Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/846 E. 2022/351 K. 12.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/846 Esas – 2022/351
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2021/846 Esas
KARAR NO : 2022/351
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
1-
2-
3-
VEKİLİ :
DAVA : Kayıt Kabul
DAVA TARİHİ : 03/07/2019
KARAR TARİHİ: 12/04/2022
K.YAZIM TARİHİ: 12/05/2022
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili; davalı kooperatifin … konutluk (… Blok) bir arsaya sahip olduğunu, bir kısım ortaklarını aidat ödemek, bir kısım ortaklarını da peşin bedel üzerinden genel kurul kararıyla ortak kaydettiğini, müvekkilinin davalı müflis … Kooperatifinin peşin ödemeli ortağı olduğunu, kendisine … Blok … numaralı bağımsız bölümün tahsis edildiğini, tüm yükümlülükleri yerine getirdiğini ve hatta Mahkemenin 27/11/2018 günlü … E. … K. sayılı kararı ile peşin ödemeli ortaklardan alınması gereken ödemeler yönünden yükümlülüklerinin yerine getirildiğinin belirlendiğini, kooperatifin maliki olduğu arsa üzerine inşa ettiği konutları dağıtması sonrasında çoğu kısmının sahiplerine ferdi tapularını verdiğini, hatta bir kısmının tapu devri suretiyle üçüncü kişilere sattığını, müvekkili ortağa tapusunun verilmemesinin KK.’nun 23. maddesine uygun olmayan bir davranış olduğunu, müvekkilinin ortaklığı devam ederken 19/08/2012 tarihinde kooperatifin iflas ettiğini ve taşınmazlar üzerine şerh konulduğunu, satış işlemlerinin başlatıldığını, bu suretle hak ihlallerinin doğacağını beyan ederek, … Ada … Parselde kayıtlı … Blok … numaralı bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline (tüm takyidatlarından ari olarak; iflas şerhi vs. şerhler), bu taleplerinin uygun görülmemesi halinde konut bedelinin tazmini ile yasal faizleriyle birlikte davacıya iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili; davacı tarafın kooperatifin faal ortağı olduğunu, bu konuda bir uyuşmazlık bulunmadığını, aktif ortak olması sebebiyle ortaklık için ödemiş olduğu bedeli isteyemeyeceğini, aynı dayanaklarla tapu iptali ve tescil istenmesinin yasal olarak mümkün olmadığını, müflisin alacaklılarının alacaklarına kavuşması için dava konusu taşınmaz ile diğer taşınmazların masa varlığını teşkil ettiğini, davacının da ortak olması nedeniyle alacaklılara karşı sorumluluğunun devam ettiğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Mahkememizin … esas, … esas, … esas, … esas, … esas ve … esas sayılı dava dosyaları, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … iflas sayılı dosyası, Ankara Batı İcra Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyası, müflis hakkında iflasın açılmasına karar veren mahkememizin … esas sayılı dava dosyası, dava konusu taşınmazın tapu kaydı, müflis kooperatifin ticari defter ve kayıtları, davalı kooperatife ait genel kurul tutanakları ve ekleri, yıl sonu bilançoları ile ana sözleşme örneği, dava konusu taşınmazın bulunduğu mahalde yapılan keşif, keşif sonucu düzenlenen 26/10/2020 tarihli bilirkişi heyeti raporu, davalı kooperatifin Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünde bulunan 28/05/2017 tarihli genel kurulunda görüşülen 2011, 2012, 2013, 2014, 2015 ve 2016 yıllarına ilişkin bilanço ve gelir gider cetvellerinin bir sureti, 01/03/2022 tarihli bilirkişi ek raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, kooperatif üyeliği nedeniyle tüm yükümlülüklerin yerine getirildiğinden bahisle tapu iptali tescil olmadığı takdirde taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Davacı … tarihli … sayılı Yönetim Kurulu kararı ve devir yoluyla kooperatif ortaklığına alınmış ve kendisine … sayılı ortaklık hissesi verilmiştir. Davacının ortaklığının niteliği konusunda senette bir belirtme bulunmasa da mahkememizde davacı ve davalının tarafı olduğu aidat borcunun tahsili amacıyla başlatılan takiplerdeki vaki itirazın iptali amacıyla açılan … Esas sayılı dosyasında davacının ortaklığının peşin ödemeli ortak olduğu tespit edildiğinden mahkememizce davacının peşin ödemeli ortak olduğu kabul edilmiştir. Davacıya kooperatif ortaklığı sebebiyle … blok … nolu daire tahsis edilmiştir. Ancak taşınmaz mevcut durumda tapu kaydında davalı kooperatif adına kayıtlıdır. Davacı yan açmış olduğu işbu dava ile tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğinden bahisle tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde bedel talep etmektedir.
Mahkememizin 19/06/2012 tarih … Esas … Karar sayılı kararı ile davalı kooperatifin iflasına karar verilmiş ve Yargıtay incelemesinden geçerek 12/03/2013 tarihinde kesinleşmiştir. Bu doğrultuda iflas idare memurları ile taraf teşkili sağlanarak yargılamaya devam olunmuştur.
Taraflarca bildirilen ve mahkememizce toplanması gereken deliller toplanarak taşınmaz başında keşif yapılmış ve davalı kooperatif kayıtları bilirkişi heyeti marifetiyle incelenmiştir. Tespit edilen taşınmaz değeri üzerinden eksik kalan harç davacı tarafça tamamlanmıştır. Yapılan yargılama sonucunda “Davacının peşin ödemeli ortak olduğu ve Mahkememizin 27/11/2018 günlü … E., … K. sayılı kararı sonucunda davacının dosya borcunu kapattığı ve borçsuz ortak olarak kabul edilmesi gerektiği, bu karardan sonra gerçekleşmiş ve ödenmeyen çevre gideri, altyapı bedeli ve genel yönetim giderinin bulunmasının tapu iptali ve tescil kararı verilmesine engel teşkil etmeyeceği” gerekçesiyle davanın kabulüne, … ili … ilçesi … Mahallesi … ada … parselde kain … Blok … nolu bağımsız bölümün davalı kooperatif adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına taşınmazın iflas şerhi hariç tüm takyidatları ile birlikte tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, kararın istinaf edilmesi üzerine, istinaf incelemesi yapan Ankara Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi, 06/10/2021 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamında; “…28.05.2017 tarihli genel kurulda görüşülen 2011, 2012, 2013, 2014, 2015 ve 2016 yıllarına ilişkin bilanço ve gelir gider cetvelleri davalı kooperatiften veya ana sözleşmenin 41. maddesi uyarınca Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İl Müdürlüğünden istenerek, istenen tutar içindeki çevre gideri, alt yapı bedeli ve genel yönetim giderinden peşin bedelli ortak olduğu anlaşılan davacının sorumlu olduğu tutarın tespiti, iptal edilen genel kurul kararları ve davanın çıkma payı alacağının tahsili davası olmadığı gözetilerek dava tarihi itibariyle davacının davalı kooperatife borçlu olup olmadığının tespiti yönünde ek bilirkişi raporu alınması, dava tarihi itibariyle davalı kooperatife borçlu olduğunun tespiti halinde tapu iptali ve tescil isteyemeyeceği gibi taşınmazın bedelini de isteyemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi; borçlu olmadığının tespiti halinde ise İİK’nın 198. maddesi uyarınca tapu iptali ve tescil isteyemeyeceği ancak terditli tazminat istemi yönünden kayıt ve kabul isteminde bulunabileceği değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.” gerekçesiyle mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmiş, dosya yukarıdaki esasa kayıt edilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Kaldırma kararı sonrasında Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünde bulunan 28/05/2017 tarihli genel kurulunda görüşülen 2011, 2012, 2013, 2014, 2015 ve 2016 yıllarına ilişkin bilanço ve gelir gider cetvellerinin bir sureti dosya arasına alınarak bilirkişi heyetinden ek rapor alınmıştır. 28/02/2022 tanzim tarihli ek raporda, peşin ortak olan davacının dava tarihi itibariyle 65.362,09TL fazla ödemesi bulunduğu, dava konusu taşınmazın değerine etki eden diğer tüm faktörler dikkate alındığında dava tarihi (03/07/2019) itibariyle serbest piyasadaki rayiç değerinin 350.000,00TL olabileceği, Yargıtay’ın yerleşik kararlarında, konut yetersizliği nedeniyle ortaklarına konut verilememesi durumunda, verilecek tazminatın hesaplanması için bir formül geliştirilmekle birlikte, davacı peşin ödemeli ortak olduğundan ve kooperatife karşı tüm yükümlülüklerini 65.362,09TL fazlasıyla karşıladığından, dairenin dava tarihindeki değerinin tazminat tutarı olarak değerlendirilmesi gerektiği rapor edilmiştir. Düzenlenen ek bilirkişi raporunun gerekçeli ve denetime elverişli olduğu, kaldırma kararına uygun olduğu değerlendirilmekle hükme esas alınmıştır.
Müflis … Kooperatifi üyesi olup da adına daire tesis edildiği halde taşınmazını alamayan dört adet üyenin mahkememizde açtığı benzer mahiyetteki davalarda yapılan yargılama sonucunda tapu iptali ve tescil kararı verilmiş, ancak kararların istinaf edilmesi üzerine kararlar az yukarıda açıklanan gerekçelerle kaldırılmıştır.
Müflis … Kooperatifi üyesi olup da dosyamız davacısı gibi borçsuz olan … üyeye iflas tarihinden sonra davalı iflas idaresince tapuları verilmiştir. Dayanağının ise müflis kooperatifin alacaklılar olağanüstü toplantısında 07/03/2019 tarihinde alınan kararı olduğu anlaşılmıştır. Bu karara göre üyelerin kooperatife olan tüm yükümlülüklerini yerine getirmesi ve gerekirse ek ödeme alınması halinde iflas şerhi baki kalmak kaydıyla taşınmazların üyeler adına devrinin yapılabileceği karara bağlanmıştır. Bu doğrultuda belirlenen ödemeyi yapan … üyeye davalı iflas idaresi tarafından tapuların verildiği anlaşılmıştır. Tapu verilmesinin gerekçesinin de bu karar olduğu belirtilmiştir. … üyenin iflas tarihinden sonra tapularını almış olması karşısında dosyamız davacısına tapu iptal tescil koşulları oluştuktan sonra oluşan çevre düzenlemesi, tapu gideri, genel giderler ve alt yapı gideri gibi cüz’i borçlar öne sürülerek tapu verilmemesi Kooperatifler Kanunu 23. maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesine aykırılık oluşturacağı, yine aynı şekilde önceki kaldırma kararı öncesinde ayrıntılı şekilde belirtilen Yargıtay içtihatları ve doktrin görüşleri doğrultusunda bu alacakların peşin ödemeli ortağa tapusu verildikten sonra tahsili yoluna gidilmesi gerektiğinin daha hakkaniyetli olacağı değerlendirilmektedir. Kaldı ki kaldırma kararı sonrasında alınan bilirkişi raporunda da davacının eksik ödemesinin bulunmadığı, tüm yükümlülüklerini yerine getirdiği, hatta fazladan bir ödemesinin bulunduğu rapor edilmiştir. Bu itibarla nasıl ki iflas tarihinden sonra … üyeye tapusu verilmiş ise, eşitlik ilkesi uyarınca davacıya da tapusunun verilmesi gerektiği vicdani kanaatine varılmışsa da, HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararlar kesin olduğundan ve verilen bu kararlar ile Mahkememiz bağlı olacağından istinaf ilamına uygun şekilde alınan bilirkişi raporuyla davacının eksik ödemesi bulunmadığı gözetilerek tapu iptali tescil talebinin reddine, tazminat talebinin kabulüne, kooperatifin iflas etmiş olması sebebiyle davanın kayıt kabul davasına dönüştüğü gözetilerek 350.000,00TL’nin Ankara Batı İcra Dairesinin … iflas sayılı dosyasında iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekili sair dilekçeleriyle davacının müflis kooperatifin aktif üyesi olduğunu ve müflis şirketin iflas etmiş olması sebebiyle müflisten alacaklı olamayacağını savunmaktadır. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 06/10/2021 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamında ve Yerleşik Yargıtay kararlarında da ayrıntılı olarak belirtildiği üzere; davacı kooperatif ortağının terditli taşınmazın bedelinin tahsili istemi, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 98. maddesi yollamasıyla, dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nın 379. ve 480/3. maddeleri kapsamında bir alacak olmayıp, iflas masasına kaydı mümkün alacaklardandır. Anonim şirketlerde sermayenin korunmasını amaçlayan ve ancak hisse senetlerinin bazı istisnalar dışında şirketçe satın alınmasını yasaklayan, hisse senetlerinin başkasına devri suretiyle el değişikliğine imkan veren yapısı ve özelliği ile kooperatiflerin yapısı ve amacı aynı değildir. Anonim şirketlerde, hisse senetlerin, maliki olan ortakların kendi arasında veya dışarıdan birine devri mümkün ise de, çıkma mümkün olmayıp, sermaye payının ödenmemesi nedeniyle TTK’nın 482. maddesi uyarınca çıkarılma imkân dahilindedir. TTK’nın 379, 383, 384, 39 ve 389. maddelerinde şirketin, kendi hisse senetlerinin maliki olmasının mümkün olmadığı ve bunun istisnaları açıklanmıştır. Diğer anlatımla, ortakların hisse bedelini geri istemeleri mümkün olmadığı gibi, anonim şirketlerin de kendi hisse senetlerini geri alabilmeleri de mümkün değildir. Kooperatiflerden açık kapı ilkesi uyarınca istifa ve ihraç mümkün olup, çıkma payından kooperatif sorumlu olduğu gibi, üyenin konut karşılığı tazminat isteminden ve fazla ödemelerin istirdatı isteminden de sorumludur. Bu konuda yasa ve anasözleşmede bir boşluk bulunmamaktadır. Boşluk bulunmadığına göre, TTK’nın anonim şirketler ile ilgili düzenlemelerinin kıyasen uygulanmasına ihtiyaç da bulunmamaktadır. İflas halinde kooperatifin bu borca ilişkin sorumluluğu kaldıran bir hukuki düzenlemeye Kooperatifler Kanunu’nda ve anasözleşmede yer verilmiş değildir. Bu nedenlerle davalı tarafın bu savunması yerinde görülmemiştir.
Yine davalı vekili karar duruşmasından 1 gün önce sunduğu 11/04/2022 tarihli dilekçesiyle 01/07/2019 ve 28/06/2019 tarihli dekontlar ile davacı tarafından yapılan ödemelerin iade edildiğini, gerekçesinin ise “ödeme yapılan yer kişi/kurum açısından incelendiği zaman davacının kooperatife olan borçlarına karşılık bir ödeme olmadığı, rızaen yatırılan bir ödeme olduğu açıkça anlaşılmaktadır” şeklinde olduğunu beyan etmiştir. Yapılan ödemelere ilişkin dekontlar incelendiğinde; dekontların açıklama kısmında “… iflas dosyası …” ve “… iflas dosyası adıma tapu tescil işlemi” şeklinde açıklamaların bulunduğu, her iki dekontun tarihine bakıldığında müflis kooperatifin alacaklılar olağanüstü toplantısında 07/03/2019 tarihinde alınan kararından sonra davadan önce olduğu görülmektedir. Dekont açıklamaları, dekont tarihleri, davacı ile müflis kooperatif arasında kooperatif üyeliği dışında ispat edilmiş bir hukuki ilişkinin bulunmadığı gözetilerek yapılan ödemelerin davacının kooperatif üyeliği sebebiyle yükümlülüklerini yerine getirmeye yönelik olduğu kabul edilmiştir. Davalı yanın aksi yöndeki savunması ve karar duruşmasından bir gün önce yapılan ödemeleri davacı yana iade etmesi TMK’nın 2. Maddesinin 1. Fıkrasında düzenlenen dürüst davranma ilkesine aykırılık teşkil ettiğinden, yine 2. Fıkrası uyarınca bu hakkın açıkça kötüye kullanılmasının hukuk düzenince korunamayacağından davalının bu yöndeki savunmasına itibar edilmeyerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVACININ TAPU İPTALİ VE TESCİL TALEBİNİN REDDİNE,
2-DAVACININ TERDİTLİ TALEBİ OLAN TAZMİNAT TALEBİNİN KABULÜ İLE, 350.000,00TL’nin Ankara Batı İcra Dairesinin … iflas sayılı dosyasında iflas masasına kayıt ve kabulüne,
3-Alınması gereken 80,70TL karar ve ilam harcının peşin alınan 2.305,47TL harç ile 3.672,00TL tamamlama harcından mahsubu ile artan 5.896,77TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Mahkememizin 20/09/2021 tarih ve … esas, … karar, … harç nolu harç tahsil müzekkeresinin bila infaz iade edilmesinin istenilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 133,00TL tebligat ve posta gideri ile 1.700,00TL bilirkişi ücreti, 314,00TL keşif harcı ile 70,00TL keşif araç ücreti olmak üzere toplam 2.217,00TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir ve hesap edilen 5.100,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.12/04/2022

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı