Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/90 E. 2022/92 K. 25.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/90 Esas – 2022/92
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2021/90 Esas
KARAR NO : 2022/92
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 05/02/2021
KARAR TARİHİ: 25/01/2022
K.YAZIM TARİHİ : 22/02/2022
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili; 23.01.2019 tarihinde davalı sigorta şirketine sigortalı sürücü …’ın idaresindeki … plakalı araçla, davacının desteği olan mütevvefa sürücü … idaresindeki … plakalı araca tamamen kusurlu olarak çarparak davacı desteğinin hayatını kaybetmesine ve dolayısıyla davacının da desteğinden mahrum kalmasına neden olduğunu beyan ederek, müvekkilinin geçirmiş olduğu trafik katası sonucu murisin vefat etmesi sebebiyle maddi zararlarının tam ve kesin olarak belirlenmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere şimdilik 5.000,00 TL maddi tazminat bedelinin ; limit sınırları içerisinde 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 61, 2981 sayılı KTK’nun 88. Ve Türk Borçlar Kanununun 163. Maddeleri gereği teselsül hükümleri uyarınca başvuru tarihi olan 25/04/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili; dava konusu kazaya karışan … plakalı aracın davalı sigorta şirketine sigortalı olduğunu ve sorumluluklarının da sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında poliçe limitiyle sınırlı olduğunu, dolayısıyla da kazanın meydana gelmesindeki kusur hususunun ve de kaza ile ölüm olayı arasındaki illiyet bağının belirlenmesi gerektiğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Ankara Batı …. Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyası, sigorta poliçesi, hasar dosyası, trafik kazası tespit tutanağı, trafik tescil kayıtları, SGK kayıtları, müteveffanın ücret bordroları, tanık beyanları, 14/06/2021 tarihli bilirkişi raporu, 14/11/2021 tarihli bilirkişi heyeti raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ( destekten yoksun kalma) tazminatı istemine ilişkindir.
23/01/2019 tarihinde, dava dışı …’ın maliki ve sürücüsü olduğu, davalı sigorta şirketince zmms poliçesi kapsamında sigortalı olan … plakalı araç ile müteveffa …’ın maliki ve sürücüsü olduğu … plakalı araç arasında ölümlü trafik kazası meydana gelmiştir. Meydana gelen kaza sonucu davacının oğlu olan … vefat etmiştir. Açılan işbu dava ile destekten yoksun kalma tazminatının talep edildiği anlaşılmaktadır.
Kazaya karışan … plakalı aracın, 15/08/2018-15/08/2019 tarihleri arasında davalı sigorta şirketince trafik poliçesi kapsamında sigortalı olduğu, poliçe limitinin ölüm ve sakatlanma kişi başına 360.000,00TL(2019 yılı için 390.000,00TL) olduğu, kaza tarihine göre oluşan zararın ve talep edilen tazminatın poliçe kapsamında olduğu değerlendirilmiştir.
Dosya arasına alınan Ankara Batı … Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı dosyasının incelenmesinden, kovuşturmanın işbu davaya konu kazaya ilişkin olduğu, dosya kapsamında alınan 30/07/2019 tarihli ATK raporuna göre, sürücü …’ın, asli, sürücü …’ın alt düzeyde tali kusurlu olduğu, mahkemece rapor hükme esas alınarak sanık …’ın 1 yıl 8 ay hapis cezasına mahkum edildiği, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın itirazın reddi ile 27/02/2020 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Mahkememizce bildirilen deliller toplanmış, tanıklar dinlenmiştir. Dinlenen tanıkların kazaya bizzat şahit olmadıkları, bu nedenle kazadaki tarafların kusur durumlarının tespitinde hükme esas alınacak tanık beyanı bulunmadığı, dosya kapsamında sunulan deliller kapsamında değerlendirme yapılması gerektiği düşünülmüştür.
Meydana gelen kazadaki tarafların kusur durumunun tespiti amacıyla alınan bilirkişi raporunda, … plakalı araç sürücüsü mütevvefa …’ın, meydana gelen kazanın oluşumunda, 2918 sayılı KTK.nun 47/c., 52/a-b. ve 84/b. maddeleri kural ihlallerini işlemiş olmakla %100 oranında kusurlu olduğu, davalı sigorta şirketine sigortalı … plakalı araç sürücüsü …’ın meydana gelen kazanın oluşumunda izafe edilecek herhangi bir kural ihlali olmamakla kusursuz olduğu belirtilmiştir.
