Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/861 E. 2022/1174 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/861 Esas – 2022/1174
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2021/861 Esas
KARAR NO : 2022/1174

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-
2-
VEKİLİ :
3-

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 25/10/2021
KARAR TARİHİ: 08/12/2022
K.YAZIM TARİHİ: 21/12/2022

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili; dava dışı işçi … tarafından Ankara Batı … İş Mahkemesinin … E. ve … K. sayılı dosyası ile müvekkili Belediye aleyhine ikame edilen davada, davacının 2009-2020 yılları arasında müvekkil Belediyede ve taşeron şirketler nezdinde çalıştığını beyan edilerek ödenmeyen işçilik alacaklarının müvekkili Belediyeden ve davalı şirketlerden tahsiline karar verilmesinin talep edildiğini, yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verilmiş olup, bu ilama dayalı olarak Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasıyla müvekkili Belediye adına başlatılan takip dolayısıyla, yargılama giderleri ve vekalet ücreti olmak üzere toplam 58.835,23-TL ödeme yapıldığını, böylece müvekkili Belediye tarafında icra tehdidi altında toplamda 58.835,23-TL ödeme yapmak zorunda kalındığını, Ankara Batı Arabuluculuk Bürosu … başvuru numarası, … dosya numarası ile müvekkili belediyenin kamu zararına sebebiyet verilen 58.835,23-TL’nin tahsili için ticari arabuluculuk başvurusunda bulunulduğunu, yapılan görüşmeler neticesinde … Şirketi tarafından müvekkil belediyeye anlaşma belgesi neticesi ile 15.329 TL ödemeyi 08.10.2021 tarihinde ödediğini, …’e müvekkil belediye tarafından 660.00 TL ödeme yapıldığını, böylece müvekkili belediye tarafından 660,00 TL arabulucuya ödeme yapılarak toplam kamu zararının- (43.505,64 + 660,00 = 44.165,64 TL) 44.165,64 TL olduğunu, davalı şirketlerin hizmet alımı amacıyla gerçekleştirilen ihaleler kapsamında müvekkili belediye ile farklı tarihlerde sözleşme imzalayan yükleniciler olduğunu, mahkemece müvekkili Belediye işçi alacaklarından ”üst işveren” olarak müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmuşsa da gerçekte ”işveren” sıfatının- dava dışı personeli istihdam ettikleri sürelerle sınırlı olmak üzere- davalı şirketlere ait olduğunu, bu hususun davalı şirketlerle imzalanan Hizmet Alımları Tip Sözleşmesi, Teknik Şartname ve Hizmet İşleri Genel Şartnamesinin 38. maddesinde açıkça düzenlendiğini, bu çerçevede, müvekkili … Belediye Başkanlığı Temizlik İşleri Müdürlüğünce oluşan toplam kamu zararının rücuan tahsili için Hukuk İşleri Müdürlüğü tarafından gerekli işlemlerin başlatılması hususunda Başkanlık ”Olur”unun alındığını, öncelikle ticari uyuşmazlıklarda dava şartı olan arabuluculuk müessesine başvurulduğunu, taraflarla Ankara Batı Arabuluculuk Bürosu … başvuru numarası, … dosya numarası ile kısmi anlaşma sağlandığını, Ankara Batı Arabuluculuk Bürosu … başvuru numarası, … dosya numarası ile anlaşma sağlanamadığını, mahkemece de takdir edileceği üzere hizmet alım ihalelerinin davalı/lar tarafından üstlenildiğini, ihale şartnamesine göre davalı yüklenicilerin çalıştırdkları işçilerin iş hukukundan doğan her türlü işçilik hakları ile ilgili ücret ve tazminatlarından sorumlu olduğunu, dava dışı işçinin işçilik alacaklarının tahsili için açtığı dava sonunda hesaplanan miktarın müvekkil belediyeden tahsiline karar verildiğini ve icra takibi sonunda da davacı/müvekkili belediye tarafından ödendiğinin ihtilafsız olduğunu, öte yandan davalı şirketlerin çalıştırdığı personelin İş Kanunu’ndan doğan tüm hak ve alacaklarından sorumlu olacağını, gerek müvekkil belediye ile imzalanan sözleşmede gerekse teknik şartnamede açıkça düzenlemiş olup; istikrar kazanmış Yargıtay kararlarında uyuşmazlığın çözümünde öncelikle taraflar arasında sözleşme hükümlerine aynı sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıkla ilgili mahkeme kararları ve genel hukuk prensipleri dikkate alınarak bir sonuca gidilmesi gerektiğinin vurgulandığını beyan ederek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kaymak kaydıyla- toplam kamu zararı olan 44.165,64-TL’nin taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesi uyarınca, davalıların tespit edilecek tam sorumlulukları oranında dava dışı işçi …’a ödeme tarihinden işleyecek ve 6138 sayılı Kanun’a göre hesaplanacak faizleri ile birlikte rücuen tahsiline; yargılama gideri ve ücret-i vekaletin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı … Şirketi Vekili; Davacı idare ile müvekkil şirket arasında aşağıda bilgileri verilen hizmet alım sözleşmesi akdedilmiş olduğunu, dava dışı personelin de bu hizmet alımı sözleşmesi kapsamında 01/01/2013-30/09/2014 tarihleri arasında müvekkil şirketin de dahil olduğu adi ortaklık bünyesinde istihdam edildiğini, bu sözleşmenin … Belediye Başkanlığı ile … A.Ş. – … Şti. ortak girişimi arasında akdedilen … Belediyesi sınırları dahilinde bulunan meskun alanların evsel atıkların toplanması, nakli, cadde, sokak, meydan, ve pazar yerlerinin insan ve makine marifetiyle süpürülmesi hizmet alım işi olduğunu, bahsi geçen sözleşmenin yürürlüğü süresince, müvekkil şirketin dahil olduğu ortak girişim tarafından sözleşme konusu tüm yükümlülüklerin eksiksiz ve zamanında ifa edildiğinden, süre sonunda banka teminat mektubunun sorunsuz bir şekilde ortak girişim tarafından iade alındığını, işin tasfiye edildiğini, hizmet alımı sözleşmesi kapsamında istihdam edilip kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde iş akitleri sona eren personellerin tüm tazminat ve ücretlerinin ortak girişim tarafından ödendiğini, dava dışı personel, ihaleyi alan yeni şirket – ki bu şirket müvekkil şirketin ortağı … A.Ş’dir- bünyesinde çalışmaya devam ettiğinden kendisine herhangi bir ödemede bulunulmadığını, akabinde, davalı … Belediye Başkanlığı’nın Temizlik İşleri Müdürlüğü birimi ile diğer davalı … A.Ş arasında “… İKN 01/10/2014 – 30/09/2017 tarihleri arası 36 ay süre ile hizmet alımı sözleşmesinin akdedildiğini, sözleşmenin süre bitimi nedeniyle sona erdiğini, müvekkil şirkete diğer davalı tarafından verilen bilgi ve yapılan bildirimlere göre; davalı idare … A.Ş’ye ait iki adet teminat mektubunu iade etmediğini ve nakde çevirdiğini, … A.Ş tarafından müvekkil şirkete ibraz edilen belgeler incelendiğinde, teminat mektubunun nakde çevrilmesi ve personellerin kıdem tazminatı ve yıllık izinlerinin hesaplanmasında süreler bakımından ” adi ortaklık” döneminin de dahil edildiğinin görüldüğünü, dilekçe ekinde sunulan … Belediye Başkanlığı Temizlik İşleri Müdürlüğü’nün …A.Ş’ye hitaben … sayı 20/03/2018 tarihli yazısında ifadelere yer verildiğini, diğer davalı … A.Ş’ye hitaben yazılan … tarih 06/12/2019 tarihli … Belediye Başkanlığı Temizlik İşleri Müdürlüğü yazısında, teminat mektuplarının Mali Hizmetler Müdürlüğü 16.04.2018 tarih ve … nolu emanetler hesabına aktarıldığının belirtildiğini, … Belediye Başkanlığı Temizlik İşleri Müdürlüğünün … sayı 11/04/2018 tarihli yazısı ile toplam 3.450.000,00 TL’lik teminat mektubunun nakde çevrildiği hususunun belirtildiğini, teminat mektuplarının nakde çevrilmesi işleminin hukuka uygunluk ya da aykırılığından ziyade, dava dışı personelin kıdem tazminatı ve yıllık izin ücretinin müvekkil şirket bünyesinde çalışma süresine denk gelen kısmının davacı belediye tarafından müvekkil şirket adi ortağından tahsil edilmiş olduğunu, böyle bir tahsilatın yıllar önce yapılmasına rağmen, hali hazırda eldeki dava açılıp rücuen tahsil talebinde bulunulmasının anlaşılabilir bir yanı bulunmadığını, dilekçe ekinde sunulan tablodan da anlaşılacağı üzere, davacı idarenin dava dışı personel adına uhdesinde 14.052,61 TL bulundurduğunu, feshe bağlı alacak olan yıllık izin hariç olmak üzere dava dışı personele – kıdem tazminatının ödenmesi gerekirken her hangi bir ödeme yapılmadığını, davalı idarenin aksine rücu davası açma yoluna gittiği ve müvekkilin daha fazla ödeme yapmasına sebebiyet vermek istediğini beyan ederek, müvekkili şirket aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Mahkeme Kararı ile Unvanı Terkin Edilen … Şirketi vekili; Davacı idare ile müvekkil şirket arasında bilgileri verilen hizmet alım sözleşmelerinin akdedilmiş olduğunu, dava dışı personelin de bu hizmet alımı sözleşmeleri kapsamında müvekkil şirket bünyesinde istihdam edildiğini, bu sözleşmeleri, müvekkilin tek başına yüklendiği … İKN’li 01/10/2014-30/09/2017 tarihleri arasında hizmet alım işine ilişkin sözleşme süresince ve sözleşmenin sonunda müvekkilin kanun ve sözleşme kapsamında üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini, davacı idarenin de ödeme yaptığı dava dışı personelin … İKN’lı ve … İKN’lı hizmet alımı sözleşmeleri kapsamında bir dönem müvekkil şirketin dahil olduğu adi ortaklık bir dönem de sadece müvekkil şirket bünyesinde istihdam edildiğini, Müvekkili şirket tarafından … İKN’lı 01/10/2014 – 30/09/2017 tarihleri arasındaki hizmet alım işine ilişkin sözleşme kapsamında idareye iki adet kesin teminat mektubunun verildiğini, yine aynı sözleşmenin süre bitimi nedeniyle sona ermesine müteakip müvekkili şirketin tüm yükümlülüklerini yerine getirerek teminat mektuplarının iadesi için davacı idareye başvurduğunu, Davacı idarenin 20/03/2018 tarihli yazısını sunduğunu, yine davacı idarenin ekte sunulan … sayı ve 01/04/2018 tarihli yazısıyla müvekkil şirketin iki adet teminat mektubunu nakde çevirdiğini, davacı idare tarafından müvekkil şirkete gönderilen, teminat mektuplarının nakde çevrilmesi hususunda hangi alacaklar için kesinti yapıldığını belirten tablo dilekçesinin ekte sunulduğunu, bu tablodan da anlaşılacağı üzere davacı idarenin yazılarında belirttiği gibi sadece kıdem tazminatı tutarlarını değil yıllık izin ücretleri tutarlarını hesaplayarak müvekkil şirketin teminat mektubunu nakde çevirdiğini, Dava dışı personel … adına toplam 14.052,61 TL’nin müvekkil şirket ile akdedilen hizmet alımı sözleşmesi bittiğinden bu yana davacı idare emanet hesabında durduğunu, davacı idarenin bu meblağı dava dışı personele ödemek yerine dava açmasına sebebiyet vererek kat be kat fazlasını müvekkil şirkete rücu etmeye çalıştığını, müvekkil şirketin davacı idare ile akdetmiş olduğu hizmet alımı sözleşmesi bittikten yıllar sonra dava dışı personelin hizmet akdinin sona erdiğini, müvekkilin feshe bağlı alacaklardan sorumlu olmayacağını, işten ayrılan personel adına müvekkil şirketin sorumlu olduğu kısımdan fazlasını uhdesinde tuttuğu halde neden davacı idare tarafından ödeme yapılmadığını, müvekkil şirket tarafından davacı idare aleyhine açılan teminat mektubunun iadesi davasının halihazırda görülmekte olduğunu, … Belediye Başkanlığı Temizlik İşleri Müdürlüğüne müzekkere yazılarak dava dışı personelin … İKN Hizmet Alımı Sözleşmesi kapsamında çalışıp çalışmadığının sorulmasını, söz konusu hizmet alımı sözleşmesi bitiminden sonra müvekkil şirketin teminat mektubunun nakde çevrilip çevrilmediği, çevrildiyse nakdin akıbetinin ne olduğu ve dava dışı personele müvekkil şirket adına bir ödeme yapılıp yapılmadığının sorulmasını, yukarıda açıklanan ve mahkemenizce re’sen gözetilecek nedenlerle; müvekkil şirket aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Şirketi tarafından dosyaya cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLER :
Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, Ankara Batı … İş Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyası, davalıların ticaret sicil kayıtları, SGK kayıtları, 29/07/2022 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, dava dışı işçiye ödenen tazminatın taraflar arasındaki sözleşmeler kapsamında davalılardan sorumlulukları oranında rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Eldeki dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra, 17/08/2021 tarihinde açılmıştır. Burada öncelikli olarak Asliye Ticaret Mahkemesinin davaya bakmakla görevli olup olmadığının belirlenmesi gerekir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir. Örneğin, ödünç para verme işlemlerine ilişkin uyuşmazlıklar Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, iflas davaları ise 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 154 ve devamı maddeleri hükmünce ticari dava sayılır. Buna karşılık Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, tarafların tacir olup olmamasına bakılmaksızın ticari dava sayılan havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin uyuşmazlıklardan doğan davalar herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari dava vasfını kaybedecektir. Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Bu durumda, davanın Asliye Ticaret Mahkemesince görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunludur.
Eldeki davada uyuşmazlık, davacı belediye bünyesinde yürütülen evsel atıkların toplanması, toplanan atıkların nakli, cadde ve sokak, meydan ve pazar yerlerinin insan ve makine marifetiyle süpürülmesi faaliyetlerinin davalılarca ihale yoluyla gerçekleştirilmesi sırasında dava dışı işçiye Belediye tarafından ödenen tazminatların davalılardan rücuen tahsiline ilişkindir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi ile 13. Hukuk Dairesinin benzer dosyalarla ilgili sözleşmeye konu işin taşıma hukuku kapsamında kaldığından mutlak ticari dava olması sebebiyle Asliye Ticaret Mahkemesinin görevine girdiğine dair emsal nitelikte kararları bulunmaktaysa da, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/2610 Esas 2022/2541 Karar sayılı ilamı ile benzer mahiyetteki bir davanın temyiz incelemesi neticesinde “… Bu kapsamda Belediyenin asli işleminden olan temizlik işi ile ilgili taraflar arasında hizmet alım sözleşmesi imzalandığı ve uygulandığı anlaşılmıştır. Her ne kadar taraflar arasındaki sözleşmenin taşıma edimini içerdiği belirtilerek arabuluculuğa tabi olduğu yönünde karar verilmiş ise de taraflar arasındaki sözleşmede baskın olan edim Belediyenin asli işi olan temizlik ile ilgili hizmet alımı olduğu ve bu halde dava konusu uyuşmazlığın arabuluculuğa tabi olmadığı” şeklinde karar verildiği, bu itibarla ihale ekindeki sözleşmede anılan birçok işten biri olan çöp toplama ve nakli işinin TTK’nın 850 vd. maddelerinde düzenlenen taşıma sözleşmesi kapsamında değerlendirilemeyeceği, çöp nakil işinin, temizlik ve çöp toplama faaliyetinin devamı niteliğindeki hizmet işi olduğu kanaatiyle, davacının tacir olmadığı da gözetilerek, ihtilafın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesince çözümlenmesi gerektiği, nitekim Ankara Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi … Esas; … Karar sayılı ilamında “… Bu itibarla anılan sözleşmelerin bundan sonraki uyuşmazlıklarda Yargıtay 6.HD.nin anılan kararı dikkate alınnarak hizmet sözleşmesi olarak nitelendirilmesi gerekmiştir. Bu itibarla, Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 01/07/2022 tarihli ve 1047 sayılı kararı ile belirlenen iş bölümüne göre, “6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun ikinci kısmında (Özel Borç İlişkileri -Akdin Muhtelif Nev’ileri) yer alan ve diğer dairelerin görevine girmeyen sözleşmelerden kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararların (satış sözleşmesi:taşınır ve taşınmaz satışı, ödünç sözleşmeleri:ariyet (kullanım ödüncü) – karz-ödünç (tüketim ödüncü), ölünceye kadar bakma sözleşmesi, vedia (saklama) sözleşmesi, hizmet sözleşmesi, kefalet sözleşmesi, vekalet sözleşmesi)” istinaf incelemesinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi (4). Hukuk Dairesi tarafından yapılması gerektiğinden, dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi (4). Hukuk Dairesine gönderilmesine..” şeklinde uyuşmazlığın dairenin görevine girmediğine dair karar verdiği, iş bu kapsamda temel uyuşmazlığın TTK’nın 850 vd maddelerinde düzenlenen taşıma sözleşmesi kapsamında değerlendirilemeyeceği ve görev hususunun davanın her aşamasında dikkate alınabileceği sonuç ve kanaatiyle göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine, görevli mahkemenin Ankara Batı Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine,
2-Yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli Ankara Batı Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.08/12/2022

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı