Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/836 E. 2022/1247 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/836 Esas – 2022/1247
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2021/836 Esas
KARAR NO : 2022/1247

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/08/2021
KARAR TARİHİ: 29/12/2022
K.YAZIM TARİHİ: 30/01/2023

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili; Müvekkili ile davalı arasında yapılan ticaret neticesinde davalıya yapılan mal satımı karşılığı 05.12.2017 tarihinde davalıya fatura gönderildiğini, fakat fatura bedelinin müvekkili şirkete ödenmediğini, bunun üzerine … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla takip başlatıldığını, davalı tarafından takibe itiraz edildiğini, fakat itiraz dilekçesi tebliğ edilmediğini, haksız yapılan itirazın iptalinin gerekli olduğunu beyan ederek, davanın kabulü ile yapılan itirazın iptaline yargılama gider ve masrafların davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili; davacının iddia ettiği alacağın zaman aşımına uğradığını, ödeme emrinde borcun sebebinin belirtilmediğini, akabinde açtığı davada 05.12.2017 tarihli faturaya dayandığını iddia ettiğini, taraflar arasında, davacının iddia ettiği gibi bir mal alım satımı gerçekleşmediğini, müvekkili şirketin ekte sunulan 29.01.2018 tarihli iade faturası ile malları davacıya iade ettiğini, ürünleri iade alan davacının satmadığı ürünün bedelini istemekle ticari teamüle ve dürüstlük kuralına aykırı davrandığını, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, davacı aleyhine %20’den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
… İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası, tarafların ticaret sicil kayıtları, tarafların 2017 yılına ait BA-BS formları, tarafların ticari defter ve kayıtları, talimat mahkemesi aracılığıyla alınan 02/06/2022 tarihli bilirkişi raporu, mahkememizce alınan 14/11/2022 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
Talimat mahkemesince alınan bilirkişi raporunda, davacı … A.Ş.’nin ticari defter kayıtları üzerinde yapılan inceleme ve tespitlere göre, bu defterlerin Hukuk Muhakemeleri Kanununun 222. Maddesi 2. Fıkrasında gösterilen hükümlere uygun olarak düzenlendiği ve delil niteliğine haiz olduğu kanaatine varılmış olup, iş bu defterlerde gösterilen kayıtlara göre; takip tarihi itibariyle, davacı … A.Ş.’ nin davalı … şirketinden 2.439,17 TL alacaklı durumda olduğu, davacı alacaklı tarafından takip tarihinden önce, davalıya temerrüde düşürücü nitelikte ihtar gönderildiği tespit/ispat edilmediğinden, faiz başlangıcının takip tarihi olacağı belirtilmiştir.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda, iddia ve savunma, dosyaya sulan delillerin ve taraflara ait ticari defterin incelenmesi ve değerlendirilmesi neticesinde; işbu dava dosyası kapsamında, davacı … A.Ş.’nin ticari defter kayıtları üzerinde … tarafından hazırlanan 02.06.2022 tarihli bilirkişi raporunun sonuç bölümünde; Takip tarihi itibariyle, davacı … A.Ş.’nin davalı… şirketinden 2.439,17 TL alacaklı durumda olduğu, Davacı alacaklı tarafından takip tarihinden önce, davalıya temerrüde düşürücü nitelikte ihtar gönderildiği tespit/ispat edilmediğinden, faiz başlangıcının takip tarihi olacağı, davalıya ait ticari defter kayıtlarına göre; davacı tarafından davalı adına 05.12.2017 tarihli, … sıra numaralı ve 2.439,17 TL tutarlı 1 adet fatura tanzim edildiği söz konusu faturanın davalı tarafından davacıya 29.01.2018 tarihli, … sıra numaralı iade faturası ile iade edildiği bu işlemler neticesinde davalıya ait ticari defter kayıtlarına göre; davacı … A.Ş.’nin … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile davalı … Şti. aleyhinde başlatmış olduğu ilamsız icra takibinin takip tarihi olan 11.05.2018 tarihi itibariyle davalı şirketin davacı şirkete borcu olmadığı, dosya kapsamını havi tüm bilgi ve belgeler ile taraflara ait ticari defter kayıtları üzerinde yapılan inceleme neticesinde, davacı tarafından davalı adına tanzim edilen ve huzurdaki davaya konu 2.439,17 TL bedelli 1 adet fatura muhteviyatı malın davalı tarafından davacıya iade edildiği hususunda hukuki takdir ve değerlendirmenin mahkemeye ait olduğu, mahkemenin taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu alacağın dayanağı olan malın davalı tarafından davacıya iade edildiği kanaatine ulaşması halinde; takibe konu fatura karşılığında davalının davacıya borçlu olmadığının kabulünün gerektiği, ancak, 1 adet faturaya konu malın davalı tarafından davacıya iade edilmediği kanaatine ulaşması halinde; davacının davalıdan … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında takip tarihi olan 11.05.2018 tarihi itibariyle 2.439,17 TL alacaklı olacağı, bununla birlikte davacı şirketin icra takibinden önce alacağının tahsili hususunda davalıya yazılı ya da sözlü ihtarı bulunmadığı için, takip tarihinden önce davacının davalıyı temerrüde düşüremediği, bu nedenle icra takibinde davacı tarafından talep edilen işlemiş faiz talebinin yersiz olduğu belirtilmiştir.
GEREKÇE :
Dava; taraflar arasındaki mal alım – satımı kapsamında faturaya dayalı alacağının tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı alacaklı taraflar arasındaki mal alım – satımı nedeniyle davalıdan alacaklı olduğu iddiasıyla faturaya dayalı icra takibi başlatmış olup; ödeme emri davalı borçluya 21.05.2018 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 7 günlük yasal süresi içinde 24.05.2018 tarihinde ödeme emrine itiraz ettiğinden takibin durdurulmasına karar verilmiştir. Dosya kapsamında itirazın alacaklıya tebliğine ilişkin mazbata bulunmadığından itirazın iptaline yönelik olarak açılan iş bu davanın hak düşürücü yasal süresi içerisinde açıldığı değerlendirilmekle işin esasına girilerek inceleme yapılmıştır.
Davacı yan, davalı ile aralarındaki alım – satım ilişkisi kapsamında faturadan kaynaklı alacağının bulunduğunu iddia ederek alacağının tahsili amacıyla başlattığı takibe davalının vaki itirazının iptalini talep etmiş, davalı yan ise, taraflar arasındaki alım – satım ilişkisini kabul etmeyerek malları iade faturası ile davacıya iade ettiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Uyuşmazlık, taraflar arasında davacının iddia ettiği gibi alım – satım ilişkisi bulunup bulunmadığı ve davacı yanın takip çıkışı kadar davalıdan alacaklı olup olmadığı hususundadır.
Tarafların bağlı bulundukları vergi dairelerinden 2017 yılına ait BA-BS formları HMK m.221 uyarınca resen celp edilmiştir. İncelenmesinde; davacının davalı adına, davalının davacı adına bildirimine rastlanılmamıştır. Uyuşmazlık konusu faturanın KDV hariç 5.000,00TL’nin altında olduğundan ve bu tutar yönünden bildirim zorunluluğu bulunmadığından tarafların uyuşmazlık konusu faturaya ilişkin bildirimlerinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Deliller toplanarak tarafların defter ve kayıtları ile mahkememiz dosyası üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Talimat mahkemesince alınan ve davacı defter ve kayıtlarının incelenmesi neticesinde düzenlenen 02/06/2022 tanzim tarihli bilirkişi raporuna göre davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 2.439,17TL alacaklı olduğu, mahkememizce alınan ve davalı defter ve kayıtlarının incelenmesi neticesinde düzenlenen 11/11/2022 tanzim tarihli bilirkişi raporuna göre malların davalı tarafça iade edildiğinin kabulü halinde davacının takip tarihi itibariyle davalıdan alacaklı olmadığı, malların iade edilmediğinin kabulü halinde davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 2.439,17TL alacaklı olduğu rapor edilmiştir.
Dava konusu alacak, fatura alacağına dayanmaktadır. Fatura düzenlenmesi tek başına muaccel bir alacağın varlığını ispata yeterli değildir. Davacının aynı zamanda malın teslim edildiğini/hizmetin ifa edildiğini ispat yükü altındadır.
Fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gerekir. Bunun için de öncelikle taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerekir. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi yani hizmet ilişkisini ispat etmesi gerekmektedir. Bu nedenle, bir hizmet ilişkisinde davacı taraf hizmetin ifasını ve alıcıya teslimini, davalı taraf ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorundadır.
Miktar itibariyle tanık dinlenebileceği, ancak davacı yanın tanık deliline dayanmaması sebebiyle tarafına tanık listesi sunma üzere süre verilmediği, davalı tarafça bildirilen tanığın ise şirket yetkilisi olduğu, bu nedenle tanığın dinlenemeyeceği anlaşılmakla davalı yanın tanık dinletme talebinin reddine karar verilmiştir.
Davalı yanın zamanaşımı definde bulunduğu görülmüşse de dava konusu edilen alacak için TBK madde 146’da öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresi takip ve dava tarihi itibariyle dolmadığından yerinde olmayan definin reddine karar verilmiştir.
Taraf iddia ve savunmaları ile dosya kapsamında bulunan delillerden uyuşmazlık konusu 05/12/2017 tarihli KDV dahil 2.439,17TL bedelli faturaya konu malların davalıya teslim edildiği sabittir. Bu itibarla davacı yanın teslim yönündeki iddiasını ispatladığı kabul edilmiştir. Davalı savunmasında teslim alınan malların 29/01/2018 tarihli fatura ile davacıya iade edildiği belirtildiğinden ispat yükü yer değiştirmiştir. Bu itibarla davalının bu savunmasını ispat etmesi gerekmektedir. İncelenen davacı defter ve kayıtlarında, iade faturasına rastlanılmadığı, davalının davacı tarafça tanzim ettiği faturayı defterine 10/12/2017 tarihinde işlediği, ancak daha sonra 29/01/2018 tarihli iade faturasını düzenlediği ve bu faturayı 31/01/2018 tarihinde defterine işlediği, iadenin Yurtiçi Kargo ile yapıldığının iddia edildiği, ancak kargo firmasından gelen cevabı yazıda teslim nüshasının bulunmadığı, gönderiye ilişkin fatura içeriği ile gönderi detaylarına ilişkin belge içeriğinde gönderinin iadeye ilişkin olduğunu ispatlar mahiyette bilgi bulunmadığı, davalının 8 günlük süre içerisinde faturaya itiraz etmeyerek faturayı defter ve kayıtlarına işlediği, ancak iki aya yakın bir süre sonra iade faturası düzenlendiği, davalının bu şekilde basiretli bir tacir gibi davranmadığı, iade yönündeki savunmanın tüm dosya kapsamına göre ispatlanamadığı sonuç ve kanaatine varılmakla davalının itirazının kısmen haksız olduğu kabul edilmiştir. Bu itibarla davacının 05/12/2017 tarihli fatura tutarı olan 2.439,17TL kadar alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Davacı yanın takip talebinde işlemiş faiz talebi de bulunduğu görülmüştür. Faturanın davalı defterine işlenmiş olduğu görülmekle faturaya konu malın, davalı defterine faturanın işlendiği tarihte davalı yana teslim edilmiş olduğunun kabulü gerekmektedir. Bu itibarla TTK madde 1530/4 uyarınca faturaların deftere işlendiği tarihten itibaren 30 günlük sürenin sonunda davalı yanın temerrüte düştüğü kabul edilmiştir. Buna göre davacı yanın takip talebinde, 30 günlük ödeme süresinden sonra takip tarihine kadar işlemiş faiz talebinin yerinde olduğu değerlendirilmeke bilirkişi raporunda işlemiş faiz yönünden bir hesaplama yapılmamışsa da mahkememizce usul ekonomisi ilkesi gereğince ek rapor alınmaksızın hesaplama yapılmıştır. 05/12/2017 tarihli 2.439,17TL bedelli fatura için temerrüt tarihinin(deftere işleme tarihi olan 10/12/2017 tarihine 30 günün eklenmesiyle) 10/01/2018 tarihi olduğu, Türk Ticaret Kanunu’nun 1530. Maddesinin 7. Fıkrası uyarınca mal ve hizmet tedarikinde geç ödemelerde uygulanacak temerrüt faiz oranının 2018 yılı için %10,75 olduğu, ancak takip talebinde yasal faizin talep edildiği, bu itibarla taleple bağlı kalınarak temerrüt tarihi olan 10/01/2018 tarihinden takip tarihi olan 07/05/2018 tarihine kadar hesaplanan işlemiş faiz olan 70,37TL’nin de davalıdan tahsili gerektiği kabul edilerek davanın kısmen kabul kısmen reddine, … İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın 2.439,17TL asıl alacak, 70,37TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 2.509,54TL yönünden iptaline, takibin 2.509,54TL yönünden devamına, asıl alacak miktarı likit olduğundan ve davalı yan takibe haksız itiraz ettiğinden asıl alacak miktarının %20’si olan 487,83TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE, … İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın 2.439,17TL asıl alacak, 70,37TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 2.509,54TL yönünden iptaline, takibin 2.509,54TL yönünden devamına,
2-Asıl alacak miktarı likit olduğundan ve davalı yan takibe haksız itiraz ettiğinden asıl alacak miktarının %20’si olan 487,83TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 171,42TL karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30TL harcın mahsubu ile bakiye 112,12TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Zorunlu arabuluculuk kapsamında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT’nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.320,00TL’nin kabul oranına göre hesaplanan 1.310,88TL’sinin davalıdan, 9,12TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 59,30TL peşin harç, 59,30TL başvuru harcı, 8,50TL vekalet harcı olmak üzere toplam 127,10TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 210,60 TL tebligat ve posta gideri ile 700,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 910,60 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesap edilen 904,31 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davalı tarafından sarf edilen 700,00TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre hesap edilen 4,83TL’nin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, artan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına, bakiye delil avansının karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
6-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT madde 13/2 gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 2.509,54TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT madde 13/2 gereğince davanın red oranına göre takdir ve hesap edilen 17,44TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 29/12/2022

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı