Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1040 E. 2023/344 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/1040 Esas – 2023/344
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2022/1040 Esas
KARAR NO : 2023/344

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/10/2022
KARAR TARİHİ: 16/03/2023
K. YAZIM TARİHİ: 28/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafça icra müdürlüğünün yetkisin yapılan itirazın haksız olduğunu ve yargılamayı uzatmaya yönelik olduğunu, her ne kadar genel yetki davalı/borçlunun yerleşim yeri olsa da iş bu davaya konu takipte “faturalardan kaynaklı cari hesap bakiye borç” yönünden talepte bulunulduğunu, TBK md. 89 hükmü gereği para borcunun alacaklının yerleşim yerinde ifa edilmesi gerektiğinden iş bu dava konusu uyuşmazlık için Ankara Batı İcra Müdürlükleri ile Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, kaldı ki davalı tarafça Ankara Batı Arabuluculuk bürosunca sonuçlandırılan arabulucu yetkisine de itiraz edilmediğini, Davalının müvekkiline herhangi bir borcu olmadığı yönündeki iddialarının da tahsilat sürecini uzatmaya yönelik olduğunu, Davalının ticari ilişkiyi inkar etmediğini, taraf kayıtları incelendiğinde de mal alışverişi ve para transferlerine ilişin kayıtların tarafların ticari defterlerinde görüleceğini, yine tarafların BA-BS formlarından da taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığının ispatlanacağını, müvekkilinin alacağının bu ticari ilişki kapsamındaki fatura ve ödemelerin bakiyesinden kaynaklandığını, karşı tarafça faturalara itiraz edilmediğini, siparişe göre tedarik edilen malların imzalı sevk irsaliyeleri ile birlikte teslim edildiğini, ancak bir kısım alacağını tahsil edemeyince davalı aleyhine Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, ancak basiretli bir tacir olan davalının bakiye alacağını vadesinde ödemesi gerekirken itiraz etmesinin haksız ve kötü niyetli olduğunu beyan ederek, davalının itirazının iptali ile takibin devamına, alacak miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğine rağmen davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmamış, duruşmalara katılmamıştır.
DELİLLER :
Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, ticaret sicil kayıtları, tarafların ticari defter ve belgeleri, BA-BS formları, 16/01/2023 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, cari hesap ekstresine konu faturalardan kaynaklı olarak başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali talebine ilişkindir.
Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyasının bir sureti dosya arasına alınmış, incelenmesinde; Davacı (alacaklı) şirket vekili tarafından davalı (borçlu) şirket aleyhine 01/02/2022 tarihli ödeme emri ile 141.141,56 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 10/02/2022 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin 14/02/2022 tarihli dilekçeyle itirazı üzerine icra takibinin durdurulduğu, eldeki davanın 06/10/2022 tarihinde yasal bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı şirket, icra takibine de konu ettiği cari hesaba konu faturalardan kaynaklanan toplam 141.141,56 TL bakiye alacağının davalı tarafından ödenmediğini iddia etmekte, davalı şirket ise takip dosyasına sunduğu dilekçeyle davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını savunmaktadır.
Davacı yan, davalı ile aralarındaki ticari alım – satım ilişkisi kapsamında faturadan kaynaklı alacağının bulunduğunu iddia ederek bakiye alacağının tahsili amacıyla başlattığı takibe davalının vaki itirazının iptalini talep etmiş, davalı yan ise, usulüne uygun tebliğe rağmen cevap dilekçesi sunmadığından davalı yanın savunmaları tespit edilememiş, borca itiraz dilekçesi içeriğinden borcunun bulunmadığını savunduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık, davacı yanın takip çıkışı kadar davalıdan alacaklı olup olmadığı hususundadır.
Tarafların bağlı bulundukları vergi dairelerinden 2021 yılına ait BA-BS formları HMK m.221 uyarınca resen celp edilmiştir.
Taraflara ticari defter kayıtların dosyaya sunumu veya bulundukları yerin bildirilmesi için kesin süre verilmiş, davacı vekili tarafından müvekkili şirketin ticari defterlerinin bulundukları adres bildirilmiş, meşruhatlı davetiye tebliğine rağmen davalı tarafça ticari defter ve kayıtlar dosyaya sunulmadığı gibi bulundukları yerle ilgili olarak da herhangi bir bildirimde bulunulmamıştır. İncelenmesinde; davacı tarafça davalı adına 2021 yılına ilişkin 16 adet belge karşılığında KDV hariç 625.881,90TL mal satış bildiriminde bulunulduğu, aynı şekilde davalı tarafça, davacı adına 16 adet belge karşılığında KDV hariç625.881,90 TL mal alış bildiriminde bulunulduğu, bu itibarla bildirimlerin örtüştüğü tespit edilmiştir.
Taraf iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi amacıyla dosya bilirkişiye tevdii edilmiş, düzenlenen 16/01/2023 tarihli raporda özetle; Davacıya ait ticari defter kayıtlarına göre, davacı … Şti.’nin 01.02.2022 tarihinde Ankara Batı İcra Müdürlüğü’ne … E. sayılı dosyası ile davalı … Şti. aleyhinde başlatmış olduğu ilamsız icra takibinin takip tarihi olan 01.02.2022 tarihi itibariyle davalı şirketten I41.141,56 TL alacağını talep etmekte haklı olduğu, davalının takibe yaptığı itirazın yerinde olmadığı, ayrıca davacının söz konusu alacağını 01.02.2022 takip tarihinden tahsil tarihine kadar geçen sürede ticari temerrüt faiz oranları üzerinden işleyecek faiz tutarı ile birlikte talep etme hakkına sahip olduğu, bununla birlikte davalı şirket tarafından ticari defterler dava dosyasına sunulmadığı gibi, dava dosyası içerisinde ticari defterlerinin bulunduğu adresin bildirildiği bir dilekçeye de rastlanılmadığı, hal böyle olmakla, davalı şirkete ait ticari defterlerin incelenme imkânı elde edilemediğinden, davalı şirkete ait ticari defter kayıtlarından hareketle taraflar arasındaki borç-alacak ilişkisine ilişkin bir tespite bulunulamadığı, dosya kapsamında yer alan mevcut delil durumuna göre inceleme yapılarak değerlendirme yapıldığı bildirilmiştir.
Dava konusu alacak, faturaya dayalı bakiye cari hesap alacağına dayanmaktadır. Fatura düzenlenmesi tek başına muaccel bir alacağın varlığını ispata yeterli değildir. Davacının aynı zamanda malın teslim edildiğini/hizmetin ifa edildiğini ispat yükü altındadır.
Fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gerekir. Bunun için de öncelikle taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerekir. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi yani alım-satım ilişkisini ispat etmesi gerekmektedir. Bu nedenle, bir satım ilişkisinde davacı taraf sattığı malın miktarını ve alıcıya teslimini, davalı taraf ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorundadır.
Davacı yan faturadan kaynaklanan bakiye alacağının bulunduğunu iddia etmiş, incelenen davacı yan defter ve kayıtları ile tarafların dosyaya kazandırılan Ba – Bs formlarındaki bildirimlerinin örtüştüğü görülmüştür. Davalı yanın Ba formuyla davacı adına uyuşmazlık dönemine ilişkin 16 adet fatura karşılığı mal alım bildiriminde bulunduğu tespit edilmiştir. Yargıtay 19.HD 2016/7490 esas, 2017/2932 karar sayılı kararında da belirtildiği üzere bu hususun fatura konusu malların teslimine karine teşkil ettiği, ve aksinin ispatlanamadığı anlaşılmıştır. Kaldı ki, basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü bulunan davalının, hayatın olağan akışına göre teslim almadığı faturaya konu mallara ilişkin bildirimde bulunmaması gerekmekte olup davalı tam tersine uyuşmazlık dönemine ilişkin davacı adına davacı kayıtları ile örtüşecek şekilde Ba formuyla vergi dairesine bildirimde bulunmuştur. Bu itibarla da taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığı ve mal teslimi yönündeki davacı iddiaları kanıtlanmıştır.
Davalı yana verilen kesin süreye rağmen defter ve kayıtlar sunulmadığından ve adresi de bildirilmediğinden yapılan ihtar uyarınca davacı defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yapılmış olması ve davacı lehine delil olma vasfına haiz olması hususları gözetilerek davacı defter ve kayıtları HMK madde 222/3 (Değişik:22/07/2020 – 7251/23.m.) uyarınca davacı lehine delil olarak kabul edilmiştir.
Davacının hukuki ilişkiyi, malın teslimini ve alacağının varlığını kanıtlaması karşısında davalı yanın iddia edilip ispatlanmış bir ödeme savunması bulunmamaktadır.
Bu itibarla alınan bilirkişi raporuyla tespit edildiği üzere davacının takip tarihi itibariyle davalıdan takip çıkışı olan 141.141,56 TL TL kadar alacaklı olduğu, davalının itirazının haksız olduğu ve iptalinin gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla davanın kabulüne, Ankara Batı İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, alacak miktarı likit olduğundan ve davalı takibe haksız itiraz ettiğinden alacak miktarının %20’si kadar icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE ; Davalının Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına,
2-141.141,56 TL asıl alacak üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 9.641,38 TL harçtan peşin alınan 1.704,64 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.936,74 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Zorunlu arabuluculuk kapsamında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT’nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.560,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacıdan dava açılırken tahsil edilen 80,70 TL başvurma harcı, 11,50 TL vekalet harcı, 1.704,64 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.704,64 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının yargılamada yapmış olduğu 1.100,00 TL bilirkişi ücreti, 52,50 TL posta ve tebligat ücreti olmak üzere toplam 1.152,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 22.171,23 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 16/03/2023

Katip Hakim
e-imza e-imza