Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1006 E. 2022/1084 K. 15.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/1006 Esas – 2022/1084
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2022/1006 Esas
KARAR NO : 2022/1084

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 23/09/2022
KARAR TARİHİ: 15/11/2022
K. YAZIM TARİHİ: 23/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, 15.09.2015 tarihinde …’e ait, sürücüsü … olan … plakalı araca, kendi kullandığı ve davalı sigorta şirketine genişletilmiş kasko poliçesi ile sigortalı olan … plakalı aracı ile çarpması sonucu meydana gelen kazada ağır şekilde yaralandığını ve malül kaldığını, kaza sonrası müvekkilinin şuurunu kaybetmesi nedeniyle kaza tespit tutanağının sadece davalı araç şoförünün beyanlarına göre tutulduğunu, tutanakta her ne kadar müvekkilinin “seyir halindeki araca arkadan çarpması” nedeniyle tam kusurlu olduğu iddia edilmiş ise de, çarptığı aracın seyir halinde olmadığını, anayolda hiçbir önlem almadan park halinde olması nedeniyle kazanın meydana geldiğini, dolayısıyla müvekkilinin kusurlu olmadığını, bu nedenle de kaza tespit tutanağı kabul etmediklerini, müvekkilinin kazadan sonra çok uzun süre yürüyemediğini, günlük ihtiyaçlarını dahi tek başına karşılayamadığını, bakımını eşi ve çocuklarının yaptığını, kazanın üzerinden yedi yıla yakın bir süre geçmiş olmasına rağmen, müvekkilinin halen eski hayatına dönemediğini ve kalıcı güç kaybı oluştuğunu, aynı kazaya ilişkin olarak davalısı farklı olan ve mahkememizin … esas sayılı dosyası bulunduğunu beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 400 TL geçici iş görmezlik, 400 TL kalıcı iş göremezlik, 200 TL bakıma muhtaç olduğu süredeki bakıcı gideri olmak üzere toplam 1.000 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının maliki bulunduğu aracın müvekkili şirket nezdinde,12/04/2015-2016 tarihleri arasında geçerli olmak üzere Birleşik Kasko ”Genişletilmiş Kasko ” sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 135. Maddesi ”Alacaklı ve borçlu sıfatlarının aynı kişide birleşmesiyle borç sona erer.” hükmü uyarınca davacı müvekkili sigorta şirketinde sigortalı olduğundan alacaklı ve borçlu sıfatı birleştiğinden Kanun maddesi hükmü gereğince borcun sona erdiğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili Sigorta şirketinin, Bileşik Kasko sigorta poliçesinden doğan sorumluluğu yine sigorta poliçesi ve genel şartlarında belirlenmiştir. Davacı tarafından tek taraflı olarak gerçekleştirilen kazada, kendi kusuru ile sebebiyet verdiği kaza neticesinde müvekkili sigorta şirketinden talep etmiş olduğu tazminat türleri poliçe kapsamına alınmış teminatlardan olmadığından müvekkili sigorta şirketinin dava konu talepler bakımından da sorumluluğu bulunmadığını, ayrıca Karayolları Trafik Kanununda öngörülen 2 yıllık zamanaşımı süresi geçtiğinden davanın ayrıca zamanaşımı sebebiyle de reddine karar verilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkili şirketin ancak sigortalısının kusuru oranında ve teminat limitleriyle sorumlu olduğunu, öncelikle gerçek kusur ve maluliyet tespiti bakımından bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiğini, ayrıca SGK tarafından zarar görene gelir bağlanıp bağlanmadığının belirlenmesi gerektiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :
Dava, Trafik kazası nedeniyle uğranılan bedensel zararlara ilişkin zararın kasko poliçesini düzenleyen sigorta şirketinden tahsili istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nun 166. maddesinin 1. fıkrasında “Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar.” hükmüne yer verilmiş, 4. fıkrasında ise davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantının var sayılacağı düzenlenmiştir.
Mahkememizin … esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacısının iş bu dosyanın davacısı olduğu ve iş bu davaya konu yaralamalı trafik kazası nedeniyle davalılar …, … ve … A.Ş’ye karşı açılan maddi (geçici iş göremezlik, sürekli iş göremezlik ve bakıcı gideri) ve manevi tazminat talebine ilişkin olduğu, bu itibarla delillerin usul ekonomisi açısından birlikte değerlendirilmesi gerektiği, her iki dosya arasında HMK’nun 166. maddesi kapsamında bağlantı bulunduğu anlaşılmıştır.
Bu durum karşısında dava dosyasının 6100 Sayılı HMK’nun 166/1 maddesi gereğince Mahkememizin … esas sayılı dosyası ile birleştirilmesi gerektiği kanaatine varılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Aradaki hukuki ve fiili irtibat nedeniyle dava dosyasının mahkememizin … esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine, mütakip işlemlerin üzerinde birleştirme kararı verilen mahkememizin … esas sayılı dosyası üzerinden yürütülmesine, dosyamızın esasının da bu suretle kapatılmasına,
2-Adli Yardım talebi, harç, masraf ve vekalet ücreti hususlarının … Esas sayılı dosyasında takdir edilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, esas hükümle birlikte istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/11/2022

Katip Hakim
e-imza e-imza