Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/989 E. 2022/1131 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/989 Esas – 2022/1131
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2021/989 Esas
KARAR NO : 2022/1131

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :

DAVA : Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ : 25/11/2021
KARAR TARİHİ: 24/11/2022
K.YAZIM TARİHİ: 26/12/2022

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili; müvekkilinin 20.08.2021 tarihinde davalı …’den 12.200 TL bedel karşılığında ticari amaçla kullanmak üzere … Model … Marka 0 km bir motor bisiklet satın aldığını, motor bisiklet satımına ilişkin 20.08.2021 tarih ve 12.200 TL bedelli fatura düzenlendiğini, müvekkilinin kuryelik yapmak amacıyla kurduğu bir şahış şirketi bulunduğunu, davaya konu motosikleti de iş bu şahıs şirketinde kullanmak üzere satın aldığını, diğer yandan satıcının da tacir olduğundan yana bir tereddüt olmadığından bahsi geçen alım-satım işinin ticari nitelikte olduğunu, müvekkiline motor bisikletin teslim edildiğini, ancak ne var ki müvekkilinin ertesi sabah motor bisiklete bindiğinde sıfır olarak almış olduğu motor bisiklette benzin göstergesinin hiç çalışmadığını, hız göstergesinin ise gerçeği yansıtmadığı gibi ara ara gidip geldiğini fark ettiğini, bu arızaları fark ettiği gibi hemen satıcının adresine giden müvekkilinin, sıfır bir araçta nasıl böyle bir problem olduğunu satıcıya sorduğunu, davalı satıcının, bunun önemli bir şey olmadığını kilometreye göre benzin alırsa göstergelerin düzeleceğini müvekkiline beyan ettiğini, müvekkilinin de aracı bu şekilde kabul edemeyeceğini söylemiş aracın ayıpsız benzeri ile değişimini veya ödediği bedelin iadesini talep ettiğini, ancak davalının bedel iadesinin mümkün olmadığını, yeni bir parça ile değişim sağlayacaklarını müvekkiline bildirerek onu geçiştirdiğini, müvekkilinin gizli ayıbı tespit ettiği anda durumu satıcıya bildirerek ihbar yükümlülüğünü yerine getirdiğini, müvekkilinin defalarca aramasına rağmen bir sonuca ulaşamadığını, davalı tarafın ihmali hareketler ile müvekkilinin zarara uğramasına neden olduğunu, zira müvekkilinin tamir vs işlerle uğraşmamak için sıfır almış olduğu motor bisiklette daha ilk günden arıza problemi yaşayarak mağdur olduğunu, üstüne bir de davalının ihmali hareketleri ile bir hafta boyunca değişim için sipariş kaydı oluşturulmadığını, müvekkilinin, gizli ayıplı malı kabul etmediğini, ücret iadesi istediğini beyan etmişse de bu talebi davalı tarafından kabul görmediğini, davalının, sözleşmenin kurulması anından itibaren dürüstlük kurallarına aykırı hareketlerle müvekkilini zarara uğrattığını, motor bisikletin şu anda müvekkilinin uhdesinde bulunduğunu ancak müvekkili tarafından kullanılmadığını beyan ederek, gizli ayıplı mal nedeniyle müvekkilinin sözleşmeden dönme iradesinin kabulü ile, ödenen 12.200,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek olan reeskont faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine, müvekkilinin yaşamış olduğu kazanç kaybı zararının şimdilik 100,00 TL’sinin dava tarihinden işleyecek reeskont faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 11/10/2022 tarihli dilekçe ile davasını ıslah etmiş ve kazanç kaybı zararı olan talebini 3.120,00TL’ye artırmıştır.
CEVAP :
Davalı tarafından dosyaya cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLER :
Tarafların ticaret sicil kaydı ve vergi dairesi kayıtları, 17/06/2022 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
Bilirkişi raporunda, dava konusu olayda, 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 8. madde 1. Fıkrası gereği dava konusu motosikletin ayıplı olduğu, aynı Kanunun 11. madde 1. fıkra c bendinde belirtilen seçimlik hakkının kullanıldığı, ayıplı hususla ilgili sorunun 39 gün sonra giderildiği, davacı yanın ayıplı aracın onarım süresi boyunca kazanç kaybının 3.120,00TL olduğu belirtilmiştir.
GEREKÇE :
Dava, davacı tarafından davalıdan satın alınan motosikletin ayıplı çıkmış olduğu iddiasına dayalı sözleşmeden dönme ile motosiklet bedeli olan 12.200,00TL’nin ve kazanç kaybı olarak 100,00TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi istemine ilişkindir.
Davacının, 20/08/2021 tarihli 12.200,00TL bedelli fatura ile davalıdan uyuşmazlık konusu … model … marka 0 km motosikleti satın aldığı, satın alınan motosikletin teslim edilmesi neticesinde benzin göstergesinin hiç çalışmadığı, hız göstergesinin ise gerçeği yansıtmadığının tespit edildiği, bunun üzerine davalıya başvurulduğu ve motosikletin tamiri için davalıya 21/08/2021 tarihinde bırakıldığı, aradan geçen zamana rağmen motosikletin tamirinin yapılmadığı ve bunun üzerine davacının davalının işyerine gittiği, ancak motosikletin henüz tamir edilmediğini gördüğü, motosikleti iade edip ücret iadesi talep ettiği, ancak davalının bu talebini kabul etmediği, bu sebeple davacının da iyiniyetli davranarak arızalı parçanın değişmesini beklediği, 20/09/2021 tarihinde motosikleti teslim almak için davalının işyerine gittiği ancak motosikletin kilometre sayacının ikinci el bir sayaçla değiştirildiğini tespit ettiği, aracın orijinal parça değişiminin yapılmaması sebebiyle davacı tarafça davalıya 27/09/2021 tarihli ihtarname gönderilerek sözleşmeden dönme ile ücret iadesinin talep edildiği, davalının ihtarname sonrası motosikletin orijinal parça ile değişimini sağlayarak davacıya teslim ettiği dosya kapsamından sabittir.
Yerinde inceleme sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda söz konusu ayıbın giderildiği ve motosikletin davacının uhdesinde bulunduğu tespit edilmiştir.
6098 sayılı TBK.’nun 219. Maddesinde “Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile, onlardan sorumludur.” şeklinde düzenleme olup, malın ayıplı olması halinde alıcıya tanınan haklar 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 227. maddesinde düzenlenmiştir.
Madde 227: “Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hallerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:
1-Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme,
2-Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme,
3-Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme,
4-İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme,
Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.
Satıcı, alıcıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir.
Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması halinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hakim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir.
Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise; alıcı ancak, sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir.”
Yasal düzenleme açıklanan şekilde olup dosya kapsamına göre, davacının seçimlik hakkını aracın tamiri yönünde kullanarak aracı davalıya bıraktığı, aracın dava tarihinden önce tamiri yapılarak onarıldığı ve davacıya davadan önce teslim edildiği sabittir.
Seçimlik haklar yenilik doğurucu haklardan olup bir kez kullanılmakla tükenen ve geri alınamayan haklardandır. Davacının ihtilafa konu olan ayıplı motosikletin onarımını seçerek ücretsiz onarım hakkını kullandığı ve seçimlik hakkını tükettiği, dava tarihinde devam eden bir arızanın/ayıbın bulunmadığı, bu nedenle sözleşmeden dönme seçimlik hakkının kullanılamayacağı sonuç ve kanaatine varılmakla davacının sözleşmeden dönme ve ücret iadesi talebinin reddine karar verilmiştir. Kazanç kaybı talebinin ise, davacının gerçek zararını ancak talep edebileceği, davacı tarafça oluşan gerçek zararın varlığı ve miktarının tüm dosya kapsamına göre ispatlanamadığı anlaşılmakla bu talebinin de reddine karar verilerek sonuç itibariyle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70TL karar ve ilam harcının peşin alınan 210,06TL harçtan mahsubu ile artan 129,36TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Zorunlu arabuluculuk kapsamında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT’nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.320,00TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı …’ün yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.24/11/2022

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı