Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/878 E. 2023/318 K. 14.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/878 Esas – 2023/318
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2021/878 Esas
KARAR NO : 2023/318

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Tazminat (Kara Taşımacılığı Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 01/11/2021
KARAR TARİHİ: 14/03/2023
K. YAZIM TARİHİ: 20/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Kara Taşımacılığı Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili davacının, müşterilerine ait olan 5 Adet işitme cihazının periyodik bakımının yapılması için … A.Ş ‘ye teslim edilmek üzere 25.03.2021 tarihinde … gönderi nosu ile … Kargo … şubesine teslim edildiğini, 26.03 2021 tarihinde … kargonun müvekkili şirkete telefon açarak, kargo arabalarının yandığını bu sebeple teslim alınan tıbbi cihazların teslim edilemediğini bildirdiğini, Müvekkili şirketin teslim edilmek üzere vermiş olduğu kargonun içinde müvekkilinin müşterilerine ait 2 adet Life 12 Micro P ( … / … seri nolu ) 2 adet TİEC1 (… – … seri nolu ve 1 adet ROTA 6 RM ( … seri nolu ) cihazlarının bulunduğunu, 2 adet Life 12 Micro P ( … / … ) cihaz için müvekkili şirketin zararı karşılanmış ise de diğer cihazlar için zararın karşılanmadığını, bu cihazlar yönünden de zararlarının tazmini amacıyla kargo şirketine başvurmuş ise de olumsuz sonuçlandığı, aynı zamanda arabuluculuk görüşmelerinin de anlaşamama ile sonuçlandığını, cihazın zamanında tamir edilememesi sebebiyle müşterilerine karşı zor durumda kaldığını ve cihazların bedelini ya da yenisini vermek zorunda kaldığını, TTK madde 1178/2 ” Taşıyan, eşyanın ziyaı ve hasarından yahut geç tesliminden doğan zararlardan, ziyaı, hasar ve teslimde gecikmenin, eşyanın taşıyanın hakimiyetinde bulunduğu, sırada meydana gelmiş olması şartıyla sorumlu” hükmüne haiz olduğunu, bu nedenle davalı kargo şirketinin müvekkilinin zararından sorumlu olduğunu beyan ederek, taşıma esnasında zarar görüp teslim edilmeyen cihazlara istinaden tazminat ve mahrum kalınan kara ilişkin olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 2.500,00 TL nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 24/01/2023 tarihli ıslah dilekçesi ile, 2.500,00 TL olan tazminat talebini 13.400,00TL arttırarak 15.900,00 TL’ ye yükseltmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki dava öncesinde davacı tarafından müvekkili şirkete karşı tazmin başvurusunda bulunulduğunu, ancak davacı tarafından kargo içeriği ve zararın ispatına yönelik gerekli belgelerin sunulmadığını, davacı tarafın ilk başvurusunun akabinde ilk başvuru sürecine karşı verdiği itiraz dilekçesinde bir takım evraklar sunmuş ise de davacının iki başvurusunun ekinde verdiği aynı faturalarda ürün bedellerine ilişkin farklılıklar bulunduğundan davacının kargo içeriği ve zararına ilişkin bir değerlendirme yapılmasının mümkün olmadığını, bu nedenle davacının taşınan ürünün aidiyeti ile uğranılan zararın miktarı ve bedelini fiş, fatura gibi ispata yarar belgelerle ispatlanamadığını, dolayısıyla davacının bu davayı açmasının kötü niyetli ve haksız menfaat elde etmeye yönelik olduğunu, davacının dilekçesinde 2 adet Life 12 Micro P (… / … seri nolu ), 2 adet TİE C1 ( … -… seri nolu ve 1 adet Rota 6 RM (… seri nolu ) cihazları müvekkili şirkete taşınmak üzere teslim ettiğini ileri sürmüş ise de, müvekkili şirketin sistem kayıtlarında taşınan gönderinin “İŞİTME CİHAZI” olarak kayıt altına alındığını, uyuşmazlığa konu işitme cihazının adedi, marka ve model bilgisinin bilinemediğini, bu nedenle davacının bildirdiği ürünleri taşımaya verdiğini ispat etmesi gerektiğini, kargonun eksik gönderildiğine dair ihbarın en geç teslim anında ileri sürülüp sürülmediği hususunun açıklığa kavuşturulması gerektiğini, ambalaj sorumluluğunun göndericiye ait olduğunu, ambalajlama işleminin kural olarak gönderenin hâkimiyetinde ve dolayısıyla sorumluluk sahasında gerçekleştirilen bir işlem olduğunu, göndericinin bu işlemi, taşınacak olan eşyanın sonraki süreçlerde taşıyıcıya zarar vermesini önleyecek şekilde, eksiksiz ve ayıpsız bir şekilde gerçekleştirmekle yükümlü olduğunu, somut uyuşmazlıkta taşınan kargonun yetersiz ambalajlanıp ambalajlanmadığı hususunun incelenmesi gerektiğini, iddia edilen hasarda müvekkili şirketin kusurunun bulunup bulunmadığı hususunun ispatlanamadığını, sorumluluk kabul etmemekle birlikte bir an için müvekkilinin sorumlu olduğu düşünüldüğünde de müvekkili şirketin yalnızca kanunda belirlenen limitle sınırlı olarak sorumlu tutulabileceğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Tarafların ticaret sicil kayıtları, dava konusu gönderiye ilişkin tüm bilgi ve belgeler, 09/05/2022 tarihli bilirkişi kök raporu, 15/11/2022 tarihli bilirkişi ek raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, taşıma sözleşmesi kapsamında, taşıma esnasında zarar gören ve teslim edilmeyen cihazlar için maddi tazminat ve mahrum kalınan kâr talebine ilişkindir.
TTK’nun 875. maddesinde taşıyıcının ziya ve hasardan sorumlu olduğu belirtilmiş, 882. maddesinde de sorumluluğun sınırları açıklanmıştır. Böyle bir sınırlama CMR madde 23/3’de de öngörülmüş ve buradaki düzenleme TTK madde 882’ye aynen geçmiştir. TTK 882 ve CMR 23/3’e göre ziya haline özgü olmak üzere, hesaplanan tazminat hiç bir zaman eksik brüt ağırlığın kilogramı başına 8,33 Özel Çekme Hakkını aşamayacaktır.
Sınırlı sorumluluk durumu bu olmakla beraber TTK madde 886’da “Sorumluluğu sınırlama hakkının kaybı” başlığı altında, taşıyıcının sorumluluktan kurtulma hallerinden ve sorumluluk sınırlamalarından yararlanamayacağı hallerin belirlendiği görülmektedir. Benzer hükümler, sorumluluğun sınırlanmasının kaybedilmesi bakımından CMR madde 29’da da yer almaktadır. Taşıyıcının taşınan eşyalara zarar veren davranışının kasta dayanmasında taşıyıcının sorumluluk sınırlamalarından yararlanamaması hususunda bir tartışma yoktur. Buna karşın asıl önemli olan, kastın yanında aynı yaptırımı öngören diğer kavram olan pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinci ile işlemiş bir fiil veya ihmal kavramıdır. Bu kavram yeni bir kusur türüdür. Bu çerçevede her somut olayda, ortaya çıkan zarara sebep olan davranışın pervasız bir nitelik taşıyıp taşımadığı belirlenmelidir. Bu belirlenirken zararı doğuran taşıyıcı yada fiillerinden sorumlu olduğu kişilerin zararın ortaya çıkması ihtimalini öngördüğü, bu öngörü içinde, zararın ortaya çıkma ihtimalinin büyük olduğunu bilip bilmediği esas alınacaktır (Doç.Dr. Burak Adıgüzel Taşıma Hukuku, Adalet Yayınevi, Ankara 2018).
Davalı tarafından düzenlenen 25.03.2021 tarihli taşıma belgesi ve faturaya göre taşıma konusunda sözleşme yapıldığı, taşıma konusu eşyanın alıcısına teslim edilmediği, davalı tarafça da kargo teslim teyit belgesinin bulunmadığı, taşıma konusu eşyanın alıcısına hiç teslim edilememesi nedeniyle eşyanın tam ziyaya uğradığı anlaşılmıştır.
Davacının gönderisinin gönderi adresine teslim edilmediği sabittir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin istikrar kazanmış kararlarına göre ise taşınan eşyanın kaybına ilişkin taşıyıcının herhangi bir açıklama getirmemesi hali sınırlı sorumluluk ilkesinin istisnasını oluşturmaktadır (Aynı yönde Ankara BAM 20 HD’nin 2017/922 Esas, 2018/408 Karar sayılı ilamı). Şu halde davalı yanca gönderinin yerine teslim edilmeyip kaybedilmesi ve bu yönde de bir açıklama getirilmemesi dikkate alındığında davalının eyleminin pervasızca bir hareket olduğunun kabulü gerekmiştir.
Yine, davalı şirketin 6475 sayılı Posta Hizmetleri Kanunu Çerçevesinde Faaliyet Gösteren Hizmet Sağlayıcılardan olduğu ve posta gönderilerinin alıcıya teslimi aşamasında teslim alanın adı, soyadı, T.C kimlik numarasını kayıt altına almakla, alıcının kimlik bilgilerini vermek istememesi durumda gönderiyi teslim etmemek ve göndericisine iade etmekle yükümlü olduğu, davalının kargonun teslimine dair kayıt sunmadığı dikkate alındığında davalı taşıyıcının oluşan zarardan sorumlu olduğu, zararın 6102 sayılı TTK 886. maddesi gereğince ziyanın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlendiğinin kabulü gerekir. Davalının dava konusu kargonun kaybına ilişkin bir açıklama getirememesinin 6102 sayılı TTK 886. maddesi gereğince taşıyıcının sınırlı sorumluluğunun istinasını oluşturduğundan davalı şirketin sorumluluk sınırlamalarından yararlanması mümkün değildir.
Dava konusu ürünlerin 25/03/2021 tarihindeki piyasa değerlerinin tespiti bakımından yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu sunulan 09/05/2022 tarihli raporda özetle; Dava konusu yandığı beyan edilen işitme cihazlarının 25/03/2021 tarihi itibariyle miktar ve bedelinin;
Life 12 Micro P (… / … seri nolu) ürünün piyasa 1 adet fiyatının 3.900,00 TL x 2 = 7.800,00 TL olduğu,
TİE C1 (…— … seri nolu) ürünün piyasa 1 adet fiyatının 6.000,00 TL x 2 = 12.000,00 TL olduğu,
ROTA 6 RM ( … seri nolu ) ürünün piyasa 1 adet fiyatının 3.900,00 TL olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
İş bu rapora taraf vekillerince itiraz edilmesi üzerine dosya yeniden bilirkişiye tevdii edilmiş, düzenlenen 15/11/2022 tarihli ek raporda da, kök rapordaki tespitlerin doğru olduğu, taraf vekillerinin itirazlarının yerinde olmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Fatura konusu ürünlerin teslim tarihindeki piyasa rayiçlerine uygun olduğu anlaşıldığından yukarıda açıklanan gerekçeler ve tüm dosya kapsamı gözetilerek davalının tam sorumlu olduğu sonuç ve kanaati ile davanın kabulüne, dava konusu edilen davalı tarafa teslim edilen ve taşıma sırasında kaybolan 2 adet C1(…-… seri nolu), 1 adet ROTA 6RM(… seri nolu) işitme cihazlarının teslim tarihindeki bedeli olan 15.900,00 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir. Her ne kadar davacı vekili tarafından maddi tazminat kalemi içerisinde mahrum kalınan kar talebinde bulunmuşsa da bu talebe ilişkin herhangi bir delil sunmaması ve bir delile dayanmaması, ıslah dilekçesinde bu konu hakkında talepte bulunmaması 2.500,00 TL tazminatın sadece teslim edilmeyen ürünlere ilişkin ıslaha konu edilmesi nedeniyle bu konuda bir değerlendirme yapılmamıştır.
Davacı vekilince sunulan dava ve ıslah dilekçesinde, mahkemece hükmedilecek tazminata ticari reeskont faizi yürütülmesi talep edilmiş ise de bu talebin yasal bir dayanağı bulunmadığından, hüküm altına alınan maddi tazminata yasal faiz işletilmesi gerekmiştir. (Ankara BAM 20.HD’nin 2019/261 esas, 2021/625 karar sayılı ilamı)
Yine somut olayda uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylemin faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren, zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla zarar gören, gerek kısmi davaya gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısıma ilişkin olarak, haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 05.03.2003 tarih ve 9-76/126 sayılı ilamı da bu yöndedir. İşletilen alacağa haksız eylem tarihi olan 25/03/2021 tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekmekteyse de davacı vekilinin ıslah dilekçesinde talep ettiği miktarın 2.500,00 TL’sine dava tarihi olan 01/11/2021, 13.400 TL’sine ıslah tarihi olan 24/01/2023 tarihinden itibaren faiz talep ettiği anlaşıldığından taleple bağlılık ilkesi gereğince mahkememizce hükmedilen alacağa talep edilen tarihlerden itibaren temerrüt faizi yürütülmüş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KABULÜ İLE; davalı tarafa teslim edilen ve taşıma sırasında kaybolan 2 adet C1(…-… seri nolu), 1 adet ROTA 6RM(… seri nolu) işitme cihazlarının teslim tarihindeki bedeli olan 15.900,00 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Hükmedilen tazminatın 2.500,00 TL’sine dava tarihi olan 01/11/2021, 13.400 TL’sine ıslah tarihi olan 24/01/2023 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, faiz türüne ilişkin fazla talebin reddine,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 1.086,12 TL harçtan peşin ve ıslahla alınan 288,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 797.82 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Zorunlu arabuluculuk kapsamında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT’nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacıdan dava açılırken tahsil edilen 59,30 TL başvurma harcı, 8,50 TL vekalet harcı, 59,30 TL peşin harç, 229,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 356,10 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacının yargılamada yapmış olduğu 600,00 TL bilirkişi ücreti, 98,50 TL posta ve tebligat ücreti olmak üzere toplam 698,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 9.200,00TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, miktar itibariyle kesin olmak üzere karar verildi.
14/03/2023

Katip Hakim
e-imza e-imza