Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1055 E. 2022/1206 K. 20.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/1055 Esas – 2022/1206
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2022/1055 Esas
KARAR NO : 2022/1206

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : 1-
VEKİLİ :
DAVALI : 2-
VEKİLİ :
DAVALI : 3-
VEKİLİ :

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/10/2022
KARAR TARİHİ: 20/12/2022
K. YAZIM TARİHİ: 04/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle ; Müvekkilinin 08.05.2020 tarihinde eşi … ile … Mh. … Caddesinde park halindeki … plakalı araca bindiklerini, müvekkilinin park halindeki aracın sol arka koltuğa oturup, kucağında bulunan çocuğunu sakinleştirip uyutmaya çalışırken, diğer yandan şoför koltuğuna oturan eşinin ise henüz aracı çalıştırmadan çok şiddetli bir patlama sesi ile irkildiklerini, aracı ve plakasını sonradan öğrendikleri davalıya ait … plakalı aracın müvekkilinin bulunduğu araca sol arka taraftan çarptığını ve neredeyse aracın ikiye ayrıldığını, çarpmanın etkisi ile müvekkilinin kucağındaki çocuk nedeni ile dengesini de sağlayamadığını ve başını çarptığını ve ağır şekilde yaralandığını, o dönemde uygulanmakta olan sokağa çıkma yasağı başlamak üzere olduğundan müvekkilinin mecburen eve döndüğünü, kaza tutanağını olay yerine gelen polisler ile birlikte müvekkilinin eşinin tuttuğunu, müvekkilinin o an başını tutarak eve gittiği ve ağlamakta olan çocuğunu sakinleştirmeye çalıştığı halde her nedense müvekkilinin eşinin polis memurunun hazırladığı tutanağa olayı maddi hasarlı trafik kazası formuna göre doldurduğunu, sokağa çıkma yasaklarının sona erdiği 11.05.2020 tarihinde müvekkilinin önce doktora gidip rapor aldığını, akabinde karakola giderek şikayetçi olduğunu, bu arada davalıya ait … plakalı aracın müvekkilinin içinde bulunduğu araçtan sonra başka bir araca daha çarptığını öğrendiğini, davalının açık ve tam kusuru nedeniyle içinde müvekkilinin bulunduğu araca çarpması neticesinde yaralanan müvekkilinin hem fiziksel olarak yaralandğını hem de kaza anında yaşadığı o büyük şok nedeniyle ruh sağlığının da ciddi şekilde hasar aldığını, halen de bu travmayı atlatamadığını, arabuluculuk görüşmelerinin olumsuz sonuçlandığını, tüm bu sebeplerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davalının tam kusuru nedeniyle oluşan trafik kazası sonucunda müvekkilinin hastane masrafları nedeniyle 1.000 TL maddi, çektiği manevi acılar ve travmalar nedeniyle 50.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesi ile özetle; bahse konu aracın, kaza tarihinde müvekkili şirket adına kayıtlı olmakla birlikte bu aracın işleteni müvekkili şirket olmadığından huzurdaki davanın müvekkili şirket bakımından pasif husumet yokluğu nedeni ile reddi gerektiğini, dava konusu olay tarihi itibari ile müvekkili şirket adına kayıtlı olan … plakalı aracın trafik tescil kayıtlarına göre ruhsat sahibi müvekkili şirket olmakla beraber “işleten” sıfatı ve bu sıfat nedeni ile doğan sorumlulukların müvekkili şirkete ait olmadığını, müvekkili şirketin ana faaliyet alanının araç kiralama işi olduğunu ve müvekkili şirketin bu amaçla kurulmuş bir tüzel kişi olduğunu, müvekkili şirketin, … plakalı aracı ilk olarak 18.10.2019 tarihinde 24 Ay süreli olarak dava dışı … A.ş. (… Vergi Dairesi …; … Mah. … Cad. … …/…)’ye kiralayarak teslim ettiğini, sonrasında dava konusu kazanın meydana geldiği tarihe kadar dava dışı şirket tarafından kullanıldığını ve dava konusu kaza sonucunda pert total olmakla araca ilişkin kira sözleşmesinin sona erdiğini ve aracın müvekkili şirkete iade edildiğini, kazaya karışan aracın ruhsat sahibi, kaza tarihi itibari ile müvekkili şirketse de işleten sıfatının uzun süreli kiralama nedeni ile dava dışı … A.ş.’de olduğunu, işleten sıfatının dava dışı şirkette olması nedeni ile de araç maliki sıfatı ile müvekkili şirketin, bir sorumluluğu olmadığını, uzun süreli kiralama halinde aracın fiili hakimiyetinin uzun süreli olarak kiracıya geçtiğini ve araçtan da ekonomik anlamda kiracınınr yararlandığını, işleten sıfatının da kiracıya geçtiğini ve bu halde ruhsat sahibinin malik sıfatı ile işleten sıfatı ortadan kalktığından, 3. Kişilere karşı da sorumluluğunun kalmadığını, müvekkili şirket bakımından pasif husumet yokluğu nedeni ile davanın reddini talep ettiklerini, aracın ruhsat sahibi müvekkili şirket olmakla birlikte müvekkil şirketin işleten sıfatı bulunmadığından esas bakımından da davanın müvekkili şirket yönünden reddi gerektiğini, tüm bu nedenlerle müvekkili yönünden davanın öncelikle pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine, esas yönünden de müvekkili şirketin işleten sıfatına sahip olmadığından müvekkili şirketin davacıya karşı sorumluluğu olmadığından müvekkili şirket bakımından davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Aş vekili cevap dilekçesi ile özetle; davacı tarafça dava öncesinde dava şartı olan müvekkili sigorta şirkete yazılı başvuru yapılmadığını, işbu davanın tazminat istemi bakımından esasa girilmeden usulden reddi gerektiğini, müvekkili sigorta şirketi nezdinde … A.Ş. adına kayıtlı … plakalı araç için … nolu ve 14.10.2019-01.10.2020 başlangıç ve bitiş tarihli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası sigorta poliçesi düzenlendiğini, kaza tarihi itibari ile ölüm ve sakatlanma teminat limitinin kişi başı 410.000- TL olduğunu, müvekkili sigorta şirketinin işletenin ilgili kanun gereğince sorumlu olduğu hallerde sigortalının kusuru oranında ve teminat limiti dâhilinde işleten ile birlikte müşterek ve müteselsil sorumlu olduğunu, davaya konu kazadan dolayı hiçbir sorumluluğu bulunmadığını, davacının … plakalı araç içerisinde yolcu olup olmadığı, kaza nedeni ile sürekli veya geçici maluliyetinin bulunup bulunmadığının tespiti gerektiğini, arabuluculuk davet mektubunun tebliği ile müvekkili sigorta şirketi nezdinde “…” numaralı hasar dosyası açıldığını, davacının kusur durumunun ve maluliyetinin belirlenmesi gerektiğini, davacının varsa geçici iş göremezlik tazminatı, geçici bakıcı gideri, rapor ücreti, tedavi, ulaşım ve sağlık hizmet giderlerinin, müvekkili şirket tarafından karşılanmasının söz konusu olmadığını, davadaki geçici iş göremezlik talepleri zmss genel şartlar a.5/b maddesi gereğince teminat kapsamında olmadığından davanın bu talep nedeni ile reddine karar verilmesi gerektiğini, ZMSS Genel Şartları A.5/b maddesinden de anlaşılacağı üzere davacı kurumun huzurdaki dava ile talep ettiği geçici iş göremezlik ödeneği sağlık giderleri teminatı kapsamında olup, sağlık giderleri teminatının davacı SGK’nın sorumluluğunda olduğunu, sigorta şirketi olan davalı müvekkili şirketin sorumluluğunun sona erdiğini, bu nedenle huzurdaki davanın Geçici İş Göremezlik talepleri nedeni ile reddine karar verilmesi gerektiğini, manevi tazminat talebi bakımından müvekkili sigorta şirketinin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını. müvekkili şirket yönünden manevi tazminat davasının reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili sigorta şirketinin, … plakalı aracı … nolu ZMSS poliçesi ile sigortalamış olup ZMSS kapsamında manevi zararlar teminat altına alınmadığı için müvekkili sigorta şirketinin davacının manevi tazminat talepleri bakımından herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını. bu nedenle manevi tazminat talepleri bakımından müvekkil şirket yönünden davanın reddine karar verilmesi ve lehlerine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, faiz talebinin ön koşulu, davacının muaccel hale gelen bir alacağa sahip olması ve bu alacak nedeniyle davalı şirketi TBK. Md. 117 ve devamı uyarınca temerrüde düşürmesi olduğunu, bu nedenle yasal faizi talebinin reddi gerektiğini, müvekkili şirketin temerrüde düştüğünden bahsedilemeyeceğini, tüm bu nedenlerle; müvekkili şirket aleyhine açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile özetle; öncelikle huzurdaki davanın … tarafından açıldığını ancak, araç sahibinin … olduğunu ve iş bu davanın davacı sıfatıyla tarafı olması gereken kişinin de, araç sahibi sıfatıyla … olması gerektiğini, bu sebeple taraf sıfatı yokluğundan davanın reddini talep ettiklerini, davaya konu kaza tarihinin 08.05.2020 olup, kaza tarihi üzerinden 2 yıl geçmekle davanın zamanaşımına uğradığından, iş bu davanın zamanaşımı yönünden reddi gerektiğini, müvekkilinin davaya konu kazanın tarafı olmadığı için davaya da taraf olamayacağını, bu yüzden davaya ilişkin husumet itirazlarının da olduğunu, müvekkilin 08.05.2020 tarihli davaya konu kaza ile herhangi bir ilgisi bulunmadığını, nitekim davacı yanın dosyaya sunmuş olduğu KTT ekinde de kaza taraflarında müvekkilinin adı geçmediğini, kazanın firari sürücü ile gerçekleştiğini ve bu sürücünün müvekkili olmadığını, davaya konu kazada kusurlu sayılan … plakalı aracın … ait olup, davalı … A.Ş. Tarafından sunulan cevap dilekçesinde de, bu aracın … A.ş.’ye 2 yıl süreyle kiralandığı belirtilmekle, anılan hiç bir halde müvekkilinin isminin dahi geçmediğini, müvekkilinin, 07.05.2020 tarihinde … plakalı aracı ile … plakalı, sürücüsü … isimli şahısla kaza yaptığını, müvekkilinin … A.Ş. Bünyesinde çalışmakta olup, bahsi geçen kazayı da şirkete ait araç ile yaptığını, davaya konu kaza ile, müvekkilinin yapmış olduğu kaza arasında bir günlük fark var olduğunu ve her iki kazanın da … ilçe sınırları içinde meydana geldiğini, dolayısıyla davacının karışmış olduğu kazaya, müvekkilinin adının sehven karıştığının açık olduğunu, zira müvekkilinin … plakalı araç ile bir ilgisi olmadığını, kazaya konu aracın sürücüsü yada ruhsat sahibi olmayan müvekkilinin iş bu davada, davalı sıfatı taşımasının da mümkün olmayacağından, husumet itirazlarının kabulü ile davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle beraber; husumet itirazlarının mahkemece kabul görmemesi halinde ise; davacı tarafın maddi tazminata ilişkin taleplerinin sigorta poliçe limitleri doğrultusunda sigorta şirketinden tahsili gerektiğini, ayrıca manevi tazminata ilişkin 50.000 TL bedel talebinin de fahiş olduğunu, müvekkilinden talep edilen maddi ve manevi tazminatın reddine karar verilmesini, aksi halde iş bu bedellerin diğer davalılardan tahsilini talep ettiklerini, husumet itirazı kamu düzeninden olup mahkemece de resen nazara alınması gerektiğini, zira davalının konu uyuşmazlığa ilişkin sübjektif hakkının müvekkili üzerinde doğmadığını, tarafı olmadığı bir kazaya ilişkin davanın müvekkiline yönlendirilmiş olmasının, müvekkilinin mağduriyetini doğurduğunu, tüm bu nedenlerle; husumet yokuluğundan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Sigorta poliçesi, hasar dosyası, trafik kazası tespit tutanağı, araç trafik kayıtları, tedavi evrakları, SGK kayıtları, sosyal ve ekonomik durum araştırmaları ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, trafik kazası nedeniyle maddi tazminat(hastane masrafları) ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı KTK’nun 97. maddesinde “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” denilmiştir. Buna göre dava öncesi sigorta kuruluşuna yazılı başvuru zorunluluğu dava şartı olarak öngörülmüştür. Somut olayda davacının, davalı sigorta şirketine karşı dava açmadan önce 2918 sayılı KTK’nun 97. maddesi gereğince “davalı kuruma başvuru” dava şartını yerine getirmediği anlaşılmış, verilen kesin süre içerisinde de davacı tarafça dava şartı eksikliği giderilmemiştir. Hal böyle olunca davacının davalı … A.Ş. aleyhine açmış olduğu davanın (hem maddi hem de manevi tazminat talepli davanın) 6100 Sayılı HMK’nun 114/2 ve 115/2 maddeleri gereğince usulden reddine karar verilmiştir.
