Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1047 E. 2023/1128 K. 31.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/1047 Esas – 2023/1128
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2022/1047 Esas
KARAR NO : 2023/1128

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/10/2022
KARAR TARİHİ: 31/10/2023
K. YAZIM TARİHİ: 14/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 09/06/2019 tarihinde … ili genelinde meydana gelen doğa olayları neticesinde … ili … ilçesi … Mahallesi … Caddesi Apartman No:… adresinde bulunan müvekkiline ait iş yerinde sel/su basması meydana geldiğini ve işyerindeki tüm elektronik malzemeler ile işyeri demirbaşlarının tamamının hasar gördüğünü ve kullanılamaz hale geldiğini, müvekkilinin uğradığı bu maddi zararların karşılanması amacıyla “İş Yerim Sigorta Poliçesi” sigortacısı olan davalı şirkete taraflarınca yazılı başvuru yapıldığını ve … sayılı hasar dosyası açıldığını, hasar dosyası kapsamında müvekkili şirketin maddi zararının karşılığı olarak yalnızca 11.002,53-TL ödeme yapıldığını, Müvekkil şirketin dava konusu olay neticesinde uğramış olduğu gerçek zararın davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin çok üzerinde olduğunu, bu kapsamda davalı sigorta şirketinin akdedilen sigorta sözleşmesinin asli edimi olan rizikoyu üstlenme borcunu tam ve gereği gibi ifa etmediğini, davalı sigorta şirketinin Müvekkili şirketin maddi zararını giderirken poliçe genel ve özel şartlarında yer almamasına rağmen haksız ve hakkaniyete aykırı olarak hasara %25 eski-yeni tenzilatı, %20 teknoloji tenzilatı ve %10 arıza tenzilatı uyguladığını, taraflar arasında akdedilen sigorta poliçesiyle üçüncü şahıs malları için %2 oranında tenzilat yapılacağı düzenlenmiş olmasına karşın söz konusu poliçede “sigorta bedeli” üzerinden ibaresi bulunmamakta olup, bu tenzilatın da hasar gören üçüncü şahıs mallarının tazmin değeri üzerinden %2 oranında yapılması gerekmekte iken davalı sigorta şirketinin haksız ve hukuka aykırı olarak sigorta bedeli olan 543.554,79-TL üzerinden %2 oranında tenzilat yaptığını, yapılan bu tenzilatların müvekkili şirketin maddi anlamda hak kaybına uğramasına neden olacağını beyan ederek, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkil şirketin uğradığı maddi zarara karşılık şimdilik (Belirsiz Alacak Davası olarak) 1.000,00-TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davada arabuluculuk şartının yerine getirilmediğini, davacı tarafın talebini belirli kılacak imkana sahip olmakla birlikte, bu hususta meydana gelen zararlara yönelik bir ekspertiz raporunun mevcut olduğunu ve davacı tarafından talep edilen bir tutar da mevcut olduğundan davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında hiçbir hukuki yarar bulunmadığını, davaya bakmakla yetkili ve görevli olan “İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemelerine” gönderilmesine karar verilmesini, dosyaya konu edilen hasarların meydana geldiği tarihin 09.06.2019 olduğunu, sigorta hükümleri gereği hasarın meydana geldiği tarihten itibaren hasara yönelik istemlerin iki yıl içerisinde zamanaşımına uğradığını, dava konusu hasarın poliçe teminatı kapsamına dahil edilmiş olan bir riziko sebebi ile meydana gelmiş olması halinde müvekkili şirketin ancak gerçek zarar ile belirtilen limitler dahilinde sorumlu olduğunu, davacı tarafça su basması sebebi ile tüm elektronik malzemelerin ve demirbaşların hasar görmüş olduğundan bahsedilmişse de bu hasarların neler olduğuna, hangi kıymetlerin zarar görmüş olduğuna ilişkin bir açıklamanın mevcut olmadığını, bağımsız eksper tarafından tanzim edilen ekspertiz raporunda da davacı tarafından yalnızca dekorasyon ve 3. Şahıs mallarında meydana gelen zararların talep edilmiş olmasından bahisle bir değerlendirme gerçekleştirildiği ve bir hasar hesabı yapıldığını, ancak davacı tarafla bir mutabakat sağlanamadığının görüldüğünü, ilk olarak üçüncü şahısların uğramış olduğu zarara ilişkin olarak; 3. Şahıslara Karşı Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları m.3/B ile ek sözleşme ile teminat altına alınabilecek haller içerisinde; Zelzele, seylap, su basması, çığ, heyelan, yanardağ indifar, infilak, yangın, duman, sis, buhar ve su yüzünden uğranılan zarar ve ziyandan doğan mali mes’uliyet maddesi mevcut olduğunu, poliçede ise 3. Şahıs Mali Mesuliyet teminatı içerisinde su basması sebebi ile bir teminatın verilmemiş olduğunun görüldüğünü, bu sebeple de dava konusu edilen 3. Şahıs Mallarına ait zararların işbu teminat dahilinde ödenebilmesinin mümkün olmadığını belirterek, davanın öncelikle usulden, aksi halde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Sigorta poliçesi, hasar dosyası, sigorta şirketince yapılan ödemeye ilişkin banka dekontu, Sigorta Tahkim Komisyonunun … esas sayılı dosyası, 16/07/2023 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, iş yeri sigorta poliçesinden kaynaklı davacı tarafın teminat dahilinde uğradığı zararın tahsili istemine ilişkindir.
Davalı vekilince 30/12/2022 tarihli dilekçe ekinde, taraflarınca davacıya 21/08/2019 tarihinde yapılan 11.002,53TL’lik ödemeye ilişkin dekontun bir suretinin sunulduğu görülmüştür.
Sigorta Tahkim Komisyonunun 17/04/2020 tarih … esas … karar sayılı dosyasında verilen kararın ve alınan bilirkişi raporunun bir sureti dosyaya celp edilmiş, alınan rapor doğrultusunda davacının başvurusunun reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekilince Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti Kararına itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetince yapılan inceleme sonucunda 20/10/2020 tarih …/İHK-…sayılı karar ile “…İtiraz inceleme süresinin uzatılmasına taraflarca yazılı muvafakat verilmediğinden kalan sürede itirazın esası hakkında karar verilmesi mümkün olmadığından dosyadan el çekilerek dosyanın Sigorta Tahkim Komisyonuna İadesine, başvuranın görevli ve yetkili mahkemede dava açmakta muhtariyetine…” şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından dosyadan el çekildiğinden mahkememizce yargılamaya devam edilmiştir. Yine her ne kadar davalı tarafça zamanaşımı itirazında bulunulmuşsa da; sigortanın 21.8.2019 tarihinde ödeme yaptığı anlaşıldığından ve ödeme zamanaşımını keseceğinden zamanaşımı itirazının reddine karar verilmiştir.(Yargıtay 17.HD 2018/3111 esas, 2020/4864 karar sayılı ilamı)
Taraf iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi amacıyla dosyaya kazandırılan 16/07/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…Dosya muhteviyatında hasar tespitine ilişkin bulunan dokümanlar ve ilgili sigorta poliçe teminatları kapsamında yapılan inceleme ve değerlendirmeler neticesinde … Sigorta Ekspertiz firması ve Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Kararında yer alan dosyada bulunan Sigorta Eksperi … tarafından düzenlenen raporlara heyetimizce iştirak edildiği, davalı sigorta şirketi tarafından televizyonların olay tarihi itibariyle genel durumları, rayiçleri dikkate alınılarak ilgili sigorta poliçesi teminat kapsamında yer alan zararlara ilişkin yer alan muafiyet ve özel şartlar dahilinde uygulanan tenzilatlar sonucunda çıkartılan KDV hariç 11.002,53-TL bedelin uyumlu ve yerinde olduğu…” yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Toplanan deliller, kayıt ve belgeler, usul ve yasaya uygun olarak alınan denetlenebilir bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek; sigorta tahkim komisyonunca alınan rapor ile mahkememizden alınan raporun uyumlu olması ve belirtilen raporlarda sigorta tarafından dava açılmadan önce ödenen bedelin uygun olduğu ve davacının dosya kapsamında ispatlanmış sigorta teminatı kapsamında bakiye bir zararının bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 269,85TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 80,70TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 189,15TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Zorunlu arabuluculuk kapsamında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT’nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.096,27TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap edilen 1.000,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 31/10/2023

Katip Hakim
e-imza e-imza