Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/869 E. 2022/723 K. 08.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/869 Esas – 2022/723
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2021/869 Esas
KARAR NO : 2022/723
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/09/2021
KARAR TARİHİ: 08/09/2022
K. YAZIM TARİHİ: 15/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı şirketin yeni açacağı firma için yalın üretim saha uygulamaları ve danışmanlık hizmeti verildiğini, bahse konu hizmet içerisinde müvekkilinin davalı şirketin en iyi şekilde kar elde edebilmesi amacıyla personele ve yönetim üyelerine eğitimler, iş güvenliğinin arttırılmasına yönelik eğitimler, verimlilik artırıcı çalışmalar, süre tasarrufu konusunda bilgilendirme eğitimleri gibi çeşitli alanlarda eğitici faaliyetlerde bulunduğunu, bunların dışında davalı şirketin kuracağı firma için ürünlerin koyulacağı raflar, taşıma gerekleri gibi birçok ürünün müvekkili tarafından davalı şirkete sağlandığını, müvekkilinin 10.07.2020, 20.01.2021 tarihlerinde usulüne uygun olarak faturalar düzenlediğini, 10.07.2020 tarihli fatura bedeli olan 100.000,28 TL’nin 25.000,28 TL lik bakiyesinin davalı şirket tarafından ödenmediğini, yine 20.01.2021 tarihli 14.499,72 TL olan fatura bedelinin de davalı tarafından ödenmediğini, müvekkilinin alacağını tahsil edebilmek amacıyla … Sultanbeyli … Noterliğinin … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalıya ödeme yapabilmesi için süre tanıdığını, ancak davalının bu süre içerisinde de ödeme yapmaması nedeniyle … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının itirazı nedeni ile takibin durduğunu, dava şartı arabuluculuk görüşmelerinin de anlaşamama ile sonuçlandığını beyan ederek, haklı ve hukuka uygun davanın kabulüne, davalı borçlunun yaptığı haksız ve hukuka aykırı itirazın iptaline ve takibin devamına, borçlunun kötü niyeti sabit olduğundan takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu faturaların usulüne aykırı düzenlenmiş faturalar olması, davacı tarafın fatura konusu hizmetleri gerçekleştirmediği gibi faturaya konu malları da teslim etmemiş olması, müvekkilinin söz konusu faturalar nedeniyle ve başkaca hiçbir nedenle davacıya borcunun bulunmaması nedeniyle davanın reddini talep ettiklerini, davalı müvekkilinin almadığı hizmete karşılık olarak fazladan ödediği bedellerin iadesine ilişkin talep ve dava hakları ile davalı müvekkiline ait işletmeden davacı tarafça izinsiz, habersiz ve hukuka aykırı bir biçimde malların yüklenerek götürülmesi fiillerine ilişkin suç duyurusunda bulunma ve tazminat davası açma hakları saklı kalmak kaydıyla davacı tarafça keşide edilen itirazın iptaline konu icra takibine dayanak yapılan iki adet faturanın usulüne aykırı düzenlendiğini ve taraflar arasındaki anlaşmaya aykırı ve uygunsuz faturalar olduğunu, davacının taraflar arasındaki anlaşma konusundaki iş ve işlemleri, dava dilekçesinde verildiğini öne sürdüğü hizmetlerin hiçbirini gerçekleştirmemiş olduğunu, bu durumun dosya muhtevasında herhangi bir bilgi, belge, sertifika olmaması ve tanık beyanları ile de sabit olduğunu, davaya konu faturaların bedelsiz ve karşılıksız olduğunu beyan ederek, davanın reddine, davacının kötü niyetli ve haksız kazanç elde etmek için işbu itirazın iptaline konu icra takibini başlatmış olması nedeniyle takibe konu alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
… İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası, ticaret sicil kayıtları, tarafların ticari defter ve belgeleri, BA-BS formları, talimat mahkemesince davacı şirket kayıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu alınan 14/03/2022 tarihli bilirkişi raporu, mahkememizce davalı şirket kayıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu alınan 01/07/2022 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, fatura alacağı nedeniyle başlatılan ilamsız icra takibine yönelik itirazın iptali talebine ilişkindir.
… Asliye Hukuk Mahkemesinin 14/09/2021 tarih …/…-… E-K. Sayılı ilamı ile görevsizlik kararı verilerek gönderilen dava dosyası mahkememiz esasının yukarıdaki sırasına kaydedilmiştir.
… İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyasının bir sureti dosya arasına alınmış, incelenmesinde; Davacı (alacaklı) şirket vekili tarafından davalı (borçlu) şirket aleyhine 31/05/2021 tarihli ödeme emri ile 25.000,28 TL 10/07/2020 tarihli faturadan kalan bakiye, 14.999,72 TL 20/01/2021 tarihli faturadan kalan bakiye, 286,00 TL 02/04/2021 tarihli ihtarname ücreti, 3.325,21 TL 11/07/2020 faiz başlangıç tarihli 10/07/2020 tarihli faturaya istinaden işlemiş ticari temerrüt faizi, 874,20 TL 21/01/2021 faiz başlangıç tarihli 20/01/2021 tarihli faturaya istinaden işlemiş ticari temerrüt faizi toplamından oluşan 44.584,41 TL alacağı, tahsil tarihine kadar işleyecek %16,75 faizi ile birlikte tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 07/06/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 09/06/2021 tarihli dilekçeyle itirazı üzerine icra takibinin durdurulduğu, eldeki davanın 13/09/2021 tarihinde yasal bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı şirket, icra takibine de konu ettiği faturalardan kaynaklanan toplam 44.585,41 TL bakiye alacağının davalı tarafından ödenmediğini iddia etmekte, davalı şirket ise takip dosyasına sunduğu dilekçeyle davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını savunmaktadır.
Davacı ticari defterlerine dayanarak alacak talep etmiştir. Bir gerçek veya tüzel kişinin kendi düzenlemiş olduğu belgeyi yine kendi lehine delil olarak kullanamaması bir usul kuralıdır. Zira kişi kendi lehine, başkası aleyhine delil oluşturma eğilimine girebilir. Ancak, bir kişinin kendi düzenlemiş olduğu belgeye yine kendi lehine delil olarak dayanamayacağına ilişkin genel kurala bir istisna getirilmiş ve kanunda belirtilen şartlar altında ticari defterlerin sahibi lehine delil olacağı kabul edilmiştir. Sahibi tarafından oluşturulan ticari defter kayıtları, uyuşmazlığın her iki tarafının defter tutma yükümlülüğüne tabi olması ve uyuşmazlık konusunun her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olmasına ilişkin genel şartlar dışında, kanunda öngörülen ek şartların gerçekleşmesi halinde, sahibi lehine delil teşkil edebilir. Bu kuralın istisnası olan ticari defterlerle ispat HMK’nın 222/2-3. Maddesinde bazı sıkı şartlara bağlanmıştır. HMK 222/2’de, ticari defterlerin delil olarak kabul edilebilmesi için kanuna göre eksiksiz, usulüne uygun şekilde tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulaması gerektiği hüküm altına alınmıştır. HMK 222/3. Maddesinde ise, HMK 222/2’de öngörülen şartlara uygun şekilde tutulan ticari defter kayıtlarının, sahibi lehine delil olabilmesi için diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defter kayıtlarının bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.
Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK’nın 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır ( Yargıtay 15. HD’nin 13/06/2017 tarih ve 2/16/2310 E.2017/2537 K sayılı ilamı).
Taraflara ait ticari defterlerin karşılaştırılması neticesinde de;
Mahkememizce davacı şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması amacıyla yazılan talimat gereğince … Asliye Ticaret Mahkemesinin …Talimat sırasına kayden alınan 14/03/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı taraf ticari defterlerinin sahibi lehine delil olma kudretine haiz olduğu ve davacı kayıtlarına göre, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 40.000,00 TL alacaklı olduğu bildirilmiştir.
Mahkememizce, davalı şirket kayıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu alınan 01/07/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacının dava konusu alacağın dayanağı faturaları BS formları ile beyan ettiği, talimatla dosya kapsamına aldırılan davacının ticari defterlerinin incelendiği bilirkişi raporu ile davacının davalıdan 40.000,00 TL bakiye alacaklı olduğu tespitinin yapıldığı, Davalının kayıtlarına göre, Davalının 2020 yılında BA formu ile beyan ettiği davacı faturasını davacının hesabına alacak kaydettiği, 2021 yılında da BA formu ile (… AŞ ünvanlı) beyan ettiği faturaya dayalı hesabına alacak olarak kaydettiği, davacının 2 adet faturadan kaynaklı alacak tutarının 115.000,00 TL olduğu, bu tutara mahsuben davalının 2020 yılında 4 adet ödemesi toplamının 75.000,00 TL olduğu, ödenen tutarlar mahsup edildiğinde 20/01/2021 tarihi itibariyle davalının davacıya bakiye 40.000,00 TL borçlu olduğu, nihai olarak tarafların kayıtlarının birbirini teyit ettiği, icra takip tarihi olan 31/05/2021 itibariyle davacının davalıdan 40.000,00 TL alacaklı olduğu, Davacının Sultanbeyli … Noterliğinin 02/04/2021 tarih … yevmiye numaralı ihtarnameyi keşide ettiği, ancak dosya kapsamından ihtarnamenin davalıya hangi tarihte tebliğ edildiğine ilişkin tebliğ varakasının bulunmadığı, ihtarnamede tebliğ tarihinden itibaren 3 gün içerisinde ödeme yapılmasının ihtar edildiği, bu kapsamda yaklaşık olarak bila tarih tebliğ tarihi ve ödeme süresi için 02/04/2021 tarihine 7 gün eklenerek anapara+ihtarname ücreti toplamı olan 40.286,00 TL anapara üzerinden işlemiş faiz hesabının 10/04/2021 tarihinden 31/05/2021 tarihine kadar yapılması gerektiğinin değerlendirildiği, 40.286,00 TL anapara üzerinden 10/04/2021-31/05/2021 tarihleri arasında işlemiş faiz tutarının 844,35 TL olarak hesaplandığı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bu haliyle tarafların ticari defterlerinin birbirleriyle uyumlu olduğu, her iki ticari defterde de davacının alacağının bakiye 40.0000 TL olduğu görülmüştür.
Yine tarafların 2020 yılı BA/BS formalarının karşılaştırılması neticesinde ise; tarafların bu kayıtlarının da uyumlu olduğu, Yargıtay … HD … esas, … karar sayılı kararında da belirtildiği üzere bu hususun fatura konusu malların teslimine karine teşkil ettiği, ve aksinin ispatlanamadığı anlaşılmıştır.
Yine her ne kadar davalı tanıkları sözleşme konusunun bir kısmını oluşturan iş sağlığı güvenliği eğitimi hizmetini almadıklarını beyan etmişlerse de, taraf defterleri ve vergi dairelerine bildirilen formalardan fatura konusu bedelin 75.000 TL’lik kısmının ödendiği, bunun da hizmetin alındığına karine teşkil ettiği ve aksinin yazılı delillerle ispatlanamadığı anlaşılmıştır.
Yine her ne kadar bilirkişi raporunda ihtarname ücretini 286,00 TL olarak belirtmişse de, dosyadaki evraklardan 386,00 TL olduğu anlaşılmış, bu maddi hata düzeltilerek 40.386,00 TL asıl alacak olduğu kabul edilmiştir.
İşlemiş faiz talebi yönünden ise; faturanın borçlu tarafından alındığı tarihin belli olmaması gözetilerek ihtarname tarihi dikkate alınmış ve 10.04.2021-31.05.2021 tarihleri arasında işlemiş faiz hesabı yapılarak takibin 844,35 TL işlemiş faiz üzerinden devamına karar verilmiştir.
Tüm bu açıklamalar, HMK 222 ve belirtilen Yargıtay kararı ışığında tüm ödemeler düşüldükten sonra davanın kısmen kabulüne ve takibin 40.386,00 TL asıl alacak 844,35 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 41.230,35 TL alacak üzerinden devamına ve icra inkar tazminatına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE ; … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında davalının yaptığı itirazın iptali ile takibin 40.386,00 TL asıl alacak 844,35 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 41.230,35 TL alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-40.386,00 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 2.816,44 TL harçtan peşin alınan 538,48 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.277,96 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen ve dava öncesi ödenen 1.096,27 TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.013,77 TL’sinin davalıdan, 82,50 TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacıdan dava açılırken tahsil edilen 59,30 TL başvurma harcı, 8,50 TL vekalet harcı, 538,48 TL peşin harç olmak üzere toplam 606,28 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 1.700,00 TL bilirkişi ücreti, 305,00 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 2.005,00 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre takdir edilen 1.854,12 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın red oranına göre takdir ve hesap edilen 3.355,06 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 08/09/2022

Katip Hakim
e-imza e-imza