Diğer davalılar … ve … A.Ş. bakımından yapılan değerlendirmede ise;
Bir sübjektif hakkın sahibinin ve o hakka uymakla yükümlü kişinin kimler olduğu, eş söyleyişle bir davada davacı ve davalı sıfatının kimlere ait olduğu tamamen maddi hukuka göre belirlenir. Dolayısıyla, bir sübjektif hakka ilişkin davada davacı olma sıfatı o hakkın sahibine (aktif husumet) ait olup, bir sübjektif hak kendisinden istenebilecek olan kişi o hakka uymakla yükümlü olan kişidir (pasif husumet). Taraf sıfatının (husumetin) usul hukukunu ilgilendiren yönü ise, taraflardan birinin taraf sıfatına sahip olmaması durumunda mahkemece dava konusu hakkın esasına ilişkin inceleme yapılıp karar verilememesi ve davanın sıfat (husumet) yokluğundan reddi yönünde verilen kararın, şüphesiz o davada taraf olarak gösterilmiş bulunan kişiler arasında kesin hüküm teşkil etmesidir.
İşbu davaya konu sonuç talebin davacının yolcu olarak bindiği araca davalının sürücü olduğunun iddia edildiği ve davalı … A.Ş’e ait olan … tarafından vurulması sonucu davacının yaralandığı iddia edilmektedir. İspat edilmesi gereken hususun aracın davalı …ün sevk ve idaresinde olup olmadığı hususuna ilişkindir. Kaza tespit tutanağı incelendiğinde sürücünün firari olduğu 08.05.2020 tarihli davaya konu kaza ile davalının irtibatının ispatlanamadığından davalı … yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir. Araç maliki davalı … AŞ yönünden ise tarafından kaza tarihini de kapsayacak şekilde kaza tarafı aracın uzun süreli kira sözleşmesi kapsamında 3. şahsa teslim edilmesi ve bu suretle davalının işleten olmaması nedeni ile aleyhine açılan davanın pasif husumet ehliyeti olmaması nedeni ile reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı sigorta şirketi yönünden davanın KTK 97 maddesi gereğince HMK 115/2 maddesi gereğince usulden reddine,
2-Davalılar … ve … AŞ yönünden ise davanın pasif husumetten reddine,
3-Dava nedeni ile alınması gereken 80,70TL karar ve ilam harcının peşin alınan 870,96 TL harçtan mahsubu ile bakiye 790,26 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Zorunlu arabuluculuk nedeniyle Arabuluculuk Yönetmeliği gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.360,00 TL’nin Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A maddesinin 11. Bendi uyarınca arabuluculuk ücreti yargılama giderinden sayıldığından ve davalı … ilk oturuma katılmadığından tamamının bu davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından sarf edilen 119,50 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere yargılama giderinin Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A maddesinin 11. Bendi uyarınca davalı … ilk oturuma katılmadığından tamamının bu davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
6-Davalı … kendisini bir vekil ile temsil ettirmişse de Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A maddesinin 11. Bendi uyarınca davalı … ilk oturuma katılmadığından reddedilen tutar yönünden lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7- Manevi Tazminat davası yönünden Davalı … Şirketi kendisini vekil ile temsil ettiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT madde 7/2 uyarınca 9.200,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya ödenmesine, Maddi Tazminat davası yönünden Davalı … Şirketi kendisini vekil ile temsil ettiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT madde 13/2 uyarınca 1.000,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya ödenmesine,
8-Manevi Tazminat davası yönünden Davalı … Şirketi kendisini vekil ile temsil ettiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT madde 7/2 uyarınca 9.200,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya ödenmesine, Maddi Tazminat davası yönünden Davalı … Şirketi’nin kendisini vekil ile temsil ettiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT madde 13/2 uyarınca 1.000,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya ödenmesine,
9-Kararın talep halinde taraflara tebliğine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı … vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.20/12/2022

Katip Hakim
E-imzalıdır. E-imzalıdır.