Mahkememiz dosyası ile ceza dosyası kapsamında alınan raporlar arasında çelişki meydana geldiğinden çelişkinin giderilmesi için … Fen Heyetinden talimat yoluyla rapor aldırılmıştır. … Fen Heyetinin düzenlemiş olduğu bilirkişi heyeti raporunda, yapılan değerlendirmeler neticesinde kazanın meydana gelmesinde, sürücü müteveffa …’ın %100 oranında kusurlu olduğu, …’ın kusurunun olmadığı rapor edilmiştir.
23/01/2019 tarihinde müteveffa sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile …. Cadde üzerinde … istikametinden … istikametine seyri sırasında, aracının kontrolünü kaybederek ve virajı alamayarak karşı şeride geçtiği sırada aynı cadde üzerinde karşı istikametten ve kendi şeridinden gelmekte olan dava dışı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile çarpışması sonucu kazanın meydana geldiği, bu şekilde meydana gelen kazada sürücü …’ın sevk ve idaresindeki aracı bölünmüş yolda seyri sırasında kendi şeridinde tutması gerekirken virajı alamayarak aracın direksiyon hakimiyetini kaybettiği ve karşı şeride geçerek söz konusu kazanın meydana gelmesinde etkili olduğu, sürücü …’ın ise sevk ve idaresindeki araçla karşı şeritte seyri sırasında müteveffa …’ın idaresindeki aracın kontrolden çıkarak karşı şeride geçmesi ile meydana gelen kazada fren tedbirine başvurduğu ancak kazanın meydana gelmesini engelleyemediği görülmekle sürücü …’ın kazanın meydana gelmesinde etkili olmadığı, bu itibarla kazanın müteveffa …’ın asli ve tam kusurlu eylemi sonucu meydana geldiği, sürücü …’ı atfı kabil kusurun bulunmadığı kabul edilmiştir.
Ceza Mahkemesi kararlarının Hukuk Mahkemesine etkisi, TBK’nın 74. maddesinde düzenlenmiş olup Hukuk Hâkimi Ceza Mahkemesinin kesinleşmiş kararları karşısında esas bakımından ilke olarak bağımsız kılınmıştır. TBK’nın 74.maddesinde “Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir” Bu açık hüküm karşısında, Ceza Mahkemesince verilen beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliği, illiyet gibi esasların Hukuk Hâkimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır.
TBK’nın 74. maddesinde haksız eylemin “kusur” öğesi konusunda hukuk hakimine tanınan yetkiler iki bölüm olup, birincisi “kusur bulunup bulunmadığına”, öteki “kusurun derecesini ve zararın tutarını belirlemeye” ilişkindir. Maddenin ilk cümlesine göre “kusurun varlığını” araştırmada yetkileri sınırlı olan hukuk hakimi, maddenin ikinci cümlesine göre “kusurun derecesini ve zarar tutarını belirlemede” tam bağımsız kılınmıştır.
HMK 266 madde hükmüne göre kusur oranlarının belirlenmesi teknik değil hukuki bir konudur. Elde edilen teknik bulgulara göre hakim bu oranı belirlemede ihlal edilen kuralları gözönüne almalıdır.
Haksız fiilden dolayı sorumlu olabilmek için kusurun bulunması şarttır.
Bu açıklamalara göre her ne kadar ceza mahkemesince yapılan yargılamada sürücü …’ın, asli, sürücü …’ın alt düzeyde tali kusurlu olduğu kabl edilerek mahkumiyet kararı verilmişse de, kararda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, bu itibarla maddi anlamda kesinleşmiş bir karardan bahsedilemeyeceği ve ceza mahkemesinin bu kararıyla mahkememizin bağlı olmadığı değerlendirilmiştir.
Mahkememizce çelişkinin giderilmesine yönelik alınan bilirkişi heyeti raporundaki tespit ve değerlendirmelere mahkememizce açıklanan gerekçelerle itibar edilmiş, rapor hükme esas alınmıştır. Buna göre meydana gelen kazada davalı sigorta şirketince sigortalı olan araç sürücüsünün/işletenin meydana gelen kazada kusuru bulunmadığından, talep edilen zarardan dolayısıyla tazminattan davalı sigorta şirketinin sorumlu tutulamayacağı sonuç ve kanaatine varılmakla davacının davasının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70TL karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Zorunlu arabuluculuk nedeniyle 2019 yılı Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.320,00TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davalının kendisini vekil ile temsil ettiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT madde 13/2 uyarınca 5.000,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.25/01/2022

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı