Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1015 E. 2023/787 K. 04.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/1015 Esas – 2023/787
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2022/1015 Esas
KARAR NO : 2023/787

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/09/2022
KARAR TARİHİ: 04/07/2023
K. YAZIM TARİHİ: 26/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili firmanın …’da … marka araçların yetkili servisi olarak faaliyet gösterdiğini, Davalı … AŞ’ye ait veya kiraladıkları araçların yedek parça temini, tamiri ve işçiliği konusunda, davalı firmayla anlaştıklarını, Müvekkili firmanın, davalıya ait …, … plakalı ve kiralık olan … plakalı araçlar ile davalının göndermiş olduğu diğer araçlar için yedek parça sağladığını, tamir işlemlerini yaptığını, bu satış ve hizmetler için düzenledikleri faturaları davalı tarafa hem elektronik ortamda hem de araçları teslim alan davalının işçilerine vermek suretiyle elden tebliği ettiğini, ayrıca müvekkili firmanın tüm bu işlemler için işyeri dosyası açtığını, yapılacak işlere ait iş emirleri, işin yapıldığında dair davalı firma çalışanlarının olurunu aldığını, Davalı tarafından tüm faturaların tebliğ alındığını ve hiçbir faturaya itiraz edilmediğini, ancak hiçbir ödeme de yapmadığını, bu alacaklarının tahsili amacıyla davalı aleyhine Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, Davalı tarafından yasal süresinde itiraz edilmesi nedeniyle takibin durdurulduğunu ancak itirazın kötü niyetli ve alacaklarını sürüncemede bırakmak amaçlı olduğunu beyan ederek, davalının itirazının iptali ile takibin devamına, davalının borca itirazı kötü niyetli olduğundan itiraz edilen alacak olan 288.006,43TL’nin %20’sinden az olmamak kaydıyla davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğine rağmen davalı tarafça yasal süre içerisinde cevap dilekçesi sunulmamış olmakla birlikte, davalı vekilince sunulan 07.11.2022 havale tarihli beyan dilekçesinde özetle; müvekkiline karşı başlatılan icra takibinin haksız olduğunu, faturaların müvekkili şirket çalışanlarına tebliğ edildiğine ilişkin iddianın herhangi bir hüküm ifade etmediğini, zira usulüne uygun tebliğ edilmeyen faturaların ispat vasıtası olarak kullanılamayacağını, Davacı şirket yalnızca müvekkiline usulüne uygun olarak tebliğ dahi edilmeyen faturalarla, sözleşmesel ilişkinin varlığını ispat etmek istemişse de içtihatlar uyarınca bu yolla yapılan ispatın kabulünün mümkün olmadığını, zira, taraflar arasında kurulmuş bir borç ilişkisi söz konusu olmadığını, davacının borç ilişkisini ispat külfeti bulunduğunu, Yargıtay içtihatları uyarınca, faturanın sonuç doğurabilmesi için öncelikle taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerektiğini, Müvekkili şirketin yapılan işlemlere ilişkin oluru olmadığını, dava dilekçesinde müvekkili şirket çalışanlarından olduğuna yer verilen … Bey’in borcu kabul ettiğine ilişkin iddiaların gerçeği yansıtmadığını, … Bey olarak bahsedilen şahsın müvekkili şirket çalışanı olmadığını, dolayısıyla müvekkili şirkete usulüne uygun olarak tebliğ edilmeyen fatura nedeniyle başlatılan icra takibinin usulsüz olduğunu ve taraflar arasında alacak-borç ilişkisi söz konusu olmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Ticaret sicil kayıtları, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, tarafların ticari defter ve kayıtları, BA-BS formları, 16/01/2023 ve 03/04/2023 tarihli bilirkişi kök ve ek raporları ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, faturadan kaynaklı başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali talebine ilişkindir.
Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyasının bir sureti dosya arasına alınmış, incelenmesinde; Davacı (alacaklı) şirket vekili tarafından davalı (borçlu) şirket aleyhine 10/08/2022 tarihli ödeme emri ile 288.006,43 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 17/08/2022 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin 23/08/2023 tarihli dilekçeyle itirazı üzerine icra takibinin durdurulduğu, eldeki davanın 28/09/2022 tarihinde yasal bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı şirket, icra takibine de konu ettiği faturadan kaynaklanan toplam 288,006,43 TL bakiye alacağının davalı tarafından ödenmediğini iddia etmekte, davalı şirket ise takip dosyasına sunduğu dilekçeyle davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını savunmaktadır.
Taraflara ticari defter kayıtların dosyaya sunumu veya bulundukları yerin bildirilmesi için kesin süre verilmiş, davacı vekili tarafından müvekkili şirketin ticari defterlerinin bulundukları adres bildirilmiş, ön inceleme duruşmasında yapılan ihtara rağmen davalı tarafça ticari defter ve kayıtlar dosyaya sunulmadığı gibi bulundukları yerle ilgili olarak da herhangi bir bildirimde bulunulmamıştır.
Taraf iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi amacıyla dosyaya kazandırılan 16/01/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…Davacı … Ticaret Ltd. Şti.’ne ait ticari defter kayıtlarına göre; Davacının 10.08.2022 tarihinde Ankara Batı İcra Müdürlüğü’ne … E. sayılı dosyası ile davalı … A.Ş. aleyhinde başlatmış olduğu ilamsız icra takibinin takip tarihi olan 10.08.2022 tarihi itibariyle davalı şirketten 278.686,93 TL alacaklı olduğu, davalının takibe yaptığı itirazın yerinde olmadığı, ayrıca davacının söz konusu alacağını 10.08.2022 takip tarihinden tahsil tarihine kadar geçen sürede ticari temerrüt faiz oranları üzerinden işleyecek faiz tutarı ile birlikte talep etme hakkına sahip olduğu, bununla birlikte davalı şirket tarafından ticari defterlerini dava dosyasına sunulmadığı dava dosyası içerisinde ticari defterlerinin bulunduğu adresin bildirildiği bir dilekçeye de rastlanılmadığı, bu nedenle davalı şirkete ait ticari defterlerin incelenme imkânı elde edilemediğinden, davalı şirkete ait ticari defter kayıtlarından hareketle taraflar arasındaki borç-alacak ilişkisine ilişkin bir tespitte bulunulamadığı ve dosya kapsamında yer alan mevcut delil durumuna göre inceleme yapılarak rapor tanzim edildiği…” yönünde görüş ve kanaat bildirilmiş, iş bu rapora davalı vekilince itiraz edilmesi üzerine dosya ek rapor hazırlamak üzere yeniden bilirkişiye tevdii edilmiş, düzenlenen 03/04/2023 tarihli raporda da kök rapordaki değerlendirme ve tespitler ışığında, raporda değiştirilmesi gereken bir husus bulunmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Uyuşmazlık, davacı yanın takip çıkışı kadar davalıdan alacaklı olup olmadığı hususundadır.
Tarafların bağlı bulundukları vergi dairelerinden 2022 yılına ait BA-BS formları HMK m.221 uyarınca resen celp edilmiştir.
Davalıya verilen kesin süreye rağmen ticari defter ve kayıtlar sunulmadığından ve bulundukları yerin adresi de bildirilmediğinden davacı yanın defter ve kayıtları ile mahkememiz dosyası üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Düzenlenen raporların gerekçeli ve denetime elverişli olduğu değerlendirilmekle hükme esas alınmıştır.
Dava konusu alacak, faturalara dayalı alacağa dayanmaktadır. Fatura düzenlenmesi tek başına muaccel bir alacağın varlığını ispata yeterli değildir. Davacının aynı zamanda malın teslim edildiğini/hizmetin ifa edildiğini ispat yükü altındadır.
Fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gerekir. Bunun için de öncelikle taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerekir. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi yani alım-satım ilişkisini ispat etmesi gerekmektedir. Bu nedenle, bir satım ilişkisinde davacı taraf sattığı malın miktarını ve alıcıya teslimini, davalı taraf ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorundadır.
Davacı yan faturadan kaynaklanan bakiye alacağının bulunduğunu iddia etmiş, incelenen davacı yan defter ve kayıtları ile tarafların dosyaya kazandırılan Ba – Bs formlarındaki bildirimlerinin örtüştüğü görülmüştür. Davalı yanın Ba formuyla davacı adına uyuşmazlık dönemine ilişkin 16 adet fatura karşılığı mal alım bildiriminde bulunduğu tespit edilmiştir. Basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü bulunan davalının, hayatın olağan akışına göre teslim almadığı faturaya konu mallara ilişkin bildirimde bulunmaması gerekmekte olup davalı tam tersine uyuşmazlık dönemine ilişkin davacı adına davacı kayıtları ile örtüşecek şekilde Ba formuyla vergi dairesine bildirimde bulunmuştur. Bu itibarla taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığı ve mal teslimi yönündeki davacı iddiaları kanıtlanmıştır. Bu nedenle davalının ticari ilişkinin bulunup bulunmadığı konusunda makine mühendisinden bilirkişi raporu alınması talebinin reddine karar verilmiştir.
Davalı yana verilen kesin süreye rağmen defter ve kayıtlar sunulmadığından ve adresi de bildirilmediğinden yapılan ihtar uyarınca davacı defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yapılmış olması ve davacı lehine delil olma vasfına haiz olması hususları gözetilerek davacı defter ve kayıtları HMK madde 222/3 (Değişik:22/07/2020 – 7251/23.m.) uyarınca davacı lehine delil olarak kabul edilmiştir.
Davacı ticari defterlerinde dava konusu edilen iki adet (13.04.2022 tarihli 7.350,00 TL ve 13.06.2022 tarihli 2.000,00 TL) faturanın davacı ticari defterlerinde bulunmadığı bilirkişi tarafından tespit edilmiş, davacı tarafın muhasebe hatası bulunduğu itirazı üzerine bu hususta bilirkişiden ek rapor alınmış, bilirkişi muhasebe hatası bulunmadığına ve halen kayıtlı olmadığına yönelik yeniden rapor sunmuştur. Hal böyle iken, davacının kendi ticari defterlerinde muhasebeleştirmediği ve davalı ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadığının tespitinin yapılamadığı ve davalının ticari ilişkiyi inkar ettiği bu iki fatura yönünden alacağını ispat edemediği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Davacının kendi ticari defterlerine ve BA-BS formlarıyla uyumlu olan alacak miktarı yönünden hukuki ilişkiyi, malın teslimini ve alacağının varlığını kanıtlaması karşısında davalı yanın iddia edilip ispatlanmış bir ödeme savunması bulunmamaktadır.
Bu itibarla alınan bilirkişi raporuyla tespit edildiği üzere davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 278.686,93 TL kadar alacaklı olduğu, davalının itirazının kısmen haksız olduğu ve iptalinin gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla davanın kısmen kabulüne, Ankara Batı İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin 278.686,93 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacak miktarı likit olduğundan ve davalı takibe haksız itiraz ettiğinden alacak miktarının %20’si kadar icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE ; Davalının, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin 278.686,93 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-278.686,93 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 19.037,10 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 3.478,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 15.558,70 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Zorunlu arabuluculuk kapsamında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT’nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.295,59 TL’nin, 1.253,66 TL sinin davalıdan, 41,93 TL sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 3.478,40 TL peşin harç, 11,50 TL başvuru harcı, 3.478,40 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 3.478,40 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 1.200,00 TL bilirkişi ücreti, 72,00 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 1.272,00 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre takdir edilen 1.230,83 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 42.016,17 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın red oranına göre takdir ve hesap edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 04/07/2023

Katip Hakim
e-imza e-imza