Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/912 E. 2022/419 K. 12.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/912 Esas – 2022/419
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/912
KARAR NO : 2022/419
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/11/2021
KARAR TARİHİ: 12/05/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/05/2022
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; davaya dayanak teşkil eden icra takibi 30.09.2021 tarihinde başlatıldığını, ancak taraflar arasında kurulan satış sözleşmesine göre taraflardan borçlu taraf edimi olan para ödeme borcunu yerine getirmediğini, hal böyleyken ortada satış sözleşmesinin varlığı ve hukuk düzenince davalı tarafın borçlarının olduğunu, müvekkilinin, davalı tarafından talep edilen 3 adet … ürününü ve bu ürünle beraber atölye servis hizmetini davalıya sattığını, davalının tüm ürünleri ve hizmeti itirazsız kabul ettiğini, ancak davacı …’nın edimleri karşısında üzerine düşen ödemeleri
yapmadığını, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında takibe başladıklarını, davalının takibe itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, haksız itirazın iptali ile takibin devamına İİK madde 67 uyarınca yüzde yirmiden (%20) az olmamak şartıyla inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı her ne kadar taraflar arasındaki satış sözleşmesine dayanarak düzenlemiş olduğu faturaların tarafların ticari defterlerine ve cari hesap kayıtlarına işlendiklerini ileri sürerek alacağa hak kazandığını ileri sürmüşse de davacı tarafından müvekkiline teslim edilen ürünlerde bir kısım arızalar çıkmış ve ürünlerin kullanılamamasından dolayı müvekkilinin zarara uğradığını, bu zararın tazmini kapsamında her türden dava ve talep haklarımız saklı kalmak kaydıyla, davacının salt ticari defterler kapsamında alacağa hak kazandığının kabulünün usul ve yasaya aykırı olacağını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
e-imza e-imza

GEREKÇE :Dava, ticari satım ilişkisinden kaynaklı borca yönelik başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 20/04/2022 tarihli dilekçede davalı taraf ile sulh olunduğu belirtilerek bu doğrultuda karar verilmesi talep edilmiş, dilekçe ekinde taraflar arasında imzalanan Sulh Protokolüdür başlıklı sulh sözleşmesi dosyaya ibraz edilmiştir.
6100 sayılı HMK’nun 313/1.maddesinde “sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir” şeklinde sulh tanımlanmıştır. Sulhun etkisi başlıklı 315. maddesinde ise; “(1)Sulh ilgili bulunduğu davayı sona erdirir, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur, Mahkeme taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir. (2) irade bozukluğu ya da aşırı yararlanma hallerinde sulhün iptali istenebilir.” denilmiştir.
Netice itibarıyla, sunulan sulh protokolünde, davacı ve davalı vekillerinin e- imzasının bulunduğu, taraf vekillerinin vekaletnameleri kapsamında sulh olma özel yetkisinin bulunduğu, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı sulh yoluyla sona erdirdikleri anlaşılmakla, davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Düzenlenen sulh protokolünde karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinde bulunmadıkları, ancak arabulucuk ücretine ilişkin herhangi bir hüküm bulunmadığı görülmüştür. Bu nedenle, arabuluculuk giderinin yargılama gideri olarak değerlendirilmesi gerektiği, bu itibarla HMK’nun 331/1 maddesine göre davanın açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsiline karar vermek gerekmekle, aşağıda belirtilen şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK 315/1. Maddesi gereğince davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 80,70TL karar ve ilam harcının peşin alınan 192,10TL harçtan mahsubu ile bakiye 111,40TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Zorunlu arabuluculuk nedeniyle Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.320,00TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Tarafların vekalet ücreti talebi bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.12/05/2022

Katip Hakim
e-imza e-imza