Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/1016 Esas – 2023/693
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2022/1016 Esas
KARAR NO : 2023/693
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : 1-
VEKİLLERİ :
DAVALI : 2-
VEKİLİ :
DAVA İHBAR OLUNAN:
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/09/2022
KARAR TARİHİ: 08/06/2023
K. YAZIM TARİHİ: 20/06/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle ;…/… mevkinde ve 21.10.2020 tarihinde … No’lu davalının maliki olduğu, … No’lu davalının sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın; Müvekkiline ait … plaka sayılı araca çarpması sonucunda maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, Trafik Kazası Tespit Tutanağına göre davalının aracının, tam ve asli kusurlu olarak tespit edildiğini, mezkur kaza dolayısıyla Müvekkiline ait … plaka sayılı araçta reel değer kaybı, hasar kaybı ve hak mahrumiyeti kaybı meydana geldiğini, kaza sonucu müvekkilinin maliki olduğu araçta oluşan hasar bedeli, hak mahrumiyet kaybı ve reel değer kaybı bakımından uğradığı zarar miktarı tam olarak belirlenemediğini, müvekkilinin uğradığı zarar değer kaybı ve hak mahrumiyet kaybı miktarının uzman bilirkişilerce yapılacak inceleme sonucu tam ve kesin olarak belirlenebileceğini, kaza sonucu müvekkilinin aracında hasar bedeli hak mahrumiyet kaybı ve reel değer kaybı meydana geldiğini, kaza sonucunda müvekkilinin aracı hasara uğramış olup söz konusu hasar sonucunda ortaya çıkan reel değer kaybı bedeli ve müvekkilinin işbu kaza sebebiyle aracını kullanamadığı gün sayısınca uğramış olduğu hak mahrumiyet bedelinin ortaya çıktığını, buna göre Anayasa Mahkemesinin 09.10.2020 tarihli 31269 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan … E. ve … K. Sayılı kararı uyarınca Müvekkile ait aracının uğradığı reel değer kaybının hesaplanması ve neticede davalıdan tazmini gerektiğini, tüm bu nedenlerle HMK 107. Maddesi uyarınca fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, fazlaya ilişkin her türlü dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla HMK madde 107 uyarınca şimdilik 100-TL hak mahrumiyeti kaybının, 100-TL hasar bedelinin ve 100-TLreel değer kaybının kaza tarihinden itibaren işleyen en yüksek banka mevduat faiziyle davalılardan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili talep artırım dilekçesi ile özetle; 100,00-TL olarak talep edilmiş olan reel değer kaybını 1440-TL bedel artırarak
1540TL, 100,00-TL olarak talep edilmiş olan hak mahrumiyeti bedelini 1020-TL Bedel artırarak 1120-TL, toplam 2660 -TL’nin ve yargılama giderlerinin tümünü davalılardan alınarak taraflarına kaza tarihinden itibaren işletilecek olan mevduata uygulanacak olan en yüksek faiz oranı ile beraber ödenmesine, toplamda 2.660 TL bedele kaza tarihinden itibaren mevduata uygulanacak olan en yüksek faiz oranı işletilmesine ve davalılar dan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı taraflar tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı … Şti vekili cevap dilekçesi ile özetle; müvekkili şirketin Türk Ticaret Kanunu’na göre kurulmuş ve faaliyet göstermekte olan, 6085 sayılı Sayıştay Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca Sayıştay denetimine tabi, Belediyenin iştiraki konumunda ve belediyeden ayrı bir tüzel kişiliğe sahip olarak hizmet veren bir şirket olduğunu, müvekkili şirketin de kazandığı ihale sonucunda …. Belediye Başkanlığı’na hizmet verdiğini, işbu davanın belirli alacak davası olup belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olmadığını, bu nedenle işbu davanın, davacı tarafından sunulan hasar ekspertiz raporu ve değer kaybı raporunda belirlenen değer tutarınca açılması ve bu doğrultuda davacı tarafından yatırılan eksik harcın tamamlanması gerektiğini, aksi takdirde davanın usulden reddi gerektiğini, zamanaşımı, görev ve yetki itirazları olduğunu, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, taleplerinin reddi gerektiğini, müvekkili şirketin işbu davada taraf olarak gösterilse de, müvekkili şirketin dava konusu kazada kusuru bulunmadığını, diğer davalı ve sürücü …’in, müvekkili şirket işçisi olduğunu, müvekkilinin ilgili işçiyi, işe alırken titizlikle davranmış olup işçiye iş güvenliğine dair bütün eğitimleri verdiğini, dava konusu kazaya ilişkin müvekkili şirkete isnat edilebilecek herhangi bir kusur bulunmadığını, değer kaybı tazminatının Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası kapsamına girdiğini, araç değer kaybına ilişkin haksız talebin reddi gerektiğini, davacı vekilince sunulan hasar ekspertiz raporunda dava konusu kaza neticesinde … plakalı araçta toplam hasar tutarının 11.733,48 TL olduğu belirtilse de, söz konusu tespitin fahiş olup kabulü mümkün olmadığını, dosyası kapsamında Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi’nden gelen evraklar incelendiğinde, 22.10.2022 tarihli Oto Mecburi Mali Mesuliyet Ekspertiz Raporu’nda ekspertiz masrafıyla birlikte … plakalı araçtaki hasarın 2.559,85-TL olduğunun tespit edildiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte, davacı lehine hasar bedeline hükmetmesi durumunda 22.10.2022 tarihli Oto Mecburi Mali Mesuliyet Ekspertiz Raporu doğrultusunda karar verilmesini talep ettiklerini, hak mahrumiyet bedeli talep edilmişse de davacı tarafından aracın tamirde olması nedeniyle yaşadığı zarara ilişkin hiçbir somut delil ileri sürülemediğini, söz konusu talep haksız olup reddi gerektiğini, tüm bu sebeplerle; itirazları doğrultusunda haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili beyan dilekçesi ile özetle; davanın usul ve yasaya aykırı olduğunu, öncelikli olarak husumet itirazında bulunduklarını, zamanaşımı defini ileri sürdüklerini, davacı sigorta şirketine dava açması gerekirken husumetini davalı müvekkile yöneltildiğini, müvekkilinin kullanmış olduğu aracın karışmış olduğu üzücü kaza sonucunda kazaya karışan her iki araçta da maddi zarar meydana geldiğini, müvekkilinin kullanmış olduğu aracın trafik sigortası mevcut olup davacı tarafın sigorta hukuku hükümlerince müvekkilinin sigorta şirketine başvurması gerektiğini, davacının talep ettiği değer kaybı, hasar ve tamir bedeli alacağının sigorta şirketinin sorumluluğunda olduğunu, ikame araç teminatı poliçede mevcut ise davacının bu yöndeki talebinin de haksız ve hukuka aykırı olacağını, ayrıca davacının aracı tamir süresinde iken, araç kiraladı ise bu kiralamaya ilişkin de belge ve fatura sunmak zorunda olduğunu, davacının faiz kısmında en yüksek banka mevduat faizi istemesinin hukuka uygun olmadığını, müvekkili yönünden kusura itiraz ettiklerini, tüm bu nedenlerle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak açılan davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Sigorta poliçeleri, hasar dosyası, trafik kazası tespit tutanağı, tramer kayıtları, araç trafik tescil kayıtları, bilirkişi raporu ve bilirkişi ek raporu ile tüm dosya kapsamı.
Bilirkişi 12/01/2023 tarihli raporunda özetle;… plakalı araç sürücüsü davalı …’in meydana gelen kazanın oluşumunda, 2019 sayılı KTK.nun 47/d., 56/a-1-2. ve 84/j maddeleri kural ihlallerini işlemiş olmakla %100 oranında kusurlu olduğu, davacı şirkete ait … plakalı araç sürücüsü …’ın meydana gelen kazanın oluşumunda izafe edilecek herhangi bir kural ihlali görülmemekle kusursuz olduğu, davacı şirkete ait … plakalı araç hasar giderim tutarının kdv dahil 2.678,60 TL olduğu, davacıya ait … plakalı araçta meydana gelen değer kaybının reel piyasa koşullarına göre 5.000,00 TL olacağı, davacının tamir süresi araç yoksunluk kaybının 1.120,00 TL olacağı, 2918 sayılı KTK 85/1-5-Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilin sorumlu olurlar. İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur şeklinde belirtilmiş olup, nihai değerlendirme ve takdiri sayın mahkemede olmakla, … plakalı araç işleteni davalı “… Şti.” işleteni olduğu … plakalı araç sürücüsünün %100 kusurundan davacıya ait araçta oluşan tazminattan müştereken ve müteselsilen sorumlu olup, davalı aracının ZMS(Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğu dava dışı … A.Ş. tarafından davacıya ait … plakalı araç için davacı tarafa / davacı taraf vekiline; … bankası üzerinden davacı taraf vekili …’e 25.08.2021 tarihinde 6.858,97 TL para transferinin yapıldığı, yine dava dışı … A.Ş. tarafından … Bankası üzerinden davacı “… Şti.”ne 18.11.2020 tarihinde de 2.270,75 TL para transferinin yapıldığı, yine dava dışı “… A.Ş.” tarafından … bankası üzerinden davacı “… Şti.”e 20.11.2020 tarihinde 408,74 TL para transferinin yapıldığı ve Sigorta Şirketi çıktısı sayfasında da açıkça hasar tazminatı şeklinde belirtilmekle, davacı tarafa yapılan toplam ödemenin (6.858,97 TL+ 2.270,75 TL+ 408,74) =9.538,46 TL olduğu, davacı tarafın uğramış olduğu toplam zarar tazminat tutarı ise; (2.678,60 TL +5.000,00 TL+ 1.120,00 TL)=8.798,60 TL olarak belirlendiği, bu durumda davacının davalılardan bakiye tazminat talebinde bulunamayacağı bildirilmiş, 16/02/2023 tarihli ek raporu ile de kök raporundaki görüşlerini tekrar ettiğini bildirmiştir.
GEREKÇE :
Dava, trafik kazasından kaynaklı değer kaybı, hasar bedeli ve araç mahrumiyet bedeli tazminat talebine ilişkindir.
Kesin hüküm HMK 303.maddede düzenlenmiş olup, maddede; “Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.” şeklinde tanımlanmıştır. Bir davanın diğer davaya kesin hüküm teşkil edebilmesi için, kesinleşen davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve müddeabihin (dava konusu yapılan hak yani dava ile elde edilmek istenen sonucun) aynı olması gerekmektedir. Bu unsurlardan biri bulunmadığı takdirde maddi anlamda kesin hükümden söz edilmesi mümkün değildir. Somut olayda, Sigorta Tahkim Heyeti’ne yapılan başvurunun tarafının davalılar değil dava dışı sigorta şirketi olması nedeni ile kesin hüküm bulunmamaktadır. Bu kapsamda bakiye tazminat talebi yönünden değerlendirme yapılmıştır.
Davaya konu olay 21.10.2020 tarihinde gündüz vakti saat 11:00 civarında iki araçlı ve arka yan taraftan çarpma şeklinde meydana gelmiştir. Sürücü beyanları ve kaza yeri krokisinden anlaşıldığı üzere, sürücü … davacı şirkete ait … plakalı araçla olay yeri tek yönlü yol üzerinde nizami olarak seyri esnasında, sağ gerisinde bulunan … plakalı araç sürücüsü davalı …’in ileride sola dönüş yapmak için sola kontrolsüz manevrası esnasında sol yanında idaresindeki araçtan az ileride bulunan sürücü … idaresindeki … plakalı aracın sağ ara yan tarafından çarpması şeklinde kazanın meydana geldiği anlaşılmıştır. Kusur yönünden yapılan değerlendirmede … plakalı araç sürücüsü davalı …’in meydana gelen kazanın oluşumunda, 2019 sayılı KTK.nun 47/d., 56/a-1-2. ve 84/j. maddeleri kural ihlallerini işlemiş olmakla %100 oranında kusurlu olduğu, Davacı şirkete ait … plakalı araç sürücüsü …’ın meydana gelen kazanın oluşumunda izafe edilecek herhangi bir kural ihlali görülmemekle kusursuz olduğu kanaatine varılmıştır.
Hasar yönünden yapılan değerlendirmede trafik kazası neticesinde, hasarlanan aracın ekonomik olarak değerini yitirmesi yahut azalması halinde, zarar gören oluşan zararı, zarara neden olanlardan talep edebilir. Davacının aracının markası, modeli, yaşı ve hasar durumu birlikte irdelenmek suretiyle, kaza tarihindeki koşullara göre tamirinin ekonomik olup olmadığı, ekonomik değilse; kazadan önceki (hasarsız haliyle) 2.el piyasa rayiç bedeli ile kazadan sonraki haliyle sovtaj değerinin ve buna göre araçta meydana gelen gerçek zarar miktarının dosya kapsamındaki deliller ile denetlenebilir, gerekçeli bilirkişi raporu ile yapılan değerlendirme ile dava dışı … A.Ş. tarafından … Bankası üzerinden davacı “… Şti.”ne 18.11.2020 tarihinde de 2.270,75 TL (hasar bedeli) para transferinin yapıldığı, yine dava dışı “… A.Ş.” tarafından … bankası üzerinden davacı “… Şti.”e 20.11.2020 tarihinde 408,74 TL (hasar bedeli) para transferinin yapıldığı bu kapsamda hasar bedeli olarak toplam ödenen miktarın 2.679,49 TL olduğu hükme esas alınan bilirkişi raporu ile hasar giderim bedelinin 2.678,60 TL olduğu nazara alınarak dava tarihinden önce hasarın giderildiği gözetilerek hasar bedeli tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Yargıtay 17.HD’nin 2017/1230 E- 2018/2590 K sayılı 15/03/2018 tarihli kararında vurgulandığı gibi değer kaybının hesabında aracın modeli, markası, özellikleri, yapılan onarım işlemleri, kilometresi, olay tarihindeki yaşı, tarafların iddia ve savunmaları ve tüm dosya kapsamı değerlendirilerek kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değeriyle kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç değeri arasındaki farka göre değer kaybı zararının hesaplanması ilke olarak kabul edilmesine,bu ilkeye uygun hesaplama ile davacıya ait araçta meydana gelen değer kaybının reel piyasa koşullarına göre 5.000,00 TL olduğu Davalı aracının ZMSS(Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğu dava dışı … A.Ş. tarafından davacıya ait … plakalı araç için davacı tarafa / davacı taraf vekiline; … bankası üzerinden davacı taraf vekili …’e 25.08.2021 tarihinde 6.858,97 TL (3.460,00 TL Değer Kaybı+ 125,41 TL faizi+giderler) para transferinin yapıldığı, Bakiye Değer kaybı tazminat talebi yönünden yapılan değerlendirmede değer kaybı tazminatı adı altında ödenen asıl alacak miktarı 3.460,00 TL olduğu bu kapsamda asıl alacak miktarı olarak ödenen miktar mahsup edilerek bakiye değer kaybı bedelinin 1.540,00 TL olduğu kanaatine varılmıştır. 1.540,00 TL değer kaybı tazminatının 21/10/2020 kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davaya konu kaza nedeniyle davacının aracında oluşan hasarın onarımı için gerekli makul sürede, davacının ikame araç temin etmek ve bu suretle masraf yapmak zorunda kalacağı, bu zararının da tazmininin gerektiği açık olmakla birlikte; bu zararın, kazadan kaynaklanan dolaylı zarar mahiyetinde olduğu ve davalı trafik sigortacısının sadece doğrudan zararlardan sorumlu olduğu, bu zararın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ve poliçe özel şartları uyarınca teminat kapsamında bulunmadığından 1.120,00 TL araç mahrumiyet bedeli tazminatının davalılardan kaza tarihi olan 21/10/2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE, 1.540,00 TL değer kaybı, 1.120,00 TL araç mahrumiyet bedeli tazminatının 21/10/2020 kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Fazlaya ilişkin hasar bedeli tazminatının reddine,
3-a)Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 181,70 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70 TL harcın ve tamamlama harcı olarak yatırılan 45,43 TL harcın mahsubu ile bakiye 55,57 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
b)Zorunlu arabuluculuk kapsamında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT’nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.328,81 TL’nin, 1.280,66 TL sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile, 48,15 TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
c)Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL peşin harç, 80,70 TL başvuru harcı, 11,50 TL vekalet harcı ve 45,43 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 218,33 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 1.500,00 TL bilirkişi ücreti, 241,75 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 1.741,75 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre takdir edilen 1.678,64 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/2 maddesi gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 2.660,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davalıların kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/2 maddesi gereğince davanın red oranına göre takdir ve hesap edilen 100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
7-Kararın talep halinde taraflara tebliğine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, miktar itibari ile kesin olmak üzere karar verildi. 08/06/2023
Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı