Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/847 E. 2022/357 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/847 Esas – 2022/357
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/847
KARAR NO : 2022/357
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
İFLAS İDARE
MEMURLARI : 1-
2-
3-
VEKİLİ :
DAVA : Tapu İptali Ve Tescil
DAVA TARİHİ : 31/05/2019
KARAR TARİHİ: 14/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 19/04/2022
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … Kooperatifime 31/00/2005 günü peşin paralı devir ve yönetim kurulu kararı ile … Ada … Parsel … Blok … Kat güneydoğu cepheli … numaralı dairenin ortaklığını devraldığını, kat irtifakı tesis edilmediğinden devir işleminin tapuya şerh edilmediğini, kooperatifin iflas ettiğini, müvekkilinin ortaklığı nedeniyle borçlarının hesaplanmasında taraflar arasında uyuşmazlık çıktığını, davalı tarafından Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı icra dosyası üzerinden müvekkiline 102.843,00 TL. alacak için icra takibi başlatıldığını, icra inkar tazminatı ödememek için borcun bir kısmına itiraz edildiğini, bu konuda açılan davanın istinaf aşamasında olduğunu, bilirkişi tarafından saptanan 2.276,16 TL. tutarındaki fazla ödeme için de dava ikame edildiğini, müvekkilinin kooperatife karşı tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini belirterek, … Ada … Parselde kayıtlı … Blok … numaralı bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tescilini, tescil talebi uygun görülmezse davaya konu taşınmazın rayiç bedelinin saptanarak dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte günümüz değerine güncellenerek tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; usul itirazında bulunulduktan sonra esasa yönelik olarak, davacı tarafın kooperatifin faal ortağı olduğunu, bu konuda bir uyuşmazlık bulunmadığını, aktif ortak olması sebebiyle
e-imza e-imza

ortaklık için ödemiş olduğu bedeli isteyemeyeceğini, aynı dayanaklarla tapu iptali ve tescil istenmesinin yasal olarak mümkün olmadığını, müflisin alacaklılarının alacaklarına kavuşması için dava konusu taşınmaz ile diğer taşınmazların masa varlığını teşkil ettiğini, davacının da ortak olması nedeniyle alacaklılara karşı sorumluluğunun devam ettiğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER :Mahkememizin … ve … esas sayılı dava dosyaları, davalı kooperatifin iflasına karar veren mahkememizin … esas sayılı dosyası, davalının taraf olduğu yine mahkememizde görülen … ve … esas sayılı dava dosyaları, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … sayılı iflas dosyası ile … esas sayılı takip dosyası, Ankara Batı …. İcra Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası, tapu kayıtları, kooperatif kayıtları, mahallinde yapılan keşif, 26/10/2020 tarihli bilirkişi raporu, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü kayıtları, 28/02/2022 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda; mahkememizin 30/03/2021 tarihli ve … esas, … sayılı kararı ile; “Davanın kabulüne; … ili … ilçesi … ada … parsel … blok … numaralı bağımsız bölümün davalı kooperatif adına olan tapu kaydının iptali ile taşınmazın iflas şerhi hariç tüm takyidatlarıyla beraber davacı adına tapuya kayıt ve tesciline,” karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen kararın istinaf edilmesi üzerine, istinaf incelemesini yapan Ankara Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin 06/10/2021 tarihli ve … esas, … sayılı ilamında; “İlk derece mahkemesinin gerekçesinde dayandığı kararın iflas halinde olmayan kooperatiflerle ilgili olduğunu, davaya konu olayın hukuki nitelendirmesini yanlış yaptığını, normal tasfiye aşamasına gelmiş bir kooperatif gibi (iflas hiç bir şekilde dikkate alınmadan) değerlendirilerek karar verildiğini, Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas, … karar sayılı davanın kooperatifin iflas ettiği 2012 yılına kadar olan parasal yükümlülüklerin yerine getirilmesine dair başlatılan icra takibine itiraz nedeniyle açılan itirazın iptali davası olduğunu, kooperatifin henüz son bulmadığını, 2012 yılından bu yana devir eden iş ve işlemler, imalatlar, yönetim giderleri vs. bakımından davacının yükümlülüklerini yerine getirmiş olduğunu gösteren bir hüküm olmadığını, Ankara Batı …. İcra Hukuk Mahkemesinin … E. ve … K. sayılı kararında, “Tüm dosya kapsamına göre müdürlükçe sunulan mütalaa yerinde görülmüş, … tarih ve … sayılı kararıyla iflas idaresi tarafından üyelerin icra takiplerine ilişkin olan borçlarının tamamın ilgili dosyalara, 70.000,00 TL’yi ise iflas dosyasına ödemek ve iflas şerhi baki kalmak kaydıyla tapu tescili için gerekli işlemlerin başlatılmasına karar verilmesinin, bir kısım üyenin teklifiyle gündeme alındığı, İİK 226 gereğince masanın kanuni mümessilinin iflas idaresi olduğu, idarenin masanın menfaatlerini gözetmek ve tasfiyeyi yapmak ile sorumlu olduğu, ilgili kararının masa aktifini artırmaya yönelik olduğu, kararların mevcut haliyle alacaklıların ve borçlunun menfaatine olduğu, tespit edilmekle şikayetin reddine dair..” gerekçesiyle şikayetleri reddettiğini, Mahkemece bu kararlar dikkate alınmadan karar verildiğini, Belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın öncelikle usulden, aksi halde esastan reddine karar verilmesini istemiştir.” denilerek mahkememiz hükmünün kaldırılmasına karar verilmiştir.
GEREKÇE :Dava, kooperatif üyeliği nedeniyle tüm yükümlülüklerin yerine getirildiğinden bahisle tapu iptali tescil olmadığı takdirde taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizin 30.03.2021 tarih … esas … karar sayılı ilamıyla; Mahkememizce tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi, dava konusu taşınmazın değerinin tespiti bakımından mahallinde keşif yapılmasına karar verilmiş, düzenlenen 26/10/2020 tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle; Peşin ortak olan davacının, Sayın Mahkeme’nin 01/11/2018 günlü … E., … K. Sayılı kararı gereği borcu bulunmadığından, borçsuz ortak olarak kabul edilerek, karardan sonra gerçekleşmiş çevre
e-imza e-imza

gideri, altyapı bedeli ve genel yönetim giderinin kendisinden talep edilerek KK.’nun 23. maddesinde değinilen eşitlik ilkesine uygun işlem yapılması, 1163 sayılı KK.’nun 17. maddesi ve anasözleşmenin 15. maddesi hükümleri gereği, aktif ortak olduğu anlaşılan davacıya, birikimleri karşılığında daire bedeli adı altında iade ödemesi yapılabilmesinin mümkün olamayacağı, dava konusu taşınmazın değerine etki eden diğer tüm faktörler dikkate alındığında dava tarihi (31/05/2019) itibariyle serbest piyasadaki rayiç değerinin 360.000,00 TL olabileceği bildirilmiştir.
Bilirkişi incelemesi sonucu belirlenen taşınmaz değeri üzerinden eksik harcı tamamlaması için davacı vekiline süre verilmiş, davacı vekilince 22/01/2021 tarihinde eksik harç tamamlanarak makbuzu dosyaya ibraz edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, kayıt ve belgeler ile usul ve yasaya uygun olarak alınan denetlenebilir bilirkişi raporu birlikte değerlendirilerek; davacının kooperatifin 31/08/2005 tarih ve … sayılı kararı gereğince peşin ödemeli ortak olduğu açık olup bu konuda da herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Peşin ortak olan davacının mahkememizin … esas, … karar sayılı kararıyla dosyamız davacısının dosyamız davalısı kooperatifte peşin bedel ödemek suretiyle ortaklığı bulunduğu ve ödemeleri ile genel kurullarda alınan kararlar ve eşitleme kararı uyarınca ödemesi gereken miktarlar hesaplandığında borcunun bulunmadığı tespit edilmiş ve bu karar istinaf yasa yoluyla kesinleşmiştir. Hal böyle olunca borçsuz ortak olduğu mahkeme kararıyla da kesinleşen davacının dava konusu taşınmaz0n adına tescil talebi yerindedir. Her ne kadar bilirkişi raporunda Kooperatifler Kanunu 23. Maddesine atıf yapılarak çevre gideri, altyapı bedeli ve genel yönetim giderinin talep edilmesi gerektiği kanaati bildirilmişse de Yargıtay …HD … esas, … karar sayılı kararında da belirtildiği üzere; peşin bedelli ortaktan aidat talep edilemeyeceği, aidat borcu dışında çevre düzenlemesi, tapu gideri, genel giderler ve alt yapı gideri borcu olan ortaklara tapu vermekten kaçınılamayacağı, böyle bir durumda peşin ödemeli ortağa tapusu verildikten sonra bu alacakların tahsili yoluna gidilmesi gerektiği anlaşılmıştır. (Kooperatifler Hukuku, Coşkun Mahmut, Seçkin Yayınları, 1.Bası, syf 140-141)
Açıklanan gerekçeler, yargı içtihatları ve doktrin görüşleri doğrultusunda davacının terditli olarak açtığı davasında ilk talebi olan tapu iptal ve tescil yönünden davanın kabulüne karar verilmiş ancak Ankara Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesinin … esas, … karar sayılı ilamıyla; ”dava tarihi itibariyle davacının davalı kooperatife borçlu olup olmadığının tespiti yönünde ek bilirkişi raporu alınması, dava tarihi itibariyle davalı kooperatife borçlu olduğunun tespiti halinde tapu iptali ve tescil isteyemeyeceği gibi taşınmazın bedelini de isteyemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi; borçlu olmadığının tespiti halinde ise İİK’nın 198. maddesi uyarınca tapu iptali ve tescil isteyemeyeceği ancak terditli tazminat istemi yönünden kayıt ve kabul isteminde bulunabileceği değerlendirilerek karar verilmesi gerektiğinden” mahkememiz kararı kaldırılmıştır.
Her ne kadar bizzat davalı tarafından iflas tarihinden sonra -dosyamız davacısı gibi borçsuz- … üyeye tapusunun verilmesi karşısında dosyamız davacısına tapu iptal tescil koşulları oluştuktan sonra oluşan çevre düzenlemesi, tapu gideri, genel giderler ve alt yapı gideri gibi cüz’i borçlar öne sürülerek tapu verilmemesi Kooperatifler Kanunu 23.maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesine aykırılık oluşturacaksa da, yine aynı şekilde önceki kararımızda ayrıntılı şekilde belirtilen Yargıtay içtihatları ve doktrin görüşleri doğrultusunda bu alacakların peşin ödemeli ortağa tapusu verildikten sonra tahsili yoluna gidilmesi gerektiği daha hakkaniyetli olacağı değerlendirilse de; HMK 362/1-g maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesince verilen karar kesin olduğundan istinaf ilamına uygun şekilde bilirkişi ek raporu aldırılmış ve hükme esas almaya elverişli bilirkişi raporuna göre davacının 6.898,91 TL borcu bulunduğu tespit edilmiş, dosyamız kapsamında verilen Ankara Bölge Adliye
e-imza e-imza

Mahkemesi …. Hukuk Dairesinin … esas, … karar sayılı ilamında belirtildiği şekilde dava tarihi itibariyle davalı kooperatife borçlu olduğunun tespiti halinde tapu iptali ve tescil isteyemeyeceği gibi taşınmazın bedelini de isteyemeyeceği anlaşıldığından terditli olarak açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Ayrıca davalı tarafça tüm bir yargılama boyunca üyelerin anonim şirket hükümleri uyarınca iflas masasından alacak talep edemeyeceği ısrarla savunulmuşsa da Bölge Adliye Mahkemesinin kararında ayrıntılı olarak da belirtildiği ve iflas, kooperatif ve ticaret hukukunu temel düzeyde bilen herkesin malumu olacağı üzere; davacı kooperatif ortağının terditli taşınmazın bedelinin tahsili istemi, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 98. maddesi yollamasıyla, dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nın 379. ve 480/3. maddeleri kapsamında bir alacak olmayıp, iflas masasına kaydı mümkün alacaklardandır. Anonim şirketlerde sermayenin korunmasını amaçlayan ve ancak hisse senetlerinin bazı istisnalar dışında şirketçe satın alınmasını yasaklayan, hisse senetlerinin başkasına devri suretiyle el değişikliğine imkan veren yapısı ve özelliği ile kooperatiflerin yapısı ve amacı aynı değildir. Anonim şirketlerde, hisse senetlerin, maliki olan ortakların kendi arasında veya dışarıdan birine devri mümkün ise de, çıkma mümkün olmayıp, sermaye payının ödenmemesi nedeniyle TTK’nın 482. maddesi uyarınca çıkarılma imkân dahilindedir. TTK’nın 379, 383, 384, 39 ve 389. maddelerinde şirketin, kendi hisse senetlerinin maliki olmasının mümkün olmadığı ve bunun istisnaları açıklanmıştır. Diğer anlatımla, ortakların hisse bedelini geri istemeleri mümkün olmadığı gibi, anonim şirketlerin de kendi hisse senetlerini geri alabilmeleri de mümkün değildir. Kooperatiflerden açık kapı ilkesi uyarınca istifa ve ihraç mümkün olup, çıkma payından kooperatif sorumlu olduğu gibi, üyenin konut karşılığı tazminat isteminden ve fazla ödemelerin istirdatı isteminden de sorumludur. Bu konuda yasa ve anasözleşmede bir boşluk bulunmamaktadır. Boşluk bulunmadığına göre, TTK’nın anonim şirketler ile ilgili düzenlemelerinin kıyasen uygulanmasına ihtiyaç da bulunmamaktadır. İflas halinde kooperatifin bu borca ilişkin sorumluluğu kaldıran bir hukuki düzenlemeye Kooperatifler Kanunu’nda ve anasözleşmede yer verilmiş değildir. Bu nedenlerle davalı tarafın savunmasına önceki yargılamada itibar edilmediği gibi bu kararımızda da itibar edilmemiştir.
Yine davalı tarafça iflas kararından sonra tapusu verilen üyelerin tapularının geri alınması ve tapuların tekrar kooperatife döndürülmesi için yasal yollara başvurulacağı sık sık belirtilmişse de; karar tarihine kadar yasal yollara başvurulduğuna ilişkin dosyaya bir beyan veya belge sunmadığı göz önünde bulundurularak bu savunmasına bu kararımızda da itibar edilmemiştir. Yine davalı tarafça önceki tapuların ‘iflas şerhli olarak verildiği yani iflas masası lehine devam edecek şekilde’ verildiği defaatle belirtilmişse de; Bölge Adliye Mahkemesinin kararında ayrıntılı olarak da belirtildiği ve iflas, kooperatif ve ticaret hukukunu temel düzeyde bilen herkesin malumu olacağı üzere; müflise ait taşınmazın tapu kaydındaki iflas şerhi, müflisin o taşınmaz üzerindeki tasarruf hakkının iflas idaresine geçtiği, müflis tarafından devir, temlik veya sınırlı ayni hak tesisinin mümkün olmadığını göstermek amacıyla konulmakta olup, iflas şerhiyle taşınmazın tapu kaydının üyeye devrinden sonra iflas idaresinin taşınmaz üzerindeki tasarruf hakkının devam ettiği söylenemez. Bu nedenle davalının iflas şerhi koydurmasının eşitlik ilkesini bertaraf edecek bir sebep olmaması da gözetilerek bu savunmasına önceki yargılamada itibar edilmediği gibi bu kararımızda da itibar edilmemiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 80,70TL karar ve ilam harcının peşin alınan 2.569,89TL ve tamamlama yolu ile alınan 3.578,01TL harçtan mahsubu ile bakiye 6.067,20TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
e-imza e-imza

3-Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 09/07/2021 tarihli ve … esas, … karar, … harç nolu Harç Tahsil Müzekkerelerinin bila infaz iade edilmesinin istenilmesine,
4-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davanın red oranına göre hesap ve takdir olunan 33.650,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve iflas idaresi memurunun yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.14/04/2022

Katip Hakim
e-imza e-imza