Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/830 E. 2022/1162 K. 06.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/830 Esas – 2022/1162
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2021/830 Esas
KARAR NO : 2022/1162

HAKİM :
KATİP :

DAVACI : 1-
VEKİLİ :
DAVALI : 1-
VEKİLLERİ :
DAVALILAR 2-
3-

VEKİLİ :
DAVALI : 4-
VEKİLİ :
DAVALILAR :5-
6-
7-
TASFİYE MEMURU:

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 15/10/2021
KARAR TARİHİ: 06/12/2022
K. YAZIM TARİHİ: 15/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı işçi …’in 03/01/2003-26/04/2021 tarihleri arasında davacı belediyenin taşeronlar aracılığıyla yaptığı işlerde davalı yüklenici şirketler nezdinde kesintisiz olarak çalıştığı, 26.04.2021 tarihinde verdiği dilekçe ile ödenmeyen işçilik alacaklarının ödenmesini talep ettiği, 12.07.2021 tarihli arabuluculuk anlaşma belgesi ile başvurucuya 78.776,04-TL kıdem tazminatı ödenmesi hususunda anlaşmaya varıldığı, ayrıca arabuluculuk anlaşma belgesinde 2.219,40-TL arabuluculuk ücretinin davacı Belediye tarafından ödenmesinin kararlaştırıldığı, arabuluculuk görüşmelerinde … Şti. tarafından kendi dönemine isabet eden 15.544,07-TL’nin bu şirket tarafından ödenmesinin kararlaştırıldığı, böylece davacı Belediye tarafından 63.231,97-TL kıdem tazminatı ve 2.219,40-TL arabuluculuk ücreti olmak üzere toplam 65.451.37-TL ödendiği, yüklenici şirketlerin dava dışı personelin iş hukukundan doğan işçilik tazminat ve alacaklarından sorumlu olduğu, Yargılay … Hukuk Dairesinin … Esas, … Karar sayılı ve 20.02.2017 tarihli kararı gerekçelerinin de bu yönde olduğu, dava açılmadan önce arabuluculuk başvurusunda bulunulduğu ancak anlaşma sağlanamadığı belirtilerek fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla, dava dışı işçi … için ödenen 65.451.37-TL’nin ödeme tarihinden ilibaren işleyecek yasal faizi ve 6183 sayılı Kanuna göre besaplanacak taizi ile birlikte davalıların sorumluluk sınırları belirlenmek suretiyle rucüan tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
CEVAP :
1-Davalılardan … Şii. vekili tarafından verilen 01.11.2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; … Şirketi-… Şti. ortak girişimi ile davacı … Belediye Başkanlığı arasında 01.01.2013- 30.09.2013 tarihlerini kapsayan … ihale kayıt numaralı sözleşmenin imzalandığı, hizmet alım sözleşmesi kapsamında istihdam edilip, kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde iş akitleri sona eren işçilerin tazminat ve ücretlerinin orlak girişim tarafından ödendiği, … Şirketi ile davacı … Belediye Başkanlığı arasında 01.10.2014-30.09.2017 tarihlerini kapsayan … ihale kayıt numaralı sözleşmenin imzalandığı, … Şirketi ile dayacı … Belediye Başkanlığı arasında 01.10.2014-30.09.2017 tarihlerini kapsayan … ihale kayıt numaralı sözleşme sona erdikten sonra davalı belediye tarafından teminat mektuplarının iade edilmediği personellerin kıdem tazminatlarını ödeme gerekçesiyle nakde çevrildiği, bu kapsama adi ortaklık dönemin de dahil edildiği, esasen davalı belediyenin yapmış olduğu bu uygulama nedeniyle Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin …esas sayılı dosyası ile dava açıldığı, davacı belediyenin hesaplarında bu personel için 12.557,97TL bulunduğu, belirtilerek davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Cevap dilekçesi eki davacı belediye Temizlik İşleri Müdürlüğü tarafından Başkanlık Makamına gönderilen … tarih ve … sayılı yazıda teminat mektuplarının emanet hesaba aktarıldığının belirtildiği, toplam 3.450.000.00-TL’lik teminat mektubunun nakde çevrildiği açıklamalarına yer verildiği, ancak 12.557,97-TLye ilişkin bir belgenin dilekçe ekinde yer almadığı,
Davalılardan … A, Ş, vekili tarafından verilen 05.11.2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Yapılan ödemelere ilişkin olarak dava dilekçesinde açıklama yer almadığı, davacının davalı şirketteki çalışma süresinin 2 ay olduğu, çalışma süresi dikkate alındığında davacının kıdem tazminatına hak kazanmadığı, 6552 sayılı Kanun hükümlerine göre kıdem tazminatı ödenmesi yükümlülüğünün kamu kurum ve kuruluşlarına ait olduğu, talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığı, davacı belediye tarafından kendilerine herhangi bir bildirimde bulunmadığı, temerrüt halinin söz konusu olmadığı, bu nedenle ödeme tarihinden itibaren faiz talep edilemeyeceği belirtilerek davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğine rağmen diğer davalılar tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
GEREKÇE :
Dava, davacı belediye tarafından ihale edilen işi üstlenmiş olan davalılar nezdinde çalışan işçi …’ e Belediye tarafından ödenen tazminatın davalılardan rücuen tahsili talebine ilişkindir.
Eldeki dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra, 17/08/2021 tarihinde açılmıştır. Burada öncelikli olarak Asliye Ticaret Mahkemesinin davaya bakmakla görevli olup olmadığının belirlenmesi gerekir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir. Örneğin, ödünç para verme işlemlerine ilişkin uyuşmazlıklar Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, iflas davaları ise 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 154 ve devamı maddeleri hükmünce ticari dava sayılır. Buna karşılık Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, tarafların tacir olup olmamasına bakılmaksızın ticari dava sayılan havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin uyuşmazlıklardan doğan davalar herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari dava vasfını kaybedecektir. Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 sayılı Kanunun 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. maddesi uyarınca ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunundan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanununun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve istinaf ve temyiz incelemesi aşamasında Bölge Adliye Mahkemeleri ile Yargıtayca re’sen incelenir.
Bu durumda, davanın Asliye Ticaret Mahkemesince görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunludur.
Eldeki davada uyuşmazlık, davacı belediye bünyesinde yürütülen çöp toplama ve nakli, bakım onarım ve genel hizmetlerin yürütülmesi, temizlik, spor komplekslerinde yürütülen faaliyetlerinin davalılarca ihale yoluyla gerçekleştirilmesi sırasında dava dışı işçiye Belediye tarafından ödenen tazminatların davalılardan rücuen tahsiline ilişkindir. İhale ekindeki sözleşmede anılan birçok işten biri olan çöp toplama ve nakli işinin TTK’nın 850 vd maddelerinde düzenlenen taşıma sözleşmesi kapsamında değerlendirilemeyeceği, çöp nakil işinin, temizlik ve çöp toplama faaliyetinin devamı niteliğindeki iş olduğu ve yine taraflar arasındaki sözleşmede baskın olan edimin belediyenin asli işi olan temizlik ile ilgili hizmet alımı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Zira dava konusu sözleşmenin konusu, Hizmet Alımına Ait Tip Sözleşmesinin 5.maddesi uyarınca temizlik hizmeti asıl edimli hizmet sözleşmesine ilişkindir.
Nitekim Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 09.05.2022 tarih ve … E.-…K sayılı ilamı ile bir tarafın Belediye Başkanlığı olduğu benzer sözleşmeden doğan uyuşmazlıkta verdiği kararında; ”Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir. 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Gelecek yıllara yaygın hizmet yüklenmeleri” başlıklı 67. maddesinde “Belediyede belediye meclisinin, belediyeye bağlı kuruluşlarda yetkili organın kararı ile park, bahçe, sera, refüj, kaldırım ve havuz bakımı ve tamiri; araç kiralama, kontrollük, temizlik, güvenlik ve yemek hizmetleri; makine-teçhizat bakım ve onarım işleri; bilgisayar sistem ve santralleri ile elektronik bilgi erişim hizmetleri; sağlıkla ilgili destek hizmetleri; fuar, panayır ve sergi hizmetleri; baraj, arıtma ve katı atık tesislerine ilişkin hizmetler; kanal bakım ve temizleme, alt yapı ve asfalt yapım ve onarımı, trafik sinyalizasyon ve aydınlatma bakımı, sayaç okuma ve sayaç sökme-takma işleri ile ilgili hizmetler; toplu ulaşım ve taşıma hizmetleri; sosyal tesislerin işletilmesi ile ilgili işler, süresi ilk mahallî idareler genel seçimlerini izleyen altıncı ayın sonunu geçmemek üzere ihale yoluyla üçüncü şahıslara gördürülebilir.” hükmü düzenlenmiştir. Bu kapsamda Belediyenin asli işleminden olan temizlik işi ile ilgili taraflar arasında hizmet alım sözleşmesi imzalandığı ve uygulandığı anlaşılmıştır. Her ne kadar taraflar arasındaki sözleşmenin taşıma edimini içerdiği belirtilerek arabuluculuğa tabi olduğu yönünde karar verilmiş ise de taraflar arasındaki sözleşmede baskın olan edim Belediyenin asli işi olan temizlik ile ilgili hizmet alımıdır.” şeklinde tespitte bulunmuştur.
Yine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20.Hukuk Dairesi de bir tarafın Belediye Başkanlığı olduğu benzer sözleşme ve aynı taraflara ilişkin verdiği kararlarında (emsal olarak; 23/09/2022 tarih, 2022/1646 esas, 2022/1174 karar sayılı kararı); ”Bu itibarla anılan sözleşmelerin bundan sonraki uyuşmazlıklarda Yargıtay 6.HD.nin anılan kararı dikkate alınnarak hizmet sözleşmesi olarak nitelendirilmesi gerekmiştir.” şeklinde aidiyet kararları vermiştir.
Tüm bu açıklamalar, yukarıda belirtilen güncel Yargıtay ve BAM kararları ile taşıma sözleşmesinin bulunmadığı ve davacının tacir olmadığı da gözetilerek, ihtilafın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesince çözümlenmesi gerektiği, görev hususunun davanın her aşamasında dikkate alınabileceği sonuç ve kanaatiyle göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan 6100 Sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca asıl ve birleşen davanın ayrı ayrı usulden reddine,
2-Karar kesinleştiğinde ve yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli Ankara Batı Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-6100 Sayılı HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren 6100 Sayılı HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
5-Ek rapora itirazların görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.06/12/2022

Katip Hakim
e-imza e-imza