şirket arasındaki ticari iş ilişkisi çerçevesinde fatura tarihindeki dövize endeksli anlaşma üzerine Müvekkil tarafından Davalı Şirkete T.C.M.B satış kuru esas alınarak kesilen faturanın ödenmemesi hususuna ilişkin olduğunu, davalı şirket tarafından teklif formu bu haliyle onaylanarak sipariş oluşturulduğunu, akabinde söz konusu
siparişin faturası o günkü döviz kuru 1TL=8.5671EURO olması nedeniyle 44.556,71TL olarak kesildiğini, … numaralı 25.06.2021 tarihli fatura bedeli 9.163,47TL olup faturanın not kısmında da belirtildiği gibi yine o günkü döviz kuru ile işlem yapılmış olduğundan satış kuru belirtildiğini, … numaralı 15.12.2020 tarihli fatura bedeli 3.835,00TL olup icra takibine konu alacak kalemlerinden biri olduğunu, davalı şirket ile müvekkilinin arasındaki ticari iş ilişkisinin, dosyaya sunulan görüşme kayıtları ve teklif formu incelendiğinde taraflar arasındaki anlaşmanın döviz endeksli bir alım-satım olduğu açıkça anlaşıldığını, müvekkilinin, 23/11/2021 tarihinde söz konusu faturalara ilişkin davalı tarafa … Yev. Numaralı İhtarnameyi çekerek ve uygun bir süre vererek, vadesi geçmiş borçlarının ödenmesi ile birlikte aralarındaki mutabakat doğrultusunda geç ödememeden kaynaklı kur farkının da fatura düzenlenerek ödenmesini aksi taktirde yasal yollara başvuracaklarını bildirip zaten temerrüde düşen borçluyu yasal olarak bir kez daha temerrüte düşürdüğünü, ancak ihtarname sonucunda da müvekkiline herhangi bir ödeme gerçekleşmediğini, müvekkilinin yine iyi niyetli olarak ödeme yapılmamış olmasına rağmen bir süre daha beklediğini, bunun üzerine davalı tarafça 25/03/2022 tarihinde 17.555,19TL ödeme yapıldığını ve bir daha ödeme gerçekleşmediğini, söz konusu bu ödeme TL cinsinden yapıldığı için o günkü kurdan hesaplanarak EURO döviz cinsine çevrildiğini ve toplam borçtan düşülerek icra takibi başlatıldığını, bütün bu hususlar neticesinde takibe konu fatura alacaklarının toplamı 97.483,45TL tahsil edilemeyince,Kahramankazan İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, ancak davalı şirket tarafından borç itirazında bulunulduğunu, faturalara konu mallar davalı şirkete teslim edilmiş olup sevk irsaliyelerinin de mevcut olduğunu, davalının, itirazında müvekkili şirkete borcu olmadığından bahisle borca itiraz ettiğini, ancak icra takip dosyasına sunulan fatura ile ilgili herhangi bir açıklama getirmediğini ve ödeme belgesi de sunmadığını ve söz konusu ödenmeyen borç için icra takibi sonrasında dahi müvekkilinin kurdan zarar etmeye devam ettiğini ve hala da devam etmekte olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak kaydıyla; İtirazın iptaline ve takibin devamına, asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili; davaya konu edilen alacakların tamamının ve fer’ilerinin zamanaşımına uğradığını, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, zorunlu dava şartı arabuluculuk süreci usulüne uygun olarak işletilmediğini, bu nedenle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, bu durumun tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi ile açıklığa kavuşacağını, öte yandan davacı tarafından faturalara konu edilen malların müvekkili şirkete geç teslim edildiğini ve bu sebeple müvekkili şirketin zarara uğradığını, dolayısıyla da açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkilinin,bahse konu icra takibine haklı olarak itiraz ettiğini, bu kapsamda şartları oluşmadığından,müvekkili aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Davacının, Kahramankazan İcra Dairesi … sayılı esasına kayıtlı olarak başlattığı icra takibinde haksız ve kötüniyetli olduğunu, dolayısıyla da alacağın %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla müvekkili lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini beyan ederek, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak açılan davanın reddine, alacağın %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla müvekkil lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Kahramankazan İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyası, tarafların ticaret sicil kayıtları, tarafların 2020-2021 yıllarına ait BA BS formları, tarafların ticari defter ve kayıtları, 20/01/2023 tarihli bilirkişi raporu, 03/04/2023 tarihli bilirkişi ek raporu ile tüm dosya kapsamı.
Bilirkişi raporunda, iddia, savunma ile dosyaya sulan delillerin ve taraflara ait ticari defterin incelenmesi ve değerlendirilmesi neticesinde; davacı … Şti.’nin 27.06.2022 tarihinde Kahramankazan İcra Müdürlüğü’ne … E. sayılı dosyası ile davalı … A.Ş. aleyhinde başlatmış olduğu ilamsız icra takibinin takip tarihi olan 27.06.2022 tarihi itibariyle davalı şirketten 40.000,00TL alacaklı olduğu, davalının takibe yaptığı itirazın yerinde olmadığı, bu çerçevede takibin 40.000,00TL üzerinden devamının gerektiği, davacının söz konusu alacağını 27.06.2022 takip tarihinden tahsil tarihine kadar geçen sürede ticari temerrüt faiz oranları üzerinden işleyecek faiz tutarı ile birlikte talep etme hakkına sahip olduğu, ancak davacı şirketin icra takibinden önce alacağının tahsili hususunda davalıya yazılı ya da sözlü ihtarı bulunmadığı için takip tarihinden önce davacının davalıyı temerrüde düşüremediği, bu nedenle icra takibinde davacı tarafından talep edilen işlemiş faiz talebinin yersiz olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi ek raporunda, tarafların 19.01.2023 tarihli kök bilirkişi raporuna ilişkin beyan ve itirazları kapsamında; dava dosyası üzerinde yapılan tafsilatlı inceleme sonucunda; davacı … Şti.’nin 27.06.2022 tarihinde Kahramankazan İcra Müdürlüğü’ne … E. sayılı dosyası ile davalı … A.Ş. aleyhinde başlatmış olduğu ilamsız icra takibinin takip tarihi olan 27.06.2022 tarihi itibariyle davacı yanın davalı şirketten 40.000,00TL’si asıl alacak ve 3.932,06TL’si işlemiş faiz olmak üzere toplam 43.932,06TL tutarında alacağı bulunduğu, söz konusu 43.932,06TL tutarında alacağın haricinde, kök bilirkişi raporunda değiştirilmesi gereken herhangi bir husus bulunmadığı belirtilmiştir.
GEREKÇE :
Dava; taraflar arasındaki ticari alım – satım ilişkisi kapsamında faturaya dayalı alacağının tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı alacaklı taraflar arasındaki ticari alım – satım ilişkisi nedeniyle davalıdan alacaklı olduğu iddiasıyla faturaya dayalı icra takibi başlatmış olup; ödeme emri davalı borçluya 01.07.2022 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 7 günlük yasal süresi içinde 06.07.2022 tarihinde ödeme emrine itiraz ettiğinden takibin durdurulmasına karar verilmiştir. İtirazın iptaline yönelik olarak açılan iş bu dava hak düşürücü yasal süresi içerisinde açıldığından işin esasına girilerek inceleme yapılmıştır.
Davacı yan, davalı ile aralarındaki ticari alım – satım ilişkisi kapsamında faturalardan kaynaklı alacağının bulunduğunu iddia ederek ödenmeyen alacağının tahsili amacıyla başlattığı takibe davalının vaki itirazının iptalini talep etmiş, davalı yan ise, alacağın zamanaşımına uğradığını ve borcunun bulunmadığını, faturalara konu edilen malların geç teslim edildiğini ve zarara uğradıklarını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Uyuşmazlık, davacı yanın takip çıkışı kadar davalıdan alacaklı olup olmadığı hususundadır.
Davalının zamanaşımı definin değerlendirilmesinde, dava konusu alacak için uygulanacak zamanaşımı süresinin TBK’nın 146. Maddesinde düzenlenen 10 yıllık zamanaşımı süresi olduğu, uyuşmazlık konusu alacağın doğduğu tarihler gözetilerek bu sürenin dolmadığı, davalının zamanaşımı definin yerinde olmadığı anlaşılmakla zamanaşımı definin reddine karar verilmiştir.
Tarafların bağlı bulundukları vergi dairelerinden 2020 ve 2021 yıllarına ait BA-BS formları HMK m.221 uyarınca resen celp edilmiştir. İncelenmesinde; davacı tarafça davalı adına 2020 yılına ilişkin 1 adet belge karşılığında KDV hariç 32.026,00TL, 2021 yılına ilişkin 2 adet belge karşılığında KDV hariç 45.524,00TL mal satış bildiriminde bulunulduğu, davalı tarafça ise, davacı adına 2020 yılına ilişkin 1 adet belge karşılığında KDV hariç 32.026,00TL, 2021 yılına ilişkin 2 adet belge karşılığında KDV hariç 45.524,00TL mal alış bildiriminde bulunulduğu, bu haliyle tarafların bildirimlerinin örtüştüğü tespit edilmiştir.
Deliller toplanarak tarafların defter ve kayıtları ile mahkememiz dosyası üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde 19/01/2023 tanzim tarihli bilirkişi raporu düzenlenerek dosyaya sunulmuştur. İşlemiş faiz yönünden dosyada ihtarnamenin tebliğ evrakı ve kök raporda belirtilen fatura sureti eksik olduğundan bu eksiklik tamamlanarak ve itirazlar gözetilerek bilirkişiden 03/04/2023 tanzim tarihli ek rapor alınmıştır. Düzenlenen ek rapora göre, takip tarihi olan 27.06.2022 tarihi itibariyle davacı yanın davalı şirketten 40.000,00TL’si asıl alacak ve 3.932,06TL’si işlemiş faiz olmak üzere toplam 43.932,06TL tutarında alacağı bulunduğu rapor edilmiştir. Düzenlenen raporun gerekçeli ve denetime elverişli olduğu değerlendirilmekle taraf vekillerinin itirazları yerinde bulunmayarak rapor hükme esas alınmıştır.
Dava konusu alacak, fatura alacağına dayanmaktadır. Fatura düzenlenmesi tek başına muaccel bir alacağın varlığını ispata yeterli değildir. Davacının aynı zamanda malın teslim edildiğini/hizmetin ifa edildiğini ispat yükü altındadır.
Fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gerekir. Bunun için de öncelikle taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerekir. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi yani alım-satım ilişkisini ispat etmesi gerekmektedir. Bu nedenle, bir satım ilişkisinde davacı taraf sattığı malın miktarını ve alıcıya teslimini, davalı taraf ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorundadır.
Tarafların … numaralı teklif formunda 4.400 Euro + KDV tutarının fatura tarihindeki TCMB satış kuru esas alınması ve teslimat tarihi itibariyle 30 gün vadeli olması yönünde anlaştığı, teklif formunun davalı tarafça imzalandığı, bunun üzerine siparişin oluşturulduğu ve siparişe konu malların davalı yana teslim edildiği, davacının da bunun üzerine … numaralı 10/02/2021 tarihli 44.556,71TL faturayı düzenlediği, yine taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacının … numaralı 15.12.2020 tarihli 3.835,00TL tutarlı faturayı davalı adına tanzim ettiği, uyuşmazlık konusu faturaların açıklanan faturalar olduğu, faturaların tarafların mutabık olmasıyla TL olarak düzenlenmiş olduğu ve takipte de TL olarak alacak talep edildiği, uyuşmazlık konusu olan iki faturanın da taraf defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı yanın kendi defter ve kayıtlarına göre davalıdan 57.555,19TL alacaklı olduğu, davalı yanın ticari defter ve kayıtlarına göre ise 40.000,00TL alacaklı olduğu, defterler arasındaki farklılığın davalı tarafça davacıya yapılan 25/03/2022 tarihli 17.555,19TL bedelli ödemeden kaynaklandığı, bu ödemenin davacı defterinde kayıtlı olmadığı, davacı tarafça muaccel başka bir alacağın varlığı ispat edilemediğinden ödemenin uyuşmazlık konusu alacaktan düşülmesi gerektiği değerlendirilmiş olup, tüm dosya kapsamı, örtüşen BA-BS bildirimleri, taraf defterleri ve alınan bilirkişi raporuna göre davacının takip tarihi itibariyle 40.000,00TL bakiye alacağının bulunduğu, davacı yanın aksi yönündeki iddiasının yerinde olmadığı, davalının takipten önce temerrüte düşürüldüğü, bu sebeple davacı yanın işlemiş faiz talebinin yerinde olduğu, bilirkişi raporunda hesaplandığı üzere davacının 3.932,06TL işlemiş faiz alacağının da bulunduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Bu itibarla mahkememizce tespit edildiği üzere davacının takip tarihi itibariyle 40.000,00TL asıl alacak, 3.932,06TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 43.932,06TL alacaklı olduğu, davalının itirazının kısmen haksız olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabul kısmen reddine, Kahramankazan İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasında davalı borçlu tarafından yapılan itirazın 40.000,00TL asıl alacak, 3.932,06TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 43.932,06TL yönünden iptaline takibin 43.932,06TL yönünden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, alacak tutarı yargılama sonucu belirlendiğinden ve likit olmadığından davacı yanın icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE, Kahramankazan İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasında davalı borçlu tarafından yapılan itirazın 40.000,00TL asıl alacak, 3.932,06TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 43.932,06TL yönünden iptaline takibin 43.932,06TL yönünden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gereken 3.000,99TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.272,48TL harcın mahsubu ile bakiye 1.728,51TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Zorunlu arabuluculuk kapsamında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.560,00TL’nin kabul oranına göre hesaplanan 650,47TL’sinin davalıdan, 909,53TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 1.272,48TL peşin harç, 80,70TL başvuru harcı, 11,50TL vekalet harcı olmak üzere toplam 1.364,68TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 114,50TL tebligat ve posta gideri ile 1.500,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.614,50TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesap edilen 673,20TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 9.200,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davanın red oranına göre takdir ve hesap edilen 9.828,34TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.09/05/2023
Katip- Hakim-
e-imzalı e-imzalı