Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/818 E. 2022/815 K. 27.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/818 Esas – 2022/815
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2021/818 Esas
KARAR NO : 2022/815
HAKİM :
KATİP :
DAVACILAR : 1-
2-
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 13/10/2021
KARAR TARİHİ: 27/09/2022
K. YAZIM TARİHİ: 03/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 23.07.2021 tarihinde sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile … istikametinden … istikametine doğru seyir halinde iken km 764954’e geldiğinde, direksiyon hakimiyetini kaybederek gidiş istikametine göre yolun solunda bulunan orta refüje aracının ön kısımları ile çarpması sonucu meydana gelen kazada, araçta yolcu konumunda bulunan müvekkilleri … ile …’nin oğulları …’nin vefat ettiğini, müvekkillerinin desteklerinin ölümü sebebiyle maddi açıdan mağdur olduklarını, kazanın oluşumunda … plakalı araç sürücüsü …’ın kusurlu olduğunu, müteveffa ile müvekkillerinin ise herhangi bir kusurlarının bulunmadığını, … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle geçerli bir Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesinin bulunmadığını, bu sebeple 5684 sayılı Sigortacılık Kanunun 14. maddesi uyarınca poliçenin kaza tarihi itibariyle ölüm halinde sağladığı teminat limiti olan 430.000,00 TL’nin müvekkillerine ödenmesi gerektiğini, davalı … teminat limitleri dahilinde ödeme yapılması yönünde ihtarın ekleriyle birlikte 06.09.2021 tarihinde tebliğ edildiğini ancak 8 işgünü içerisinde ödeme yapmayarak 17.09.2021 tarihinde temerrüde düştüklerini, arabuluculuk görüşmelerinde de anlaşma sağlanamadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkillerinden … için 500,00 TL, … için 500,00 TL olmak üzere toplam 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihi olan 17.09.2021’den itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 23.07.2021 tarihinde meydana gelen trafik kazası ile ilgili olarak müvekkili şirkete başvuruda bulunulduğunu, yapılan inceleme sonucu başvurunun eksik olduğunun tespit edildiğini ve bu durumun bildirildiğini, eksiklik giderilmeden ve dava şartı yerine getirilmeden arabuluculuk ve dava yoluna başvurulduğunu, dava şartı yokluğu sebebiyle davanın reddi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek üzere kazanın meydana gelmesindeki kusur oranlarının tespitini talep ettiklerini, sorumluluklarının sigortası bulunmayan araç sürücüsünün kusuru oranında ve gerçek zarar ile sınırlı olduğunu, olayda hatır taşıması bulunup bulunmadığının, SGK tarafından zarar görene gelir bağlanıp bağlanmadığının belirlenmesi gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
… CBS’nin … sayılı dosyası, … CBS’nin … sayılı dosyası, trafik tescil kayıtları, SED raporları, … 17/11/2021 tarihli cevabi yazısı, SGK kayıtları, 25/05/2022 tarihli bilirkişi heyeti raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi (destekten yoksun kalma) tazminatı talebine ilişkindir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”; Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir. Açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nın; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır. Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu, böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (Fikret Eren, Borçlar Hukuku, 9. Bası, s. 631 vd.; Ahmet Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku, Genişletilmiş 10. Baskı, s. 264 vd).
Davacılar tarafından, yukarıda açıklandığı üzere ölenin yolcu olarak bulunduğu aracın ZMMS poliçesi olmaması sebebiyle güvence hesabından talepte bulunulmuştur
Dosyaya kazandırılan 25/05/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
Kusur yönünden yapılan değerlendirme sonucunda; … plakalı araç sürücüsü … yerleşim alanı dışında görüş mesafesinin açık düz yol üzerinde seyir ederken, birinci şeritte seyrini sürdürürken aniden ikinci şeride geçmesi ile yol şartları dikkate alıp hızını hava, yol, görüş ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara göre ayarlaması, direksiyon hakimiyetine gerekli özen ve itinayı gösterip, aracını şerit üzerinde muhafaza ederek, trafik güvenliği açısından bir tehlike yaratmadan kontrollü şekilde seyrini sürdürmesi gerekirken, aksine hareket etmiş olup, kazanın meydana geldiği yer, şekli ve boyutu nazara alınarak, yüksek hızla birleşik sevk ve idare hatasından kaynaklı direksiyon hakimiyetini kaybedip, kusurlu hareketi sonucu yol dışındaki sabit cisme çarpması neticesi meydana gelmesine sebebiyet verdiği anlaşıldığından ( 2918 sayılı KTK’nun Madde 52/1-b Maddesine aykırılık) meydana gelen olayda 8/8 (sekizde sekiz) %100 ( yüzde yüz) oranında kusurlu bulunduğu, kazanın meydana geldiği yol bölümünde kazanın oluşumuna etkisi olabilecek hatanın olmadığı ve araç içindeki kişilerin olayda kusurları ve kabahatlerinin bulunmadığı;
Tazminat hesabı yönünden yapılan değerlendirme sonucunda; 23.07.2021 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu vefat eden ve kusursuz olduğu tespit edilen … doğumlu …’nin annesi … için 159.140,32 TL, babası … için 118.064,74 TL destekten yoksun kalma tazminatı hesaplandığı, kaza yapan … plakalı hususi otomobilin olay tarihi itibariyle geçerli bir Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi bulunmadığı, davacılar tarafından destekten yoksun kalma tazminatı talebiyle 06.09.2021 tarihinde davalı … başvuruda bulunulduğu ancak herhangi bir ödeme yapılmadığı, Mahkemece davacılar tarafından gerekli belgelerle, … Yönetmeliğinin 9, 14. ve 15. maddelerinde yazılı biçimde başvuruda bulunulduğunun tespiti halinde poliçe teminat limitleri dahilinde hükmedilecek tazminata, talep gibi 17.09.2021 tarihi itibariyle yasal faiz takdir edilmesinin uygun olacağı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Davacı vekili mahkememize sunduğu 20/06/2022 tarihli bedel artırım dilekçesi ile davacı … için 500,00TL olan maddi tazminat talebini 198.925,41TL’ye, davacı … için 500,00 TL olan maddi tazminat talebini 147.580,93TL’ye yükseltmiştir.
Her ne kadar bilirkişi raporunda hatır taşıması indirimi yapılarak tazminat hesaplanmışsa da; yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında da sabit olduğu üzere (Yargıtay 17.HD’nin 2016/1982 esas, 2018/11380 karar sayılı ilamı) kazada ölen davacılar desteğinin araçta hatır için taşındığına ilişkin itirazın yargılama aşamasında ileri sürülmemiş olması ve davalının hatır taşımasına ilişkin savunmasını yargılama boyunca ileri sürmemesi bakımından defi niteliğindeki bu savunmanın resen dikkate alınamayacağı anlaşıldığından ıslah dilekçesindeki arttırılan miktar da gözetilerek hatır taşıması indirimi yapılmayarak tazminat hesabı yapılmıştır.
Buna göre, davacılar … ve …’nin desteğinin ölümü ile sonuçlanan kaza nedeniyle davacılar lehine hesaplanan maddi tazminattan davalının kaza tarihindeki geçerli ZMMS poliçe limiti ile sorumlu olduğu anlaşıldığından tespit edilen maddi (destekten yoksun kalma) tazminatının ıslah dilekçesi gözetilerek davalı … tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmiş, hüküm altına alınan miktarlara temerrüt tarihi olan 17/09/2021 tarihinden itibaren yasal faiz (tarafların tacir veya kazaya karışan aracın ticari araç olmaması nedeniyle) işletilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
Davacı … için oğlu …’nin vefatından dolayı 198.925,41 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
Davacı … için oğlu …’nin vefatından dolayı 147.580,93 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
Hüküm altına alınan miktarlara temerrüt tarihi olan 17/09/2021 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine,
Davalının sorumluluğunun kaza tarihindeki sigorta teminat limiti olan 430.000,00 TL ile sınırlı tutulmasına, faiz türüne ilişkin fazla talebin reddine,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 22.430,47TL harçtan peşin ve ıslahla alınan 1.239,38TL harcın mahsubu ile bakiye 22.430,47TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen ve dava öncesi ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacıdan dava açılırken tahsil edilen 59,30TL başvurma harcı, 8,50TL vekalet harcı, 59,30TL peşin harç, 1.180,08TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.307,18TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacının yargılamada yapmış olduğu 1.500,00TL bilirkişi ücreti, 59,00TL posta ve tebligat ücreti olmak üzere toplam 1.559,00TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 51.510,89TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 27/09/2022

Katip Hakim
e-imza e-imza